28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Ş keem Lasisi, 1967 yılında Ibadan yakınlarındaki Makanjuola adlı bir köyde dünyaya geldi. Avcılar ve Ijala şarkıcıları arasında büyüdü. Obafemi Awolowo Üniversitesi Eğitim Fakültesi’ni bitirdi. Aynı zamanda Lagos Üniversitesi’nde edebiyat alanında master derecesi aldı. Bir süre ortaokullarda edebiyat dersleri verdi. Daha sonra gazeteciliğe yöneldi. Düzeltmenlikten başyazarlığa kadar çeşitli işler yaptı. Hâlen The Punch Gazetesi’nde başyazar olarak çalışıyor. Yoruba kökenli performans şairi Lasisi, dizelerine sözel kültürün özelliklerini yansıtmayı tercih etti. Çeşitli etkinliklerde okuduğu şiirlerini 1999’da Post Mortem adlı bir albümde topladı. 2004’te ise diğer şiir albümünü çıkardı: Ori Agbe: A Poetic Tribute to Wole Soyinka at 70. Nijeryalı halk lideri Ken Saro Wiwa için kaleme aldığı ilk kitabı Iremoje: Ritual Poetry for Ken Saro Wiwa (Hybun Yayınları, 2000), 2000 yılında Nijerya Yazarlar Birliği Cadbury Şiir Ödülü’ne değer görüldü. İkinci kitabı Wonderland, 2001’te okurlarıyla buluştu. Aynı yıl, Yoruba gelin şarkılarını içeren Ekun Iyawo: The Bride’s Chant adlı bir araştırma ve derleme kitabı daha yayımladı. 2005’te çıkan Night of my Flight adlı kitabıyla Cadbury Şiir Ödülü’nü ikinci kez kazanmış oldu. Şair, bugünlerde Eleleture adını verdiği yeni bir şiir albümünün hazırlığı içinde. iir Atlası CEVAT ÇAPAN Akeem LASISI/ Şiirler/ Çeviren: İlyas TUNÇ ‘Oysa, denizin başına gelenler balıkların da başına gelir’ Gökyüzünün başına gelenler kuşların da başına gelir Tropikal ormanlarımızın başına gelenler, Ağaçlardaki canbaz maymunların da başına gelir. Hasat zamanlarında ambarlarımızı gümbürdeten? Sırtımızın başına gelenler Göğsümüzün de başına gelir Niçin hendekler böylesine açık Zehirli soluğuyla göçmen petrolün? Niçin ekilebilir toprağımız böylesine kısır? Boşaltamıyor artık yaşamı tohumlar içine? Denizin başına gelenler balıkların da başına gelir: Biliyorsun balıkçı ikonların ırkıyız biz Ama, sen zehirledin nehirlerimizi atık sıvılarla Söyle sağlığımızı düşünmek için toprağımızda maden arayanlara: Sağlık ocakları yok hasta klanların Orman okulları tebeşirsiz Karmakarışık çukurlarıyla öylesine dar, delik deşik yollar. Denizin başına gelenler balıkların da başına gelir Gökyüzünün başına gelenler kuşların da başına gelir Tropikal ormanlarımızın başına gelenler Ağaçlardaki canbaz sincapların da başına gelir. Ah aah ah Ah aah ah Ah aah ah ahh Aaahhh aaahhh ahaaa aaaaaaaaahhh Ç.N: Iremoje: Nijerya sözel kültüründe, ölen avcılar için düzenlenen törende bütün gece okunan şiirlere ve bu dinsel törene verilen isim. Lasisribika, mutumuyate: Yoruba dilinde özel bir anlamı olmayan büyüsel sözler. Abiiri: Ölmüş bir insan için kullanılan jenerik ismi. Basi and Company: Ken Saro Wiwa’nın sevilen bir oyunu. Sozaboy: Ken Saro Wiwa’nın hakkında hiçbir şey bilmediği Nijerya İç Savaşı’na katılmış asker bir çocuğun yaşadıklarını dile getirdiği romanının adı. A Badagry, dikiliyorsun upuzun deniz kıyısı göğünde. Beslendiğin ırkçı adaletsizliğin kanıtlarıdır Kıyılarını darmadağın eden kelepçeler, zincirler Ama, masumluğunun ve ilerdeki zenginliğinin işaretleri Beyaz, bembeyaz kumlardır üzerinde durduğun Ve sayısız hindistancevizi ağaçların Arap petrolünden daha yeşildir her zaman. IV. Hoş geldiniz yeşil bahçeye Badem ağaçlarının altın renklerle perdahlandığı yere Hoş geldiniz inciler saltanatına, sarı sakız çimenliklerine Kıyı boyunca uzanan çölümüzde böyle bir vahayla birlikte Küçük bir Londra vardır her gecekondu mahallesinde. Ikoyi Viktorya Platosu’nun kardeşi Cam evlerin, mermer tuğlaların Melekleri ve Tanrı’sı olan gökyüzüyle yarıştığı yer. Ikoyi, Bir şeyler oluyor burada! Çünkü, başka nereye akar su Elmas musluktan damlayarak usulca, Başka nereye akın eder arabalar Kibarca göz kırpıyorken trafik ışıkları? Ikoyi! Ah, Ikoyi! Zik zak çiziyorum Kuzey’e doğru, zik zak çiziyorum Güney’e Ama, görmedim başka bir semt Her caddesi jipler cenneti Seçkin sınıflarında yirmişer öğrenci. V. Ajegunle Arpanın A’sı Buğdayın B’si Ormanda dile düşmüş bir jaguarın J’si. Ajegunle, Yararsız bir yer olmaktansa Sığınak oluyorsun kırk çocuğa bir oturma odasında Tuvaletin mutfak ve banyoyla aynı yeri paylaştığı. Arpanın mı A’sı? Ajangbadi’nin A’sı Mushin’in M’si Okoko’nun O’su Ormanda dile düşmüş bir jaguarın J’si. Ajegunle, Düşler kentindeki gecekondular birincisi, Ama zekice bir öğüt var senin yoksulunun yazgısında: Siyahtan çıkar beyazlık, siyah çömlekten Beyaz, bembeyaz lapa yemeğin çıkması gibi, Horlanmış yüreğinden senin Dolu yağar ikonik ötücü kuşlara ve futbol efendilerine. Arpanın A’sı İroninin İ’si Lalenin L’si Ajegunle: Her kuraklıkta ufacık bir vaha vardır. Ç.N: Eyo: Lagos’ta yapılan geleneksel ve maskeli bir karnaval. Iga Idunganran: Lagos’ta kral sarayının ismi. Badagry: Lagos yakınlarında eskiden kölelerin alınıp satıldığı tarihi bir kasaba. Ikoyi: Lagos’ta zenginlerin yerleştiği merkeze uzak okyanus kıyısında bir semt. Ajegunle: Lagos’ta yoksul halkın yaşadığı bir varoş. Ajangbadi, Mushin, Okoko: Lagos’taki diğer varoşların isimleri. Ah ah aah Ölüm ziyaret etti Abiiri’yi Abiiri biçip topladı yeryüzünün lanetini Ölüm ziyaret etti Abiiri’yi Abiiri yürüdü kefenin patikasından. Kenule SaroWiwa, Benue nehrinin kıyısında, Ortasında Nun nehrinin Vurduk simballarımıza ses çıkarmaksızın Gong sağırlaştı bir yaşam şenliğinde Titreyen rüzgârda duyulan tek müzik General’in bandosundan gelen ölüm haberi. Oysa, denizin başına gelenler balıkların da başına gelir… Ah ah aah Yok olunca ortalıktan beyaz karıncalar, Sakınıyorlar onlar sanat eseri karınca yuvalarından Arılar yok olunca ortalıktan, Usta işi kovanlardan sakınıyorlar Başına buyruk cırcırböcekleri yok olunca ansızın Hatırlamalı dünya onların direngen kanatlarının klasik plaklarını Gelecek kuşakların kazıbilimcileri, Bizler, dans ederek döneceğiz Kenule’nin kütüphanesine Isıtmak için yaşayan tezlerini kırık kalemlerin Çünkü, denizin başına gelenler balıkların da başına gelir Denizin Başına Gelenler… (Ken Saro Wiwa İçin Yazılan Rituel Şiir Iremoje’den) Ah ah aah Ah ah aah Ah ah aahh aaahhh aahhhh Bir filin cesedi yük değildir bir çocuğun sırtına Ama zaten eğmiştim ben özverili omurgamı. En eski papazlardan birinin torunu, Sana ağıtlar yazan şair, bir gece yarısı yağmuru gibi giriyor içeri. Kuşluk vakti sağanağı yüzünden rastgele Yaktım son kandilini törenin. Basi and Company oyunu bu, Lagos farelerinin kusursuz komedisi. Madam, onun para sorunu olduğunu söylerken Dümen çevirme sorunudur, diyor Basi Basi and Company oyunu bu, Lagos farelerinin inanılır komedisi. Ama, eğer gerçekten seviyorsan sen iplerin ilmeğini Okudun mu hızla bir ay bir gün adlı kitabı Yetiştirdin mi çiçeklerden bir orman Bağrına basıyorsan eğer Afrika masallarının işkenceler gören şehidini. Sozaboy bu Çürümüş bir dilde çürümüş bir masal Sivil bir delikanlının öyküsü İktidar çekişmesinin şeytansı hilelerinde aklı çelinmiş. Sozaboy bu Çürümüş bir dilde çürümüş bir masal. Ne zaman dünyanın tepesinde bir adam görseniz, Bir pipo tutar dudaklarının arasında Katledilmiş şairin piposudur bu Isıtırdı onunla doğanın kucağına giden yolunu Yaşamsız yaşamanın boşunalığını anlatan dumansız bir tütsüyle birlikte Bir bilgenin sözlerini ispatlamak için verdi Kunele her bir soluğunu: Serin olması sonbaharın İşlevindendir insanın Sıcaksa eğer sonbahar Yaratıcılığıdır bu onun Katledilmiş bir şairin piposudur bu Doğanın kucağına giden yolunu ısıttığı. Denizin başına gelenler balıkların da başına gelir Gözümüzün başına gelenler burnumuzun da başına gelir Nerede bizim kendi Afrika göğümüz Lagos İçin Bir Şarkı I. Ay doğduğundan beri izliyorum Lagos’u Tıpkı bir şişe şarap oldu kıyı gölü Ve kocaman okyanus Gezgin bir su kabağı tasında ufacık bir havuz. Kim çözer ki anka kuşunun dilini Ormancığın kıyısında yaşayandan başka? Kurbağaların ilahilerini kim eleştirir ki Köy deresine gelen ilk komşudan başka? Ormanların bekçisi, Arkadaşı derelerin: Buradalar denizin doğumundan beri Metropol şiirlerin tüccarı, Sözcüsü olacağım su kıyısındaki topraklarımızın. II. Su şarkıları şenliğinde Saygımızı gösteriyoruz tanrısal kralımıza. Sesleniyoruz nehir kuşlarına Yakarıyoruz Eyo’ya Yığın yığın maskeler ve kırbaçlar galaksisiMaskeli oyuncuların saygısı saray meydanında. Iga Idunganran Kralımızın altın taç giydiği yer Elmastır onun kolyesi İncidendir ayakkabıları Asası, bir sanat eseri, gümüşlerle süslü, uzun. Iga Idunganran, Çünkü, zenginliğe yazgılıdır sular ülkesi; Her pazartesi sabahı Hiç eskimeyen bu saraydan Pazaryerine bereketler taşır Kıyı Gölü. III. Köle ticaretinin yaralı tarihinden beri Ah ah aah Bir filin başı yük değildir bir çocuğun boynuna Ama dünya konuşkan kurtları kurban etmemeli Uluma hakları nedeniyle. Eğer biz gömmezsek ölüleri Tanrı’nın hatırına Gömmeliyiz onları kokuları yayılır korkusuyla. Oluwere, ağaçların kralı, Ölülerin ruhları gece yarısı deresiyle birlikte gezdiğinden beri Tören gecesinin yanan çömlekleri için Ayırdım iroko ağacımın dallarını. Ah ah aah Lasisribika, Mutumuyate! Iremoje bir turnusol deneyidir diş çıkaran bir şair için Çok yukarılarda bir düğün şarkısı için, Bir isim verme ilahisi için Giyiyorum tören giysilerimi Ölülerle konuşmaya gidiyorum ağıtlar yakarak. Ama Odipus aşkına Hiç zorlamamış olabilirdim bakışlarımı Alman sahnelerine Sezar efsanesi çevirdi yüzümü Roma’nın arka bahçelerine Ama General’in ipinin barbar eylemleri uğruna Kim isterse çağırabilirdi ölen kalemleri Bir şiir gecesine? Oysa, denizin başına gelenler balıkların da başına gelir CUMHURİYET KİTAP SAYI 1074 SAYFA 23
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear