Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Yiğit Okur’dan ‘Sıfırlamak’ Hayata ‘sıfır’ çekmek Yiğit Okur, yeni romanı Sıfırlamak‘ta muhasebeci Hüsamettin Bey’in yaşamından bir kesit sunuyor okura. Hüsamettin Bey’in hastalık derecesine varan alışkanlıkları, iş hayatı, annesi ve patronuyla olan ilişkileri çerçevesinde veriliyor yapıtta. Yazar, romanında da hüznü gülücüklerle hediye paketi yapıp, en acı gerçekleri şekerleme tadında hediye ediyor herkese. Ë Eray AK ir fabrika düşünün ki çevresine hayat aşılıyor. Fabrikadan çıkan uğultu herkesin kulağına bir şarkı fısıldıyor. Çevresinde okullar açılıyor, bahçesinde öğrencilerin sesleri işitiliyor. Okulun öğrencileri, işçilerin çocukları; yani tam bir aile sıcaklığı taşıyor burası. İşte bu, Demir Bey’in fabrikası… Demir Bey patron ama bildiğimiz patronlardan değil. Bu kelimenin soğukluğunu taşımıyor. Dürüst, sıcak, babacan biri. İşçilerini çocukları gibi görüyor. Onların her derdini biliyor; düğünlerinde, cenazelerinde yanlarında oluyor; hatta bazen iş tulumunu giyip aralarına karışıyor. Fabrikasını bin bir emekle taşımış bugünlere. O yüzden fabrika herkesten çok onun canı. Fabrikanın uğultusu, onun hayat şarkısı, atar damarı. Bu fabrikanın muhasebe müdürü Hüsamettin Bey var bir de. Demir Bey’in otuz yıllık çalışanı ve sağ kolu. Otuz yıldır değişmeyen kıyafetleri, alışkanlıkları, ürkek ve neşesiz tavırlarıyla fabrikanın demirbaşı. Alışkanlıkları o kadar ileri derecede ve hastalıklı ki yeni olan her şeyden korkar; masasının, odasının, hatta eski Facit marka hesap makinesinin değişmesinden bile endişe eder. İşinin dışında onu yaşama bağlayan iki insan vardır: Annesi Şâzimet Hanım ve Demir Bey. İkisinden biri yaşamından çıksa ne yapacağını bilemez durumdadır ve onun bu korkusu Demir Bey’in oğlu Yağız’ın fabrikaya gelmesiyle yavaş yavaş gerçekleşmeye başlar. Yağız, Demir Bey’in tek çocuğudur. Annesiz büyütmüştür Demir Bey onu. Demir Bey’in çocuğunu büyütürken yanındaki tek kişi Fetiye isimli Ermeni bir kadındır. Nereden geldiğini, gerçek isminin ne olduğunu Demir Bey’den başkası bilmez. Kimse de sormaz zaten. Fetiye Hanım’dır o: Demir Bey’in rakı sofrasını kuran, ona ut çalıp “Nerede Mehtabı Hazin Gönlümüzün” şarkısını söyleyerek Demir Bey’i ağlatan kadın… Demir Bey, Yağız’ı en iyi okullarda okutur. Yağız da Londra’da School of Economics’i dereceyle bitirip ülkesine döner. Geri döndüğünde, babasından işleri kendisine bırakmasını ister ve Demir Bey de onun bu isteğini geri çeviremeyip yönetimi ona bırakır. Yağız Bey, fabrika yönetimini babasından devralırken ona “altı ayda fabrikayı makine gibi işleteceği” sözünü de verir. İşte, Hüsamettin Bey için kâbus günleri de bundan sonra başlar. kadar girmesine neden olacaktır. Adile babasının düzeninde tıkır tıkır işliyorbu gerekçeyle işinden istifaya zorlanır Hanım kirayı vermek için eve girdiğindur. Onun isteği, babasının kurmuş olYağız Bey tarafından. İstifaya zorlanmade gözüne çarpan ilk şey, eşyanın çokluduğu düzeni tamamen yıkıp, yerine mosının nedeni tazminat vermemektir. ğu olur. Bunu da kendince söyler Hüsadern ekonomik uygulamalarla işleyen Tam bu aşamada kapitalist düzenin en mettin Bey’e. İşte bu, Hüsamettin bir ticarethane getirmektir. Bu yeni sisacımasız tarafını gösteriyor Yiğit Okur Bey’in daha önce dikkat etmediği bir teme geçiş çabaları ise oldukça sancılı yarattığı karakter üzerinden. Patron keşeydi. Evdeki eşya gerçekten çok fazlaybaşlar. Yağız Bey babasının tam zıttı bir limesinin tüm soğukluğunu hissettiridı ve onlara baktıkça gözünde daha da karakterdir. Soğuk, mesafeli ve sert biriyor. büyüyordu. Neden biriktirmişti ki andir. Bu yüzden, Hüsamettin Bey de, iş“ZEBERCET” GERİ DÖNÜYOR nesi bunca şeyi? Her şey gereğinden çiler de onun emrine girmekten rahatfazlaydı ve birden İngilizlerin yaşamını sızdırlar. Hüsamettin Bey için bu çok Hüsamettin Bey, işinden de ayrılınca cehenneme çeviren uygulamasını, sıfırdaha zordur; çünkü yıllardır Demir yaşamının üç sacayağını kaybederek orlamayı, onlarda denemek gelir aklına. Bey’e alışmış ve onu taparcasına sevmiştada kalır ve yalnızlığa gömülür. Tüm Fabrikada becerememişti bunu ama eşti. Şimdi ise yokluğunda kendini sahipçevreden soyutlar kendini. Annesinin yada uyguladıkça başarıyordu. İşin siz hissediyordur. İki İngiliz fabrikanın yaşamı boyunca ona karşı davranışlarını mantığını kavramıştı artık. Puanla; işe yönetimini eline almış, onu bir kenara da bu dönemde sorgulamaya başlar. yaramıyorsa sıfırla. Çok kolay… Böyleitmiş, istedikleri gibi at koşturuyorlarAnnesi neden yaşamı boyunca bütün likle, evin neredeyse tüm eşyasını elden dır. Fabrika bu dönemde, tam bir karparasını elinden almıştı? Neden sadece geçirir. Her odada büyük sıfır yığınları gaşa içindedir. Bir yanda İngilizlerin eline sigara ve yol parası verip işine yololuşur. Eşyayı sıfırlarken anıları da sıfırukalalıkları, diğer yanda yürümeyen işlamıştı? Neden kadınlardan uzak durlanır. Her eşyada bir anı gelir aklına ve ler, her şey birbirine girer. İngilizlere ması için bu kadar uğraşıp alt katlarına her birini sıfır yığınına göndermesiyle son derece küstah bir rol biçilmiş kitapkiracı olarak bir kadını, Adile öğretmehafızasını da sıfırlar. Tüm evi elden geta. Vahşi kapitalizmin acımasız uygulani almıştı? Neden kendisini kadınlardan çirdikten sonra durur ve rahatlar; artık yıcısıdırlar. Yiğit Okur, romanındaki korkar hale getirmişti? İşte tüm bunlar, bir eskici getirmesi şarttır bunlardan taİngilizler üzerinden kapitalizmin ufak Hüsamettin Bey’in kafasını kurcalayan mamen kurtulabilmesi için. bir eleştirisini yapmış. Yenilikten korsorulardır ve hepsi de kendisine büyük Eskici evdeki tüm eşyayı alır. Adile kan biri olarak, yaşamında bu kadar derahatsızlık veriyordur. Hüsamettin Hanım da Hüsamettin Bey’in iki parça ğişimi kaldıramıyordur Hüsamettin Bey’in bu soyutlanmışlığı Yusuf Atıleşyasına talip olur ve bunları eskiciden Bey. Hiç alışık olmadığı işlerdir İngilizgan’ın Anayurt Oteli ’ndeki unutulmaz kahramanı “Zebercet”i hatırlatıyor. satın alır. Hüsamettin Bey bunu görünlerin ona yaptırmaya çalıştıkları. Başına Tıpkı “Zebercet”in oteline kapandığı ce çıldırır adeta ve Adile Hanım’ı eşyasardıkları en büyük bela ise ‘bütçeyi sıgibi, o da evine kapanıyor. Sadece acil sını çalmakla suçlar. Kapısına dayanır; fırlamak’ olur. Aslında yapacağı iş çok ihtiyaçları için sokağa çıkmaya başlıyor. eşyasını geri vermesini ister ama alamaz. basittir. Her şeyin değerini sıfıra indirYiğit Okur kahramanını, “Zebercet”ten Adile Hanım’ın, onu elde etmek için mek, sonra yararına göre puanlandırıp beslemişe benziyor. oynadığı küçük oyunun da kurbanı olur deftere yazmaktı ama bu, Hüsamettin Annesinin başına sardığı bir bela olaayrıca ama bu oyun bir yandan hoşuna Bey’in alıştığı şablonun dışına çıkması rak gördüğü kiracıları Adile Hanım, bu gider. Adile Hanım altta, kendi üsttedemek oluyordu; onun için çok zordu. dönemde Hüsamettin Bey’in gözüne dir; fakat devamını getiremez. Daha önFabrikada işler böylesine karışıkken daha da fazla batmaya başlar. Adile Hace hiçbir kadınla beraber olmamıştır; bir gün makineler kısa süreliğine de olnım’dan gelecek nazardan korkuyorkorkar ve çeker gider ama eşyasını aksa durur. Bu olay çok kötü bir diğerinin dur. Bu nedenle onunla hiç konuşmak lından çıkaramaz. Bunları istemek için de habercisidir. Fabrikasının uğultusuistemiyordur ama kendisinden almayı tekrar Adile Hanım’ın kapısına dayanır; nun birden kesildiğini duyan Demir unuttuğu kira, Adile Hanım’ın, evine bu kez kararlıdır. Adile Hanım kapıyı Bey telaşlanır. Tam evinden çıkıp fabriaçar ve onu içeri alır. Hükaya koşacağı sırada samettin Bey geceyi oraemek emek büyüttüğü da geçirir ve sabah olup fabrikasının sesinin keevden çıktığında yüzünde silmesi, onun soluksuz bir yorgunluk vardır. Sokalmasına neden olur ve kaklarda saç baş dağınık, Demir Bey oracıkta ölür. düğmeleri açık yürüyorFabrikanın susmasının dur. ‘Güzel bir gece gesebebi ise İngilizlerden çirmiş’ gibidir. İşte burabirinin yaptığı densizliğe da da yazarın oyununa karşı, işçilerin gösterdiği biz okurlar geliyoruz. Yitepkidir. Hüsamettin ğit Okur, son cümleye Bey’in yaşama tutunmakadar saklar Hüsamettin sını sağlayan dallardan Bey’in elindeki bıçağı. Bu biri kopmuştur artık. Bu haliyle teslim olmak için olaydan kısa bir süre karakola doğru gidiyorsonra da annesi Şâzimet dur aslında. Tıpkı “ZeHanım’ı kaybeder. Böybercet” gibi öldürmüştür lelikle, tutunacak hiçbir ilişkiye girdiği kadını; ondalı kalmaz ve otuz yılını dan tek farkı ise teslim verdiği fabrikadan koolması gerektiğinin bilinpuşu da bu ölümle olur. cinde olmasıdır. ? Annesinin cenazesinden sonra kendini toparlaSıfırlamak/ Yiğit mak için iki gün işe git Yiğit Okur’un roman kahramanı Hüsamettin Bey, soyutlanmışlığı ile Yusuf Atılgan’ın Okur/ Can Yayınları/ meyen Hüsamettin Bey, Anayurt Oteli‘ndeki unutulmaz kahramanı “Zebercet”i hatırlatıyor. 104 s. CUMHURİYET KİTAP SAYI 1042 B YENİ OLUŞUMUN AYAK SESLERİ Yağız Bey fabrikayı “makine gibi” işler hale getirebilmek için iki İngiliz uzman getirir yanında ama fabrika zaten SAYFA 6