05 Kasım 2024 Salı Türkçe Subscribe Login

Catalog

¥ önemli politik konuyla karşılaşıyoruz. Bunları niçin roman formu içerisinde vermeyi tercih ettiniz? Çok ilginç bir konu bu. Benden zaten hep bunu isterler, anılarını yaz aman bunlar kaybolmasın, tarihe kalsın filan diye. Romanda bu anlamda kimi zorluklarla da karşılaştım. On altı yaşındaki bir delikanlıyı inandırıcı olması açısından biraz daha büyük çizdim, okuyanlar bu kadar da olmaz canım demesinler diye. Aslında tarihsel, kronolojik olarak baktığımızda, insanların belleğini tazeledik ve o belleğin merkezinde biz vardık. Pek çok arkadaş bunları anlatarak aktarmaya çalışıyor ben de keyifle ve gözlerim dolarak okuyorum ama insanların belleğini tazelemenin yolu edebiyattan geçiyor. Aslına bakılırsa ben bu forma da tam anlamıyla sadık kalmak istemedim. Çalışmamı yoğunlaştırılmış roman olarak tanımlayanlar var, hatta burada isim vermem uygun düşmez bir İtalyan yazara benzetenler de var. Edebiyat ve okur çevrelerinin nasıl yükleneceğini bilemiyorum ama romanda çizilen karakterler yaşamın içinde karakterlerdir ve onları yok saymak kadar aşağılayıcı bir tavır da olamaz. DevYol’un dünya devrim tarihine kazandırdığı çok önemli bir sloganı vardır: “Tek yol devrim”, inanılmaz bir slogandır bu müthiş çözümleyicidir, çığırlar açar, buradan yola çıkarak sonraki popüler bir slogana da atıfla ben de şöyle diyorum: “Unutma, unuttukça, unutulacaksın!” Solun bütünü tarafından tartışmazsız birer kahraman olarak kabullenilen Denizler, Mahirler, Kaypakkayalar… Tanık olduğum her şeyi anı olarak da anlatabilirdim, fena da yazacağımı sanmam ama edebiyatın çok farklı bir dili var ve ancak o dille anlatıldığı zaman kalıcı oluyor yaşananlar. Bu arada Vadat Türkali’nin Güven’iyle birlikte son romanlarını okudum, Esma ile Doktor’un hikâyesini anlatıyor. Bunlarla ilgili bir şey söylemek istemiyorum ancak Bir Gün Tek Başına muhteşem bir romandır. Pek çok arkadaş o dönemlerde yaşanılanları anlatıyor ama bence önemli olan doğru tarafların öne çıkarılması. Çok satılabilir, çok okunabilir yazılanlar, belki meseleyi başka tarafından tutan çalışmalar onlar kadar çok okunmayabilir, ben de onlara Tahsin Yücel ustanın şu sözüyle karşılık vermek isterim: “Edebiyat dünyasında herkese yer vardır.” Eğer kimi insanlar politik bir misyon üstlenmişlerse genç kuşaklara bunları aktarırken hakkaniyetle, o günkü gençlik heyecanlarıyla aktarmalıdır yaşananları, aksi gençlere yalnızca zarar verir. Daha ağırını söylemeye terbiyen müsaade etmez. Romanda pek çok ayrı karakterin öyküsü anlatılıyor. Yirmiye yakın karakterden söz ediyoruz. Sizce bu romanın anlaşılması açısından bir zorluk yaratmayacak mı? Ben aslında üç temel öyküyü birbirine bağlamak istedim. Zaten bu yüzden de yoğunlaştırılmış romandan bahsedenler oldu. Yine Tahsin Yücel’e atıfla anlatmak isterim; edebiyatta belli kalıplar, formlar yoktur. Önemli olan ne anlattığın, niye anlattığın, nasıl anlattığındır. Bu çalışmayı yıllar önce okuyan, bugün de yayına hazırlayan arkadaşların söylediği ortak bir şey vardı: “Bu romandan üç ayrı roman çıkar.” Ben de onlara şöyle dedim: “Evet, ben de bili yorum üç ayrı roman çıkar. Ama ben bir roman çıkarmak istiyorum.” Bu romandaki karakterler birbirini boğan karakterler değil. Yaşamda çok değişik sosyal gruplar var, örneğin sokak insanı dediğimiz “underground” karakterlerin darbeye bakışı önemliydi. Elbette sıradan insanların bakışı da önemliydi. Ben bütün karakterlerimin, o altüst oluş sürecini yansıtan gerçekçi karakterler olduğuna inanıyorum. Hem erkin temsilcilerini, hem de tutunamayan garibanları, hem düzenden nemalananları hem de canına okunanları anlattım bu çalışmamda. Kitabın sonuna baktığımızda bir devam romanı bizi bekliyor gibi… Evet, onu düşünerek böyle bıraktım aslında. Atilla karakteri Sovyetlerin çözülüşüyle birlikte, koskoca yaşamları neredeyse anlamsızlaşan insanları anlatan bir karakterdir. Yaşamını adadığı mücadelesinde, büyük bir yıkım yaşayan, dünyanın en zor şeylerinden biri olan örgütsüz kalmayı yaşayan insanların temsilcisidir. Sonradan kimi politik çevreler, savrulmadan sıyrılarak çok zor bir işi başardılar ve belli bir toplumsallaşma kanalı açabildiler yeniden, TKP, EMEP, ÖDP gibi; elbette onların da işi çok zordu. Atilla, halkı için, yoksullar için, mazlumlar için her şeyi göze alarak, geriye dönüp bakmadan kendini onlara adayanların karakteridir. Hiçbir cemaatin, çevrenin böyle bir şansı yoktur, başka hiçbir düşünce kendini halkına adayacak böylesine inançlı insanlar yetiştiremez. Kimileri böyle insanları rahat köşelerinden kıyasıya eleştiriyor. Bu çok normal, çünkü onlar dünyayı değiştirme mücadelesinde, örgütlülüğün ne anlama geldiğini anlayabilecek zekâdan ve bilinçten yoksun insanlar. Bu insanlar “çözülüşten” sonra evlerine ailelerine geri dönemedi, pek çoğu hayalperest, deli, anarşist, ipsiz sapsız muamelesi gördü. Çok trajik şeyler yaşandı. İşte onların tutunamayan garibanların, örgütsüz kalan inanmış insanların, mücadele edenlerin hikâyesini anlattım insanlara. Bunları anlatmak benim borcum ve görevimdi. Romanda “Hoca” diye bir karakter var. Son derece renkli çizilmiş ve sanırım okuyanların aklında da en çok kalacak olan karakter de budur. Kimdir bu Hoca karakteri? Maalesef Hoca diye bir karakter yaşamadı. Romanda tamamıyla yaratı olan tek karakter de odur. İnsan yazarken her zaman adaletli davranamıyor demek ki. Kalemimden “üvey karakter”ler de çıkıyor demek ki! Peki romanın adına değinsek biraz da. Kar Kapanı ile çizdiğiniz toplumsal sıkışma hali çözülecek mi sizce? Bana kalırsa her yer kasaba. Şerif Mardin filan mahalle baskısını bilmez. Kasabada soluk aldırmazlar adama. Her yerden çembere alırlar insanı. Sıkıyorsa cuma namazına gitme! O dönemde koca kasabada camiye gitmeyen bir tek ben vardım. Ancak toplumda ilerici insanların sokulduğu bu kar kapanında mutlaka bir hesaplaşma yaşanacak ve bu kapandaki sıkışmadan kurtulacağız. Bu hesaplaşma er ya da geç mutlaka yaşanacak… ? Kar Kapanı/ Tuğrul Bal/ Yazılama Yayınları/ 112 s. SAYFA 11 CUMHURİYET KİTAP SAYI 1022
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear