25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Hazırlayanlar: Nilay Yılmaz, Aytül Akal, Mavisel Yener, Çiğdem Gündeş, Mustafa Delioğlu. ÇOCUKGENÇLİK OKUMA Perşembeleri Seven Çocuk Ë Mavisel YENER ibet, bir özel okul öğrencisi. Perşembeleri çok seviyor, çünkü okulda perşembe günleri öğle yemeğinde döner veriyorlar. Döner onun en hoşlandığı yemek. İşte böylesi güzel bir perşembede başlıyor roman. Dünyalar güzeli rehber öğretmenin Tibet’i odasına çağırması, günü daha da güzelliyor. Rehber öğretmen Tibet’in canının biraz sıkkın olduğunun farkında; “Hayatta en çok kimi seviyorsun Tibet?” diye sorduğunda aldığı yanıt çok ilginç. Çünkü Tibet, en çok köpeği Değerli’yi seviyor. Rehber öğretmen Tibet’in kompozisyon yazmadaki başarısını da bildiğinden, ona köpeğine mektuplar yazmasını öneriyor. Böylece Tibet canını sıkan bütün konuları bu mektuplara dökmeye başlıyor, artık bir yazar olduğunu düşünüyor. Fakat yazar olabilmek için çok okumak gerektiğini biliyor, oysa o birazcık az okuyor. Üstelik, araştırdığı yazarların hepsi zayıf, ufak tefek; oysa Tibet epeyce tombul bir çocuk. Kilolarıyla dalga geçildiğinde sinir oluyor, hele ki hoşlandığı kız Şebnem bunu yapınca küplere biniyor. Tibet, biraz da sulu gözlü; bu durumda yanıt bulması gereken bir soru daha çıkıyor karşısına: Yazarlar ağlar mı? Bu sorular kafasını T kurcalarken Değerli’ye mektup yazmayı ihmal etmiyor, bu mektupları öğretmenine götürmeye söz verdiği için sözünü yerine getiriyor. “Bir başkasına yazdığım özel bir mektubu niçin öğretmenime götüreyim ki?” diye sorgulamıyor, çünkü rehber öğretmen çok hoş biri. Tibet’in Değerli’ye mektup yazarken bir “yazar” olduğunu düşünmek hoşuna gidiyor, sevdiği kızın da bundan etkilenmesi en büyük dileği. “Yazar olduğumu öğrendiğinde bana hayran olur mu, ne dersin? Yoksa… ille de zayıflamalısın, seni o zaman sevebilirim… mi der? Yok devenin başı!” (s. 30) Tibet’in tek derdi kiloları değil elbette. Pilot olan babasının bir gün kaza geçirebileceği korkusu, sünnet kaygısı, kilosu nedeniyle spor yapmaktan çekinmesi… Bunları Değerli’ye yazdığı mektuplarda satırlara dökerken, öğretmenin ilginç önerisi geliyor: “Bak aklıma ne geldi? Sen köpeğin Değerli’ye mektup yazıp bana getiriyorsun ya, ben de kedilerime mektup yazıp sana getireyim. Ne dersin?” (s. 74) Rehber öğretmenin kedilerine yazdığı mektuplar Tibet’in korkularını yenmesine yardımcı oluyor. Öğretmeninin de korkuları olduğunu keşfediyor. Romanın sonuna geldiğimizde Tibet kişisel gelişimi açısından çok yol kat etmiştir, öğretmeni artık bu mektuplara son verip öykü yazmasını önerir ona. Kişisel gelişim yolunda olan Tibet, bir insanın yapabileceği en önemli keşfin, “kendisini keşfetmek” olduğunu anlamıştır artık. Perşembeleri Çok Severim, Hacer Kılcıoğlu’nun ilk çocuk romanı. İlköğretimin ilk kademesindeki erkek çocukların kafasını kurcalayan soru ve sorunlara büyüteç tutmuş bu roman. Kitaptaki rehber öğretmenin aktif iletişim kurarak, yazı aracılığı ile Tibet’i eleştirel bir sorgulama kıskacına sokmadan, yaratıcı ve yenilikçi bir yöntem bularak anlamaya çalışması önemli. Nasıl ki doğal sistemler dinamik bir yapı içerisinde kendilerine özgü süreklilik gösteren bir denge bütünlüğünde işlevlerini sürdürürlerse, doğadaki süreçlerin benzerleri sosyal yaşamımızda da görülür. Her olayın bir sonuç ve her sonucun da bir nedeni olduğuna göre, olaya bir bütün olarak uzaktan kuşbakışı bakmak gerekir.“Kuşbakışı bakabilmek” deyimi aslında temelden olaya uzaktan bakıp onu bir bütün olarak görebilmektir. Bu şekilde olay ve olgular arasındaki ilişkiyi fark etme ve tümevarım ilkesine uygun olarak olayı bir bütün olarak görebilme şansı sağlar. Kılcıoğlu, bu bütünü görebilme şansını veriyor okura. Dilimiz göz bebeğimiz. Bu nedenle, yazınsal bir ürü nü değerlendirirken, dil ve anlatım açısından da irdelemenin gereğine inananlardanım. Çocuk kitaplarından beklediğimiz akıcılık, doğallık, duruluk, okuma sırasında okuru tökezletmemek adına önemli. Bunun yanı sıra, gerçeklik duygusunu zedeleyici, yadırgatıcı, kullanım dışı sözcüklerden kaçınmayı da çocuk yazınında önemsiyoruz. Hacer Kılcıoğlu’nun içtenlikli bir dili, anlatımı var. Ancak, “ve” bağlacını kullanmayı çok seviyor. “Ve” bağlacı kullanmayan, kullanılmasını önermeyen Nurullah Ataç, onu izleyen Sait Faik, bu kullanımın dili “kılçık”landırdığını savundular. Bu bağlacı kullanmamaları onların anlatımını zayıflatmak yerine, tam tersi güçlendirdi. Şimdilerde, Hidayet Karakuş’un son romanında bu tavrı görüyoruz. Bağlaç ve sözcüklerde yakın ve sık kullanımlardan kaçınmakta her zaman yarar var. Perşembeleri Çok Severim’deki bu tür yakın kullanımlar dil işçiliği üzerinde biraz daha emek harcansa daha mı iyi olurdu, sorusunu getiriyor akla. “Ve” bağlacının romandaki sık ve yakın kullanımına ait birkaç örnek:“İyi döşenmiş, temiz ve düzenli, büyükçe bir oda. Duvarlar beyaz, masa ve diğer mobilyalar siyah. Çalışma masasının üstünde telefon ve bilgisayar. Onların bitişiğinde bir resim çerçevesi ve bu çerçevenin içinden gülümseyen iki sevimli kedi.” (s.10) “Koray bateri çalarken, hiç kimseyi ve hiçbir şeyi görmüyor gibiydi. Sanki bateri dünyası diye bir yer vardı ve Koray artık orada, o dünyada yaşıyordu. Sanki yaşamının sonuna kadar çalacak ve o dünyada kalacaktı.” (s. 120) Kimi zaman da, tümceyi “ve” ile başlatmayı yeğlemiş Kılcıoğlu: “Ve kahkahadan kırılan gürültücüler.” (s. 33) “Ve sormayı başardım” (s. 56) “Ve hoppaaa!” (s. 129) “Ve zil tatlı tatlı çaldığında, dosdoğru Eda Öğretmen’in odasına.” (s. 136) Okurun kitaba katılımını, heyecanını etkileyecek midir bunlar? Yanıt: Hayır. Kılcıoğlu, çocuk okurla yazınsal iletişimin kimyasını tutturabilmenin üstesinden gelmiş, ortaya gülmece damarı zengin, duygu yüklü bir roman çıkmış. İyi okumalar! ? www.maviselyener.com *Perşembeleri Çok Severim, Hacer Kılcıoğlu, Günışığı Yayınları, s.144, 2009, 8+ SİHİRLİ KONUK Hidayet KARAKUŞ Zehra ÜNÜVAR’ın Sihirli Sözcükler’inde üç tane öykü var. Üçü de birbirinden etkili, güzel öyküler. Satranç Birincisi, 8A sınıfından Tolga’nın öğretim yılı başında arkadaşlarını dersler yoğunlaşıncaya değin eğlenceye çağıran çabalarıyla başlar. Ancak daha okulun ilk günü üçüncü kattaki sekizinci sınıflardan 8A sınıfı 3A ile yer değiştirerek en alt kata inecektir. Çünkü 8A sınıfına yürüme engelli bir öğrenci Murat gelecektir. Tolga’yla arkadaşlarının bu işe canı sıkılır. Onlar öteki sekizinci sınıflardan, oradaki arkadaşlarından ayrılmak istememektedirler. Düzenleyecekleri eğlencelerde aralarında görmek istedikleri çocuklar vardır öteki şubelerde. Tolga, sınıfın önderidir. Her etkinlikte başı çekmektedir. 8A sınıfı ilk gün aralarına katılacak engelli öğrenciyi göremezler. İkinci gün dersin ortasında annesinin sırtında gelen Murat’a soğuk davranırlar. Ancak Murat, özgüvenli bir çocuktur. Yavaş yavaş arkadaşlarının sevgisini kazanır. Satranç yarışmaları için okul seçmelerinde sınıfı Tolga’nın temsil edeceği beklenirken Murat da yarışmaya katılmak ister. Öğretmenleri okul yönetimiyle konuşarak Tolga’yla Murat’ın özel bir karşılaşma yapmalarını, kazananın 8A sınıfını temsil etmesini kararlaştırırlar. Tolga, kendisine çok güvenir ama Murat’ın rakip olarak çıkmasına da kızar. Yine de Murat’ı yeneceğine güvenmektedir. Onların karşılaşmaları sınıfı ikiye böler. Kimi Murat’ı, kimi Tolga’yı tutar. Bu arada Tolga’nın Murat’ın engeliyle alay eder tutumu yalnız kalmasına neden olur. Karşılaşmanın yapılacağı gün okula hep annesinin sırtında gelip giden Murat’ı da Tolga’yı da bir sürpriz beklemektedir. Satranç karşılaşmasını beklenmedik biçimde Murat Tolga’yı pes ettirerek kazanır. Öykünün sonu okuyanın içini kabartacak denli duygusal, gerçekçidir. Kitabın öteki öyküleri Yalnız Söğüt Ağacı ile Sihirli Sözcükler de hoş, duygusal, yaşamsal değerleri savunan eğlenceli, düşündürücü öykülerdir. Hele Yalnız Söğüt Ağacı, Zehra Ünüvar’ın temiz, akıcı Türkçesiyle şiir gibi bir öyküdür. Okuyanın içini serinleten bu öyküleri okuyan çocuklarımızın da yetişkinlerimizin de kazançlı çıkacaklarını biliyorum. ? Sihirli Sözcükler/ Zehra ÜNÜVAR/ Bilgi Yayınevi, Ankara, 48 s. 2009 CUMHURİYET KİTAP SAYI 1031 SAYFA 24
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear