Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
K aldı mı o eski öğretmenlerden? Kalanları da silinip gittiğinde hiç yaşamamış gibi mi olacağız peki bu gerçekliği? Öğretmenlerin, toplumsal dönüşümlerde aldığı rol, üstlendiği sorumluluk, yerine getirdiği işlev nasıl unutulabilir peki, nasıl? Gözler önünde bir bir yitip giderken onlar, meslek üyesi insanların bu doğrultuda geçmişten günümüze hiçbir iş yapmamış oldukları düşünülebilir mi?… Nitekim son yüzyıl içinde toplumsal, siyasal yaşamımızda ciddi öncülükler üstlendi öğretmenler. Hele cumhuriyet devrimleriyle Anadolu aydınlanmasının atardamarla taşınan kan gibi canlılığını yitirmeksizin yurdun en ücra köşelerine dek aktarılıp yaygınlık kazanmasında, yanı sıra devletin çağdaşlık ilkesine ayak uydurmasında, demokrasinin köklenip buna işlerlik kazandırılmasında, siyasal erkin hizaya sokulmasında “devrim öğretmenleri” olarak hep öncülük yaptı onlar… Öğretmenler gençlerden, işçilerden, hatta imamlarla subaylardan, öteki mesleklerin üyelerinden çok daha fazla öne atıldı toplum içinde… itaplar Adası M. SADIK ASLANKARA “Bizim Köy”den “Katuna”ya Öğretmenlerimiz den de bu yönde etkinlik göstermesi beklenecektir… Nice olumsuzluğa batmış da olsa öğretmen, böyle bu… Ancak öğretmen yazarların, kendi birikimlerinden değerlerinden kalkarak kahramanlarını yüceltmelerinin de anlatıya bir o kadar olumsuzluk yüklediğini vurgulamadan geçmeyeyim… Demem o ki öğretmen yazar, yarattığı öğretmeni dönüştürürken onda özlemlerini, düşlerini yansıtmak isterken karakterini zedeleyebiliyor, sonuçta öğretmen karakter olmaktan çıkıp yazarın kendisine, ötesinde düşüncelerini aktardığı kuklaya dönüşüyor… Bu açıdan bakıldığında gerek Mahmut Makal Bizim Köy’de, gerekse Osman Şahin, Katuna’da Dokuz Ay’da öğretmenlerini karakter olarak kurdukları evrene yerleştirirken içtenlikleri, yaydıkları gerçektenlik duygusuyla dikkati çekiyor denebilir… ceden herhangi hesap yapmaksızın nahif biçimde, bütün içtenliğiyle olduğu gibi ortaya atılıp öne çıkan biri. Bu durum onu zaman zaman güç durumlara da düşürüyor. Örneğin hafızla çatışmasında bu yanı açıkça gözlenebiliyor onun. Selma’yla arkadaşları ise ilişkilerinde çok dikkatli, aralarında önceden konuyu tartışıp buna göre davranıyorlar neredeyse. Örneğin Şeyh Pulan’a karşı çıkmıyorlar, onunla tartışmıyorlar, hatta Katuna için yaptıklarından ötürü övgüsünü de alıyorlar onun. Ama göz koyduğu on beşlik genç kızı, sevgilisiyle birlikte şeyhin elinden kurtarıp bir açıdan ondan öç de alıyorlar. K Osmanlı’nın son döneminde etkin olmaya koyulan muallime ile muallimlerden cumhuriyetin ilk yıllarındaki eğitmenlere, Hasan Âli Yücel’in Köy Enstitüsü çıkışlı öğretmenlerinden aydınlanmacı, örgütçü, direnen öğretmenlere onlarca yıl boyunca idealleri yönünde yaşamaya çabalayanların çoğunluğunu ne yalan söylemeli, biraz da onlar oluşturdu… Peki, yazınımıza ne ölçüde, nasıl yansıyor dersiniz öğretmenlik mesleği? Birer karakter olarak öyküde, romanda nasıl yer tutuyor öğretmenlerimiz? Kuşkusuz edebiyatımızda, romanda öyküde, şiirde oyunda sürüp gidiyor öğretmenin yeri, sürecek de… Ancak, bu yazınsal yer tutuş, toplumsal yaşam içindeki konumu bağlamında öğretmenle örtüşme gösteriyor mu? Yazınımızın öğretmenleri, toplumsal yaşam içinde tanıdığımız öğretmenleri birebir simgeleyebiliyor mu, yazınsal karakter olarak öğretmenlerle yaşamdaki öğretmenler birbirini olumlu yönde üretebiliyor mu? Bu alanda farklı konu başlıkları altında yazınsal, yazınbilimsel, toplumbilimsel vb. açılardan karşılaştırmalı çalışmalar yapılabilse keşke. “Kitaplar Adası”nda aralıklarla da olsa, yeniden yeniden eğiliyorum konuya… Öğretmenlerin, on yıllar içinde romanlarımızda yer alışları, birbirine ulanan değişimleri yönünde notlar çıkarmaya, kimi vargılara ulaşmaya çabalıyorum… Neden peki? Çünkü bunun da bir biçimde gösterge olacağına inanıyorum yazınımızda, ondan. ÖĞRETMENİN DOĞUSU, BATISI... Mahmut Makal, Bizim Köy’e şu satırlarla giriyor: “Doğunun adı çıkmış. Burası Anadolu’nun göbeği sayılır. Çektiklerimize bakıyorum da acaba Doğu’dakilerin durumu daha kötü olabilir mi diye tüylerim ürperiyor.” ÖĞRETMEN YAZARDAN Ne ki Şahin’in beş genç öğretmeni, aradan yirmi ÖĞRETMEN KARAKTER... yıl geçse de farklı bir durumla karşılaşmış değillerMakal, kendi köyüyle, ona, “on saat çeken” öğdir: “Günümüzün seksen, yüz yıl gerisine düşmüş retmenlik yaptığı komşu köyü bir arada anlatıyor. gibi hissetmeye başlamıştık kendimizi.” (24) Selma, Genç öğretmen karakteri de yirmilerindeki kendisi: eski günleri de anımsar: “Adana Yatılı Kız Öğret“Mamıdefendi”. men Okulu’ndayken, aklımız bir karış havadaydı. Şöyle diyor yazar, kitabın bir yerinde: “Bu notları Ekmek elden, su göldendi. Dünyanın merkezi sanırsebze tarlasında bağ bellerken, güneş sıkıp ter çıdık kendimizi. Tatlı düşler kurar, tasarlardık. Ama karırken yazıyorum.” (Varlık, yedinci basım, 1961, şimdi ayağımız yere basıyor, karşılaştığımız acı ger27) O halde Makal’ın yapıtı, bir açıdan bir öğretmeçek, bizi sarsıyordu.” nin güncesi ya da köy notları gibi de alınabilir. Niteİçlerinden birinin babası kızları köye bırakıp dökim bunların kitaplaşmadan önce Varlık dergisinde necekken şöyle diyecektir: “Birbirinize sahip olun! “Köy Notları” biçiminde yayımlandığı anımsanabilir. ÖĞRETMENE DIŞTAN BAKIŞ, İÇERİDEN BAKIŞ... Çektiğiniz bu rezilliğin hakkını verin! Vatana millete (62) Bunları kaleme alma gerekçesini şöyle dillendiBu kez iki öğretmen yazarın, kendi öğretmenlik yararlı olun!” (27) riyor Makal: “Bir el dürtüklüyor içimden. Her gördüyaşamından kalkarak kurdukları yapıtları almak istiŞahin, Katuna’da evlerin önüne hela yapmak için ğüm insan, hayvan, eşya sanki ‘beni dile getir’ diye yorum odağa: Mahmut Makal’ın Bizim Köy (1950) beş genç öğretmenin verdiği savaşımı anlatırken sesleniyor bana. Anadolu’nun bilinmeyen köyünü adlı anlatısıyla Osman Şahin’in Katuna’da Dokuz Makal bu konuya şöyle bir değinip geçiyor yalnızanlatmak istiyorum.” (67) Ay (Günışığı, 2009) başlıklı romanını… Yapıtlardaki ca. O, daha çok çocuk ölümleri, öteki sağlık sorunAncak okunduğunda günlük veya not düzeneğiöğretmenlerden kalkarak, bu karakterler odağında ları üzerinde duruyor. Yeri geliyor çocukları tek tek nin çok üzerinde bütünsel, özgün bir anlatıyla karşı kurulan anlatıroman evrenlerini birlikte değerlendikendi elleriyle temizliyor. Selma’yla arkadaşları da karşıya olduğumuz görülebiliyor. O halde yapıtın, relim… Katuna’daki çocukların, kadınların sağlığıyla ilgileniyazınsal açıdan yine de “anlatı” bağlamında alınKitapların ilk yayımlanışı açısından ikisi arasında yor elbette, ama ilçeyle ilişkiler kurarak, köydeki ması gerekiyor. Makal’ın, Mamıdefendi’yi karakter neredeyse altmış yıl var, ancak roman zamanları jandarma karakolunun desteğini alarak bunu başaolarak yapılandırmayı enikonu başardığı da öne süaçısından süre daha kısa… Mahmut Makal, Bizim rıyor. Örneğin çocukların uyuz hastalığından kurtulrülebilir bu arada. Köy’de 1940’ların sonlarına doğru öğretmenlik ması için ellerinden gelen çabayı harcıyorlar, ama Şahin ise aynı okulu bitirip güneydoğunun aynı yaptığı köyle kendi köyünü, Osman Şahin ise yirmi çocukların temizliğini annelerine bırakıyorlar yine köyüne öğretmen olarak atanan, hepsi de on yedi yıl sonrasını, 1960’ların sonlarında (196667) kahrade. yaşında (11) beş kızı alıyor romanında. Ancak romanı Selma’nın öğretmenlik yaptığı Katuna’yı anlaBu çerçevede Mamıdefendi, can alıcı onca davmanın anlatıcısı içlerinden biri; Selma. tıyor… ranışına karşın başarılı olamıyor, ama Selma’yla arNe var ki yazar, Selma’yı da ötekileri de karakteMakal’ın, Bizim Köy’ü tam bir gerçekçi rapor kadaşlarının ardından köylüler “Beş Kardeşler Anıre dönüştürmeden öylece bırakıyor denebilir. Biz olarak sıcağı sıcağına kaleme aldığını, Şahin’in öğtı” dikiyor. bu genç öğretmenleri, Mardin’in Katuna Köyünde retmenlik yaşantısını kırk yıl kadar sonra dönüştüMahmut Makal, alaysamalı anlatımını, yapıtın tüyaşananlarabakarak bu perdenin arasından, bunlar rümlere uğratıp roman kalıbı içinde ortaya koydumüne yayarak bundan yararlanıyor. Köylülerin yaolanak verdikçe tanıyabiliyoruz ancak. Çizgisel kalğunu düşünebiliriz… şadığı acı karşısında, okurun bir ölçüde yabancılaAncak bugüne dek okuduğum romanlarda, yaza dıkları söylenemez belki, ama tipleşmekten de kurşarak konuya soğukkanlı yaklaşımını sağlıyor bu. tulamıyor ne yazık ki kişiler. Oysa okur onları kendi rın öğretmen oluşuna ya da öğretmenlikle ilgisinin Şahin, yapıtında yalnızca şeyhi anlattığı bölümde iç dünyaları, çatışmalarıyla, birbirleriyle, köylülerle bulunmayışına göre öğretmenlerin farklı temelde yararlanıyor alaysamadan. Şeyh olgusu Makal’da ilişkiler içinde tanımayı ister haklı olarak. Doğrusu yapılandığını gözlüyorum. Öğretmen yazarların öğda yer alıyor: “Bizim toprakta tam anlamıyla bir bu yönde kişilerin oldukça silik kaldığı savlanabilir. retmen kahramanlarıyla öğretmenlik yapmamış yaşeyh salgını var.” (70) Makal, 1946’dan sonra başKişilerin yaşayan bireylere dönüşemeyişi, yazarın zarların öğretmen kahramanları birbirinden tamalayan, giderek yayılan gerici girişimlerin de tanıklığıbir genç kızın ağzından özöyküsel anlatımla romanı men ayrılıyor diyebilirim. Bir biçimde, yedek de olsa nı yapıyor köylüler arasında. İmamlarla hafızların sürdürmesindeki güçlükten de kaynaklanıyor olabiöğretmenlik yapmış yazarlar bile öğretmeni karaköğretmen karşısındaki gücünün yükselişini gözlülir. ter olarak yapılandırmada daha başarılı. Böyle bir yor. Kendini, soğukkanlılıkla sakinleştirmeye çabalıAncak Osman Şahin’in elinde öğretmenlerin kedeneyimi bulunmayan yazarlar, öğretmeni karakter yor: “… Atatürk devrimlerinin öncüsüsün sen bu sinlikle karikatüre dönüşmediğini söyleyebilirim. olarak yapılandırmakta güçlük çekiyor, bu nedenle köyde.” (78) Mamıdefendi ile Selma ve arkadaşları arasında tipikleştirerek yansıtıyor öğretmeni. Köylüler, sözgelimi “ilkokullarda din dersleri koönemli farklar gözleniyor. Yaşları birbirlerine çok Bu, roman ya da anlatıda gerçektenlik duygusunulduğunu ve bu ders için bir kitap çıktığını” (94) yakın olsalar da Makal’ın Mamıdnu zayıflatmakla kalmıyor, yanlış imge uyanöğretmenden önce duyuyor. Mamıdefendi, yaşaefendi’si köylülerle ilişkisinde önmasına da yol açıyor aynı zamanda. Öğretdıklarının ardından şu notu düşecektir çaresizlik men, bir rol olarak figüran gibi kalabilir eliçinde: “Ve kara kuvvet koşar adımlarla yolunda bette, ama ona, toplumsal rollerini bilerek yürüyordu. Kimsenin haberi davranmak zorunda yoktu bundan, kimsenin bir yazar… Yaşamda umurunda değildi.” (81) tanıklığını yaptığı öğretmen, dershanede Osman Şahin’in Katupara kazanan, pazarna’da Dokuz Ay adlı yapıtılamacılık, spekülatörnı ise Güneydoğu’ya dönük lük yapan, ticaret erdüşünce üretenlerin de babı arasında hatırı okuması gerekiyor. sayılır yeri olan, borİşte son altmış yıldan ansayı izleyen biri olabilatıya, romana girmiş iki öğlir. Ama yine de heretmen, iki yurtseverlik örkimden nasıl hekimlik Mahmut Makal neği size… ? Osman Şahin beklenirse öğretmenCUMHURİYET KİTAP SAYI 1031 SAYFA 20