05 Kasım 2024 Salı Türkçe Subscribe Login

Catalog

¥ nin nereden geldiğini anlatıp zaman içinde mekânların nasıl bir değişim gösterdiğini, oralarda bulunan, korunmuş ya da yok edilmiş tarihi eserlerini açıklıyor. Oyun Değil Gerçek Ceren Karaçayır Kanserli Çocuklara Umut Vakfı Yayınları/ 36 s. “Fotoğrafın bana öğrettiği en önemli şeyin farklı hayatları anlama, değişimgelişim süreçlerine tüm gerçekliğiyle tanıklık etme sorumluluğu olduğunu anladım. Bu yüzden ‘Oyun Değil Gerçek’ isimli bu projede de fotoğraflarımla yaşamın ne kadar özel ve değerli olduğunu paylaşıyorum sizlerle. Bu projenin kahramanları ‘Cerrahpaşa Tıp Fakültesi HematolojiOnkoloji Bölümü’nün çocuklarıdır.” ‘Aile Evi’ kampanyasına destek amaçlı yayımlanan bu kitap, kemoterapi gören çocukların, Ceren Karaçayır tarafından çekilen fotoğraflarından oluşuyor. belirleyici nesnel tasarımlar yakalanmaya ve yorumlanmaya; felsefesi ve öğretisi gereği laik olan Alevi yaşama biçiminin aydınlanma, hümanizm ve etik boyutları irdelenerek geleceğe de yol gösterecek olan Alevi ütopyasının, bu bağlamda Alevi düşsel toplum projesinin çerçevesi çizilmeye çalışılıyor. Struma Bir Dramın İçyüzü/ Prof. Dr. Çetin Yetkin/ Gürer Yayınları/ 178 s. “Struma gemisi II. Dünya Savaşı yıllarında, 12 Aralık 1941’de Romanya’nın Köstence limanından yola çıktı. Nazi yanlılarının iktidarda olduğu Romanya’da yaşayan Yahudiler, İngiliz idaresindeki Filistin’e kaçmayı ümit ediyordu. Gemide yüzü çocuk, yedi yüz altmış dokuz Yahudi yolcu vardı. İstanbul Boğazı’nda, gemi diplomatik nedenlerle yetmiş gün bekletildi, yolcular hiç karaya ayak basmadı. Gemi, İstanbul’dan Karadeniz’e geri dönmek üzere yola çıktı. 25 Şubat 1942 sabahı, İstanbul Yön Burnu’nun 45 mil açığında bir patlama sonucu battı. Bir kişi dışında kurtulan olmadı. Geminin bombalandığı ya da torpillendiği düşünüldü. İşin kolayına kaçıldı. Türkiye suçlandı... Oysa Türkiye Nazi’lerden kaçan yüzlerce Yahudi’ye kapılarını açmıştı. Struma, İngiltere’nin engellemesi ve Türk hükümeti üzerindeki baskısı nedeniyle İstanbul Boğazı’ndan geçerek Filistin’e doğru yoluna devam etme olanağı bulamamış, patlamanın asıl nedeni anlaşılamamıştır.” Struma olayıyla ilgili ilk incelemeyi 1993’te yapan Prof. Dr. Çetin Yetkin, Tel Aviv Üniversitesi’nin kitaplığında çalışarak, İbranice metinlerin tercüme edilmesini sağladı. Fransızca, Almanca, İngilizce, Rusça, İbranice belgeleri de inceleyerek Struma olayını ele alan bu kitabı hazırladı. Uçurumdaki Çığlık Sappho/ Erica Jong/ Çeviren: Tanay Atasoy/ Abis Yay./ 390 s. “Uçurumdaki Çığlık Sappho”, 2600 yıl öncesine yapılan bir yolculuk. On dördünde yakışıklı şair Alcaeus tarafından baştan çıkarılan Sappho, onunla vatanı olan adanın diktatörüne yönelik bir komploya karışıyor. Yakalandıklarında, evlilik yaşamının onu belalardan koruyacağı düşüncesiyle yaşlı ve itici bir adamla evlendiriliyor. Ancak bu onu kurtarmıyor, tersine Delfi’den Mısır’a ve hatta Amazonlar Ülkesi’nden Hades’in karanlıklar ülkesinde maceralara atıyor... Adagio/ Reha Akçayaka/ İlke Kitap/ 128 s. “Bu albümdeki görüntüleri özümsemek için aslında açıklayıcı metinlere ihtiyaç yok. Onlar bir sanat dersi vermekten çok siz izleyiciyi bir duygu deneyimine davet etmek için yapıldılar. Üzerinde seyahat ettikleri kızılötesi fotoğraf tekniğiyse bu duygu görevi için kaçınılmazdı. Amacım konuyu anlatmak veya tekniğin koleksiyonunu sunmak değil. Amacım kavramsal veya duygusal bir bilmeceyi çözdürmek de değil. Buradaki fotoğraflar estetik kaygıyla çekildiler ve bir araya geldiler. Onlar ruhsal bir bütünlük içinde olsalar da, bir filmin kareleri veya geometrik şeklin farklı yüzeyleri değiller. Bu fotoğraflar konularından çok benimle ilgililer. Fedorico Fellini gibi söylersek, bir otobiyografi oluşturmaktalar.” “Adagio”, Reha Akçayaka’nın, 19952007 arasında çekitği yüz fotoğraftan oluşuyor. Rotterdamlı Erasmus/ S tefan Zweig/ Çeviren: Ahmet Cemal/ Can Yayınları/ 194 s. Ahmet Cemal’in, “Her koşul altında iç özgürlüğünü koruma uğrunda çaba harcamak, kimsenin efendisi olmaya kalkışmamak, fakat kimseye de boyun eğmemek; hiçbir sav ya da düşünceye baştan düşmanca yaklaşmamak, ama buyurgan nitelik almaya başladığı anda her savın ya da düşüncenin karşısına dikilmek. Bütün bunlar gerek Erasmus’un, gerek Zweig’ın kişiliklerinde birbiriyle bütünüyle örtüşen niteliklerdir” dediği bu kitap, Stefan Zweig’ın, Kuzey Avrupa Rönesansı’nın ustası, hümanist bilgin Desiderius Erasmus için kaleme aldığı yaşamöyküsü... Yüce Sultan/ Miguel De Cervantes/ Çev.: Yıldız Ersoy Canpolat/ Türkiye İş Bankası Kültür Yay./ 116 s. “La gran sultana Osmanlı İmparatorluğu’nun tüm görkemini gözler önüne seren bir sahneyle, Osmanlı padişahının cuma namazını kılmak üzere, yaya ve atlı altı bin yeniçeri eşliğinde Topkapı Sarayı’ndan Ayasofya’ya gidişiyle başlar. Tiyatro sahnesinin sınırlarını aşan Cervantes’in gözleri bir sinema kamerası gibi geçit törenini izlemeye gelen düzenli kalabalığın, geçit sırasında padişaha arzuhallerini sunmak için bekleyen halkın panoramik görüntüsünü verdikten sonra kalabalık arasından seçtiği iki kişi üzerinde odaklanır. Bunlar Salek ve Roberto’dur.” 1605 yılında yazdığı “Don Quijote” ile çağdaş romanın yolunu açan Miguel De Cervantes’in, 1615 yılında yayımlandığı halde döneminde hiç oynanmayan “Yüce Sultan”, okurla buluşuyor. Damaya Güzelleme/ R. İnanç Baykur/ YGS Yayınları/ 128 s. “Damaya Güzelleme”, düşünce temelli bir Anadolu oyununun bugün pek de bilinmeyen hikâyesi... Damayı sistematik biçimde çalışan ve aynı zamanda oyunun toplumsal bağları üzerine araştırmalar yapan R. İnanç Baykur, elde ettiği bulguları bu kitap aracılığıyla paylaşıma açıyor. Yazar, okura Anadolu damasını ve onu sarmalayan kültürü birlikte sunuyor. Oyundaki temel strateji ve taktikler, iki yüz elliye yakın seçme dama oyunuyla desteklenerek verilirken, hikâyeler, röportajlar ve fotoğraflarla da damanın antropolojisi ele alınıyor.? CUMHURİYET KİTAP SAYI 952 Okulname/ Doğan Katırcıoğlu/ İdol Yayıncılık/ 488 s. “Ben okula vardığımda bahçede kimsecikler yoktu. Okulun demir bahçe kapısının ardından içeriye süzüldüm. Okulun büyük kapısı karşımdaydı. Dün o kapıdan babamla birlikte geçmiştik. Onun için yabancı değildim. Babam kaydımı yaptırdıktan sonra sınıfımı göstermişti. Birinci katta solda idi ‘1B’ sınıfı. Okulun merdivenlerini bir solukta çıktım.” Doğan Katırcıoğlu, “Okulname”de, İstanbul’un okullarında geçen çocukluğuna değiniyor. İstanbul Erkek Lisesi başta olmak üzere eğitim gördüğü okulları ve bu okullarda görev yapmış olan öğretmenleri ve okul arkadaşlarıyla yaşadığı anıları anlatıyor. Özel Hayatın Tarihi 4 – Fransız Devrimi’nden Büyük Savaş’a/ Hazırlayan: Philippe Aries, Georges Duby/ Çeviren: Ali Berktay/ Yapı Kredi Yayınları/ 702 s. Devingen olan ‘özel’i incelemeyi yeğleyen Georges Duby ve Philippe Ariès gibi iki tarihçinin yönetiminde hazırlanan “Özel Hayatın Tarihi”, Roma İmparatorluğu’ndan bugüne, medeniyetler, kültürler, çağlar boyunca yaşanan derin değişimler üzerinde göz gezdiren beş ciltlik kolektif bir yapıt. Dördüncü kitap, Fransız Devrimi’nden I. Dünya Savaşı’na (Büyük Savaş) kadar olan dönemi kapsıyor. Devrimle altüst olan kurum ve kavramlar, bireyselliğin hız kazanması, aile hayatının dönüşümü, yeni bireysel sıkıntılar, yeni yerleşim biçimleri ve aşkın evrimi gibi konular üzerinde incelemelerin bulunduğu “Özel Hayatın Tarihi 4”, görsel malzeme eşliğinde Batı’nın dinsel, siyasal ve kültürel tarihi üzerine ortak bir veri sunuyor. Türkiye’nin Kültür Mirası 100 Kale/ Hazırlayan: Faruk Pekin, Hayri Fehmi Yılmaz/ NTV Yayınları/ 214 s. Uygarlıkların gelip geçtiği, geçerken buluştuğu, buluşunca yepyeni sentezler yarattığı Anadolu, Türkiye’nin tarihi ve kültürel miras bakımından zenginliğinin sebebi. Sayısız kavmin mekânı olan bu coğrafyada, tarihin zor ve tehlikeli şartları altında yaşamanın temel ihtiyacının güvenlik olması, üzerinde yaşanan topraklarda binlerce kale olmasını da açıklıyor. Dağbaşlarında, sarp kayalıklarda, yamaçlarda, su kenarlarında... Ama kaleler, aynı zamanda, bu topraklardaki kültürel mirasın az tanınan ve buna paralel olarak az korunan anıtları. Üstelik, bir kısmı yakın bir tarihe kadar, Kurtuluş Savaşı’nda bile kullanılmasına rağmen. “Türkiye’nin Kültür Mirası” dizisinin ilk kitabı olan “100 Kale”, binlercesi içinden en önemlileri sayılabilecek 100 tanesini kapsıyor. Anadolu Aleviliği/ Esat Korkmaz/ Berfin Yayınları/ 494 s. Anadolu Aleviliğinin felsefesineinancına, öğretisine ve erkânına yönelik olarak gerçekleştirilen bu çalışma boyunca, Anadolu Aleviliğinin felsefi bir din, bir bilgelik öğretisi olduğu kanıtlanmaya; bu kanıtlanmaya koşut olarak “insanevrenTanrı” konusundaki inanç tasarımlarına esin oluşturan, öncel ve SAYFA 36
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear