22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Murat Beyazyüz’den “Cemil Meriç’in Psikolojisi” üzerine... Hakikati arayan yazar Kimdir Cemil Meriç? Nedir onu zaman zaman anlaşılmaz kılan? Ne anlatır? Tekrar mıdır, özgün müdür? Murat Beyazyüz’ün kaleme aldığı Cemil Meriç’in Psikolojisi, bu sorulara farklı bir bakış açısından yanıt arıyor. Meriç’i psikanaliz koltuğuna yatıran yazar, önce onu kitapları ve tuttuğu günlükler üzerinden konuşturuyor. Bu konuşmaları bilinçdışı göstergelere tercüme eden Beyazyüz, Meriç’in fikir hayatındaki dalgalanmaları ve olgunlaşma çağına kadar süren Avrupa düşkünlüğünü onun patolojik narsisizmiyle açıklıyor. sel bir iddia taşımadığını, aksine edebi bir çalışma olarak okunması gerekliliğini vurgulamakla işe koyuluyor. Meriç, ilk arzu nesnesi olan annesiyle ilişkisinde, bir beklentidoyum asimetrisi nedeniyle dış dünyadan gittikçe uzaklaşır ve libidosu kendi egosuna yönelir. Bu durum, dış dünyadan sürekli bir kaçış ve olumsuzlama pratiği ile birlikte kendi dünyasını bulmak isteyen narsisist bir kişilik yaratmıştır. Beyazyüz, bu kişiliği Meriç’in satır aralarından deşifre ederken, onun bu dünyayı sevmekten vazgeçtiğini söylüyor. Meriç’in, sevgililerinde ideal bir kadını, erken çalışmalarında ideal bir hakikati aradığını, dış dünyadaki nesnelerin ise bu ideaları yeterince temsil edemediği için, düşünürün idealist bir arayışı sürdürdüğünü, teşhis ettiği patoloji üzerinden aydınlatıyor. Bu idealar, çocukluk çağında, dünyanın beklentileri karşılayamaması ve yabancılaşma deneyimi ile filizleniyor, sonrasında Meriç’i entelektüel seyrinde, dış dünyayı olumsuzlama ve yerine ideal bir hakikati (çoğu zaman bu hakikati Batıda arar) koyma mücadelesi ile baş başa bırakıyor. Bu sorun Meriç’i, esinlendikleri arasında Batılı materyalistler de olmasına rağmen özel tipte bir idealist olarak belirlemektedir. Meriç’in kendi entelektüel girişimini açıklayışında, Beyazyüz’e göre onun narsisist tutumu su yüzüne çıkmaktadır. Narsisist fanus, dış dünyanın dürtülerin doyumunu sağlayamaması ve libidonun egoya yatırılması nedeniyle şekillendiğine göre, o Batılı aydınların hakikatleri ile kendine yeni, güvenli bir dünya kurmalı, dış dünyaya bu kaleden saldırmalıdır. Peki, bu hakikat arayışı, idealizme hangi yönde bağlanmaktadır? Hakikati isteyen kimdir? Nietzsche, hakikat arzusunun arkasında yaşamı tuzağa düşüren çileci bir idealin varlığını sorgular; hakikatin, dünyaya saldırmak için seçilen son yargı makamı olarak belirlendiğini söyler. Böylece ideal hakikatin aranışı, malum düalist idealizminnihilizminpratiğidir. Yine de bu olumsuzlama, Meriç’in narsisizmi ile ne ölçüde ilişkiliyse, onun entelektüel gelişimi açısından da o ölçüde etkindir. Yaşadığı çevreden uzaklaşan Meriç, tüm enerjisini kitaplara aktardığı ölçüde zenginleşmiş, ilginç bir entelektüel kişilik olarak belirmiştir. OLGUNLAŞMA DÖNEMİ Beyazyüz’e göre Meriç, bu ilk idealist zamanların ardından, hayal kırıklıkları ve rastlantılar sonucunda bir olgunlaşma dönemine girer. Dikkatinin ve entelektüel birikiminin bir yönünü Asya’ya ve kendi ülkesine yönlendirmeye başlar. Buna paralel olarak da dış nesnelerde ideaları arama işinden ve saldırılardan vazgeçer, nesneleri olduğu gibi iyi ve kötü yönleriyle kavramaya çalışır. Bu dönem, Avrupa medeniyetini eleştirisinde, Dostoyevski’den de esinlenmektedir. Meriç’in bu yeni tarzı, onun tüm düşüncelere karşı saygılı ve mesafeli duruşuyla başlar ve ideal hakikat arayışını bir yana koyarak, hakikati bir üretim olarak kavraması noktasına doğru evrilir. Sonuçta Meriç, yaşadığı toplumun kültürel farklılıkları ve zorunlu hakikatleri üzerine düşünen, bu hakikatlerin yaratımına katkıda bulunmak isteyen bir fikir adamı olarak karşımıza çıkar. Yine de bu olgunluk döneminin, Beyazyüz’ün aktardığı derecede net olduğu tartışmalıdır; çünkü bu dönemde bile düşünürün hakikat konusundaki gelgitlerini izlemek, Meriç’i anlamak açısından yararlı olabilir. Gilles Deleuze, aşkın hakikatlere başvuran bilge SAYFA 20 Cemil Meriç ile kavramlar yaratan filozof arasında ayrım yapar. Başlangıçta bilgeliğe yazgılı görünen Meriç, olgunluk döneminde bir filozof değildir belki, ancak bilgeliğin aşkınlık çekirdeğini sürekli ertelemeye gerçekten çabalamıştır. BİR TÜRK AYDINI Beyazyüz’ün Cemil Meriç incelemesi kendisini sadece psikanalizle sınırlı tutmuyor; yanı sıra bir Türk aydını eleştirisi de getiriyor. Kendisini izm’lerin hapishanesine kapatıp bu kalelerden kendi doğasına, tarihine saldıran, ithal hakikatlerle dünyayı olumsuzlayan trajikomik aydınlara Cemil Meriç üzerinden verilmiş bir cevap olarak da okunabilecek bir psikobiyografidir elimizdeki. Ancak daha da ileriye gitmek gerekiyor. Cemil Meriç’i Türkçülükle ya da milliyetçimuhafazakâr düşünceyle sınırlandıranlara karşı da ilginç bir yaklaşım sunuyor Beyazyüz. Meriç birçok çalışmasında dağınık bir hakikat arayışını ortaya koyarken bu onun idealist yanıdır öte yandan ideal hakikatleri aramaktan vazgeçmemizi, kendi hakikatlerimizi yaratmamızın gerekliliğini öne sürer. Arayış ile yaratma, Meriç’in tüm entelektüel gerilimini belirleyen düşman kardeşlerdir. Meriç’i yeniden izm’lerin çerçevesinde görmenin, düşüncesini dar modeller içine sıkıştırarak bir anlamda onun entelektüel gelişimi boyunca aştığı engelleri ona yeniden dayatmak, onu yadsımak olduğu aşikârdır. Beyazyüz için önemli olan Meriç’i övmek veya yermek, onun düşüncelerini koşulsuz onaylamak veya reddetmek değil, Meriç yoluyla aydın idealizmine bir cevap vermektir. Kısacası Batıya tutunmak neyse, Meriç’i töreleştirmek de aynı olumsuzlama istencinin yaratıcılık ataletinin fenomenleridir. Cemil Meriç’in Psikolojisi, Meriç’e objektif bir bakış açısından bakabilen, özgün bir çalışma. Psikanalitik kuramı, yeni başlayanlar için dahi anlaşılır kılmayı başarmış Beyazyüz. Onun çalışmasını diğer psikobiyografilerden ayıran özelliği ise, kitap boyunca metnin derinlerine yayılmış hüzünlü bir hikâyenin kendini alttan alta hissettirmesi. Öyle görünüyor ki, Meriç ilk defa bu kitapta fildişi kulesinden çıkıp aramızda dolaşmaya başlıyor. ? Cemil Meriç’in Psikolojisi, Murat Beyazyüz, Aşina Kitaplar; Ankara 2007, 288 s. KİTAP SAYI 941 ? Fahrettin EGE P sikanalitik yöntemi, okuru şaşkına çevirecek ustalıkta kullanan Murat Beyazyüz, buna rağmen Cemil Meriç üzerine yaptığı çalışmanın hiçbir şekilde bilim CUMHURİYET
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear