Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Kitap İçin... LXX SELÇUK ALTUN şu sıralarda kitapçı raflarını süsleyen biri yabancı, diğeri yerli iki romanı okumalı. …Selçuk Altun’un ‘Ku(r)şun Lezzeti’ adlı romanı, özellikle bir medya patronunun icraatlarını anlattığı (s.89 ve devamı) bölümü ilgiyle okunuyor. …Başbakan olmak için okumak gerekmeyebilir, ancak başbakanların okuması şart…” 1736 Edebiyatistan’daki aymazlık virüsü kitap reklamlarına da bulaştı. İkinci paragrafında bıraktığım genç yazarlar, “usta”; ikinci sayfasına ulaşmadıklarım, “çağdaş edebiyatımızda önemli yer edinen” diye sunuluyor. Bu cüretkârlığın sonunda satışlar artmadığı gibi genç yazarları belki de boş yere havaya sokuyorlar. Özellikle de, edebiyatın gerçek ustalarına ve gerçekten önemli yerlere ulaşmış yazarlarına ayıp oluyor. ‘Başbakan olmak için okumak gerekmeyebilir, ancak başbakanların okuması şart’ “Göknur ve Can Yeşilada İçin” 22.09.2008! SEL yayıncılık’a uğradım. İrfan Sancı’nın odasında çevirmen ve akademisyen Ayşe Ece ile tanıştım. (Memnun oldum.) Derken iyi niyetli yayıncım İrfan verdiği bir haberle beni şoke etti. Bir roman ödülünün yöneticisi, ödül finalistleri arasında yer aldığı nedeniyle son romanım, “Senelerce Senelerce Evveldi’den” sekiz adet aldırtmıştı. “İrfan, benim bu ülkedeki edebiyat ödüllerine karşı duruşumu bilmiyor musun? Benden izinsiz nasıl kitaplarımı yollarsın?” “Selçuk Bey, telefonda konuştuğum yetkilinin konuşmasından onayınız alındı sanmıştım.” Ertesi gün romanımı ödül sürecinden çıkardık. (Kitabın ilk sayfasında, ironik bir Selçuk Altun tanıtımı yer alır. “Onun bu ülkede okurlarının ilgisinden başka bir ödüle de gereksinimi yoktur” cümlesiyle biter.) 1727 Kıs(s)a Sorular: i) Bir ödül kazandığı için kaçınız gidip o kitaptan edindiniz? ii) Bana beş edebiyat ödülü sayabilir misiniz? Üç? İki? iii) “Kurtarma Sorusu” : Bu yıl bir edebiyat ödülü kazanan yazarın adı, yapıtı? iv) Ve ey çilekeş yayıncı; Bir kitabın ödül kazandığı için ekstra baskı yapabilmek nasip oldu mu? 1728 Çok satanlar listesinde Masumiyet Müzesi’nin ensesindekinin adı Cahillikler Kitabı (J.Lloyd / J.Mitchinson, NTV). Orhan Pamuk’un son yapıtından önce bu muzip kitap gedikli liste başıydı. Kitap yüz binli satış rakamlarını zorluyor. Bu duruma en başta yayınevinin şaşıracağını biliyordum. Benim bu konuda da bir teorim yok değil; aslında bir latife güldestesi olan Cahillikler Kitabı’nı, kimileri “Acaba orada ben de var mıyım?” veya “Cahillikten nasıl kurtulunur?” sorularına yanıt için ve gizlice almakta. (NTV’ye yeni kitap önerisi: Sığlıklar Kitabı.) 1729 Güz ortası itibarıyla kitap önerileri: Roland Barthes: Yazma Arzusu Haz. Mehmet Rifat, SEL / Ölü Evinde Seks Partisi – k. İskender, SEL / Abdülcanbaz: Turhan Selçuk’tan İnsan Manzaraları – Nazife Güngör, Cumhuriyet / Ölü Bir Zamana Ağıt – İbrahim Yıldırım, Turkuvaz / Küp Orhan Duru, YKY / Öykü Yazmak Öyküyü Düşünmek – Feridun Andaç, Doruk / İki Dünya – Filiz Ofluoğlu, Cumhuriyet / Toplu Oyunları 1,2 – Zeynep Kaçar, Mitos Boyut / Ceviz Ağacına Kar Yağdı, Selçuk Baran, YKY… 1730 Selçuk Baran’ın (19331999) tüm öyküleri, Ceviz Ağacına Kar Yağdı başlığıyla yayımlandı. 710 sayfadan mürekkep kitaba dokunurken tümbeden hüzün mü kesildim? SonSAYFA 10 1726 bahara yenik düşmüş bir ıssız parka ışınlandığımı duyumsadım. Tüm yazdıklarını okuduğum yazarlardandı Baran. Bu öyküleri yeniden okur muyum, kestiremiyorum. Kitabı Güz Gelmeden’in (2000, YKY) yanına yerleştirirken, yayımlandığını göremediği son romanının içinden bir mektup düştü. 09.12.72 damgalı mektubun lehdarı Cihat Burak. Baran’ın el yazısı da hüzünkâr. Bu mektuba nasıl ulaşmışım bir türlü anımsayamadım; ne güzel… 1731 İngiltere’de yayımlanan romanımla (Songs My Mother Never Taught Me) ilgili tanıtım çalışmaları olumsuzluklarla başladı. Benimle röportaj yapmak isteyen dergi ve gazetelerin verdikleri randevulara (Londra) icabet edemedim. Ülkem aleyhine propaganda kokusu aldığım için, bir radyo programı ve bir küresel gazetedeki yazı olanaklarını kullanamazdım. Romanımı okuduktan sonra görüşlerini ileten şair ve sahaf Marius Kosiejowski’nin (doğ.1949) mektubundan iki kısa cümle alıntılamak istiyorum: “…Bu roman kahvaltı niyetine şiirle beslenen biri tarafından yazılmış…Bu romanı yazarken müthiş eğlendiğini duyumsadım: Bu pek olağan değildir.” (Her sabah şiir okuyarak güne başladığım doğrudur Marius. Ama ne zaman yazmaya otursam, okuyasım gelir. Bu ülkede okuryazarlık, yazarlıktan da zor zanaat.) 1732 (Sahaf Turkuaz’da gazeteci/yazar Şevket Rado’ya (19131988) ait bir kitap dosyası ele geçirdiğimi arz etmiştim. Kumaş kaplı kallavi dosyanın içinde, konu başlığına göre daktilo edilmiş küresel aforizmalar vardı. Kitap laşmayacaklarını sezen saman yapraklar destursuz dokunursanız kırılıveriyorlardı.) Şiir: “Büyük şiir, muhakememizi tatmin etmez; allak bullak eder.” Montaigne “Şiire vakfolunmaz, kurban olunur.” J.Cocteau “Bir şair için şiirden bahsetmek, bir nebatın bahçıvanlıktan bahsetmesi kadar zordur.” J.Cocteau “Şiir gözle görülmediği yerde hissedilen bir resimdir.” L. da Vinci 1733 Elli yıldır tanışırlar. Doğal afet dahil, her gün uzun uzun telefonda hasret giderirler. “Türk edebiyatında kanka bir çifte rastladın mı?” derseniz adlarını tek geçerim. (Z)arif eğitmen ve yazarlarımızdan Emin Özdemir (doğ.1931) ve Adnan Binyazar (doğ.1934) Beyefendilerden bahsediyorum efendim… 1734 2003 ürünü romanım Ku(r)şun Lezzeti, ülkeyi tehdit yoluyla parsellemeye çalışan bir medya holdingine karşı manifestoydu. Doğan Medya Grubu, adları geçmediği halde, kurmaca romanın yayımlanmasından sonra beni “kara listelerine” aldılar. Kitaplarımla ilgili yazıları kullanmadılar, lehimdeki haberleri görmezden geldiler, aleyhimde etik dışı yazı bile yazdırdılar. (Bu gerçekleri her fırsatta vurgularım. Vurgulanmalıdır.) 2008’de, Sayın Tayyip Erdoğan’la Doğan Grubu’nun uzun süren ve herhalde bitmeyen söz düellosuna tanık olduk. Başbakan, Selçuk Altun’un işaret ettiği tehditlerden seçme örneklerin altını beş yıl sonra çizdi. O, Doğan Grubu’na ait gazetelerin boykot edilmesini de istedi. Buna, hükümet yanlısı gazetelerin kimi köşe yazarları, “Bazı gazeteleri boykot farzdır” diye icazet vermişler. 29.09.08 günü Rodos’a müteveccihen İstanbulDalaman uçağına bindim. Yanımdaki koltukta bırakılmış Hürriyet’in ana başlığı: “Boykotçu Yazara Zor Sorular”dı. Haberin satır aralarında, kara listeye sokulmaya karşı –haklı tepkiler de yok değildi. “Ne zaman adam oluruz?” diye sormak zorundayım. “Etik değerleri, başkasının gereksinimi olduğunda da anımsadığımızda” diye kanırtmak için! 1735 Taha Kıvanç’ın 04.11.2003 tarihli Yeni Şafak’taki, “Tayyip Bey’e Tavsiye Kitaplar” başlıklı köşe yazısından: “Başbakan Tayyip Erdoğan, açılışını yaptığı kitap fuarında, “Okuyabiliyor musunuz?” sorusuna muhatap olduğunda, “Eskisi kadar değil” itirafında bulunmuş ve eklemiş: “Ancak okunmazsa olmaz kitaplara ayıracak vakit bulabiliyorum…” …Roman sever mi acaba? severse, Robert Giroux (19142008) 1737 Editörlerin editörü Robert Giroux’yu, 05.09.08 günü yitirdiğimizde 94 yaşındaydı. Cevher avcısıydı ve nitelik düşkünüydü. Jack Kerouac, Susan Sontag, Elisabeth Bishop, Robert Lowell ve Flannery O’Connor’ı lanse etmişti. Yayınevine kazandırdığı nice yazar ve şair, bilahare Nobelist (T.S.Eliot, Aleksandr Soljenitsin, Isaac B. Singer, Derek Walcott, William Golding, Seamus Heaney, Nadine Gordimer…) olmuşlardı. Editörlük yaptığı Farrar and Straus yayınevinde 1964’te ortaklık mertebesine getirilmişti. (Farrar, Straus and Giroux ABD’nin YKY’si sayılabilir.) İlk iki romanımın anlatıcısı Sina İnsan ve Paul Auster gibi o da bir Columbia University mezunuydu. Robert Giroux, T.S.Eliot’a, “Editörlerin çoğu başarısız yazarlardan çıkmakta” deyince diğeri, “Yazarların çoğu da” buyuracaktır. 1738 Gerçek adı François Marie Arouet olan VOLTAIRE, 100 yaşına ulaşmış bir doktor gördüğünde onlara inanacağını iddia ederdi. Kendisi 1778’de üremiden vefat ettiğinde 84’ündeydi. 1739 k. İskender’den Bayat Sihir Bir göl üstünde nasıl uyur huy Bu yasak duayı bana geri ver nilüfer 1740 I Wish I’d Been There (Keşke Orada Olsaydım) ilginç konusu için edindiğim bir kitap. Editörler B.Hollinshead ve T.K. Rabb 20 tarihçiye, “Tarihte yeni bir sayfa açılmasına neden olan hangi olguya tanıklık etmek isterdiniz?” diye sormuşlar. Ben 28 ve 29 Mayıs 1453 tarihlerinde, son Bizans imparatoru XI. Konstantin Palaeologos’u –uzaktan izleyebileceğim bir noktada bulunmak isterdim. Başta imparatorun sağdıcı George Sphrentzes olmak üzere saray tarihçilerine göre o Konstantinopol surlarında savaşırken şehit düşmüştür. Diğerlerine göre deniz yoluyla kaçmıştır. Kaçarken, giysileri ve ayakkabıları başı parçalanmış bir Bizans askerine giydirilmiştir… ¥ CUMHURİYET KİTAP SAYI 981 Son Bizans İmparatoru XI. Konstantin (14041453)