22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

...KISA KISA... Görme Kılavuzu Hasip Akgül Ë Semih ÇELENK(*) “B enzer görünenler arasındaki farkı, farklı görünenler arasındaki benzerlikleri saptamak, çağın büyük hastalığı körleşmeye karşı sürekli uygulayacağımız bir temrin olmalı. Bir kum tanesine baktığımızda bir insan öyküsünü, bir tahıl tanesinde yüzlerce harmanın güzel karmaşasını da görmeyi öğrenebiliriz o zaman...” Görme Kılavuzu, bu kitabın öncesinde Oğuz Atay’ın Yaşam Oyunu adlı ilginç incelemesiyle tanıdığımız Hasip Akgül’ün ikinci çalışması. Hasip Akgül ilk baskısını 1999 yılında Akış Yayınları’ndan yaptığı Görme Kılavuzu’nu bu kez yirmi yılı aşkın bir süredir emekleriyle var ettikleri kitabeviyle aynı adı taşıyan kendi yayınevleri Duvar Kitabevi’nin bir yayını olarak çıkartıyor. Görme Kılavuzu, gözlerimize, algımıza ve giderek de beynimize yönelen görsel bombardımanlara, manipülasyonlara karşı, akılımızla bir baraj, bir filtre koymayı teklif eden bir kitap. Görme Kılavuzu hem bir yöntem teklifi hem de bu yöntemin pratik olarak nasıl işlediğine dair örnekler içeren bir “kullanma kılavuzu”. Seksenli yılların sonuna doğru, özel televizyonlar birbiri ardına açılırken, ağızlara pelesenk olmuş bir slogan vardı: “Artık hiçbir şey gizli kalmayacak!” Fakat zaman, eskiye oranla daha çok şeyin gizlenebileceğini, örtülebileceğini; çekilen ya da sunulan görüntülerin söz ya da kurgu ile manipüle edilebileceğini gösterdi. Bu yıllar, gazetelerin ve televizyonun görsel bombardımanlarla körleştirdiği ya da ajite ettiği insan zihninin giderek bir cinnete yönelmesinin başlangıç yıllarıydı. Doksanların sonuna vardığımız bugünler ise gerek körleşmenin, gerekse körleşmenin getirdiği cinnetin en ağır sonuçlarını yaşadığımız yıllar olarak tarihe geçiyor. Bütün bu karmaşanın ortasında, insanı yücelten, merkeze koyan ve bütün bu bombardımanların bizzat insan aklını hedeflediğini söyleyebilenlerin, bunu görebilenlerin sayısı çok az. İşte, Hasip Akgül Görme Kılavuzu’nda bunu başarıyor. CESUR YORUMLAR Akgül, görsel malzemelerle birlikte nesneleri, olguları ve olayları yan yana getirirken de, enerjisini güçlü bir dünya görüşünden alıyor ve kendi dünya görüşünün birleştirmeci, ayrıştırmacı yöntemlerini oldukça başarılı bir biçimde kullanabiliyor. Akgül, insanların “Kürt sorunu” gibi, yaşanan acıların ve her gün görsel medyayı saran manipülasyonların etkisiyle “aşırı hassas” yaklaştığı konularda bile, çok çarpıcı yan yana getirmeler ve cesur yorumlamalarla, “görünenin ardındaki gerçeğe” ulaşma çabası gösterineyor. Sadece, “Ölüm ve Görüntü” adlı de me bile tek başına, manipülasyona karşı insan aklını yücelten, sorgulamayı, gerçeği bulmayı öneren etkili bir temrin çalışması. Yine, Delacroix ile Zeki Faik İzer’in tablolarının yan yana getirilmesi de, günün etkisinin dışına çıkabilen, nesnel ve cesur akıl yürütmenin etkili bir başka örneği kitapta. Hasip Akgül, günümüzün mızmız, isim vermeyen, somut kanıt göstermeyen, genel geçer yargılarla yetinen eleştirisine karşı, ismen ve cismen eleştiriyi getirebildiği gibi, bulduğu kanıtların üzerinden bir Sherlock Holmes titizliğiyle iz sürebiliyor. Görme Kılavuzu, özellikle “Görme”yi konu edinen birinci bölümünün dışında, daha önce farklı yerlerde yayımlanmış ve geniş bir yelpazeyi içeren yazılardan, eleştirilerden oluşuyor. Birinci bölümle diğer bölümler arasındaki tematik farka rağmen, diğer bölümlerdeki yazılar da, Hasip Akgül’ün ilk bölümde teklif ettiği ve pratiğini gösterdiği yöntemin erken örnekleri olarak kabul edilebiliyor. Sözü geçen bölümlerdeki yazılar, Akgül’ün giderek geliştireceği, alaycı, yazınsal şiddeti barındıran üslubunun birer habercisi gibiyken, son yazıları (ki bunlar daha çok ilk bölümde yer alıyor) bu üslubun yetkin örnekleri olarak ortaya çıkıyor. KARAKTERLER GALERİSİ Görme Kılavuzu, herkes için “acil okunacaklar” listesine girmeyi hak edebilecek kadar bugüne seslenen, tarih düşen; ama bir o kadar da John Berger’in Görme Biçimi gibi klasikleşebilecek, bu coğrafyada yaşanılanlardan yola çıkarak düşünsel ve sosyopsikolojik sonuçlara ulaşan bir kitap. Bütün bu olumlu noktaların dışında, kimi eleştirilebilecek noktalar da yok değil. Bunların dışında, “Çözülüşün Görüntüsü” ve “Devletin İdeolojik Mekanizması” adlı, yine yukarda söz ettiğimiz üslubun ürünleri ve kendi başına önemli iki yazının, kitabın bütününe aykırı gözükmesi sayılabilir. İkinci bir nokta da, kitabın en güzel denemelerinden olan “Kaptan”da yapılan “GemiÖrgüt” teşbihinde, yazarın teşbihin ötesine giderek bire bir karşılaştırma yapması. Bu üslup, okurun alanına giren ve okura pay bırakmayan bir yaklaşım gibi algılanıyor. Okura bir ipucu vermek gerekirse, Hasip Akgül olgulara ve olaylara yaklaşımı, yazın üslubu ve yazılarının biçimiyle Can Kozanoğlu ve Gündüz Vassaf gibi isimlerin geliştirdiği, sosyal ve sosyopsikolojik olguları değişik bir yaklaşım tarzıyla, çarpıcı bir biçimde irdeleyen ve günümüz okuru tarafından beğenilen bir yazım tarzına yakınlık gösteriyor. Ancak, yazıların sağlama noktasını oluşturan ideolojik bakış açısının belirginliği ile türdeş yazarlarından önemli ölçüde ayrılıyor. Bacon ile “Ziraatçinin Dostu” programından ve Marx ile Kapıcı Mitat Abi’den aynı anda alıntılar vermesi de Akgül’ün, ciddi olanın içindeki komiği getiren, hayatı bir bütün olarak gören tavrının önemli ipuçlarından. Hilmi Yavuz, Orhan Pamuk, Çetin Altan, Ferhan Şensoy, Haldun Dormen, Ali Poyrazoğlu, Rutkay Aziz, A. Kadir Konuk, Nâzım Hikmet, Bedri Baykam, Zafer Mutlu gibi isimler ise, Görme Kılavuzu’nun, yukarda bahsettiğimiz ismen ve cismen eleştirilerden payını alan karakterler galerisini oluşturuyor. ? (*) Prof.Dr., DEÜ GSF Sahne Sanatları Bölümü. Görme Kılavuzu/ Hasip Akgül/ Akış Yayınları/302 s. SAYFA 19 CUMHURİYET KİTAP SAYI 983
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear