05 Kasım 2024 Salı Türkçe Subscribe Login

Catalog

Cevat ÇAPAN Şiir Atlası Rustum KOZAIN / Şiirler/ Çeviren: İlyas Tunç ‘koşuyor düşüncelerimiz sayısız uçlara’ Rustum Kozain, 1966 yılında Paarl’da doğdu. Cape Town Üniversitesi’nde İngiliz Edebiyatı eğitimi gördü. Doktorasını yaptıktan sonra Fulbright bursu alarak on aylığına Amerika’ya gitti. Dönüşünde, 1998’den 2004’e kadar, aynı üniversitenin İngilizce bölümünde edebiyat, sinema, popüler kültür alanlarında dersler verdi. 2004’te üniversiteden ayrılarak serbest yazar, editör olarak çalışmaya başladı. Şiirleri ulusal ve uluslararası birçok dergi ve gazetelerde yayımlandı. 1997’de Philip Stein, 2004’de Thomas Pringle, 2005’te ilk kitabı ‘This Carting Life’ (Bu Katlandığımız Hayat ) ile Ingrid Jonker ödülünü aldı. Rustum Kozain, şiirlerinde, zorlanmış, tercih edilmiş, bazen de anlaşılması zor ilişkilerin sertlik derecelerini, kırılgan noktalarını ortaya koyar. Aynı zamanda sürgünlüğün, köleliğin, şarapırmaklarının, dilin ve güzelliğin akıldan çıkmayan hareketlerini derinlemesine araştırır. Bu kaygılar, şiirinin coğrafyaları, dönemleri, kesitleri boyunca yankılanır. Son derece incelikli dizeler kaleme alan Kozain, aynı zamanda, bakışlarını yekpare yaşamlara çevirebilen bir şairdir. Hüzünlü, dünyadan bezgin, yaralı, ama duaya yatkın olarak tanımlanabilecek, farklı bir sesi vardır. Bu ses, sevilen ve unutulanı, yitince sevildiği anlaşılanı yeniden ele geçirme şansını yarı yarıya şiirde bulan birinin sesidir. Ara sıra denemeler, eleştiriler, kısa öyküler de yayımlayan Kozain, son zamanlarda N.P. Van Wyk Louw’ın şiirlerini İngilizceye çevirmekte ve bir otobiyografik deneme kitabı yazmaktadır. Şair, Cape Town’da yaşıyor. BAŞKA TÜRLÜ BİR AN Tersine çeviriyoruz zamanı uykuya dalan aşkın ardından, müezzin çağırıyorken erkencileri sabah namazlarına. Yetersiz kalıyor gece. Yaklaşıyor tan uzun adımlarıyla. Ginetavukları gıdaklıyor, gaklıyor vazgeçtiğimiz bir başka güne doğru. Bir örtü kalkıyor üzerimizden, baca gibi salıyor dışarı terini, dertlerimizi dünyaya. Rüzgâr, hafif yağmurla birlikte içten, sendeliyor tenlerimiz üzerinde. Sonra çöpmakinesiyle biri, tarazlıyor akşamın saat beşinde sabahımızı. SAYFA 30 Karşı koyuyoruz zamana, uykulara. Kumsala sürüklenmiş deniz yıldızları gibi, sözünü ettiğin günbatımlarının kızıllığında. ŞUBAT AYI: CAPE TOWN (1993) 1. Bugünlerde sıcaklar yoğun. Geceleyin, serinliyor çatılar ama evim tutuyor güneşi. Şiirler, masamdaki bardak altlıkları: viski çeteleri bulandırıyor, gizliyor acıları. Terk ettin sen. Kuruttun bir okyanusu. Gittin ufacık memleketine, Savannah’a, Georgia’daki; bana bıraktın bir kahve içimi şiir kitaplarını, sonraki tadını sohbetlerin: Che Guevara, IMF çağdaşlığımın aşkı nasıl sınırladığı. Senin tabağından yiyorum şu anda yemeğimi katlanmak için zamanıma koruyorum mavisini sonra hesaplarımı arıyorumbütçe, maaş, vergi formlarınıbir çöp tenekesinde, plastik, kül, mango kabukları, kılıflarla dolu 2. bir moloz alanıdır ülkem savsözlerin, ayrıcalıkların, uyumların. Pazarlıklar geveze tüfekler teslim ediyor müstehcenliğe, pembe dizilere. Şiddet, arındırıyorken, her gün kendini ön sayfalarda, göz kırpıyor yıldızlar, gurura kapılmış olarak, koşuyor düşüncelerimiz sayısız uçlara. Limuzinler sürüyor köktenciler, taşınıyorlar onlarla, yemekler sunuluyor yüce mahkemeye, tazminat sözü veren. Ama fark ettik köpekbalığı derisi takım elbiselileri, parıltılı gülümsemeleri, çünkü hâlâ, gitgide daha çok, bir gecekondu halkına dönüşüyoruz biz, iyileştirilmiş yaşamlarımızı kurcalayan sözcükler üzerinde çinko ve karton umutlar inşa ederek: ülkenizin dolarlarıyla, altın ve dumdum kurşunlarıyla satın alınmış kahramanlar, raşitik devrimlerimize barakalar bırakan kahramanlar. KİTAP SAYI ? CUMHURİYET 895
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear