Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Nick Hornby'nin son romanı “Çat!” üzerine… Bir genç hakkında Çat!, Hornby'nin ilk gençlik romanı; ancak işin ilginç yanı, yazarın açıkça son derece yakın hissettiği bir alana seslenmesi için on beş yıl geçmesi gerekmesi. Hornby şu an 50 yaşında, yani benim kuşağımdakilerden sadece birkaç yaş büyük. Onun yazılarına oldum olası bayılmış ve sergilediği o ebedi genç ruhuna hep imrenerek bakmışımdır. Kendi gençlik takıntıları olan futbol ve müzik, onun yazarlık kariyerini fişekleyen iki etkendir. Daha sonra, Futbol Ateşi ve Ölümüne Sadakat 'in bir adım ilerisine geçerek, doğduğundan beri annebabadan yoksun, zulüm görmüş ve uyumsuz 12 yaşında bir çocuğu anlattığı ‘Bir Erkek Hakkında'yı kaleme aldı. Bir Erkek Hakkında gerçek bir köprü roman; yetişkinlere yazılmış olmakla birlikte gençler arasında hayli popülerlik kazandı. Hemen sonrasında da yayıncılarından beklenen soru geldi: “Neden doğrudan gençlere seslenen bir şey yazmıyorsun?” Hornby'nin buna verdiği yanıt ise onlara anlık bir hayal kırıklığı yaşatmış olmalı. Yazar, büyük bir soğukkanlılıkla, “Onlara, itiraf etmeliyim ki bu aklımın ucundan olsun geçmemişti demek zorunda kaldım” diyor. yede çalışırken, kızın annesi belediye meclis üyesi. Sam, Alicia'nın anne ve babasının, kendisini kızlarının geleceğini yerle bir eden, 'bir baltaya sap olamaz'ın teki olarak gördüklerinden emin. Hornby, burada da, her zaman olduğu gibi, bize erkeklerin, bu durumda da genç erkeklerin, içsel yaşantılarının ille de dışa yansıyan duruşlarıyla uyuşmayacağını gösterecek bir bakış açısı sergiliyor. Onun becerisi bu bakış açısını yansıtıp bir yandan ruhunuzu hızla oradan oraya savururken, sizi kahkahalara boğabilmesinde. Hornby hakkında az çok bilgi sahibi olan herkes onun ergenlik çağındaki oğlunun otistik olduğundan haberdardır. Danny, Hornby'nin duygusal artalanında büyük bir yere sahip olsa da Sam'le arasında kurulabilecek hiçbir koşut ilişki yok. ERGENLİK DÖNEMİ ANILARI Hornby'nin, yazar kız kardeşi Gill ve onun yazar eşi Robert Harris'ten dört yeğeni var. Ancak çoğunlukla gençlerin bakışlarına dair sahip olduğu içgörü belleğinde hâlâ canlı duran kendi ergenlik dönemi anılarından ileri geliyor. “Bu benim için çıkış noktası oldu. Ben 16 yaşındayken baba olacağım haberini alsam nasıl hissederdim? Ben ne yapardım?” Hornby, bir keresinde, Sam'den az daha büyükken, uzun süredir birlikte olduğu kız arkadaşıyla gebelik korkusunu deneyimlediğini anımsıyor. “Geciken bir aybaşını beklediğimiz korkunç sancılı biriki haftaydı. Durup da bu dünyanın sonu, ne üniversite, ne başka bir şey olacak artık, diye düşündüğümü hatırlıyorum. Hatta daha önce de bu, kızlarla birlikte olurken hep korktuğum bir şeydi. Baba olmak istemediğim için daima gergindim. Bunun başıma gelmesini istemiyordum.” Hornby, Maidenhead, Berkshire yolunun ortasında büyümüş ve 11 yaşındayken annebabası ayrılmışlar. Babası, Bay Derek Hornby, bireysel girişimci bir işadamıymış. Sonunda da o ve annesi rahat fakat kutu gibi evlerinde yaşar giderken, babasının Regent's Park bölgesinde ünlü mimar John Nash imzalı bir evin sahibi olması ona yazılarının ana izleklerinden birini oluşturan sınıf çatışmasının ilk örneklerinden birini yaşatmış. Annebabasının ayrılığını gören ve böyle karmaşık ve yetişkin işi bir olaya tanıklık eden her çocuk gibi o da yaşının gerektirdiğinden fazlasını biliyor, anlıyordu: “Durumu bir ergen olarak incelemiyor ancak kesinlikle nerede ne söylenip ne söylenmeyeceğini biliyor ve özsansür uyguluyorsunuz.” Toplumsal olarak, gençlik yıllarındaki futbol ve müzik takıntıları onu “tümüyle piyasanın merkezine” oturtuverdi. “Bilmeniz gereken bütün müzik topluluklarını biliyordum. Doğru giysiler giyiyordum.” Ancak içten içe o da ancak akranları kadar bilinçli ve onlar gibi kaygı doluydu. “Daima duygusal facialara hazırlıklıydım. Kötü haberler asla tam anlamıyla şoke edici olmuyordu. İşte bu ergen aklıydı yaşamı bilmemek, kızların nasıl hareket edeceklerinden bihaber olmak, diğer insanlarla arandaki dinamikleri anlayamamak ve bütün bunlardan doğan kendine güven eksikliği.” Çat!'ta Sam ruhunun bütün ağırlığını dünyaca ünlü kaykay şampiyonu Tony Hawk'a, daha doğrusu odasının duvarında asılı bir Hawk posterine açar. Hornby aslında Sam'i bir futbolcuyla konuşturmayı düşünmüş, “Ama artık futbolda bana hitap etmeyen bir yan var: Onun her yerde ve her şeyin içinde oluşu” diye açıklıyor durumu. Hawk'ın ise adeta gençlik barometresi olma özelliği var. “30 yaşın altındaki hemen herkes onu tanırken 40'larını geçmiş hemen hemen hiç kimse onun adını duymuş değil” diyor. İtiraf etmeliyim ki ben de metnin tamamını okuduğum süre boyunca Hawk'ın kurgusal bir kahraman olduğunu düşünmüştüm. Ancak Hornby, bana kendisinin de bu konuda bu kadar aydınlanmış olmasının, birkaç yıl önce, şu an 39'unda yaşını başını almış bir Kaliforniyalı olan Hawk'a en sevdiği kitabın hangisi olduğu sorulduğunda “Ölümüne Sadakat” yanıtını vermiş olmasından kaynaklandığını itiraf ediyor: “Dolayısıyla aslında bende de Tony Hawk'ın kaykay üzerinde, elinde benim kitabımı tutarken çekilmiş bir posteri var. Küçük oğlumun odasında duruyor. Amerikalı yayıncılarım bunun büyük bir şey olduğunu, sonuçta söz edilen kişinin Tony Hawk olduğunu söylediler. Ben de daha sonra anladım ki bu doğruydu. Yetişkinler dışında herkes onun kim olduğunu bildiğinden, bu Sam'in onunla olan konuşmalarını bir şekilde daha özel kıldı.” Sam, tıpkı Hornby'nin karşısında gözü yaşlı, yüzü kireç gibi olmuş bir kız arkadaş gördüğünde yapacağı gibi davranıyor. Alicia ile gidip gebelik testi almak yerine onu Starbucks'ta öylece bırakıp cep telefonunu kapıyor. Eğer haberini almadıysanız, o şey olmamış demektir. Sam'in böyle anlık bir ahlaki zayıflık göstermeye hakkı var. Test sonucu pozitif çıkınca da doğru Hastings'e kaçıp, telefonu denize fırlatıyor: “Kendimi bunu yaparken hayal edebiliyorum. Bunun kötü olmakla bir ilgisi yok. Bu insanın gözünü karartan bir panikten ileri geliyor. Bir yetişkin olarak dahi kriz anlarında aptalca şeyler yapıyoruz. Ancak ben gençlerin hemen hepsinin iyi olduklarını düşünüyorum ve kitabı yazma nedenim de bu aslında. Sokakta ellerinde bebek arabasıyla yürüyen o genç çifti gördüğümde, aile babası da oradaydı. Bir yere tüydüğü falan yoktu.” Hornby, Çat! üzerinde henüz çalışmaya başlamışken, İngiltere'nin, Avrupa'daki en yüksek genç ebeveynlik oranlarına sahip olduğunu öğrenmiş. Bu rakamlar Fransa ya da Almanya'nın iki katı iken Hollanda'nın dört katıymış. Hornby bunun okullarda, özellikle de Sam gibi beyaz ve orta sınıftan gelen çocukların 18 yaşına gelmeden çocuk sahibi olma riskinin büyük olduğu okullarda verilen “ilkel” cinsellik eğitimine bağlı olduğu görüşünde. Yine de Hornby'ye göre yazarlık asla siyasi bir borazan öttürmek anlamı taşımayacak: “İnsanların bu kitabı neden okumak isteyeceklerini düşündüğümde, bunun kitabın başlangıç ve bitişiyle ilgili olacağını görüyorum. Sıkıcı mı olmuş? Bu benim en büyük korkum. Eğer neden kimi kitapların başarılı kimilerinin başarısız olduğuna dair inceliksiz bir yorum yapacak olursam diyebilirim ki sıkıcı kitaplar asla başarılı, olmazlar. Bu, bu kadar basit. Okumaya KİTAP SAYI ? Cathrine O'BRIEN* ondra'nın kuzeyindeki evine yürüme mesafesindeki, yazmak için kullandığı çatı katı dairesindeyiz. Ben burayı karanlık, dumanlı bir bekâr kümesi olarak tasarlamıştım; ama aslında burası, bir duvarında kitaplarının yabancı dillerde yayımlanmış kopyaları, diğer duvarında 14 yaşındaki oğlu Danny, beş yaşındaki Lowell ve üç yaşındaki Jesse'nin fotoğrafları dizili duran havadar ve düzenli bir yer. Hornby pek de şöhret muhalifi biri sayılmaz. İmza turneleri ve okuma günlerinin yanı sıra bu tip röportajları da severek kabul ediyor. Söylediğine bakılırsa bunlar anlaşmanın parçaları, “Eğer sana gelen parayı kabul ediyorsan, onlara kitaptan fazlasını vermen gerek” diyor, ancak onunla uzun zaman geçirdiğinizde anlıyorsunuz ki öyle çarpıcı kendini pazarlama teknikleri sergileme gibi bir yetisi de zaten yok. Çat!, bedensel gelişim açısından 16'sındaki, kaykay delisi bir çocuk olan Sam'in, ilk ciddi ilişkisi sonunda kız arkadaşı Alicia'nın ona gebe olduğunu söylemesi üzerine dağılan dünyasını anlatıyor. Hornby şöyle anlatıyor: “Bir gün bu civarda çok genç bir çifti ellerinde bir bebek arabasıyla gördüm ve şöyle düşündüm: Bu kız hakkında bir şeyler biliyorum, çünkü genç anneler hakkında yazılmış bir dolu şey var. Ancak oğlandan pek emin değilim. Ve bu düşünce bir şeyi başlatmış oldu.” Sam de o aşina Hornby bölgesinde ikamet ediyor. Hornby kişilerinin pek çoğu gibi o da Islington'da, kendisi de genç yaşta çocuk sahibi olan annesiyle yaşıyor. Alicia da bir kilometreden az bir mesafedeki, ancak ayrı bir dünya diye nitelenebilecek Highbury New Park'taki evinde annesi, babası ve erkek kardeşiyle oturuyor. Sam'inki bir apartman dairesi, kızınki ise büyük, eski, müstakil bir ev. Kızınkinin dört yanında kitaplar varken Sam'inkinde en fazla birkaç kitap var. Sam'in annesi belediSAYFA 14 L ? CUMHURİYET 929