Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
B U L M A C A 1 B 2 F 1 B 2 A 3 L 4 I 5 C 6 J 7 İLKER MUMCUOĞLU I 7 B 8 F 9 B 10 I 11 B 12 N 13 A 14 F 15 L 16 A 17 A 17 C 18 D 19 I 20 G 21 M 22 I 23 F 23 I 24 J 25 K 26 K 27 G 28 H 29 A 30 C 31 K 30 J 32 A 33 D 34 L 33 A 35 K 36 L 37 E 37 J 38 J 39 I 40 I Feyza HEPÇİLİNGİRLER Türkçe Günlükleri söylüyormuş kilitli defterinde.” 41 K 42 I 43 N 43 A 44 B 45 J 46 J 47 J 48 K 49 C 50 K 51 A 16 Şubat Perşembe 51 E 52 A 53 I 54 N 55 C 56 M 57 J 57 A 58 E 59 D 60 C 61 C 61 G 62 D 63 C 64 F 65 H 66 B 66 I 67 D 68 B 69 A 70 K 71 I Ö 71 E 72 N 73 I 74 C 75 K 76 H 77 I 78 D 79 K 79 J 80 N 81 I Önce aşağıda tanımları verilen sözcükleri bulmaya çalışın ve her bir harfi bir yatay çizgi üzerine gelecek biçimde yazın. Sonra çizgilerin altlarındaki sayılara göre bu harfleri bulmacadaki aynı sayılı karelere aktarın. (Kara kareler iki sözcük arasını gösterir. Bir satırın sonunda kara kare yoksa, bu, sözcüğün alttaki satırın başına sarktığını gösterir.) Bulmaca tamamlanınca, sorulan tanımların karşılığı olan sözcüklerin ilk harfleri yukarıdan aşağıya doğru bir şairin adını ve “Giz Dökümü” adlı şiir kitabını yayımlayan yayınevinin adını oluşturacak; bulmaca karelerindeyse, aynı şairin dizeleri ortaya çıkacaktır. Tanımlar ve sözcükleriniz: A. Halikarnas Balıkçısı’nın bir öykü kitabı. 2 57 16 51 13 17 69 29 52 32 B. Resim biçiminde düzenlenen bulmaca. 68 11 1 9 44 C. “... Yabancılaşması” (İdris Küçükömer’in bir yapıtı. 49 55 5 60 30 74 63 D. Süt çocuğu. 62 18 67 59 78 33 E. “... Miserables” (“Sefiller” adlı romanın orijinal adı). 37 58 71 F. “Gülten ...” (“Ah kimselerin vakti yok/ Durup ince şeyleri anlamaya/ Kalın fırçalarını kullanarak geçiyorlar” diyen şair). 23 8 64 14 G. Rumen para birimi. 20 27 61 H. Roma mitolojisinde, bereket ve toprak ürünleri tanrıçası. 76 65 28 I. “Güven” adlı romanından sonra, “Komünist” adlı, anılarını ve bugünkü dünya durumu hakkındaki görüşlerini anlattığı kitabını yayımlayan yazar. 73 39 66 4 7 22 53 77 40 19 10 42 J. Borsada fiyat dalgalanmalarından yararlanarak açıktan para kazanan kimse. 45 38 47 24 46 6 K. “işte akşam, tül, bakır ve yas/ havada kuş tüyleri, ıssızlık/ ay şimdi sularda gizli bir veda/ kumdan kalelerine ağlarken çocuk/ ruhta köpüklenen o kızıl yara” diyen şair. 50 75 41 31 48 79 70 35 26 25 L. Logos. 15 36 3 34 M. Tarla sınırı. 21 56 N. Sarhoş, esrik. 43 72 12 54 nceki gün Eskişehir’de, Dünya Öykü Günü kutlaması çerçevesinde konuştuktan sonra kızımla birlikte Ayvalık’a geçtik. Çok nitelikli bir dinleyici kitlesine konuşmanın zevki yanında, genelde edebiyatın, özelde öykünün güzelliğinden konuşmak çok hoştu. Edebiyat konuşmayı özlemişim. Diz boyu kar vardı Eskişehir’de. Karsız görünen yollar, bastıkça çıtır çıtır kırılan cam gibi bir buz tabakasıyla kaplıydı. Ayvalık da soğuk; ama kar buz yok. 21 Şubat Salı Ç amlıca Bulgurlu taraflarında bir sokak: “Haminne Çeşmesi Sokağı”. Türkçenin saraylı geçmişinde beyaz başörtülü, nur yüzlü bir yaşlı kadın: “Haminne”. Öylece oturur durur. Ne arayanı kalmış ne soranı. 22 Şubat Çarşamba 17 Şubat Cuma M illiyet Kitap’ın toplantısında Füruzan anımsatmıştı “oldukça” sözcüğünü. Daha önce “Dilbilgisi” kitabında ve galiba “Dedim: Ah!”ta da yazmıştım; ama Füruzan’ın hatırı için bir kez daha vurgulayacağım. Çok yakın zamana dek, “yetecek kadar, epey, hayli” demekti ve abartma anlamı taşımazdı bu sözcük. “Oldukça iyiyim” tümcesinin anlamı, “Fena sayılmam”; “oldukça büyük” sözünün anlamı, “küçük değil, küçükten az daha büyük” demekti. “Çok, aşırı, fazlasıyla” anlamında kullanılması yenidir ve elbette başka pek çok yanlış gibi, televizyonlar tarafından yaygınlaştırılmıştır. “Oldukça şık” olduğu söylenen hanıma bakıyorsunuz, daha şık olunamaz. “Oldukça eğlendik.” dendiğinde çılgınlar gibi eğlenmiş oluyorlar. Bu kullanım ısrarı sürerse sözlüklere sözcüğün abartılı çokluk anlamının da yakında eklenmesi gerekecek. O toplantıda yanlış kullanıldığına değinilen sözcüklerden biri “keyif”ti ki günlüklerde “zevk” anlamında ve bu kadar yaygın kullanılmasının gerekmediğine yakın zamanda değinmiştim. “Açıkçası” sözcüğüne dikkatimi çeken Ayşe Sarısayın oldu. Neyin açıkçası? Orada fazladan bir iyelik eki var. “Açıkça” demek yeter. Bir de “detay” var. Yönümüzü doğudan batıya çevirirken Türkçe üzerinde kısa bir mola bile vermediğimizi gösterir gibidir bu sözcük. Arapça “teferruat”tan Fransızca “detay”a doğrudan sıçrama! Sözcüğün Türkçesi “ayrıntı”yı sanki doğudan batıya zıplamak için atlama tahtası olarak kullanmışız. H 19 Şubat Pazar üseyin Yurttaş son yayımlanan kitaplarını göndermişti; dalgınlığına gelmiş olmalı, ikinci kez gönderdi. “GDO Ülkesi” roman. GDO, Genetiği Değiştirilmiş Organizma’lar demek. Bir gençlik romanı gibi duruyor. Genetik alanında masum gibi görünen çalışmaların, amacından sapması durumunda neler olacağını düşünmek ürkütücü. Genetiğiyle oynanan organizmalardan ne türde yaratıklar çıkacak? Bunlar dünyanın başına bela olmayacak mı? Anılarını, anımsamalarını çok sıcak bir dille anlattığı kitabın adı “Özgürlük Çiçekleri”. Çocukluk ve okul anıları, utanılmayan, hatta neredeyse övünülen köylülük, öğretmenlik yaşantısından akılda kalanlar, fıkralarla, şiirlerle süslenmiş yazılar; kimi deneme tadında, kimi öykü sıcaklığında… Kendisi bilmez; ama Hüseyin Yurttaş’ın şiirindeki gövermeyi (nedense içimden böyle demek geldi) an an takip edenlerden biriyim. “Ra” Yurttaş’ın son şiirlerini topladığı kitap. Kitaba adını veren Ra, çapraz bulmacalarda “Bir Mısır tanrısı” diye sorulan Ra’dan başkası değil. Bu yüzden, “seni mısır’dan çekip alıyorum / ışığın artık benimle ey ra! / ve yemin ediyorum / yokluğunu bile bile / bütün bulmacalarda / ben de seni soracağım / ne zaman iki harflik bir yer kalırsa” diyor “Ra” şiirinde Hüseyin Yurttaş. “Ç” sesinin yinelendiği, “Çıvgın ıslıklarla / bir çığlık koparıp çığ düşen gecede” gibi aliterasyonlu, “durduk yerde demokrasiye geçiyorum: / rap rap rap! / ra!/ rauf’la refet çoktan kayıp / yine ortalık toz duman / ve sanki araf!” gibi ironik dizelerle şiir tadını doyasıya yaşatan bir kitap olmuş “Ra”. Kitabın son bölümündeki şiirlerin tek hecelik adları da şiirsel bir tümce oluşturmakta: dekiesrayaaksasugülsegüneşözgürce. İçlerinde bana en çok dokunanı “ya” adını taşıyan şiir oldu: “yavrum, meçhulüm benim, yanılsamam öpüşüm usul bir kanamadır yaktığı yanaktadır dövmesi incenik gülümseme el salla ba/bana küçüğüm, biriciğim bakma benim kırık özlemime dünya kötü, dünya zavallı dünya haydutların elinde çok şükür sen de gelmedin ya!”? feyzahep@gmail.com İ 836. sayının çözümü A. Ay Ayakta Değildi, B. Zagrai Atik, C. Erke, D. Raga, E. Yunus Emrem Sen, F. A. Kadir, G. Röntgenlemek, H. Ağır Kanlı, I. Nurlu. Şiir: “kara gemi kara gemi kara gemi yelden kara us’tan yelken takınsa direğin tanrılar durur öyle uzağa” İzmirli şair dostların kitaplarını getirmiştim yanımda. Sırasıyla onları okuyorum. Fergun Özelli’nin “Kilitli Defter”i, eskilerin “mensur şiir” dedikleri düzyazı biçiminde yazılmış şiirlerden oluşuyor. Her ne kadar yeni şiirimizde ölçü, uyak çoktan rafa kaldırılmışsa da tümüyle düzyazı biçiminde yazmak ve yine de şiiri yakalamak pek kolay olmasa gerek. Ben en çok şiirleri bitirişini sevdim Özelli’nin, bir de şiirlerinin adlarını. Şairinin yazımına bağlı kalarak, küçük harflerle: rüzgârını kendin yarat; pıhtı, sabır ve kader; yanık su senfonisi; bulut üstü… Şiirin adının da şiir olması gerekir, öyle değil mi? Kitaba adını veren “kilitli defter” şiirinin bitişi şöyle: “sonra düş girmiş işin içine. bana aşkını itiraf eden cesur kadın, menekşelerle sevişiyormuş ıssız evinin en kuytu köşesinde. üstelik oğlunu gelinine gömmüş ağlayarak, küçük harfli türküler Yıldız Teknik Üniversitesi Türk Dili Bölümü Çukursaray Binası Kat: 2 Barbaros Bulvarı34349 Yıldız /İstanbul SAYFA 39 CUMHURİYET KİTAP SAYI 838