25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Selçuk Altun'un "Annemin öğretmediği şarkılar" 7. baskıda Öz(gün) bir roman Selçuk Altun öyküsüne hayat görüşünü de katan, yazarken kim alınır kim kırılır diye düşünmeyen bir yazar. Romanlarında kendisini rahatsız eden konulara değinirken kalemini hiç sakınmıyor. Kendince doğru, başkalarına göre aşırı sayılabilecek hassasiyetlerini satır aralarında değil, açık açık dile getiriyor. Hayat görüşünün birçok açıdan toplumun genel kabulleriyle çeliştiği de açık. Sakin ye huzurlu bir okuma isteyenlere bu yönü ters gelebilir, okurken düşünmeyi sevenler için ise çekici bir yanı olduğu su götürmez. SILÇUK ALTUN n Banş MÜSTECAPLIOĞLU 1 00 sayfada anlatabtleceğiniz bir öyküyii 300 sayfaya yaymak bir beceri midir? Bu tartışmaya açık bir konıt. 500 sayfa boyunca okuru sıkmaınayı basjanyorsanız, bıına evet de denebilır Anıa şıı biı gerçek: Şayet öykümıız, karakterlerımizm renklıliğı, olay sa yısı ve dokunmak istediğimiz konular bu kadar sayfayl kaldırmıyorsa, tasvirleri ve diyalogları kalitclcrini bozmadan ancak belli bir ölçüde uzatabiliriz, metnin geri kalanını okıırun çok da merak etmediği, ilgilenmediği dctaylarla doldıırmak zorunda kalırız. Bu yüzden elindeki oykü nün capını iyi ülçüp biçmeli insan. Selçuk Altun, öz yazmayı, derdini 200 sayfayı gcçmeyen romanlarla anlatmayı seven bir yazar. Olay sayısı hiç de az olmadığı ıçin nercdeyse bir çırpıda oku nup bitiyor. Yine dc damağımızda edebiyatın tadı kalıyorsa ve anlatılmak isteneni de anlamışsak, daha uzun olmasına gerek var nıı ki? Selçuk Alfıın'un kısa zamanda geniş bir okur kitlcsi cdinmesinin başlıca nedeni özgünlüğüdür diye düşünüyorum. Romanların pıtgıde birbirine benzemeye ba^ladığı şu günlerde karakterlerinden anlatım rar/ına, en belirgin olarak da dilinc kadar "farldı" bir lezzet sunuynr. Romanlarından bir alıntı okuyunca yazarının Selçuk Altun olduğunu anlayabilece^iıııiz kadar karakteristik hem de. Edebıyat mutfagında menüyü renkiendiren bir seçenek, ana yemek olabilccek kadar doyurmasa bile, güzel ve başka yerde bulamayacağımız bir tatlı mesela. Bu karakteristik özelliklcrin başında, parantezler aracılığıyla anlamı zenginle!;tirilen kelimeler gcliyor. Kıtabın kahraınaııının halkla ilgili bir şikâyetini dile getirirken, (M)illet diyerek heın nıiUete hem illetc atıfta bulunması buna bir örnek. Bir diger ilginç yanı, kendisini romanlarına adıyla sanıyla katması. Banka eılık da yapmış, edebiyat meraklısı Selçuk Altun, romanın bir köşesinde öyle ya da boyle çıkıyor karşımıza. Son kıtabı Annemin Öğretmediği Şarkılar'da bu karnktere ayrılan yer oldukça geni^lem Yazarın kendisini neredeyse bir antı ku raman olarak tanıınlaınası, adının ba^ıı kitabın kahramanlarımlan bııınin iç di yaloglarıyla bile olsa "ukala, paranoyak gibi sıfatlar eklemesi, okurken iıısanı is ter istemez gulümsetıyor. Bir insanın kendisiyle dalga geçebilınesi, güçlii vc kompleksten ıızak bir ruhun göstergesi dir. Bu yüzden özgün olduğu kadar yaz ra duydug'umuz sıcaklı^ı da aıtıran bir durıım bu. Polısıye kıırgudan bol bul y rarlanması bir başka ayırt edıcı özellıği. Silahların ne zaman patlayacağını mera ederek başlıyoruz ukunıaya ve er geç bcklenen oluyor mutlaka! Bir Selçuk A tun romanında birçok sanatçıyla, mekâ la ve kiiltürle ilgili bilgiler edineceğimi? de biliyoruz artık. Ilk kitabmdan bu yaı bazcn tasvir ve diyaloglarla, bazen açık< dipnotlarla birikimini okurla paylaşma> hiç ihmal etmedi. Annemin ügretnıedi| Şarkılar'da bu paylaşım yer yer iddialı bir hal almış, "yaşayan en önemli yirmı romancı" listesi buna dahil! tlk romanlarında bu deneysel üslııbu nun dengesini kurmakta zorlanmış griri niiyordu, bazı sayfalar bizi öyküden tamamcn koparacak kadar bilgı yüklüydü bir romandan çok edebiyat dergilerine yakışacak makalelere benziyorlardı. Çifl anlamlı kelimeler de kimi zaman çok sık kullanıldıkları için okumayı zorlaştırıyoı lardı. tşlcdi^i temaların, ileri sürdüğTı önermelerin öykünün önüne çıktıgı olııyordu, kımı okııra cazip gelse de, edebiyat açısından tartışmaya açık bir yaklaşımdı bu. Yazar Annemin Öğretmediği Şarkılar'da bu konularda biiyük ölçüde dengeye kavuijinu!), aşırıya kaçmadan hem öyküsünü anlatmış hem de özgünli' ğünii korumuş. Roman boyunca iki ana karakterin yaşamları arasında gidip geliyoı uz. Biri miikemrnelJiyetçi annesinin baskılarıyla DENEYSEL USLÜP Litetatü BÜYÜLÜ EDEBlYAT Ihanct, vicdan azabır aşk ve savaş labircntindc çırpınan insanlan ancak mumdan kanatlar kurtarabilir... !İ *anos Karnezis Yıl 1922... Anadolu topraklarında dağılmış bir halde geri çekilen bir Yunan tugayı ve peşlerinde işgalin ve katliamın intikamını almak için onları kovalayan Türk ordusu... SAYFA 6 C U M H U R İ Y E T K İ T A P SAYI 78
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear