Catalog

rak aldığını, Althııser'in idcolojilcrin ışleyişine ilişkin dörtlii sistemivle Therborn'ıın yargılamalarını karşılaştırdığını, ycpycni bir bireşimle bilım dünyasmın karşısına çıktığını anlatıyor Biz neyız kı, diye düşünüyor Ayşcn durmadan, Tııı han Bey'in çömezleri bile değiliz, nc yapınaya çalıştığını bile kavrayamıyoruz, o kadar geriyiz ki ondan. Hakkında konuşmak nc dcmck, düşündüklerini anlayabilmek için birkaç lırın ckmck yememiz gerek daha Kcııdi yazdıklarını, bugün profcsörc beğendirmeye çalışaeakla rıııı düşünüyor bir yandan, çok zavallı mı kalacaklar bu makalenin, bu herhangı biı makalenin vanında? Tıırhan Bcy'e içten teşekküıierinı sunduğu önsozıı dinlerkcn, bu ciddi aıılalıından sıyrılıp gcvşeyerek mi Tıırhan Bey'in yüzü, birlikte güzcl bir inceleme çıkardık ortaya, deyip gülümseyecek mi, yoksa bu saçmalıklara niyc gerek gördün, devip şimdiki doy gun rahatlığmdan, azarlayın bir sıırata mı geçerek? "Irnuır iizncllihlcrıııiıı farnıları pışık vc mryalin ana kmtlen ilc oluyır" diye, yeni bir sayfanm haşında okumaya başlamadan öncc prolesör, i/in isteyip plağın öteki yüzünü çcviriyor. Daha Ayşen'in dosyasında kaç sayfa var okunacakr' Bu makalenin ilk dinlcycni olnıanın, büyük bir onıır olarak kendisınc bağışlandığını biliyor; ama sabıısızlanmaktan kendisini alamıyor yinc dc. Bitıyor, şimdi biliyor, az kaldı, deyince, tedirginliğini profesörc de duyumsartığını anladığı için çok uta nıyor Ayşen. Hiç önemi yok, nc zaman bıtersc, protesörü kırmayı göze alamaz. Bir süte daha okııdu profcsör, Ayşen dinlcmeye, anlamaya çalıştı, ama aklı fikri dizlerinın iistünc kaymış dosyasınday dl. Ya beğenmezse, ya vcniden vazmasını istcrse... Şunun şurasmda final sınavına ne kadaıcık zaman kaldı ki?.. "Idcolojik wrj>tılamanın ıiç tcıncl hıpı vardır" diyor pıofesör. Uç hafta var mı sınava? Hayır, üç hafta yok, iki haftadan birkaç gün fazla. Bu zaman içiıule tstanbul'daki bütün işini bitirmesi gerek Ayşen'in. Anncsi bekliyor, Hcndek'le değil; ama kafasının içindc çözülmcsi gcrekcn bir sorun olarak bekliyoı Bu döııem okulu bitirmesi gerek Ayşen'in; Birkışı daha Istanbul'da geçirecek ne sabrı nc parası var. Bitti iştc, diyor protcsör, nasıl buldıın, beğcndin mi'' Beğenmcmck olası mı, gibi bir şcylcr ınırıldamyor Ayşen. livet, diyor profcsör, bcğenmemck olası değil, o ka dar güzelsin ki, üstelik çok da zekisin. Bu makalevı hcrkcsin anlaması düşüniilcnıcz bile, yalnı/ca kata sallar aptallar. Scnsc anladın vc beğcndin Ben dc senı beğcniyorum, çok gıızel, çok akıllı bir kızsın çünkü, ölckilcre benzcmiyorsun. Dosya vc zarf dizlerinden kayıp yere düşiiyor, indeks fışlcri saçıhyor halının iistünc Aman hotanı, demeyc kalmadan bacaklarında dııyumsuyor prolesörün clini Ayşcn. Doğrıı mıı bu? Gcrçektcn bacaklarının i'ıstünde, arasında dııyumC U M H U R İ Y E T K İ T A P SAYI sadt^ı profesörün eli mi? Nc yapacak ijimdir' ijulc lıaklı mıyılı voksar' Annesiylc göz gözc gcliyor birdcn. Bo^ lal dcgilnıiıj dcmek, sövlcycnlcrın bir bildiklcri varnıı^. Yazıklar olsun annc, scndcn hıç ıımnıaz dım, dikkatli ol kızım, aman kızım, divcn scndcn hiç beklemezdim höylc bir şeyı! () kutsal analıj^ın nc olacak ^iımli> Nasıl konıyacagım kafamın içindcki o cl dcğmcmiş ına imgesiniı' l.üttcn, dcmeyc çalııvor, protfsöriin gögsiine sokul.naya ı,nlışan clını ırcrkcn; luılcn, lııı iııilıi gibi çıkıyor ağzından. iicndcn sana biı kötülük gelmez, lıvor profcsör. () katlar sal, o ka l.ır tcmizsin ki, bcmbeyaz bir dağ • ılcsi gibisin, i/.in vcı gü/.clligini koklavayım azırık, vaşamımda bu gıı/cllik bııluıısuıı, bcmbeyaz dağ lalcm bcnim. Bcmbeyaz değilim, diyc bir düşüncc şımşck gibi geçi yor Ayşen'in kaiasmdan, önce annem kirletti bcni, ^imdi de sen... Protesör dtırmadan konuijuyor, o isc söylcdiklcrini duymııyor, kulağının içine dolan sıcak soluğu duyuyor yalnız, az öncc de anlamıyordu söylcdiklcrini, şimdi de anlanııyor, nasıl başladığınt düşiinüyor, profcsörü dinlerkcıı ııyuyup kalmış olıııasın, ne zaman bıraktı clindeki kâğıtlaıı profcsör, ne zaman clını bacaklarının arasına soktu, nedcıı cngel olmadı Av^cn, neden clını tutup hrlalıııadı, ııetlen kalkmadı bu lanet olası kanepedcnı' Kendisini kancpcııin üslünc yatırılmış, prolc^örün dudaklaıını ağzına kencdcn miij buluncaya kadaı aklı neredeydi.' Neden höylc savunmasız, zavallı, acınası bir garip yaratık, ncılcn hiçbir şcye cngel nlanııyor, anncsi hakkında çikarılan dedikoduları büriin I lendck'e yayılıncaya kadar nedcıı duymadı, neden önlcyemcdi? IVılikodıı değıllenııis, dcmck 'l'ur han Bcy hakkında söylenenlcr dc tlcdikodıı değilmis,. Bir dağ lalesi kadar sat vc lemizmiş. Vc hir dağ lalesi kadar aplal. Ncdcn hcrkesin kolayca anladığı şeylcri anlamıyor.1 Şimdi hrlayıp kalksa, profesöıii itip düşiirsc yerc, ya olürsc, ya^lı adam, sonra kimc, nasıl anlatabilir olup bıtcni.'' I liç aklın crmiyor mıı senin kızım, dcmc/ler mi, ölmcsc dc kafası yarıl sa örneğin, kafasmdan kanlar akarak hastaneye yctiştırmcyc kalksa oıııı, yalnız bir adamın evinc gelmeyc nasıl cesaret edebildin, olacakları az çok tahmin cdiyordun değil mi, o zaman neden yarala dın adanu, hapse mi gircrsin, rczil mi olursun? Yapma Turlıan Bcy, clini, ayağını öpeyim yapma, zaren o kadar dert var ki başımda. Bırak bcni, sen kiminle ıstersen oluısun, nc olur bırak bcni. Tıırhan Bev'i itmeyc çalışıyor, ama sevimli bir dircnmedcn ötcye gidcmiyor çabası. Kendisini kuıtaramıvor, başını çcvircmiyor Ayşcn, bağırmak istese bilc bağıramaz, ağzı sımsıkı kapanmı^, ağzının içinde Turlıan Bcy'in dişleri dolmuş sanki, agzını çakıl taijları gibi doldurmuş. Az sonra ülccek. Tıırhan Bey'in cvindc bulacaklar ccscdini. Ne işi vardı Tıırhan Bey'in evindc, diyecekler; iyi ulmuş. Müzik birmiş, cızırtıyla boşuboşuna dönüyor plak. Küçücük bir an yakalasa kaçabilır, çantasını, dosyasmı, ayakkahı larını da (oıılar nc zaman çıkmi!j ayağın dan.'1) bırakıp, yoksa, hiç olmazsa, ayakkabılarını alması gcrck, (ya dosya?) Tıırhan Bey koşarsa arkasından... Profcsörü arkasından kovalarken, ycrlcrde süriiklenirkeıı gördüklcn sonra kaçamaz, artık kaçamaz, yaşaııacak olan neysc yaşaması gerek. Anncsınc de kızamaz artık: Ne yapmıi; ki kadıncağız! Kendisini czen, çiirütcn kocaman bir taşla birlikte çamurlarm içine yuvarlanıyor dağ lalesi, başını doğrultamıyor çamurdan, burun deliklcrıne, göz çukurlaıına çamur doluyor; gcıızine kaçıyor, boğazını dolduruyor, ciğcrinc işliyor çamur. Korkma, diyor profesör, zarar vermcycceğim sana, güzcl, tcmiz dağ lalesi, sana zararım dokunmayacak, korknıa. Korkmuyor Ayşcn, bağışla beni gül anam, diyor yalnız, bağışja bcni gül aııam, başka bir şcy dcmiyor. 1986 782 "Straub'ın bugüne dek yazmış olduğu en iyi kitap" Stephen King Korku romanları yazarı Tim Underhill'in ağabeyinin eşi Nancy, bilinir bir nedeni olmaksızın intihareder. On beş yaşındaki oğlu Mark da, annesinin intiharından bir hafta sonra ortadaıı kaybolur. Tim'in, bu iki gizemli olaya dair araştırmaları oıuı. yıllar önce bir seri katilin sığınağı olmuş, metruk bir eve yöneltir, Bu lanetli ev, yıllardır saklanan bir sırrın izleriyle dotudur, Tim'in, insanın kanını donduran bir dehşet öyküsüyle yüzleşmesi artık kaçınılmazdır. Hayaletli evlerden seri katillere, polisiyeden korkuya, ailesel yabancılaşmadan yetişkinliğe geçişin yalnızlığına dek tızanan usta işi bir roman. Tııhaf ve harika bir kitap bu. Cinayetleri, hayaletleri, tekinsiz evleri ve bir seri katili anlatırken, aiienin bizi nasıl bir arada tuttuğunu ve nasıl çözdüğünü de sorguluyor. Kimi zaman gütdüren, kimi zaman yürek burkan, ama gerçekten de huzursıız edici ve korkunç. Bunu nasıl becerebiliyor?' diye soruyorum kendime ve sırf aynı etkiyi yapıp yapmayacağını görmek için başkalarını da bu kitabı okuınaya zorluyorum. NeilGaiman 'KARA EV ve TILSIMIN YAZARINDAN ithak \v\v\v.irruki.com.tr SAYFA 9