Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
vermeyen ülke imajını koruyor, ilticacılar ve göçmen«ir4' ler heniiz dışlanmıyor, ırkçı partiler mcclise gireeek oy oranına ulaşamıyorlardı. Johan Cruyff yönetimindeki Ajax ise Şampiyon Kulüpler Kupası'nı olnıasa da, 0 yıllarda hcnüz var olan Kupa Galipleri Kupası ile UEFA Kupası'nı Amsterdam Stadsschouwburg Tiyatrosu'nun mcydana bakan balkonundan, gururlu Amsterdamlılara göstermişti. Dginçtir, ekonomi kötüye gittikçe savaşın gerçekleri de ortaya çıkıyor, hoşgöK'ı yerini ayrımcılığa bırakıyordu. Bııgün ise açlkça ırkçılık yapan bir parti 1 Iollanda Parlamentosu'nda ikinci büyük partidir. Şimdi Kuper'in kaleminden savaş yıllarında fntbol kıilüplcrindeki Yahudilerin Nazilcrin emirleri doğrulrusunda nasıl dışlandığını, zamanla toplama kamplarına götüriılmek üzere I Iollandalı polis memurları (bu memurlardan birisi 1980'de hâlâ Amstcrdam Polis Teşkılatı'nda çalışıyordu) tarafından topluınun içinden nasıl cımbızlandığını okuduğumda, evime yakın olduğu için başvurduğum liberal futbol kulübü Swift FC'ye neden kabuJ edilmediğiıni daha iyi anlayabiüyorum. Halkın yüzde yirmisinin lisanslı fııtbolcu olduğu Hollanda'da futbol yaşamın tam bir aynasıdır. îkinci Dünya Savaşı boyunca Yahudilerden 'arındırılan'HollandaL takımlar, hiçbir şey olmamışçasına, neredeyse kesintisiz olarak maçlarına devam etmişler. Işgal altındaki Norveç'te isc kulüplerin başlarına getirilen Norveçli Nazileri protesto eden halk savaş boyunca spor grevine gitmiş. Simon Kuper'in kitabında şüphesiz en çarpıcı örnekleri Ajax'la ilgili belgeler oluşturuyor. Kulüp yönetimi, bu 'damga'dan kurtulmak için, ısrarla reddetmesine rağmen, bir 'Yahudi Kulübü' olarak anılan Ajax'ın savaştaki geçmişiyle ilgili pek de sır vermek istemiyor. Kuper'in, üyelerin ve yönerimin ketumluğuna rağmen, oıtaya çıkardığı, I ıollandalıların aslında bilinenlerin tersine savaşta adam aklllı 'fout' yani 'yanlış' olduğu gerçeği sanki daha birçok bilginin saklandığı izlenimini veriyor. Eski Ajax kaptanı Joop Pelser'in, kampa götüriılmek üzere toplanan Yahudilerin kaçmamaları için muhafızlık yaptığı üzerine, olayın görgü tanığı olan, Ajax'ın efsanevi masörii Bennie MuUer'dcn başka kimse konuşmasa da, inkâr eden de yok. Savaş sonrası 'büyük Ajax'ın oluşmasında en büyük finans kaynaklanndan biri olan Freek ve Wim van der Meijden'lerin scrvetlerini savaşta Nazilere kışlalar ve sığınaklar inşa ederek kazanmış olmaları ise, savaşı bir fotoğrafçının üst katında lupırdamadan saklanarak geçiren ailesini toplama kamplarında kaybeden dönemin başkanı Jaap van Praag'ı hiç rahatsız etmiyor. Doğal olarak hiç konuşmamak en iyisi. Bir kulüp hem Yahudi olup hem de Yahudi kanıyla yıkanmış parayla büyüyebilir mi? Zaten HoÛanda'yı Israillilerin bile gözünde en güvenilir ülke yapan neden de bu: Yahudi soykırımını Yahudilerin desteğiyle rehabilite edebiliyor olması. Onun için, günümüzde bile hâlâ Ajax'ın fanatik Ftribününden birkaç îsrail bayrağı eksik olmaz. İBRET VERİCİ ÖRNEKLER... Kuper'in kitabında Ajax ve diğer Hollanda kulüplerinin savaş geçmişleriyle ilgili ibret verici birçok ömeği daha okuyabiliyoruz. Günümüzdeki durumu göstermek için ise, Amsterdam'ın Johannesburg'dan daha çok ırk ayrımcılığı yapılan bir kent olarak gördüğünü söylemekle birlikte, çoğunlukla Israü'deki Hollanda göçmenlcrinin görüşlerine yer veriyor. I lollandada ise, başta Rotterdamlılann takımı olan Feyenoord taraftarlarının ezeli rakipleri Ajax'ı taciz etmek için hâlâ Nazi tezahüratlan yaptığı ve kimsenin de gıkı çıkmadığı üzerinde yoğunlaşıyor. Gerçi, Yahudilerin Hollanda'da hâlâ ırkçılığın hcdcfi olduğu savını güçlendirmek için verdiği örnekler doğru ve yaşananları yansıtıyor, ancak bana göre, Kuper'in göstermek istcdiği kısmını. Günümüzde Amsterdam'da yaşayan yabancıların (Surinamlılar, Türkler, Faslılar, Endonezyalılar vs.) sayısı o kadar çok ki, sayıca C U M H U R İ Y E T K İ T A P Simon Kuper THE DITTCH, m çok az olan Yahudilerle kıyaslamak mümkün bile deı ıllpıı ı ğil. Buna rağmen belediyenin ırkçılık karşıtı örgüder için ayırdığı ödeneğin aslan payını antisemitızmle mücadele eden Anna Frank Vakfı alır. Doksanlı yıUarın başında bu vakıfta çalışan birisi bana "Anti semitizm dünyadan yok olmamah. Çünkü o zaman ne Yahudilik kalır, ne de şu anda çalıştığım vakıf. Bizim amacımız Yahudi düşmanlığını belli ölçülerde tutmak." demişti. Bir başka ilgınç anım ise Amsterdam Göç menlerTelevizyonu için çalıştığım 1985'ten. Kitapta adl sıkça geçen, Amsterdamlı dört yüz Yahudinin alınıp götürülmesini protesto etmek için liman işçilerinin 1941 de düzenlediği Şubat Grevi ile ilgili bir belgesel çekimi için, Şubat Grevi'ni yaşamış birisiyle, bu grevin anısına dikilmiş anıtın önünde söyleşi yapmıştık.Söyleşide Amsterdam halkının savaş yıllarında Yahudileri korumak için ortaya koyduğu benzersiz direnişten ve ırkçılığın ne kadar kötii bir şey olduğundan bahseden bu adam, çckim bittikten sonra kahvelerimizi içerken sürekli Faslı komşusunun ilkelliğinden ve uyumsuzluğundan şikâyet etmişti. DEMİR ÇUBUK OLAYI' Ama kitapta asıl, detaylarını okumayı çok beklediğim, Ajax'ın savaş sonrası tarihinde çok önemli bir yeri olan ama ne yazık ki, hakkında tek kelime bile edilmeyen bir olay var: De Staaf Incident. Değil Hollanda, dünya futbol tarihinde bile benzeri görülmemiş bu 'Demir Çubuk Olayı' hakkmda Simon Kuper'in suskunluğu seçmesi düşündürücü. Olay seksenlerin sonunda geçiyor. Tescilli Nazi subayı Kurt Waldheim, Avusturya Devlet Başkanlığı görevini yürüttüğü için tüm dünya tarafından boykot edilmekte. Ajax, Austuria Wien ile UEFA Kupası'nda eşleşmiş ve ilk maçtan avantajll bir sonuçla Amsterdama dönmüştü. A|ax'ın turıı rahatlıkla geçeceğini düşünen binlerce taraftar De Meer stadını doldurmuş ancak ilk yarı istenilen skora ulaşılamamıştı. Devre arasında Ajax'ın çığırtkanllğını yapan kabare oyuncusu Freek de Jonge, stadın hoparlörlerinden seyircıleri coşturmak için şunları söyledi: "Haydi gençler, suskun oturmayın. Şu Nazilere gereken dersi vermek için hep bir ağızdan Ajax'ı destekleyelim.". Austuria Wien'in koruduğu ka le arkasındaki fanatik Ftribünü mesajı almış tı. Maçın altmışıncı dakikasında, kendilerini çevrelerinden izole etmek için inşa edilmiş kafesin demir çubuklarından birini kıran bir taraftar, bu çubuğu Austuria Wien kalecisine fırlattı. Kaleci sırtına isabet eden demir çubukla yere yığıldı, hakem maçı iptal etti ve Ajax iki yıl Avrupa kupalarından ihraç edildi. Olayın tersi yaşanmış olsa, sanırım Kuper kitabında bu olaya oldukça geniş yer verirdi, ancak onun için Yahudilerin 'kurban' olduklan durumlar, gördüğüm kadanyla, 'fail' oldukları durumlardan daha önemli. Bir kitabın öznel olması çok doğal ancak eğer bu iddiab bir araştırma kitabıysa, yazarın kendisinin başkalarını suçladığı duruma düşmesi çok da kabul edilebilir bir durum değil. Bütün bunlar benim Amsterdam'da yaşamış bir Türk olarak gösterdiğim refleksler ve buna rağmen kitabı, ortaya koyduğu gerçekler açısından, çok ilginç buldum. Ajax benim için hâlâ hayranlıkla izlediğim bir futbol okulu ve Flollandalılann kurallara uyma konusundaki tutarlılıkları takdire değer. Ancak kitap, şu günlerde AB'den tarih almaya çalışan bizler için, genel olarak Avrupalıların, özel olarak da Hollandalıların yabancılara ve azınlıklara karşı takındıklan tavnn, duruma göre nasü değiştiğini göstermesi ve tarihi gerçekleri sunum biçimi açısından ibret verici. Ayrıca kitabın izlediği yöntem de ilgi çekici. Çakıcı'nın 'Beşiktaş vize'siyle yurtdışına kaçtığınm söylendiği bir ortamda, belki bir gün Türkiye'de de futbol kulüpleri aracılığıyla siyaset ve mafya tarihi yazılabilir. Kim bilir? • AjaxHollandalılar ve Sa\aş/Sımon Kuper/ Çev EhfCökteke/ithakı Yayınları/M)2 s 7 54 Orhan Kemal Oykü Odülü sahibi ZAFER DORUK'un veni kİtabı Yüreklerde birer patlayıcı madde gibi ta§ınan, eksik ya§anıp bastırılarak geçiştirilen duyguların; Her mekâna sığabilen, bir anlamda kendi gölgelerini mekân tutarak da yaşayabilen insanların öyküleri. S AY I SAYFA 13