24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Geceleri Mızıka Çalan Kedi Mustafa Ruhi Şirin, Kök Yayıncılık, 2004, 128 sayfa Resimleyen Ferit Avcı SlHlRLİ DEGNEK o c u k l a r Için K i t a p l a r H a z ı r l a y a n : Nilay Yılmaz • nizi uzatsanız sanki dokunabilirsiniz' yakınlığında ve her duygu 'dinleseniz sanki duyabilirsiniz sessizliğinde'. Hüzün ve sevinç, satırlardan damlayıp yüreğinize doluyor... Ferit Avcı'nın sevimli siyahbeyaz çizgileri gözünüzün önünde renkten renge giriyor. "Kırlann fenerleri olan gelincikler neşeliydi... Mahalle, insansız fotoğraf kadar ıssızdı." (S. 24)... "Evleri uzaktı. Yıldızlar ise daha yakındı." (S. 26)... "Ben! deyince, sesim havaya bembeyaz baloncuklar uçurdu." (S. 59)... "Bana 'kızım' deyince sesi, türkü söyleyen sesi kadar güzelleşirdi." (S. 67)... "Günün ilk fotoğrafını sabah yıldızı çekiverdi." (S. 88)... "Fatma çınardan düştü! Fatma düşünce, kedisi de düşmüştü. Kedi, patileri ile Fatma'nın ayaklanna dokundu. Elindeki yumağı ağzına aldı, çekmeye çalıştı. Yumak, ellerinden kurtuldu. Kedi hiç durmadan çevresinde döndii döndü döndü. Bcyaz yumak, yumurta kadar küçülüverdi ve Fatma'nın ayak ucunda durdu. Bu kadar kuş sesi hiç duymamıştı Fatma. Bu kadar sessiz olmamıştı. Ve hiç bu kadar yalnız kalmamıştı. Fatma'yı çınann çocuklanndan biri görmüş ve bağırmıştı: Hiç öyle uzun çocuk çığlığı yükselmemişti gökyüzüne. Hiç o kadar acının resmi çizilmemişti diinyaya. Hiç o kadar adı Fatma olan haber duymamıştı dünya." (S. 116)... Bu öykülerde hastane odasında korkan çocuk var... Annesi ölen, horozu yenilen, kardeşi olan çocuklar var... Yağmurda ıslanmayan, denizle konuşan, uykusunda gezen çocuklar var... Öykülerde, sevgi, mutluluk, özlem var... Yaramazhk, cesurluk, şaşkınlık var... Dostluk var... Korku, yalnızlık, ıımut var... Yaşam var, ölüm var... Karanlık gecelerde pınldayan yıldızlar var... Siz de 'Geceleri Mızıka Çalan Kedi'yi dinleyin. Onun herkese söyleyecek bir sözü var... Devekuşları Plan Yapatnaz H. Salih Zengin, Mavikuş Kitaphğı, 2003, 70 Sayfa Resirrdeyen Huban Korman (7+) "Sesini yükselterek vc bağırarak okuyabildiğini dünyaya duyuran her çocuk, en sonunda yavaşlar ve susar. Çocuklar gerçek edebiyat zevkini işte bu dönemde okudukları ve bir değer atfettikleri kitaplarda tadarlar. Ağızlanyla değil, kalpleriyle okuduklan kitaplarda" diyor H. Salih Zengin kitabının sonsözünde ve başlıyor masallarını anlatmaya, çocuklar çizlmler: Mustafa Delioğlu 11 ı'. ı p Î r ı. < / Pelinin sihirli değneği Ben Demiryolu Çocukları adlı kitabı zevkle okudum. Ancak elimdeki sihirli değnekle çocukların babasını alıp götüren adamlan değiştirirdim. Çünkü bu adamlar geldikten sonra hayatları altüst olmuştur. Ayrıca bütün Çumhuriyet okuru arkadaşlarıma, diğer dünya klasiklerini okumalannı tavsiye ederim. Pelin tpek Boyacı (13), Gebze, Kocaeli. Pelincik, çocuklann babalarını götüren adamlan nasıl değişririrdin merak ettim. O zaman sence öykünün sonu da değişir miydi? Nasıl olurdu?.. Hediyen trenle yola çıktı bile... Geceleri Mızıka Çalan Kedi "Kediniz nc zaman mızıka çalar? Hayal arkadaşınız var mı? tlk rüyanızı ne zaman gördüniiz? Babanızla aranız nasıl? Ya dedenizle? En şakacı arkadaşınız kim? Sokak çocuklarıyla arkadaş oldunuz mu hiç? Yağmurun sizi ıslatmadığı gün oldu mu? Babası ölen çocuk nasıl seslenir babasına?.." "Geceleri Mızıka Çalan Kedi" 17 öyküyle sesleniyor çocuklara ve çocukluğun yakasını bırakmayanlara. Kapağında bunların "her yaştan çouklara hikâyeler" olduğu yaayor. Kitap gerçekten de her yaşa ulaşıyor, yürekîerde 'zaman tünelinde yapılan yolculuk' tadı bırakıyor... Kitap, üç bölümden oluşuyor: Beyaz Oyun Ağacı, Uçan Kaplumbağa ve Geceleri Mızıka Çalan Kedi. Çocuk duygusallığı ile birleşen edebi ve felsefi yaklaşım, öykülerin her satınna sinmiş. Betimlemelerle içiniz kıpır kıpır oluyor, doğa kkni zaman gözünüzde kimi zamansa burnunuzda rütüyor. Her şey, 'eli Sihirli bir buluşmall 3 Nisan'da sihirli bir buluşma gerçekleşecek!! ÇİKEDAD Çocuk ve îlkgençlik Kültürii ve Okulu Edebiyatı Araştırmacılan, Çocuk Yayınlan Derneği ve Çocuk Vakfi sizi çağınyor!! ,. "Çocuk edebiyatı ödevi için birükte çalış' / maya hazınz. Her ay bir buluşma gerçekleştireceğiz. Çocuk edebiyaü uzmanlan, çocuk yazarlan, çocuk çizcrleri, çocuk ve gençjik kütüphanesi çalışanlan, çocuk medyası ilgililcri, çocuk yaymevleri yöncticileri, çocuk yayınlan editörleri, çocuk dergileri yönetmenieri, çocuk edebiyatı eleştirmenleri, gündeminde çooık edebiyaü olan öğretmenler, annebabalar ve çocuklar..." 3 Nisan 2004, Cumartesi, 13.00'te, Çocuk Vakfı Kültürevi'nde buluşuyoruz. ZaferSokağı No:17 80220 Nişantaşı Istanbul. Tel: 0212240 23 83/ 240 41 % cocukedebiyatiokulu@cocukvakfi.org.tr SAYFA 26 da kalplerini koyuyor ortaya. Ortalık scssizliğe bürünüyor, çocuklar konuşan sessizliği dinliyor... Kimi zaman bir fil konuşuyor fısıltıyla, kimi zaman da bir devekuşu, kurbağa, kelebek, kumru... Ortalık fısıltıdan ve düşlerden geçilmiyor. Çocuklar kelebeklerin kanatlarından inip bulutlara biniyor, kurbağaların yardımıyla devekuşlarının üzerine zıplıyor, kumruların hüzünlü şarkılannı dinliyor, fincandan dökülen denizi izliyorlar... Kitapta 10 öykü var: "Dağa Saklanan Fil, Kuş Mezarlığı, Şemsiyeler İçin Bir Masal, Bıılut Şarkısı, Kurbağa Bir Zıplar, Iki Zıplar!, Kumruların Hüzünlü Şarkısı, Fincandan Dökülen Deniz, Devekuşları Plan Yapamaz, Dikkat Tren Var!, Kanatlan Kapanmayan Kelebekler". Onlarla tanışır tanışmaz kendinizi onların ülkesinde buluveriyorsunuz. Bu ülkede eğlence, hüzün ve düş var; oturup düşünmek için bolca vakit var... Dil ve anlatım, fısıltıları işitebilen her yaştan misafiri ağırlıyor bu ülkede. Yeter ki bu yolculuğa çıkmak isteyin... "Kumru kuşları güzel şarkı söylerler. Seslerinden gökyüzüne buğday başaklı düz ovalar çizilir." (S. 36)... "Herkesin bilmediği gerçekler vardır. Zaman bu gerçeklerden sadece birisidir. Gün, yirmi dört saatten veya bin dört yüz kırk dakikadan ibaret değildir. En azından bir ağacın ağaç olarak büyüdüğü zamanlarda geçerlidir bu. Dünyanın tüm gürültüsünden uzakta, topraktan püsküren bir çınar ağacıydı o. Uzaktan bakanlar çınar ağacının yeşil bir ateşle yandığını düşünürlerdi. Koflannı alabildiğine * açmış bu ağaç, yeryüzünün her yerini kaplayarak, gökyüzünü dallardan ve yapraklardan bir süpürgeyle süpürmek ister gibiydi." (S. 10) Bu masal ülkesinin içinde bir de 'Standartlar Ülkesi' var. Bu ülkenin vatandaşları, insanın vaktinin bir dakika bile boşa geçmesini istemiyorlar. Planı, programı ve bir de kuralları çok seviyorlar. Siyah ciltli kocaman randevu defterinin içinde yazanların dışına çıkmıyor, çıkanlarıysa hemen cezalandırıyorlar. lnsanlar memnun, çünkü neyi hangi saatte yapacaklarını düşünmek zorunda değiller. Bir şeylerin değişmesi gerekmiyor. Eğer bir şey değişecekse o da defterde yazılı zaten. 'Devekuşları PJan Yapamaz' mı diyorsunuz, siz öyle sanın! Kulaklarınızı bu dünyadan yükselen fısıltılara verin ve dinleyin. Bakın ne diyor devekuşlan: ! Büyükler, siz de okuduklarınızı, anne babalarla, eğitimcilerle ve yazarlarla paylaşmak istiyorsanız, Sihirli Değnek'in "Konuk Sihirli Değnek" bölümü için bir kitap tanıtabilirsiniz... • Orçun'un sihirli değneği Yaşama Tutkusu, Jules Verne, ("Onbeş Yaşında Bir Kaptan") Bu öyküde, bir gemide San Francisco'ya yolculuk yapan bir grup insanın yaşadığı serüvenler anlatılıyor. Önce gemi kaptanı Hull bir balina avında ölür, sonra geminin kaptanlığını tayfa Dick ahr. Ancak gemide aşçıbaşılık yapan Negoro adında kötü biri vardır. Negoro bu insanlan esir pazannda satmak için San Francisco yerine Afrika'ya götürmek ister. Bunun için bir hileye başvurur: Pusulanın birini kırar, diğerinin altına geminin rotasını değiştirmek için mıknatıs koyar. Dick kırık parçayı fark eder, ama bir şey diyemez. Öbür pusulanın başına gelenden haberi yoktur. Amerika yerine Afrika'ya giderler. Orada çok serüven yaşarlar, son anda bir arkadaşları onlan ölümden kurtanr ve yollanna devam ederler... Bu öyküde büyük bir mantıksızhk var. Negoro'nun insanlan kandırarak gemiyi Afrika'ya yönelttiğini söylemiştim .Ama bu insanlar nasıl oluyor da, bu kadar uzun zaman yol aldıklan halde kuşkulanmıyorlar? Çünkü bulunduklan yerden Afrika, Amerika'ya göre çok daha uzak, belki beşaltı katı uzak. On beş yaşındaki kaptan ben olsaydım, bu numaraya kanmazdun. Çünkü birinci pusulanın kırılması bana bir ip ucu verirdi; öbür pusulayı kontrol ederdim. Sonra bu yolun uzun sürmesinden bir şeylerin döndüğünü anlardım ve geminin Afrika'ya yönelmesini kesinîikle engellerdim. Kitabı aluı ve görün... Orçun Gümüş (10), Poligon, tzmir, Fevzi Özakat Ilköğretim Okulu Orçun'cuk, ne güzel düşünmüşsün öyle! Öyküde sihirli değneğinle değiştirmek istediğin başka bir şey var mı? Beğendiğin bölümler hangisi? Sence yanlışlıkla Afrika'ya gitmeleri onlara bir şey öğretmiş midir?.. Hediyen denizleri aşıp gelecek sana... Hediyeleri ellerine hâlâ ulaşmayan minik sihirli değnekler! Mektupla ya da telefonla bana ulaşan minik sihirli değneklerden bazı hediyelerin yollarda kaybolmuş olduğunu öğrendim... Sihirli Değnek işbaşında! Araştınyor! Uzun zamandır gözleri yollarda olan ve bana kırılan minik sinirli değnekJer! Sanınm kitaplannız da sizin gibi sihirli değneklerini kullanmıs ve gezintiye çıkmışlar! Geri dönerler mi? Kim b i l i ? ^ Nilay Ydmaz Kurtuluş Deresi Cad. No: 47 Bilgi Üniversitesi, Dolapdere/tstanbul nilayy@bilgi.edu.tr Tel: 212 236 78 42 K İ T A P SAYI 735 Ç U M H U R İ Y E T
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear