Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Restorasyon'la derlenip toparlanmaya bakan bir Kilise'yi eleştirmesi ve soylu bir aileden gelmesine karşın soylu sınıfa karşı çıkması. Bıı eğilimin temelinde kesinlikle içinde büyiidüğü ltalyan insancı ve aydınlanmacı ortamının payı büyiiktiir. Zaten tarihsel roman yazarken kafasında oluşturduğıı tasarım ezilenlerin tarihini yazmak olmuştur. Tarihsel romanı benzer biçimde algılayan başkaları da vardır: Balzac, Tolstoy ve Walter Scott gibi. Manzoni'nin tarih kavramı iyilik ve kötülük eytişimi üzerine kurııludıır. Tarihsel koşullanmalar içinde defierlendirilen insanoğlıı yaptığı iyilik ve kötülüğe göre değerlendirilir. Böylesine bir yaklaşım romanın öziinii oluşturur. Bıı öz içinde yer bulan roman örgüsii iyiliğin üstünlüğüyle noktalanır. Çünkii "acdar, felaketler bir nedene dayahdır, nedensiz gelmezler. Geldiklerinde Tanrı'va olan güven ve inanç acı vc sıkıntıları hafifletir ve daha iyi bir yaşama kapılarını açar" Manzoni'nin romanında söylediği son söz budur. KENTSOYLU İKİ CENÇ Romanın kahramanlan köylü değillerse, küçük kentsoylu iki gençtir. Evlenmek istemektedirler ama Don Rodrigo, yani bölgcnin, bizim deyimimizle, ağası, bıı evliliği engeller. Çünkü Lııcia'ya göz koymuştur. Bizim köy romanlarımız gibi. Don Rodrigo bir zalimdir, zulmetmckten hoşlanır. Lııcia kendi halinde bir köylü kızıdır. Utangaçtır, insandan kaçan bir tavrı vardır. Renzo kendi ölçüleri içinde girgin bir tiptir ve dışa dönük bir karakter taşır. Lucia'nın Monza manastırındaki korııyucıısu Gcrtrude adlı rahibeyle ilişkisi ve Gertrude'nin rahibelik öyküsü başlıbaşına romanın temel taşlarından birini oluştururken Manzoni'nin manastıra ve çocuklarını manastıra kapatan ailelere nasıl baktığını göstermcsi açısından çok önemlidir. Rahip Don Abbondio bir köy papazıdır. Gölgesinden korkan bir papazdır. Don Rodrigo'nıın baskısına dayanamayıp gençlerin nikâhlarını kıymaz. Olay Renzo ve Lucia'nın etrafında dönüyorsa da rahip Cristoforo ve kardinal Federico Borromeo ya da Adsız (ki bir hayduttur ama pişman olarak iyi yola girmiş ve yoksulları koruması altına almıştır) gibi kişilikler romanın en seçkin tipleri oîmaları yanında roman örgüsii içinde ağırlıkJarı daha çok duyumsanan kişiliklerdir. Rahip Cristoforo ve kardinal Borromeo Kilise'yi gerçek anlamda temsil eden karakterlerdir. Manzoni bu karakterleri çizerken bu kişiliklerin Kilise için belirleyici olmasını ummaktadır. Asd üyelerinin Don Abbondio gibileri değil, bu ikisi gibi olmalarını beldediği ortadadır. Çünkü bu kişiler kararh, kişilikli, gözlerini budaktan esirgemeyen insancıl kişilikler olarak sergilenirken ezilenin yanında zorbaya karşı oldukJarını göstermeleri önem taşımaktadır. Böylesi etkin kişilikler karşısında Beyler bile saltanat ve tahtlarından ödün vermek zorunda kalacaklardır. Cristoforo ve Borromeo Kilise'nin gücünü kendi beklentilerine araç etmeyen dosdoğru adamlardır. Romanda karakterler çok güçlüdür. Klasik romanın tüm özelliklerini taşıyan Nişanlılar'da Manzoni roman kahramanlarının tinsel ve özdeksel özelliklerini ayrıntılı biçimde vermekten romancılık adına coşkusal birkeyif alır. Manzoni usta bir betimcidir. Manzoni'de ilginç olan bir şey daha var; o da kişilerin karakterlerini ortaya koymak için uyguladığı yoldur. En etkin vol olarak düşündüğü yol, iki kişiyi karşılıklı getirmektir. Bir söyleşi ya da tartışma bağlamında geçen yüzleşmeden kalkarak konuşanların insansal düzeylerini irdeler ve ruhsal yapılarını çözümlemeye çalışır. Lucia manastırda koruma altına alınırken Renzo Milano'ya ulaşır. O saf ve tcmiz köylü yurttaş Milano'nun çalkantılı yaşamınm içine düşer. O sırada Milano'da kıtlık sürmektedir. Ekmek karneye bağ3UMHURİYET KİTAP lanmıştır. Fınnlar yağmalanmakta ve iktidar istifaya çağrılmaktadır. Manzoni bu olayı değişik tablolarla vermektedir. Ayrıntıyı seven bir yazar için bıından daha güzel bir hrsat bıılunmaz. Insan kalabalığı içinde insan manzaralarından yola çıkarak bir ülkenin anatomisini sergilerken köylükentli çatışmasını öne çıkaran yazar, köylü yurttaşın art niyetsiz kişiliginin ne denli kcntliler tarafından istismar edildiğini gösterir. Köylü yurttaşın temiz kapliliğiyle tırsat eşitliğinden yana tavır koymasına karşın kıırnaz kentlilerin bu ekmek kavgasinda bile kişisel akarına yarar sağlamak sevdasına kapıldıklarını gösterir. Milano'yu kasıp kavuran salt kıtlık değildir. Ardından veba salgını gelecektir. Manzoni insansal duygularını devindirerek en ııfak ayrıntısına dek bu olayı anlatır. Toplumsai ve ekonomik yönüyle ele aldığı bu hastalığın insanlar üzerindeki psikolojik baskısının altını çizer. Toplumsai bir bunalımın yokları var ettiğini;olmadık yerde insanların hastalık görmeye başladıklarını anlatır. Bu olayda da Manzoni'nin gözüne kestirdiği biri vardır: Rahip Felice. Insanlıöa kendisini adamış kişidir. Manzoni'nin böylesi rahiplere güvendiğini; Kilise'nin, genel anlamda dinin insanlığa yararlı olduğunu ve Kilise'den yana tavır koyduğunu görürüz. Ne ki bu tavır körü körüne bir tavır değildir. Tam tersine gerektiğinde en acı eleştirisini Kilise'ye yöneltir. Manastıra tıkılan Cîertrude olayında gösterdiği tepki bunun işaretidir. KATOLİK BİR DEVRİMCİ Rahip Cristoforo ve rahip Felice'de Manzoni'yi görmek isteyenler var. Doğrudur. Ancak DU kişjlerden kalkarak Manzoni'de tevekkülü görmek yanlış olabilir. Dindar bir yazarın adaletin yerine getirilmesini Tanrı'dan beklemesi kadar doğal bir şey yoktur. Dante İlahi Komedya'yı niçin yazdı?Yeryüzünde sağlanamayan hak ve adaletin günün birinde öbür dünyada sağlanacağını göstermek içindi. Manzoni de Tanrıya güvenmek gerektiğini; önünde sonunda zorbalann cezasını bulacağını söylemek ister. Acı, sıkıntı, iç ağnsına avuntu bulunacak, mutluluğa erişılecek olan tek yer ancak Tann katıdır. İlginç olan Renzo ve Lucia'nın mutluluğu bu dünyada bulacak olmalandır. Bu bağlamda Manzoni bir devrimcidir. iki kanramanın yanında yer alan ve ilk ağızda bu iki kişinin mutluluğu için savaşım veren ama aslında iyi bir dünya düzeni için savaşanlar hep birlikte dünya yüzünde mutluluğa ermekle, Tannya güvenip, Tanrıdan alınacak güçle öteki dünyaya bırakmadan da bu dünyada da hakka ve adalete erişmenin olanaklı olduğunu göstermişlerdir. Bu nedenle Manzoni bir devrimcidir. Bize göre, Katolik bir devrimcidir. Bir başka deyişle, katolik temel inancı içinde filizlenen insancı bir yaklaşım çizgisindedir. Bu ikiliği rahip Cristoforo ile Don RodrigoVu aynı sona yollamasıyla ortaya koyar. Dcisinin de yaşamları karantinada son bulur. Biri ödüllendirilmeye giderken öteki cezalandırılmaya gönderilmiş, gibidir. Manzoni romanını Fermo ve Lucia adı altında tasarladı ve ilk yazılışını 1821 182 3 yılları arasında gerçekleştirdi. Ancak kitabını Nişanlılar adı altında 1827'de elden geçirmiş olarak yayımladı. îkinci baskısını 184042 yılları arasında yeniden düzeJterek yaptı. Romanın biçemi uzun uzun tümcelerinden ötürü çetin cevizdir, ama en büyük özelliklerinden biri de anlatımdaki başarısı, dilsel özelliğidir. Derler ki Manzoni romanını yazdıktan sonra Floransa'ya inmiş ve kitabını Arno'nun sularına daldırmış. Bu, bir söylencedir dofial olarak ama, romanın dilini yöresel düin (Milano şivesinin) etkisinden temizlemek ve kitabını an bir dille yazmak için Toscana şivesini kullandığı doğrudur. • Alessandro Manzoni/Nişanlılar / Çev. Necdet AJabag / Literatür, 2OO3/SOO s. Messadie'nin gözüpek kaleminden destansı bir üçleme... '"t '"/A ierald GülveZambak BMNCtKlTAP Vcbanın kırıp gcçirdlğl. maa'racıl;ır;ı tcslim olmıış bir iilkc; Fransa... Daragaçlurırict asılmış insanlarla dolu ıneydanları. çamura batmış sokaklanyla. dllenoi ve serserllerln yuvası olan bir kent; Parls... Ailesi kalledilmiş, kcderli yüreğini avutup ayakla kalmaya çalışan bir gençkız; Jeanne... Bir kral; VII. Charles ve bir şalr; François Vllloıı.. Tarihsel bir Fonda yaşanan büyiilü bir aşk... Bir insanı yaratmak milyarlarca yıl alır, öldürmekse yalnızca birkaç saniye... SAYI 729 SAYFA 13