Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Aşka Veda Ciazctelcr okııyucıınıın gazeteleriykcn, onlarda; sayıları yüzü geçmeyen, si likon uygarlığının ürünii mankcni, hopçıısu, popcusu, topçusu, kapçısının değil, ııkuyucunun haberleri yer alırdı. O okııyııcu halkın lıcr kcsimiydi. 1 iaberleı de, röpor tajlar da, tcfrikalarda, fıkralarda, karikatürlerde halk vardı. Her hangi bir olay bir kaç satırla geçiştirilmcz, izlenir, olayııı önüııü, arkasını açacak öyle röpor tajlar yapılırdı ki, okııyan kcndisinden, sokağından, mahallesinden, tanıdıkla rından bir şcylcr bıılur, ki mi zaman gözyaşlarıyla, kimi zaman derin derin düşüncclerlc, kimi zaman katıla katıla giılcrck bir pay çıkarırdı. Her roman cı, her öykiicü, her şair rö portajcı olamazdi. Röportaj, ustalık isterdi, incelik isterdi. Herkesin okuyabi leceği, tatlı mı ratlı, hafif mi halif, sıılar gibi akan, ama dokunduğunıı da ya kan bir anlatım isterdi. "Aşka Veda'nın kapağıııda yukanya alıntısını yaptığım "polis adliye muhabirlerinin dııayeni" B Ahmet ÖZDEMİR A ltı aylık çocuklar da çizgi filmkolik oldu. An nclcri bir çizgi Hlnı kanalının karşısında yatmyorlar, pışpışlamak tan kıırtııluyorlar. Masa lın "m"si kalmadı, nenninin "n"si. Çocuklara nıasal anlatacak nineler yok gayri. Gençlere aşk hikâyelerinin cn dııygulıısunu anlatacak ak saçlı dedeler. Eğer olsaydı, onca güzel tekerlemeııiıı ardındatı: "\iy ehli safa vc yâranı vefa; bizim nc padişah gibi fermanımız, nc lokman gibi dermanımız var, saz onların edelıiyle, onların argosııyla, hiçbir bedene test etki ve tepki vermeyen dozdaki anlatımıyla öykiileştiriyor. Bu sıradan öykiilerin her birinin altında bir toplıım geıçegi, mizah ambalajı ıçinde size sunuluyor: "lşte sana bir kaya, nereye istersen nraya daya" der gibi. Aşka Veda'da adliye koridorlarında her gün yaşanan olaylardan kırk dördünün öykiisti var. Bu öykiilerin her birinde, çok ıızak değil yakın zamanımızın ve günümüziin sosyoekonomisinin, toplumsal yaşantımızılaki izlerini bulabiliyorıız. Oykiiler bizi güldürüyor. Cıüldürürken düşündüriiyor. Dü şündiiriirken yüziimüzün rengini dcğiştiriyor. Bir bakıyoruz ki, mizahın bir okundan biz de payımızı almışız. Kimimize sert çarpmış, kimimize haHf hafif dokıınııvermiş, yergi olmıış yere vıırmıış. Hâkiminden savcısına, avukatından doktorıına gaze tecisindcn öğrctmcnine kadar her aydına uygun bir iğne, ustııra gibi kes kin bir nükte bulmak mümkün. Sadece merkeze değil. Biitün siyasete bakışınız değişecek! Ufuk Söylemez, merkezde gerçek anlamda taze bir yenilenmenin ve değişimin önünü açabilecek bir perspektif sunuyor. Liberal degerlerle, iiTürkiye kimler t^rtıfınci^n, millet olma duyqusu ve neden ve nasıl ulus bilinci çtMişir mi? YıuıosMvy^ştırılnuk isteniyor? Merkezin 3 Kıisım'da y<sşjdıqı yıkımm qerçek Merke: kimlef tjrjtındjn nedeni öliimcül neden ve njsıl bir rekiibet mı? ele geçırilnıok isteniyor? 28 Mtirt ve Medyjnm "Menderes Rekoru" htisrjnı Yeni merkez siy^setinin ıiktorleri ve buyuk oyunu boznuk icin mııhiiletet değil iilterriıitif oljbilmek. İKİTELÜ MEDYASI Babıâli basını şjmdi iki telli medyası oldu. Gözden kaçırılan bir şey var ki, Aşka Veda'da anlatılan öyküler örneği, yiizlerce olay, her gün adliye, has tane, okul koridorlarında yaşanıyor. Kıışkusıız, her olavın nedeni ve sonııeu var. Bu olayların karijisındaki vurdıımduymazların, uyuklayanların taşlanması, bir sosyal gereksinme. Yaşamın sivri ve sert tarallarıııın liskelen mesi, halkın öfke ve sıkıntısını dağıtır. Bu görevi, "okuyucunun gazetesi" yapsa gerekir. Aşka Veda'nın sonunda Marmara Universitesi lletişim I'akiiltesi öğrencisi Hsra Arlı'nın bir söyleşisi yer alıyor. Bu söyleşide dünürı ve bugiinün gazeteciliğini kıyaslayan Katır cıoğlıı şöylc demiş: "O zaman gazetecilik vardı. Gazete halkın gaze tesiydi. Bu gün medya var. Medya patronlarının gazeteleri. .. Bizim dönemimizde gazete patronları da gazeteciydi. Gazeteci olarak doğmuşlardı. .." I ler şeye karşın, Aşka Veda'yı görsel basınımızın görmesi gerekir; görmeleri ve orada anlatılanları göstermeleri için. Genç meslektaşlarıınızın okıınıası gerekir; olaylar kar şısında değişik bakış açıları yakalamaları için. Ve herkesin okumasl geıekir ki içinden bir pay çıkarabilmeleri için. • Aşka Veda/ Doğcin Katırcıoğlu/ İST. 2004 I U2 ry/7 (0212 541 61 80) dan, süzden anlayana, ak tan karadan anlayana Ke rem ile Aslı derler bir hikâyemiz var.." diyecek lerdi. Ya da: "Uaviyanı ahbar ve nakilânı asâr şöyle rivayct eder ki, o iller bizim illeı, orada söy lenen diller bizim dillerken" diye başlayıp, şimdi geıilcrde kalmi!) bir yörenin hikâyesini anlatacak lardı. O iller bizim illerken, orada söylenen diller bizim dillerken... "Polisadliye muhabirlerinin dııayeni on dokuz ("ulüllii, başı dik, ödiinsüz yarım asırlık gazeteci" Do^aıı Katırcıoğlıı, Babıâli ga/elelerin vücııt bııl duğu yerken, hıırada çıkan gazeteler halkın gazeteleriyken dağarcıgına at tığı olayların öykiilerin den bir güldcstc yapmış ve "A^ka Veda" adıyla ya yımlamış. Dalıa önce ya yımlanan "()lıır Röyle Vakalar", "Ayıp Sokagında Aşk" ve "Her Mevsim Kadın" adlı kitaplarında olduğu gibi. C U M H U R İ Y E T KİTAP sıfatı kııllanılmış. Ycrerli degil. Doğan Katırcıoğlu için röportajcıların da dııayeni demek do|*rıı olıır. FUK SÖYLEMEZ İNSANLAR VAR... Doğan Katırcıoğlu di yor ki: "Insanlar var; sadece sıfatları insan. Insanlar var; her biri gerçekten insan gibi insan. Insanlar var; iizeıi tozlanmış pırlanta gibi, dünyanm merkezi olması gereken. Insanlar var; 'Tanrı benim' deyip de kıımdan kaleler gibi bir darbede yıkılıveren. tnsanlar var; karıncaya bile saygı gösterip de en amansız darbelerc karşı direnen. Yigil mi yigit, kahpe mi kalıpe; âlim mi âlim, cahil mı cahil; zalim mi zalim, sevecen mi sevecen; varlıklı mı varlıklı, zavallı mı zavallı, gariban. lştı1 bu kitapta bıınların öykiilerini bıılacaksıııız." Hasılı Doğan Katırcıoğ lu, yurdumdan insan manzaralan çiziyor ve onların sıradan gibi görünen öykiilerini onların diliyle, SAYI 775 Türkiye'nin geleceğine ilişkin endişeleriniz dağılâcak, umutlarınız tazelenecek... enıden K > * ; ÇIKTI! BÜTÜN KİTAPÇILARDA 0:i: 0:0 53 00 SAYFA