25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

mececi. Türkçe kitapları ve karikatür albümlerinin dışında lngiltere'de çıkan bir briç kitabına da renkli karikatürle riyle katkıda bıılunmuş. Eğer furklı bir gülmece tadı arıyorsanız onun kitaplarında kendinize göre bir seyler bulacağınızı rahatlıkla söyleyebilirim. İzcl Rozental'ın kitapları: Karikatür: îzel Rozental, Izel, Gözlcm Gazetecilik Yayınları, Istanbul, 1991. tzel Rozental, Her Şeye Rağmen, Gözlem Gazetecilik Yayınları, lstanbul, 1993. Izel Rozental, Peki Ama Neden?, Gözlem Gazetecilik Yayınları, îstanbul, 1996. Izel Rozental, Non Comics!, Istan bul, 1999. Izel Rozental, Ne Olacak Bu üünyanın Hali?, Gözlem Gazetecilik Yayınları, lstanbul, 2001. Düzyazı: Izel Rozental, Yol Boyunca..., Rem zi Kitabevı, lstanbul, 2000. Izel Ro/ental, "1"', Okuyan Us Yayınları, 2002. Izel Rozental, "B", ükuyan Us Ya yınları, 200i. Katki: Elena Jeronimidis (derleyen), The Joy o( Bridge A Collection of Bridge Cartoons, Quizzes and Hands (Briç KeyfiBriç karikalürlcri, bulmacaları ve cllerı derlemesi), Bridge Pkıs, Gospord/Hampshire, 2000. 'Son Kare'de yuz/olum AHMET BOZKURT Fotoğrafın birgörüntu değil, tam aksine kurmaca olduğunu dillendiriyordıı Baudrillard. Böylece fotoğrafın nesnel suç ortaklığı da basjamıs, oltıyordu Baudrillard ıçin. Nesnelerin görüntüsünün bir kuımacası olan fotoğraf ın varlığı bilc kendi yokluğunu içeren bir uzamda varolur. lşte bu yiizden her zaman fotoğ raf eyleminde simgesel bir cinayet görür Baudrillard. Dolayısıyla bir rotoğrafın amacı özel bir nesnenin gerçekliğini tercüme etınckten öteye gitmemekte; en nihai sonııcu da düşsel birtakım çizgilerin ortaya çıktığı fragmanlara ayrılmış bircr kopyadan başka bir şey olmayan düijsel görüntü nesnclerinin bir gerçeklikmiş gibi ortaya çıkmasıdır. Oysa fotoğrafın yakalamak istediği şey, dünyanın birtakım rragmanları, detayları punctum'larıdır. ü yiizden fotoğraihiçr>ır jeyi genelleştirememektedir. Imgesel ile gercek olan arasındaki durakların kırılgan bir varlık düijüncesi eşliğinde telafi edilerek dolaşıma sokuldtığu anlık bir imajlar bütünüdür fotoğ ralınki. Bu yiizden fotoğraf, saydam bir varlık ve gerçeklik düşüncesini her zaman gorüntüler aracılığıyla iletme yolunu secmiijtir. Bir fotoğıaf karesine sıkışınış olan gerceklik algısı, görüntülerin yakaladığı nesnenin bir kopyası olması nın dışında, onda kendi "ben"inigören narsisist öznenin bildik mekân arzusu nun virımıni de gizler. Ü halde nedir bızi bir lotoğraf karesi ne sıkışmış yüz'ü anlamaya kışkırtan şey? Bir yüz, "öteki'ni tanımanın öncelikli koşıılunu oluşturmaz mir* Böylesi birkoşul, tematize edılemeyen bir dilin akışkanlığı içerisinde gerçeklesjr. Yiiz'ün Levinasçı CUMHURİYET KİTAP SAYI 695 açılımı (unfolding) da varlığın ancak, eyleyici (agencv) bir gösterge olarak harekete geçtiği, lcendisini etik bir dilin akışkanlığına oırakarak konuştuğu, bir uzamda belirir. Zira, yüz varolanla ilişkivegirdiği anda öncel olarak varlıkla da ilişkıye girmiş demektir. "Ben" ve "başkası" arasındaki karşılaşmanın bundan daha başka bir mekân duygusu içerisinde dıle gelmesi pek mümkün değildir aslında. Bu durunıda varhğın çok daha ötesinde bir şey söz konusudur; onun içiıı ne Levi nas'ın ne de Heidegger'in önerebileceği tıirden bir varolusun ya da benlik kaybının adresi belli değildir artık. Bundan böyle ancak, görüntüye eklenen hazlann ve durafianlıkların salgısal birgörünümü sayesindeyiiz'ün ortaya koyduğu gerçek lik/yanılsama algısını duyumsayabiliriz. Fotoöraf, yüz, eerçeklik ve yanılsama gibi birnirine özdeş olmayan farklı alımlama biçimlerine sahip olan kavramlar arasında dönüp dolaşınca, Enis Batıır'un "yüzyogurma işliği" dediği tür den bir okuma acaba kaç kişinin zihnini meşgul etmiştir diye sorası geliyor insanın. Nasıl bir bakışımlılık ve görsel bir çoğaltım eşjik ediyor ki yüz ve yüzün nalleri içerisinde bir insan bu kadar kaybolabiliyor. "Yüıünı, biraz da ufkunı, içujkum" diyebilen biri hiç şiiphesiz yiıziin tüm fenomenolojik acınımlarına ge be eşsiz bir derinliğin ve karşı konulmaz bir merakın tutsağıdır. Zaten yüzün im geselliğine abanan bir doğurganlık hali de hep me^gul ermiştir Batur'u. Enis Batur'uıı Kaan Çaydamlı'nın çektiği "30 Kare Mezar I'otoğrafı Uze rine" yazdıkları da bu türden metinler. Insan yüzleriyle hiç de azımsanamaya cak bir zamandır meşgul olan Batur'u her metninde rastladığımız içsel derin ligi eşliğinde burada da, bu fotoğraf kareleri üzerine yazdıkları ile yeni bir eşik te; yüze egenıen olan ve yüzün gerçek öyküsünü orten gizin üstıınü eşeleyen kimliğiylegörmekyeni birdurumolma sa da her metninde olduğtı gibi yine il ginç bir deneyim sunııyor okura. Her ijeyden önce yüzü okumadan ziyade yüze bakınanın temel bir problem oluşturduğıınun farkındadır Batur. Bu sebepten olsa gerek "yüze ve yuzlere bakmanın, dimdik bakmanın, gerçek, agır bir taciz biçimı olarak göıülmesine ^aşırmam" der. I'akat aynı zamanda kimsenin kimseye bu kadar bakmasina izın verilmemesinı sağlayacak kuralların ve yasaların çıkarılmamış olması karşısın daki şaşkınlığını da açıga vıırmaktan alıkoyamaz kendisini. Bir çift göziin yüze, yüz'lere onların arkasını okuyasıya bakmaya yönelmesı, sapkınlıkların en tehlikelisi Batur için. Bu tehlikeli sapkınlık tiırü bir "yuzyoğurma işliği", bir yazı deneyimi olarak sıinip gidîyor Fnis Batur metninde. Hem de yüzün kaotik goriınümünden tııtıın da ölüm ve ona eşlik eden korku nun yanı sıra, gözün gcirüniir olan ile bağlantısının fotoğraf karelerinde orta ya çıkan yüze, mezar taşlarında ölümün soğuttuğu yuzlere nasıl yansıdığına ka dar ıızun soluklu bir yazı deneyimine götürüyor okurıı. "Son Kare", işte bu yiizden, yiiz'ün açığa çıkardığı esrik hallerin metinsel/fotoğrafik düzlemde oku nabileceği birmetin aynı zamanda. Daha önce, "Issız I^önme Dolap" ve "Kum Saatından Harfler"de de görüntü ile imge arasındaki köprüyü; tekrar lanamaz, geri dönüşü olmayan, zamanın ve uzaının içinde mııtlak bir kare olan fotoğrafı anlamaya çalışmıştır Batur. Belki bir enstantane çalışması ama, en ni hayetinde inıgesel bir birıme sahiptir iotoğraf. O yiizden karenin içindekine va ran, gözün sınırlarını belirlediği, imgelemin sınırlarını açtığı imgeleri bağlam dışı tutmaz Batur. Yüz, en çok, "Başkalaşımlar IX"te meşgııl etmişti Batur'u; işaretlerin ve anlamların örtüştüğü, aynştığı, denkleşti Enls Batur ği ya da birbirıleriyle yüzleştikleri "yer" olarak. Bu yer kimi zaman Michel Leiris'in satır aralarından sızan, aslında kendisi olan öteki'nin görüntüsünü harflere salan bir görme biçimi, kimi za man ise objektifin karşısında yalnızca bir an'ı tcmsil eden bir yüz olarak orta ya çıkar. Bu sebepten olsa gerek Anna Magnani'nin fotoğrafına bakarken, pek az insan yiizüne sığabilecek yoğunlukta bir anlam uğultusunu keşfetmek yüzün silik imgeleminde kaybolmasının verdiği bir haz olsa gerektir. Belki de Batıır'un, yüz'de tısıayan mıknatısın bir yitımin ilk habercisi oldugunu, hem de vüzümüzün bir maskeye, geridönüşsüz bir yabancılığa dönüşme sabırsızlığında olduğıınu dillendirmesi yüzün apaçık bir tuzak olduğunun özel bir ikrarıdır. Zaten "Son Kare"de de Batur, mezar taşları üzerine kazılı olan fotoğraflara bakarak sorguladığı zaman, mekân ve ya şanılan an'ı dehşetengiz birşekildeörten ölüm duygusunun sürekliliğini fotoğraf eyleminde sabitleştirir. Bir uzunluğu vardır ölümün ve bu yiizden ona bir yer ve zaman ayrılmıştır. Oysa ölüm vüz'den ifadesini çekip aldığında onu tek bir halineindirgiyor, mıhlıyoraynı fotoğraf gibi. Ölümün uzamıyla avnı eşzamanlı duyguya sahiptir totoğraf: Yiiz'e değdiği anda ölüm çoktan başlamıjjtır yıız ıçın. İnsan varlığı için kaçınılmaz bir yazgı ölüm. Tüm çağlara göre farklı anlamlar kazanmış. Son nefes anındaki çaresizliğin bir yamıması olarak göriılebilecek çırnınışlar, ebedi dönüş için yapılan hazırlıldar hep bunıın bir kanıtı. Fakat şu da bir gerçek: her zaman bir yalnızlık ve birbaşınalık duygusu içerisinde dile gel miştir ölüm. Zira, yalnızlığın yitimi insanı ölüme yaklaştırır. Olümu ımgeleyen her görüntü ise farklı bir zamana yaklaştırır bizi. Yüzler ve yüzlerin yazıya/ışığa sinmiş silik imgelerinden daha görünür; haya tın anlamını ise ölümün eşiğine yaklaşan bir yüzden daha dehjjetengiz bir şekılde resmeden ne olabilir V\> Zamanın durdurulduğu fotoğrafik görüntülerde bu yüzlerin açığa çıkardığı esrarengiz anlamı bulmak, okumak ayrı bir esrik liğe götürmez mi insanir' Yiiz'ün açığa çıkardığı böylesi bir es rikliğin farkına varmamak için hiçbir neden yok. "Son Kare", aynı zamanda, kendi yüzleriyle yüzleşmeKten kaçınanlar için bir kaçış noktası bu anlamda: "Kendi yüzümü oysa hiç görmedim, onu gönneden öleceğimi biiiyorum ar tık." Son Kare / Enis BatıırKatin Çuydamlı /Al/ıkırkbcş Yayınları. BERFIN YAYINLARI Yeni Kitaplar 'C c > UJ H >, ABOULLAH RIZA ERGUVEN |5 Rızi X n X> n D ^^ n Cu a» "~' UIIl c Şiirin Gerçeği Toplumdakı Yeri a; Z Mevlâna I B R A H I M l,ı o l M Işığın Kaynağı Ooğu2 Adres: BERFİN BASIN YAYIN VETİC. LTD. ŞTİ. Cağaloğlu Yokuşu, Evren Han No: 29 / 56 Cağaloğlu 34440 İstanbul Tel: (0.212) 513 79 00 Faks: (0.212) 512 37 20 SAYFA 17 Abd Şürin Gt 2 K ? B£ >5bJ
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear