Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Adnan Gürîin Adnan Giil üç şiir kitabıyla duruyor okurların karşısında: "Her Mevsim Gülde Hüzün", "Dört Köşeli Dünyanı", "Once Bulut Sonra Suyum". Adana'da yaşayan şairimizin şirlerine clikkat çekmek istedik M. Demirel Babacanoğlu'nun yazısıyla. M. DEMİREL BABACANOĞLU 'da Diyarbakır'da dogan Adınııı Gül'ü Aykırısanat'la taniS S dım. O, çoktan şiir yürüyüşüne çıkmıştı. Şiir ödüllerı aldı. Ayrı tarihlerde ikisi Aykırısanat Yayınlan'nda, birı Karahan Kitabevi'ncekitapları yayımlandı. Yüksekokul mezunıı olan Cîül, cvli, biri kız iki çocuk babasıdır. Adana'da bir kamu kuruluşunda çalışjnaktadır. 1. Kitap, "Her Mevsim Cüldc Hüzün"de( 1) 89 şiir var. Yazıldıklan yer ve ta rilıleri belirrilmış. Gcleneğe bağlı kalınmi!), sevgi, saygi kavramları yansmlmış. Dizclcr, açık anlamlı sözcüklerleörülmüş, baş harfleri biiyiik. Kır ve kcnt varoşlannda yaşayan insanlann sorunları irdelenmiş. Pek azı dörtlüklerle (s. 5, 6, 59, 90, 91) yazilmış, diğerleri scrbest ölçülü. Şairin yaşamı şiirleriyle ilişkilidir... 2. Kitap, "Dört Köşeli Dünyam"(2), 100 şiiıi kapsıyor. Yazdış tarihleri veycrlcri belirtilmemiş. Açık net anlamlı sözcüklerle öriilmiiş, baş harfleri büyük, serbest ölçülerle yazılıııış şiirler. Bu kez nokta, virgül yanı sıra, üç nokta, ünlcm de kullanılnıış. Yine kır ve varoş insanlarının sorunları anlatılmış. Olay, birçucuğun boya sandıgının örgüsünde dolanıyor. Köşeli düz lcmden yuvarlak diizleme geçilemiyor... 3. Kitap, "önce bulut sonra su yum"da(3) 95 şiird yer alıyor. Kitaplann şiir sayıları yaklaşıkuyumlu birbirine. Dizelerin baş harflcri küçük yazilmış. Ol dukça yer verilmiş üç noktaya! Şiirlcrin yazıldığı yerler ve tarihleri verilmemiş. Şiirsel düz yazılara, kapalılığa gcçilmiş, dizeler serbest. Somuttan soyuta varılmış. Kavramlar üzerinde durulmuş. Düşün nıeye, düşündürmeyc yer verilmiş. Kavranısal sanata doğru bir yönseme var. Okıının çözümsel (analitik) okurluea geç me önerimi seziliyor! Dizelcrc yüklenen çok anlamlılık okuıu biraz yoracak gibi... Şiir kültürünü yoklasın okur(!) Gül, ilk kıtabında "hüzün "den başlıyor şiir yürüyüşüne. 1980/1997 yılları arasında değişik alan ve yerlerde yazmış bu şiir leıi. Kitaba baktığımızda şairin şiir yürüyüşü 1980'de başlıyor. Kendisi de doğruluyor bıınu. Hüzün etkiliyor onu, 89'unu ilk kilabında yayımlıyor. Dönüşü olsa yine aynı siirleri seçer mi bilmenı? 80,12 F.y liil'lü yılları kapsıyor. Içeri alınıyor insan lar, beslenmeyip asılıyor! Ve tam da gülde'hüzün! " "Yüzümdckinı tı'bessüm sanmayın, Kıhtlı dudaklarıma nyandtr dişlerim Kuhkahalar, şakalar gerçck defcıl. Bendert uzak, ihancttir bunlar " (Isyanım s. 6) "Kimi yağtla balda Aleri Kımı onur pıizannda bir çıplak beden (jüç'iüzlük, pen^anlık hcr tcldcn. Bazcn bir boyıi tandığı dünyanı " (îkiYüzlüs.27) " Yalnızlık bir boy kar alttnda. SAYFA 14 Bir şairin şiir dünyasmda gezinti Birinci kitap: "Liteli âştklar gibi ' ' Bir giin dikilsem yuluna Mavisine dalsam gdzlcrinin" (Scvdalarımız ı (>l) Ikinci kitap: "Sen kadmtm; Data kiis ta^a kih Sııaaki balıfcd kih Bir ellerine Bir de yürepne küsme Ciel tutuşalım elele" (kadınım s. 41) !• büyüklennı küçülüyor... çok mu uzafom k & . . görülnıüyor etrafher vakitten bak" (tıığram... s.l) Uçüncü kitap: "dentz, üst\üz mavt kwn, çıplaklıg'ına yatıyor güneşın (...) dın memelen yıtttu denız aycirtırken yangını, sönmemı) ıi\~r<ı" (hükümsüz şekiller s. 24) "kömül yüzlü seni, sorgusuz dsmalı aşk sokağında" (kösnül zaman s. 51) "ateşle suyun, \evişmesmden dogdu buhar, hangi dih, hayra yorulur, urjd kddar" (su da yanıyor s. 93) "jjklarım tarandı, öfkc obeklerinıderı gö'z kapaklarıma asılı, taşlan sayıyorum tıyku ktmin yıkmntıda kakom (ağız tadı s. 36) "ici'irı derdi ama dmlemedi anamı. o, geltnlik dilinı, lekestz katladı, beyaz ömrünün arasına. ondan ö&rendim, çığlıklu si'Mİzliğ,i, yan yana oturmayı.." (kesit s. 60) Geldiğimiz nokta Gül'ün sekseu yılında başlayan şiir yürüyüşü 'hüzün', 'köşe', 'su'dan geçiyoı. Anlaşılırlıktan zora doğru bir yaklaşım! 'Su'da yoöunlaşıyor. Yoğunlaşma burada duracak oeğildir, bitmeyecek, sürecek! Bir kurama göre 'madde'; tekıllestirirsek 'insan' 'su'dan oldu! 'Su',bugünbileyeterin ce anatilize (çözümlenmiş) değildir. Bu açıdan bakaısak şiir de öyle. 'Suyun gızcmi ne ise, seslenimi de odur! Bu ise şiir dir! Gül de bıınu yapmaya calısıyor. Coşuyor, taşıyor. Kesin daha oa mırulacak Gül. "önce bulut sonra suyum"dan bakalım şu dizelere: "doğa bdgelig'ınde .. bense, her noktaya, dünyam diyorum... bahçeme dikili gözler var. yanmadan imuzlug'umd" (tuğram s. 1) "yaşamayt belledım, yanyana çıçek açan, ag'açlardan dilleyemedihıçbırbahar, birdalnergısm bildiklcrini" (sarp ve su s. 14) "mtaldr piknikte, inip kalkmaktd, yuregimde, ince ayarlı çekiçler. (uzak ışık resimleri s. 55) "dokunun, kısa devresine ruhumun, bir kaitimi dencyin telime, her devdid yanlij kd$ı. ioruyor, yer dçıyor bendıne. (kcsit s. 60) "ydktım, kitaplarla lundtm, geçmedıyan ağrım ( .) yaprak düşer, eylul kırılır dalımddn..." (cylül üşümeleri s. 61) "eridim kdbınid sızılanm taşıyor, yamıyorum her dalımı toprağa..." (su da yanıyor s. 93) "bütün dgaçların, ku$lartn ,çiçeklerin ve zulümlerın dilıni anlamak pahasına. alelacele . (özetle s. 95) Dipnot: (1) Her Mevsim Gülde llüziin, Adnaıı Gül, Aykırısanat Ydytnları, 2. Bdikı, 1997, Adand. (2) Dört Köşeli Dünyanı, Adnan Gül, Aykırısanat Yayınları, 1. Baskt, 2000, Adıına. (3) once bulut sonra suyum, Adnan Gül, Aykırısanat Yayınları, l. Bdskı, 2003, Adand K İ T A P S A Y I 69 2 Yapısal görünüş Yalmzlık, karın altındaki telgrafdireginde. Cıfccnin ayazırıdıi tellerde Cıergtnltğj sinirlerimde." (TelgrafDireğis. 56) tkinci kitapta bitmiyor hüzün, köşeli dünyaya dönüşüyor. Coğrafya bilimine göre dıinya yuvarlak. I Iiç kimse dünya yuvarlak demiyor(!) Demek ki dünyada mut lu insan az; çoğunun dünyası köşeli. Bir köseden ötekı koşeye geçmek zor! Köşeyi dönenlcr suyun başında... "Onallt suut çalujan Artflhta Zarzor geçıntyormui Kara yerlerde kazanılan paralar Ceplerımizde aklamyormuş" (Dört Köşeli Dünyam s. 2) "Cıiyindi$irn köyrtekse halen Sokaklarım sefalettir Yol bulamazsın . Aç kumru scslcrinde öliince umutlarımız" (Diyarbakır Gibi s. 1) "Hakbukuk... Hayret.. Her $ey yerli ycrindc Ne garip Rap rapları Tanklan Copları unuttu sokaklarım..." (Yanlış Senaryo s. 63) Üçüncii kitabın çıkış noktasıysa mad de. Şariin, şiir yürüyüşünde geldigi bu nokta önemli! "Önce bulut sonra suyum" diyor. Doğa olaylarına ııygun devinerek gazcıan sıvıya, sıvıdan katıya dönüşebilir. Ama, şair bıından çok daha başka bir şey anlatmak isti yor. Diyalektik bir olayı şiirleştiriyor... Sözgelimi, madde varsa şiir vardır. Şiir, maddeden doğar. Maddenin açık/gizil gücü onu anlamlandırır. Bu anlam her zaman, acık net, anlaşılır olmayabilir. Yani anlam ilk çıkışta kendini açığa (ele) vermeyebilir. Başka bir dcyişle somut olmayabi lir. Soyutluk da varlığın kendisindedir. Gi zemi içinde saklar. Onu anlayacak, açıklayacak olan insandır. (jül tam da burada, bu ışık altında şiirlerini oluşturuyor. Oyleyse şairin yürüyüşü bu noktada. Klbette bu nolctada beklemeyccek şair, gelecekteki noktalara da ulaşacak. Bu şıirın diyalektigidir! Egerokur, okur olmak istiyorsa, şairle bu koşutta yürümek zorunda kalacaktır. Şiirin aşkı böyle işte: Düşünmek, düşündürmek, sarsmak... "iözc yalırı öykiinmüşütn su duruluyor bulutlarım \eKim kıramadan kahug'unu, AşsD işsidigin söyletHşi Şair, aşsızişsizlcrin tanıöı, onlara yabancı kalamıyor; şiirlerini onların dertlerinc, sorıınlanna ayırıyor. Birinci kitap: "Kimt yağda balda elleri, Kımı onur pazarında çıplak beden." (lkiYiizliis.27) "Sen toprag'a düjlüğün giirt, Dışarıda yağmur çiseliyordu. Yövmiye 500 birı lira almıştı." (Yeşerince s. 19) "Bir onur \atılıyordu l iaraç mezat pazarda " (Bir Pazar Kurulmuştu s. 15) Ikinci kitap: "Geldi mı Ardı arkası keülmez ki Aaların..." (Değme Keyfine s. 10) "Sonhaharda olmalı ülümüm Sırtımdaki yüküm denk çözülmemt)ken. Eyvallahsız yollara vurmalıyım kendıf'" (Sonbaharda Olmeliyim s. 51) "Ne ilginçtir Babarn da kanmasa bari Namaz sonu Elı sılah tutanlara" (Komik Çelişki s. 67) Uçüncü kitap: "'boyacılar da küpünü kırdı çtkrtg'ının ilk luruydu kuyıı dedigin dcrin bir kuyu taşla üpü$meyı gn'ze al..." (ayrışım s. İ9) Çıkış noktaları "çürük kentler kuruldu, öpülmü^ yanag'ımda he%apları kabuklandı Mnırı dşmi}, sest oyalayan çocuklann" (tadilat var seziyor bunak yanım s. 35) "ırgat\an/bw parça açlık/ yarım parça hayelle/ dusulur yollara" (kentim s. 48) Sevdasız insan olmaz. Kuş da, taş da sevdasız degildiı. Şair deöyledir. Belki de şairlerın ilk çıkış noktaları budur. Aşktır, sevgidir, sevdadır var eden maddeyi. Şiiri de şair var ediyor. Süslüyor maddesini şiirle; onıın karşısında duramıyorsunuz ısı sı yüksek tırınlar gibi. Hele bir bakalım Gül'e, ne demiş: Sevdamn söylenlşl C U M H U R İ Y E T