05 Kasım 2024 Salı Türkçe Subscribe Login

Catalog

r anımsatır yazara. Kokular içinde sakla dıkları olayları da getirirler yanlarında. Güven veren kek kokusu, durumıı iyi olan akrabaların apartmanlarında, daha giıişte duyulan zeneinlik kokusu, yaşlı evlerininkokusunukonuşurlaröyküdeki iki arkadaş. "Peki sen taze ceviz kokusunu bilirmisiıı?" diyesorar bir tane si. "Taze eevizr" Flayır, hiç duymadım. Kokusu var ımdır taze cevizinr*" Taze cevizin kokusu haha demektiı soruyu soıan için. "Buzayatıraraksoğuttuğu ta ze cevizleri bana ikrıım eden vc benim hiçbir zaman 'scni çok seviyorum' diyemeden yitirdiğım bir insandı, ölen babamdı" denilmiş övkunün sonuna doğ ru. tlkel algılarımrzdan biri olan kokular art arda ve hızlı çağrışımlarla bilin cin ulaşamadığı duygulara tasıyor insanı. ü derinliklerden de çoğıı kez öliim, güven, sevgi, korku gibi temel duygular sizıyor bilince. Edebiyat; yazarın da, okıırun da zor zamanfannda başlarını dayayıp kendi kendine en içten konuşmaları yapabildikleri güçlü güvcnilir bir omuz. Öykülerin çoğunda italik hartlerle yazılmış bölümler var. Bu bölümlerde, iç konuşmalara, düşler, çocııkluk yaşantılarına gidilivor. "Benim hayarım ronıan" denilir va bep. Doğrudur aslında. Her hayat çeşitli öykülerin yer aldığı bir romandır. Ve o öykiilerdeki soruların yanırları çocukluktadır çoğunlukla. Ayşe Sarısayın öyküleri olıışturan psikodinamik zemini italik harllerleyazdiğı içehakışlarda yakalıyor. ()liim kavramı kitapta serin bir ilkbahar rüzgârı gibi esiyor. Bazen ürperten bir belirsizlik, bazen bilinçlibirkarar, bazen yaşama bilgecebir bakiij, bazen sornmluluk, bazen de gidişin adresi. "Ve bırakıp gideriz, gitmek kurtulmaksa." Ayşe Sarısayın'ın öykülerinde sevgi, hüzün, çağrışımlar, kadın, erkek, evlilik, aşk, yalnızhk, öliim, yaşlılık, tutku, diişler ve gerçekler var. Bu saydıklarım çoğu öykü kitabında ele alınan kavramlar. Ayşe Sarısayın'ın öykülerini özgün kılan ncuir? Yanıtın ilk ipııcıı yazının başında içeriğinden söz ettiğim kitapta: "Çok Şey Yarım Hâlâ" da beliriyor. Anılarda anlarılan kişilerin, nesnelerin ya da davraniijların kimi kez rek ciimleye sığan öy küleri var. " Aklım da sizde kalacak, sakın yaramazlık yapmayın, anneannenizi de üzmeyin" der, son olarak rujunu sürer ve giderdi." Annelik kimliğinin yanından beliriveren kadın kimliği, sevdiği erkekle birlikre yenilecek yemeğjn açıkça dile getirilemeyen heyecanı 'son anda siirülen rııj' ifadesiyle öyküleşiyor. Ayşe Sarısayın'ın cümleleri masif ağaçtan, normal genişlikte sağlam birer kapı gibi, kapıların ardı orttüğü açıklıktan çok daha geniş bir alan. Denizler Dört Duvar'da yer alan öy külerde yaşamı şekilleiıdiren kavramlar, gündeliğin içinclen yöneltilen bir bakışia sorgulanıvoı. üykülerde sarsıcı olaylar anlatılırken, iç dünyalara sansürsüz yolcııluklar yapılırken akıl /duygu dengesi gözetilmiş. Bu denge öyküyii güçlü kılnıa çabasından çok, öyküvü oluşturan tünı birimlere ön yargısız yaklaşan bir diişünce biçiminin sonucu. ülayları ve kişileri kendi şartları içinde deöerlendirince, yapılan iş bir olayın kağıda dökülmesi olmaktan çıkıyor. Ön yargısız ba kış genel geçer tanımlurın düşünceyi daraltan sınırlarını açıyor. Ön yargısız bakış, rııha ve düşünceye değisii) gelişerek varlıgını çoğaltabileceği açıklığı vaat ediyor. Ayşe Sansayın, ülkeınizin ve dünyanın masumiyet çağı diye adlandırabileceğimiz yıllarında doğmuş bir vazar. Ilkokul, ilk gençlik coşkuları, üniversitede kantin sohbetleri, ülke sorunları, kitaplar, okumalar, okumalar... Sonra evlilik, bir işegirip çalışma, annelik, çocuk yetiştirme... Ayşe Sansayın bir koltuk fi C U M H U R İ Y E T K İ T A P S A YI On yargısız bakış f lozofu değil. Yasayıp gördüklerini yazıya döken Dİr anlarıcı da değil. Belki de bugüne değin ortalarda görünmeyen, sesini duymadığımız bir kimliğin teınsilcisi. Masumiyet çağı deöcr yargılarıyla donanıp pazarlama çağı kıstaslarıyla süren bir yaşamda. kendine saygısını yitir meden var olan bir insan tipinden söz ediyorum. Âyşe Sarısayın ben edebiyat yapıvorum, yapacağım tutturınasına ginneLİen kendinue olanları yalın bir anlatııııla or taya koyarak yaznııs, (iykülerini. ()ykü lerin özgünlüğünü, yaşantıların içinde yiiksek bir algılama, iarkındalık, ılııyarlılık ve ruhsal masumiyetle soluk alan bir kadının yazdıkları olıışturuyor. Hılmi Yavuz "Oyküler yaşamın çoğu kez ayırdına varmadığımız inceliklerini, yer yer Kathrine Mansfield'i anımsatan bir dııyarlıkla, yoğun, özenli bir anlatı biçe miyle dile getiriyor ve bunu zaman ve hiiznü kullanarak vapıyor." demiş kitap için düşüncelerini belirtirken. Yoğun yakıcı konular anlatılırken, sıvaşık bir kaı ran kara bulaştırılmamış öyküleıe. Yazar bunu nasıl vapıı? Duygu derinliğı açık ça ortada olduğuna göre, bu bir matlık olamaz. 'Çok Şey Yarım Flâlâ' da yer alan anılara, yazarın çocukluğıına, ev orramına gidiyorum: orada kaygı ve korku tohıınılarının ekilmediği, sevgi dolıı bir çocuk luk var. Öykiilerde sorunlar, zorluldar alabildiğine; ama dibe çeken bir barak lık açmazıyla karaya varmıyor renkler. Renkler mavi, tenkler tııruncıı, kimi kez parlak kırmızı, kimi kez tııtkunun koyu kırmızısı, ve tüm renklerin bileşimiyle beyaza ulaşılıyor. Menekşe Mavi adlı öykiide satır ara sında bir önerme dikkati çekiyor: "isteklerini koy ortaya..." Bir diğer öykü de: "...her dıırumda ister istemez güçlü örünmek zorunda kalıyorum." ILsme lanım'in Dar KapıdanÇıkışı'nda: "Ne fark eder ki? Fark etmediği için, onıın istediği biçimdeyaşamanın, kendimden ödün vermek anlamına gelmediğine inanmamış mıydim?" (Jkuıu da dürüst iç hesaplaşmalarına götürebilecek sor gulamalarfa karşılaşıyoruz. GULSUN BILGEHAN MASALLAR PEMBE KOŞKTEN Son yıllarda 4O'lı yaşlannda ilk kitaplarını yayınılayan birçok yazar var.Bu ya zarların edebiyatla ilgileri yeni oluşma dı, çok öncelere dayanıyordu kuşkusuz. Yirmili yaşlarında 12 Evlül darbesi oldu. üüşünmenin, düşündüklerini paylaş manın, yazının en ağır suç olduğiı bir dönemde başladı ilk suskunlukları. Ar dından ülkemizde ve tüm dünyada 'yup py'likle başlayıp küreselleşmeye uzanan pazarlama çağına geçildi. Çocukluğunda "benim param" dediğiiçinkulağı çe kilen masumiyet çağı insanı "benim param, benim görüsüm, benim ilişkim, ben, ben, ben..." diye çınlayan yeni ortamı sessizce ve şaşkınlıkla izledi. Masıı miyet çağından kalma dürüstlük ve adanmışlık alışkanlıklan kınını bulama mış çıplak bir kılıç gibi yaraladı onları her gün. Yazmak, anlatmak, yaşamı öy kiilere, romanlara, şiirlere koyup bir kez de öyle anlamaya çalışmakrır şimdi yap tıkları. Ayşe Sarısayın, sozcüğün kutsal bir emaner gibi saygı gördüğü bir evde büyiidü, çok okudu, gizli deherleri doldur dıı çekmecelerdesaklı, sonra sustu, son ra şaşırdı, ama her zaman duyumsadı, gözlemledi ve anlamaya çalıştı. Simdi ar tık yazıyor. Ayşe Sarısayın'ın doğdııfitı gün babası birkâğıda "karanlık çarşıfar aydınlandı" vazmış. "Karanlık çarşıla rın aydınlanması" bir babanın duvgularıydı kuşkusuz, ama belki de bir büyiik şairin ön görüsüydü. • "Çok Şey Yanm Hâlâ"/Ayşe SamaDenizler Dört Duvar/ Ayşe Sıirtuı yın/(.an Yay/nları/144 J. 692 Masumiyet çağı Çocukluğu masallardakine benzeyen bir evde geçti: Yüksek tavanlar, ağır kadife pcrdeler, renkli ışıltılar saçan kristal avizeler, kocaman gümüş şamdanlar... Evi dolduran kişiler de masal kahramanlannı aratmıyorlardı: Meydan savaşları kazanmış komutanlar, devlet kurmuş büyükler, uluslararası antlaşmalara imza atnıış diplomatlar, balolarda uzun tuvaletleri ile dans eden zarif hanımlar... İsmet İnönü'nün torunu olan ve Pembe Köşk'te büyüyen Gülsün Bilgehan bu güzel insanların gerçek hikâyelerini ve onlardan dinlediği masalları tüm çocuklar için kalemc aldı. Ders ya da öğüt vermek için anlatılmayan, sadece çocukları olağanüstü yolculuklara çıkarmayı hedefleyen masallar... YAYINEVİ Ankara Rilffi PAĞİTIM Istanbul 5 B Ü f A B E V İ Ankara 0.312.4344999 / Faks: 0.312.4317758 0.212.5225201 /Faks:0.212.5274119 0.312.4344106/Faks:0.312.4331936 www.bilgiyayinevi.com.tr SAYFA 11
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear