25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

A'dan Z've Nâzım Hikmet A'dan Z'ye Nâzım Hikmet, içeriğiyle olduğu kadar, kitabın düzeni, kitapta yer alan belgesel resim ve fotoğraflar, desenlerle özenli bir çalışma. Sevgi ve saygıyla hazırlandığı belîi. Bence bir ansiklopedi gibi hazırlanması kimi ayrıntıları daha iyi görmeyi de sağlayacak. Yine varsayımsal genç okurun "Kim bu Enis Tahsin Til" merakının onu Akşam gazetesine, Nâzım'ın Orhan Selim adıyla yazdığı yazılara götüreceği, bu yazıların denetlendiği günleri düşündüreceği bu ansiklopedik düzenin Mehmet Fuat'ın sevecenliğini yansıtması da ayrı bir başarı. Bu kitabın, okurlara daha geniş incelemeler için bir basamak oluşu da dikkate değer bir özellik. SENNUR SEZER âzım Hikmet'in 100. doğum yılı olarak kutlandı 2002 yılı, UNESCü'nun yönlendirmesiyle, bütün dünyada. Şiirleri en yaygın dillere yeniden çevrildi, internette onun adına yeni siteler açıldı. Pek çoğumuz için bu olanlar, Nâzım Hikmet için yetersizdi. Nâzım'ın kitaplarının I ürkiye'de Türkçesiyle bulunup okıınmasının ne büyük aşama olduğunu yaşayanlarsa "Fernat dağı deldi... Çeşmeler s l l ya kavuştu..." diye karşıladılar yaşananları. Bunlardan biri elbet Memet Fuat'tı. Nâzım Hikmet'in yaşamında büyük etkisi olan Piraye Altınoğlu'nun oğlu Memet Fuat (Bengü). Hapisaneden yazdığı mektııplarla estetik eğitiminc katkıda bulunduğu, kan yakınlığından daha sağlam yakınlıklar yaşadığı insan. Memet Fuat, Nâzım Hikmet'le ilgili yazdıklarına bir ansiklopedi ekledi: A'dan Z'ye Nâzım I likmet. Bu çalışmanın önsözünde, giriştiği işin zorluğunu şöyle açıklıyor: "(...) Onca kısıtlamaya, engellemeye karşın, Nâzım Hikmet'in inanılmaz zenginlikte bir yaşam geçirdiği ise bu tür bir kitap hazırlanırken bütün görkemiyle ortaya çıkıyor. Onu çok yönlü ilişkileriyle eksiksiz veren bir 'Nâzım Hikmet Ansiklopedisi' derlemek başarılabilecek iş değil. Çok geniş bir aile... Çok çeşitli yerlerde, çok çeşitli insanlarla, çok çeşitli ne denlerle yaşanmış birliktelikler... Okul arkadaşları, Heybeliada Bahriye Mektebi, şairler arasında dolaşmaya başladığı vıllar, Anadolu'ya geçerken tanıdığı kişiler, Inebolu, Ankara, Bolu... Birtakım lcırık dökük bilgiler ulaşmış günümüze ama kesinlikle yeterli değil. Yaptığınız ansiklopediye 'madde' olarak girmesi gereken nirçok şeyi atladığınızı görseniz de çaresi yok." Mehmet Fuat'ın bu "atladığı" maddelerin çoğunun kitap dışı bırakılış nedeninin, onun gerçekdoğrunet bilgi verme isteği ve titiz bir araştırmacı oluşundan doğduğu şu satırlanyla da kesinleşiyor: "Batum, Tiflis, Ahmet Cevat Emre'yle geçen günler, KUTV, orada dünya gençleriyle yaşananlar. Bazı öykücükler biliyorsunuz o günlerden, doğru mu, ne kadar doğru? TKP, komünistler, birlikte veraltı etkinliklerine karıldığı yoldaşları, dostları düşmanları. Dava dosyalarından çıkan bilgiler, ce nelde savunma bilgileridir. Onların arkasındaki gerçeklere nasıl ulaşacaksınız?" Memet Fuat, kitabın eksikliklerini vurgularken de, Nâzım Hikmet'in en önemfi özelliği olduguna inandığı iyiliği üzerinde dunır: "Hopa Cezaevi nden başlayarak, ayrı bir kitap dolduracak kadar cok sayıda cezaevi arkadaşlıkları, savcılar, müdürler, başefendiler, gardiyanlar, meydancılar, mahkumlar, hiç kimseyi küçümsemeyen iyi bir insanın sayısız iliskisi." Memet Fuat, Nâzım'ın "iyiliği' nin bütün yaşamını yönlendirdiğine inanarak başlar söze: "Nâzım Hikmet'i anlamak isteyenler önce 'iyilik' konusu üzerinde durmalıdırlar. Yakınlan, 'Nâzım'ın başına ne geldiyse iviliğinden gelmiştir' derlerdi. Tbplumsal alandaki davranışlan da, inancı da, kavgası da, arkadaşlanyla, kadınlarıyla ilişkileri de, hep kişiliğinin en belirgin özelliğinin, 'iyiliği'nin etkisinde biçimlenmiş olan şair, yaşamının en büyük acılarını da bu yüzden çekmişti." A'dan Z'ye Nâzım Hikmet, eksiklikleri, eksik kışileri sunusıında beürtilmiş bir çalışma. Ansiklopedik özelliklerine karşılık, "ansiklopedi kııruluğu" taşınuyor. Çünkü, Memet Fuat bu kitabi hazırlar ken "Nâzım Hikmet üstüne yazdıklarını taramış" ve "maddeleri önceki kitapla rından aiıntılarla, o alıntılan işleyerek yazmış". Bu yazımda olabildiğince yansız ve iyilıkle davrandığını, Nâzım ile iliskisi pek bilinmeyenlerin de kitapta yer aldığını belirtmem gerekiyor. Orneklersem, ben Elif Naci aaını Nâzun Hikmet ile ilglii bir kitapta görünce şaşırdım. Oysa bu madde "Nâzım I likmet'le Elif Naci dostluğu Babıali çevresinde yaşanan bir dostluktu" cümlesiyle başlıyordu. Maddenin daha sonraki satırlarında, Peyami Sefa ile Elif Naci arasındaki bir tartışma aktartlıyordıı. Bu aktarım, Babıali'nin o dönemdeki yüzünü, en önemli çizgilerle yansıtmaktadır: "Sağcı entelektüeller genç gazeteciler üzerinde bir baskı yaratmaya çalışıyorlardı. Solcıılar ise durumdan çok tedirgindiler. Değil Nâzım Hikmet gibi komünist olduğunu açık açık söyleyenlere, halktan geldikleri, halkın acılannı yansıttıkları için adı komüniste çıkanlara bile Babıali'de yer yoktu. Böyle yazarları işsız bırakarak nasıl açlıktan öldürdüklerine Kemal Ahmet olayi taze bir örnekti. Orhan Selim'in de her kapıdan geri çevrilmesini, işsiz kalmasını istiyorlardı. (Bkz. Kemal Ahmet)" Bu maddeyi okuyan genç bir okurun, Kemal Ahmet maddesiyle birlikte Orhan Selim maddesine de bakacağı kuşkusuzdur. Orhan Selim'in Nâzım Hikmet'in gazete yazılarında kullandığı takma adı olduğunu bilse bile bu adlaflgilikimi bilgilerin (örneğin Nâzım'ın şiirinin) eksikliğini duyacağı, ansiklopedıde Orhan Selim maddesinin bulunmayışını kavrayamayacağı kuşkusuz. (Ben de anlayamadım. Küçük bir dikkatten kaçış sanırım. Yeni baskıda tamamlanacaktır herhalde. Madde Nâzım I likmet in takma adları diye de düşünülebilir.) A'dan Z'ye Nâzım Hikmet'te yer alan kimisatırlaryürekburkucudur. 1936'da, Yaşamını Nâzım'ın yaşamını aktarmaya adamış olan Memet Vuat'tan vazgeçilmez bir kaynak Nâzun Hikmet TKP'den dışlandığı sırada onun "Beyoğlu'nda yaptırdığı, kapılan elektrikıe açılan apartman" fıkrası kuşkusuz bunlardan biridir. Bu fıkranın şairin akrabalarından birinin yayımladığı dergide basılması bence daha iç karartıcı bir şey. Çetin Altan'ın 1951/de Nâzım Hikmet'in yurtdışına çıkışını acımasız sövgülerle aşağılayışı da otuz yedi yıl sonra TBMM'de "Nâzım Hikmet büyük vatan şairidir" deyip dayak yemesiyle karşılanamayacak bir başka kara çizgi. Memet Fuat, A'dan Z'ye Nâzım Hikmet, kitabının sonunda yer alan "zamandizin" için "Sanırım bugüne kadar Nâzım Hikmet için yapılmış en kapsamlı zamandizindir. Bu çalışmamın bilgim dışında kalan birtakım parti etkinliklerinin de etkilenmesiyle geliştirileceğini, onak bir emekle gittikçe daha eksizleştirileceğini umuyorum" diyor. Bence bu zamandizin, daha uzun bir metinde gözden kaçabilecek kimi ayrıntıları içermesiyle önemli. Örnekleyeyim: Nâzım Hikmet'in kavaklar için söylediği/yazdığı dizeleri anımsamayan yoktur. Anadolu'lu ağaçlardır kavaklar. Bu yüzden de "şahit ayıplarımıza" denebilir. Peki alnının terini sile sile bir tek kavak dikemeyişinehayıflanması, kavakları yalnızca "sevmek/övmek" noktasına o içten öfkesi neredenkaynaklanıyorki?.. Zamandizin'deki şu satırların izi mi acaba: "1905 Selanık'te Haricive Nczareri'ne bağlı bir memur olan babası Hikmet Bey yasadışı siyasal etkinliklere karıştığı bu savıyla sorgulanınca görevinden istifa etti. Ailece Halep Valisi olan Mehmet Nâzım Paşa'nın yanına gittiler. Nâzım Hikmet. Memet Fuat ile (1938). ZamandtdnveKavaklar N 1906 Hikmet Bey'in ticari amaçlarla Halep'te kavak yetiştirme tasarısı ağaçların kurumasıyla son ouldu. Celile Flanım'ın orada doğurduğu ikinci çocuğu Ali Ibrahim dizanterinden öldü. Nâzım Paşa, Diyarbekir Valiliği'ne atanınca hep birlikte bu kente gittiler." Beş yaşında bir çocuğun (Nâzım Hikmet'in gerçek doğum tarihi 20 Kasım 1901'dir) belleğinde bu kavaklann nasıl yer ettiğini, bir çocuk ölümüyle birleştiği düşünülebilir bir deneme konusudur. Memleketimden Insan Manzaraları'ndaki Diyarbakır'la ilgili bir iki dizenin de ilk temelleri çocuklukta atılmış bence. Zamandizin'deki kimi satırbaşları bir roman enginliğindedir: "1926 Vâlâ Nureddin, Udelnaya'daki o r manda yontulmamış odunlardan yapılma evini, karasıyla kızını, beyaz tavşanını, üniversitedeki rektörlüğünü birdenbire bırakıp Türkiye'ye döndü. Bir siire annesinin evine kapandı, solcularla ilişki kurmaktan özenle kaçındı. Para kazanmanın yollarını aradığı sırada, Avrupa'nın çevresini liman liman dolaşıp ta Leningrad'a kadar gidecek bir Seyyar Sergi için, Ticaret Odası'nın Rusça bilinen birgörevli aradığını öğrendi. Yalnız Rusça değil, Almanca, Fransızca da biliyordu. Işe hemen kabul edildi. Leningrad'a geleceğiniNâzım'akartatarakbndirdi. Buluştuklarında Vâlâ sevgili arkadaşına, 'Çapına göre mücadele!' diye özetlediği yeni yaşam anlayışını açıkladı. Oysa Nâzım, Cumhuriyet'in beşinci vıldönümünde çıkacağı umulan affı bekliyordu. Türkiye'ye dönüp hemen başlaması gereken görevleri olduğu kanısındaydı. En güzef günlerini birlikte yaşamış iki şair arkadaş Leningrad'dan ayrı yolların yolcuları alarak ayrıldılar." A'dan Z'ye Nâzım Hikmet, içeriğiyle olduğu kadar, kitabın düzeni, kitapta yer alan belgesel resim ve fotoğraflar, desenlerle özenli bir çalışma. Sevgi ve saygıyla hazırlandığı belli. Bence bir ansiklopedi gibi hazırlanması kimi ayrıntıları daha iyi görmeyi de sağlayacak. Yine varsayımsal genç okurun "Kim bu Enis Tahsin Til" merakının onu Akşam gazetesine, Nâzım'ın Orhan Selim adıyla yazdığı yazılara götüreceği, bu yazıların denetlendiği günleri düşündüreceği bu ansiklopedik düzenin Mehmet Fuat'ın sevecenliğini yansıtması da ayrı bir başarı. Bu kitabın, okurlara daha geniş incelemeler için bir basamak oluşu da dikkate değer bir özellik. • (*) A'dan Z'ye Nâzım Hikmet, Hazırlayan Mehmet Fuat, YKY, büyük boy 384 say/a+soyağact. SAYFA 9 Memet Fuat. Nâzım Hlkmerie llglll yazdıklanna Dlr ansiklopedi ekledi: A'dan Z'ye Nâzım Hikmet. CUMHURİYET KİTAP SAYI 672
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear