Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Yayımlanan ilk şiirinden on altı yıl sonra, kitaba girmc hakkını tanıdığı şiirinin tarihi.Onun yoğıın seçici kimliğinin degöstergesi bir hukıma. Altmış saytalık kitap iki bölüıne ayrılmış: "Her Mcvsim Acılarda" vc "Cîecenin Ardı". Birinci bölüm hüziin ağıılıklıyken, direnç buş köşcde ikinci bölümdc. Yalın şiirlerin oluşturduğu bu kitap, imgenin anlamı derinleştiren gücünü de anlatıyor son sayfasına dek. "Ceheıınenıdı giizclim yaz / Yanıyordu carşıpazar" di/elerindeki 'cchennem' ve 'yanmak' sözciiklerine yüklediği anlam, onun imgeyi siirc nasıl sevdalı kıldığını gösteren tipik birörnek. "(,ehennem"deki sıcaklıkla, "yanmadaki sıcaklık akraba mıdır sizce? Bir anda 'iya Osman Saba, (]ahit Sıtkı Tarancı sesıni duyar gibi olursunuz, hüziin ve acının gezindiği dizelerde; ama bir anda da dircnen şairlerin sesiyle karşılaşırsınız, Nâzım gibi. 1984 Yaşar Nabi Nayır Şiir Ödülü' nü alan bu şiirleriyle, kendi scsine yaslanmış bir şairdır artık. "Kaygılarda" ve "Sevgilerde" adlı iki bölümdiirbıı kitabı da. Biçim ve içerik "1 ler Mcvsim Acılarda"ki şiirlerin sürdürücüsüdür.Hiiznü yansıtan şiirlerilk bölümii oluştıırurken, ikinci bölümün sevgileri de hüzünle örülmüştür. Hüzünsüz şair olunmuyor herhalde? Hüzııün içinde yaşayan şair, "Cıdirgülalıp satmanın da zamant" diye de umııdunu diri tutar hep. "Okyanmun kıyıstnda" "'denize özlcm" duymak, gerçekçi şairlerin yazgısı gibidir. Aykın da bu yazgının kırılmasını "Yaşamak yannıaktır fozc«"diyerek dile getirir. Şairler türkiiler ve yangınlar içinden boy verdiği için şiirleşir sözcükler onların dillcrinde. Ömeklersek: "Nezaman kisevdamız suç sayılıp / Alın lerimiz hor görülmüştür / Artık öfkcli bir mavzerdır yaşaniak/ Acılann alı dağlara sürülmüştür" Bu acılı türkünün dizeleridir Aykın'ın bu ödüllü yapıtı. Üç böliime aynlan bu kitabında da, acılar ve hüzünler ortasından ıımut ışıkları vermeye devam eder şair. Bu, şairin bilinç li bir seçimidir. Yaşamın gerçeği içindekı yeridir. Yanı gerçekliklerden bakarak imgelerini kurar, iletisini verir. Kimi seslen diği benim, sensin, o'dur. Çünkii o. "lilı»n lut ztdıtıe boyun eg'ıncun scvgı"dernektedirhep. Bu şiirsöylemiklasıkgibigöıiinse de, imgeleri, sovutlamaları hep yenidır, kendini aşandır. Yaptığı desenlerle.de dokuduğu bir sevda kilimi bu kitap. Ozgün, yaşanan ve yaşatılan şiir tümüyle sevdaya seterber olmuş, sıcacık. Okuduğunuz her dize sizi, o sevdanın vazgeçilme/liğine çağırıyor, "Korkmadilimsöylc sevgıyi / inzlımızsaklımız yok / Duysun giiııcş duystın diinya" diye. "Öncesiolmayan dtırıt su I' sonrau olmayacak olan denız'd'ır sevdası ve bu denizdeboğulmaktan kaçınmaz. Çünkii "liıişımıza gelecek en gi'ızel şey bu sevda" dır. Biçimi ö/ün belirleyeceği düşitncesi, bu kitabında da açıktır, nettir. Sevdasını şiir yürüyüşünde dillendirirken, şiirini de dil lendirişine göre biçimlendirir. Şiire tııtkunluğu scvdadır, sevdası şiir ve seslenir, "Sürecek senınle soınuza iiır nnırihnüz " Yaşanmjşlığın tüm canlılığı yansıyor di/.eleıinde. Sevdayı yaşamak ve şiirleştirmek, karşılığını çok net ve anlaşılır bir konumda bulmıış kendini "Sevda Sureleri"nde. Guz Balkonu'ndan kalanlar HALİM ŞAFAK czaı Karakoç'un "lialkon" şiirindeki şu iki dizeden hep etkilenrnişimdir; "Celecek zamanlarda/ Ölülerı balkonlara gömecckler" Karakoç'un Balkon şiirini yazmasının üstünden uzun yıllar geçti. Şiirin yazıldığı yıllarda sanıyorum balkonun evden dışarı çıkan uzantı bir mekân olarak hayatımızda pek fazla bir yeri ve önemi yoktu. Katlı ve çok katlı evler kentlerde azınlıktaydı. Tek katlı ve bahçeli evlerin dünyasında yaşıyorduk. Taşra ahalileri kentleri daha kuşatmamıştı. Apartmanlar kentlerle özdeşleşmemişti. Kente akını ve kenti yalnızca ckonomizm belirlemiyordu. Şiir yazanın hayatındaki nesnelerle kurduğu ilişki şimdikinden çok farklı düzeydeydi. Hayatında doğal bir ilişki olarak beliriyordu. Nesnenin hayatuiın bir parçası olduğunu biliyordu. Buysa şiir yazanla nesne arasınaa bir tanışıklık sağlıyor, bir bag oluşturuyordu... Şimdiyse bundan pek söz edebilecek durumda değiliz. Şiir yazanın ya da insanın nesnelere ilişkin hatırında tuttuöu, tutabileceği hiçbir şey yok. Hatırlamıyor. Nesne insan hayatında daha çok bir eşya olarak üst üste yığılıp duıuyor. Bu yığın karşısında insan yalnızca çaresizdir. Buysa bir geçerlik olarak yalnızca ölümü hatırlatır. Ne var ki, bu insanın nesneye yönelmesini ortadan kaldırmaz. Belki, büyük kent insanı günümüzde nesneyi fetiş haline getirmeden yeniden ilişki kurmanın farklı biçimlerini arıyor. Geçmişte şiir yazan evin rııhuydu. Evin odaları onunla, ruhuyla kendine geliyordu. Şiir yazanlar bahçeyle, bahçedeki ağaçlarla, çiçeklerle, kuyularla, tıılumbalarla ve orada yaşanan hayatla ilgili ve hayatın içindeydiler. Sokağı, fabrikaları, napishaneleri, parkları, alanları en önemlisi insanı görebiliyor, onların içinde yaşıyorlardı. însan kendine ve yaşadığı dünyaya bu kadar yabancı olmamıştı, yabancılaştırdmamıstı. Nesneler insanlardan bu kadar uzaklaşmamıştı. Herkes hayatın içinden o hayatı konuşuyordu. Hayatlarında ve yazdıklarında bunların yansıması ve izleri belirgindi. Böyle bir dünyada hayat şimdikinden farklı ve derin anlamlara sanipti. Nesneler de öyleydi. Kentler ve kent hayatı, insanın kendine ve yaşadığı dünyaya yabancılaşmasının, ondan ve kendinaen ayrı düşmesinin alanları değildi. Cıerçekten yaşanılana hayat deniyordu. Şimdiyse şiir yazanların gidebileceği hiçbir yer kalmadı; yok! Ev rııhunu kaybetti ve daha da yalnızlaştı. Ev olmaktan çıktı. Büyük bir ihtimalle hayat Karakoç'u haklı çıkartacak gibi görünüyor. Günümüzde ev barınak olmadığı gibi, şiir yazanın sığınabilecek bir mekânı da kalrnadı; yok! Başka bir deyişle ev ruhsuzlaştı. Ev, ruhunu kaybetti! Herkes odayla balkon arasında gidip gelen hayatını terk edeceği günü Dekliyor. Ev ve balkon, şiir yazana artık yalnızca ölümü hatırlatıyor. Hatırlatmakla kalmıyor, ölüme hazırlıyor. Redrettın Aykın altmtş beş yaşında ve Istanbul'da belirtmeye çahştığım hayatı yaşıyor. Evle, balkonla, nesnelerle yeni ilişkiler kurmaya çahşıyor. "nesneler de öliimlü" derken, nesnelerin hayatında, değişmesini, farklılaşmasını, eşya haline gelmesine tepkisini dillendiriyor. Başka bir deyişle, ölümle onlara karşı çıkıyor, karşılığını duyuruyor. Son şiir kitabı Güz Balkonu (Belge, 2001) "her mevum kıs evlerde" ona ve okura etini burarak hayatın yaşanmışlığını ve yeni hayatı hatırlatıyor. Ona ve okuruna "uzun güz" de ölümü duyuruyor. Tabii, hiçbir şiir ölüm hazırlığı sayılmaz. Tersine ölüme rağmen hayatı yaşamaya çağrıdır. Sonra... ölüm ve ölüm düşüncesi Yaşar Çabuklu'nun deyimiyle "varolan yapılanmayı çözmeye, parçalamaya yönelen eplimleri içinde bartndırtr." (Kovulanın lzi, Metis 2001) "Geleceğjelinden altnmış bir dünyaya karşı ifade bulan safbir olumsuzlamadır." Aykın'a "yenildin yaklasıyor akşam/ gidecek hiçoir yerin yok/ kendinden kederinden başka" dedirten de dünyanın vekendinin durumudur. Yenilgiyi insan hayatı olarak anlarsak akşamsa büyük bir ihtimalle ölümü simgelemiş olur. İnsanın gidecek hiçbir yerinin olmaması CUMHURİYET KİTAP SAYI 636 Sevda Sureleri "Hüznün Sesiyle" , "Yüreğimin Depremleri", ve "Güz Lirikleri" adlı üç böliime ayrılan Yalnızlıklar'da; "Sevda Sureleri" ndc yaşanan coşkunun kınlışı, paramparça edilişi ve koskoca sevda ateşini söndüren suyun hain sesi şiirleştirilmiştir. Birinci bölüm, bire bir, biten bir sevdanın yangınıdır. Şair, "/ lep kırık not aldtm I'lincok sevdıg'ım sevdadeninden"diycrA. vurgular yitiğini.'7y/ kı \en varsın ey şıır" duygusuyla sarılır kâöıt kalemine. YediEksik Blp Gökyüzü ği vurgun derindir, çok sarsar şairi ve duBu üçüncü kitabında yaşamın sorgurumunu şiirleştirir: lanması ve yanıtlanması daha birsistema"Sol yanım paslanmaz çelik / Bilcndikçe tiktir. () acıları ve sevgileri şiirleştirirken, kendi hınını kesti / Sag yanım kar beyaz acıların ortadan kaldırılmasını ve sevgi pamuk yıg'tnı / Yddızsag'argecelerden" nin çoğaltılmasını örgütlü olarak çözümtkinci bölüm; geçmişidir, çocukluğu lemistir."Yanımda yaşamı savunmak için" dur, acılarıdır. Üçüncü bölüm iseyaşamın yapanileceklerin yer alır artık dizelerinözeti. de."()nlardı Scrcz'dc Bedrettin' /Sivas'ta "Usulca oksuyornm yalnızltg'ı / (lüz/t PırSultan 't asanlar' ı dillendi rirken, bizim yüzü hüziin" Yalnızlıklar bireysel bir dt> kim olmamız gerektiğini de unutmaz, tan gibi görünüyorsa da; yaşadığı tonlum ammsAUr."Dilinden düsürmüyor og'lum/ dan, diinyadan kopmuyor hiç Bedrettin Özgürlük türki'derımşımdi/ Ktztmtn duda Aykın. g'ında Nâzım'dan Herııda dan dizcler. Güz Balkonu Eksik Bir Gökyüzü'nütamamlayan bu şiI lüznün ve umudun şairi Bedrettin Ayirlerde, kimi Hasan Hüseyin Korkmazkın' ın şimdilik son kitabı. Yine hüzüngil'i duyumsasam da; güzün, hüznün yaden yola çıkarak örüyor şiirlerini çünkii, tağında dolanan ve umudu sürekli bura"b'rtmüyor açıntn üstünü / aysız yıldtzsız lardan gökyüzüne çıkaran Aykın'ın sesidir tümüyie.O, yaşanılan acılar bir daha yagökyüzü " Öze bağlı biçim aenemelerini şanmasın diye düşmüştür bu şiir denizibu kitabında da sürdürüyorşair. Onulmaz ne ve kulaçları ütopya olmayan, görünen bir sevda sonrası yaşanan yalnızlıklan, bir yaşanılası bir dünyayadır. daha yaşanmamakadına, kimi şeyleriyoksamak istemektedir artık şiirlerinde; "17Yaralı Hkyaz lindim sevda harüasından / yerle bir oldu Yine yaralıdır, yine umutlu.. "Yaralı Ilkgönülevim /yeniden yapılamaz / taşıyamaz yaz" da, günlük konuşmalar, halk şiiri ve sensizlig'ı / yaşlı yorgun bedenım" Bu istek dünyanın tüm güzellikleri gelir oturur şibir şair isteğidir, karşı konulmazlığı aracıirine Aykın'ın. O, şiir divanesidir, şiiri insızlığındandır. "kanayan harflerle sevgısız san âşığı. Dizelerinde yaşamın dışında kabiryüzytla, baklıbiritirazı yazdım" demelınamıyacağını, insana ilişkin hiçbir sorıısi, şair tanıklığının getirdiği vazgeçilmezna sırt çevirilemeyeceğinianlatırkimişaliği; kabul görülmesi gerekîiliğini vurgulairlere (!). Önccki yapıtlarında olduğu gimıyor mu?Bu bir hesap özetidir aynı /.abi, bu yapıtınıoluşturan şiirlerindedeaymanda; 1936' lardan 2001 'lere akan bir rıntıların ayrı birözgünlüğü vardır. Ayrınşairyüreğinin,yaşamınınvetanıklıklarının tılar, biitünü gölgeler gibidir kimi: "Yag hesap özeti. mur yagtyor birlanem / Kırpiklerinin koSonuç rusıına I Taijiyor ^özlerinın gölü"nâe olduBedrettin Aykın, şiirini yaşamın içinden gu gibi. kuran, bireysel yanını toplumsalla çözümAnsmn Guz leyen, değerlendiren; iç dünyasının acılaŞiir yürüyüşünde"/lr//^ yalnız değiliz rını, sıkıntılarını güneşe açılan pencerelernc güztTti gelmiştir. Ansızın Cüz'ün geliden uçurmasını Dİlen bir şair. Şiirindeki şi, çoğalmışlığmı engelleyemez ve seslenir sesleri, kendi sesinden damıtarak; daha ilk kimilerine: "Akmıyorsa içınizde o ırmak kitabında "Bedrettin Aykın Şiiri "ne ulaş/Ansızın akşam olur/ Sütü çekilir bir kamayı başarmış; baktığı sol siyasal penceredırun/ Hir işsiz cvc ekmeksiz döner". Za yi geniş tutmayı yeğleyebilmiş, ilk bakışten o ırmağı insanların içinde akıtmak ta klasik tarz görünen şiirini, imge ve biiçindir çabası ve sonucunu da söyler: çim yapı taşlarıyla yenifeyerek kendi sesi"C'ıün gcdir aşılır bu uzun gözallı / Ulasırne varmıştır. halkım kendi ça&cıl sesine". Hüznün ve umudun her mevsim iç içe Yalnızhklar Ruh8iızlaşan ev Bedrettin Aykın altmı$ beş yaşında ve Istanbul'da ya$ıyor. Evle, balkonla, nesnelerle yenl lll$kller kurmaya çalışıyor. Aykın'ın yaşamını ve şiirini baştan aşağı nasıl sarmış olduğunıı görmemek mümkün değil.Sonuçta acılarda, yalnızlıklarda yaşayan ve umudunu canlı tutan, kimliöini hiçbir çekince göstermeden şiirine aktaran bir şairdir o. Yaşadığı tarih ve coğralya içinde şekillenen insan, hiçbir sorunundan soyutlanmadan.şiir potasına karışır Bedrettin Aykın'ın. Acı çeken ve direnen insanın şiiridir onun şiiri. • KAYNAKÇA: 1 Bedrettin Aylun. Her Mevsim Acılarda. Aday Kitaplar. 1982 2Bedrettin Aykın. Gecede Söylenen Türkiiler. Varlık Yayınlan. 1984 3Eksik Bir Gökyüzü. Dayanışma Yayınlan. 1985 4Yaralı llkyaz. Gerçek Sanat Yayınları. 1990 5Ansızın Güz. Broy Yayınlan. 1992 6Sevda Sureleri. Gerçek Sanat Yayınlan. 1994 7Yalnızlıklar. Hera Şiir. 1997 8Güz Balkonu. Belge Yayınlan. 2001 9H.Hüseyin Yalvaç. Cumhuriyet Kitap. 1993 SAYFA 6