25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Özellikle, 11 Eylül saldırısıyla dünya gündemine oturan Amerika'yı değerlendiren en ilginç yazar sanırız J. Baudrillard. Baudrillard'ın "Amerrika"sını tanıtan bir yazı Baudrillard'la bir söyleşi sunuyoruz. YAŞAR AVUNÇ Jean Baudrillard ve AMERİKA ki gösterilmemiş olması "insanlık ayıbı" değil de nedir? Bir süper güç, bir "marka , bir simülasyon ülkesi olan ABD mazlum mu, eski deyimiyle "calibi merhamet" mi? Bu sorulara olumlu yanıt vermek kolay değil gibi görünüyor. Aslında Amerika'nın, özellikle New York'un değiştiği, dünyanın da bundan böyle eskisi gibi olmayacağı söylemi dillerde dolaşıyor. Biz bu bağlamda ünlü Fransız sosyolog, felsefeci ve deneme yazarı Jean Baudrillard'ın yukarıda söz konusu saldınlardan önceki ABD ile ilgili olup, şimdi "tarihsel" bir nitelik de kazanmış bir kitabından söz ederek, yazarla bu konuda yapılmış iki söyleşiyi aktaracağız. Amerika, altıbölümden oluşuyor: Vanishing point, New York, Yıldızsal Amerika, Gerçekleşen ütopya, Gücün sonu mu?, Desert for ever. Jean Baudrillard diyor ki: "Ben yıldızsal Amerika'yı araştırdım, hiçbir zaman sosyal ve kültürel Amerika'yı değil; otoyollarında saçma ve salt özgürlüğü sergileyen Amerika'yı araştırdım; töreleriyle, zihniyetleriyle derin Amerika'yı değil, çöldeki hızıyla, motelleriyle, madensel yüzeyleriyle Amerika'yı araştırdım..." (sayfa 13). Yazar,başka bir kültür sunan, farklı bir birey, ahlâk ve sağlık anlayışı, kendine özgü bir yapaylık, tanıtım kültürü sergileyen Amerika'yı görüp inceliyor, bu ülke ile ilgili ilginç saptamalar, görüşler ortaya koyuyor. Bugün adamakıllı değiştiği söylenen "eski" New York'a birçok sayfa ayrılmış. Bu sayfalardan kısa bölümler sunuyoruz: "Daha çok canavar düdüğü sesi duyuluyor burada. Arabalar daha hızlı gidıyorlar, reklamlar daha saldırgan. Fuhuş adamakıllı yaygın. Elektrik ışığı da öyle." "Yüzlerin korkutucu çeşitliliği, şaşırtıcılığı; hepsi anlaşılmaz bir ifadeye yönelik. Arkaik kültürlerde yaşlılığın ya da öliimün neden olduğu yüz ifadelerini burada gençler yirmi yaşında, on iki yaşında alıyorlar. Kentin kendisi de öyle. Başka kentlerin yüzyıllar boyunca kazandıklan güzelliği bu kent elli yüda kazanmış.", "Insanlar neden New York'ta yaşıyorlar? Aralarında hiçbir bağ yok. Ama yalnızca iç içe yaşamanın neden olduğu bir elektriklenme dışında.", "New York'ta zenci kadınların, Porto Rikolu kadmların güzelliği.", "New York'ta şu çifte mucize var: Büyük binaların her biri şimdi kente egemen ya da vaktiyle egemen olmuş, kendine göre.", "New York'ta kentin topaç gibi fırıl fırıl dönmesi öylesine şiddetli, merkezkaç gücü de öylesine büyük ki, iki kişi olarak birlikte yaşamayı, bir kişinin yaşamını paylaşmayı düşünmek insanüstü bir şey." (Sayfa 242526) Baudrillard ilerideki sayfalarda Amerika ile ilgili gözlemlerini, saptamalarını sürdürüyor: "Televizyonda Vietnam (böyle demek gereksiz, çünkü Vietnam zaten televizyona alınmış bir savaştı). Amerikaldar başlıca şu iki silahla savaşıyorlar: Havacılık ve enformasyon. Yani düşmanın fiziksel bombardımanı ve dünvanın geri kalan bölümünün elektronik bombardımanı. Bunlar ülke dışında kullanılan silahlar; oysa Vietnamlıların bütün silahlarını, bütün taktiklerini üreten Vietnam halkıdır.", "Bu yüzden savaş iki tarafça da kazanılmıştır: Viet namlılarca arazi üstünde, Amerikalılarca zihinsel alanda. Bir taraf ideolojik ve politik bir zafer kazandıysa, öteki taraf da Apocalypse now (Kıyamet) adlı filmi yaptı, film bütün dünyayı dolaştı." "Amerika modernliğin bir versiyonudur", "Amerika ütopyanın gerçekleştiği yerdir." (Sayfa 63, 64) Amerika'nın yaşam ve düşünme biçimine değişik bir biçimde bakan bu yapıt sosyopolitik bir eleştiri de içeriyor ve mizah yuklü saptamalarıyla Amerika'yı bambaşka bir gözle inceliyor." (*) Amerika, jean Baudrillard, Çev.: Ya Fransız sosyolog. felsefeci ve deneme yazan Jean Baudrillard. şar Avunç, Ayrtntt Yayınlan, VJ96 derme yaparak da bir yere oturtnıuyorum. Eğer Avrupa modernitesi diye bir şey varsa, o zaman, daha doğrıı olarak, açıkça tanımlanabilir. Bize Fransız Devrimi'nden kalan bir kavramdırvesiyasal, ideolojik bir anlamı vardır. Bu sözcüğün Amerika'ya getirilip orada yerleştirilmesi diyalektikten çok, değişime bağlı bir şey gibi görünüyor bana. Burada, Avrupa'da, modernitcyle geleneği karşı karşıya getiriyoruz; koruma ile devrim arasındakı diyalektiği düşiinebiliriz. Orada ise modernite hiçbir yerin ortasından yayılmıyor; kendisinden bir tür devingen alanın yayıldığı bir sıfır noktasmı gösteriyor. Bunu söyledikten sonra da, bu sözcüğün biraz uyaurma gibi gelmesi söz konusudur. Bir alternatifı var mı? Olabilmeli, politika ötesi, tarih dışı bu gerçekliği çağnştırmak için. Aşırı ölçüde kullanılan moderniteyi kullanmaktan bir kez daha vazgeçtim. Belki sonsuz bir gizilgücü dilc getiren hipermodernite daha doğru bir sözcük olacak, orada şeylerin içinde bulundukları tırmanma durumu hakkında daha iyi bir fikir verecektir. 1 | Eylül2001'deNewYork'ta"ikiz I kuleler"e ve "Pentagon"a yapıL lan terörist saldırılar sonunda binlerce insan yaşamını yitirdi. Bu olaya ve genelde terorizme karşı ABD'nin öncülüğünde başlatılan savaşa yerli ve yabancı basında, televizyon kanallarında her gün geniş bir biçimde yer veriliyor. Yabancı basında "ABD'ye kim inanır?", "Gelecek bombayla kurulmaz", "Washington değişmeli", "Bush ve Bin Ladin'in söylemi aynı", "Zafer için her şey mubah", "ABD bildiğini okumak isti^or", "Hâlâ tarihin sonundayız", "Savaşa hiçbir şey sona ermez" gibi genellikle ABD karşıtı düşünceler ortaya atdıyor. îngiliz yazarıJohn Le Carre diyor ki: "Silahlar susup barış sağlandığında, ABD ve müttefikleri mevzide mi kalacak, yoksa postallarını çıkarıp arka bahçelerine mi geri dönecek?.. Savaş mı dedim? Merak ediyorum, acaba Blair ya da Bush hayatlarındahiçparçalarınaayrılmışbirçocuk gördü mü? Ya da korunmasız bir mülteci kampına düşen bir tek misket bombasının etkisine tanık oldu mu?.. îkiz kuleler ve Pentagon dehşetinden sonra Amerikalılar intikam istcmiş olabilir, ama daha fazla Amerikan kanı dökülmesine pek rıza göstermez." (The Sunday Times'tan, Radıkal gazetesi, 20 Ekim 2001) Örnekleri çoğaltabiliriz. "Daha önceki canavarlıklar karşısında niye böyle haykırılmadı? 11 Eyül'de ölen 6 bin insan 'değerli' bir ayda ölen 6 bin Irakb 'değersiz' "Teröristlere yataklık etmek bombardımanı gerektiren bir suç ise, ABD'de bombalanmalı" gibi düşünceler de ileri sürülüyor. Elbette Hiroşima ve Vietnam'ı da düşünmemek elde değil. Binlerce insan başka yerlerde de öldürülürken bu kadar tep l Amerika Markadır tirmeler mi? Orada bana her şey öyle tuhaf gcliyor ki! Kendimi buraclıı olduğum gibi gerçekten academia'da hissetmiyoA merika adlı kitabınmn bir yerinrum. Amerikalılar bir iş üzerinde çalışma /A de bem Avrupa'mn Kaliforniya başladıklarında, bu işe her zaman bir JL L ya da gözden kayboldugunu hem kurgu gibi bakıyorlar. Müzeler var; kültür de kendı kendimıze durmadan nasıl Avru de var elbette, ama masum değil; bir tür acıpalı olabıleceğjmtzi sormamtz gerektigini masızlık içinde kalmış. Söylemek istediğim söylüyorsunuz... Bunu nasıl uzlaştırtyorsu son şey, Amerika'nın bir tür de cennet olnuz? duğu. Beni özellikle ilgilendiren hamlığı ve ilkel karakteri; kitabım her ne kadar Ame Benim gözümde Kaliforniya tuhaf bir rika'yı benim pekâlâ global bir kültürden yer; orada kendimi her tür kültürden kopgörüş açısı içinde kavramlaştırdığını ileri muş buldum. Avrupa ya da en azından Avsürüyorsa da, bu ülkeyi bir çeşit ilkel toprupa kültürü Kaliforniya'da buharlaşıp lumla kanştırmamalı. Aldırmazlık, "küluçuyor. Kitabım için ilk arka plan, çöl; ama türsüzlük", sessizlik ve çöl ufuklarıntn öteburası ne bir sığınak ne de bir uyuşturucu sine geçmeye çalışmalıyız... yeri; tersine, yıldızsal bir yer. Böyle Dİr yerde en uçta bile olsa insan, bir simülasyon HsrşBytn sonu duygusundan vazgeçmeyerek, kendini öz Kitabtnızda ısrarla yınelenen birtakım gürce koyveriyor. Orada doğa ve kültür soanahtarsözcüklervar: felakel", "tarihin sorunları ortadan kalkmış; gerçekliğin ötesinu" "dekadans" gibi. Siz nihilist misıniz? ne geçiyorsunuz, oysa burada gerçekliğin Evet, bunun farkındayım. Bana: "Siz varlığını acıyla duyuyorsunuz. Orada her pesimist misiniz? Size göre her şeyin sonu şey gerçeklik ilkesinden uzaklaşmış gibi gelmiş" diyorlar. Şunu yinelememe izin vegörünüyor. riniz: Ben gerçekçilikle ilgilenmiyorum. A ma yine de A merika 'da A vrupa 'yla il Ben nesnelcrin gerçekten yok olmalannvili bir şeye eöndermç yapan beüi gerçeklik dan, canlıların fiziksel ve biyolojik olarak belgeleri yok mu? Örneğin, Amerikan sa gözden kaybolmalarından soz etmiyorum. nat dünyasında açıkça biryerden alınıp baş Benim kitaplarım senaryodur. Ben şeylerin ka bir yere yerleştirmeler sezilmiyor mu? sonunu oynuyorum. Tam bir parodisini su Kuşkusıız New York'ta seziliyor. Ama nuyorunı. Felaket göstergelerindebile irobunlar gerçekten bir tür başka yere yerleşni var. Son uzay kapsülü olayını düşünüJ. HENRİCG. SCARPETTA SAYFA 10 nüz. Olağanüstü bir şeydi bu. Yalnızca Amerikalıların kazanabilecekleri bir tür simgesel zarcrdi. Gökyüzünde o ne fantastik cenaze töreniydi! Böyle faleketlerin tadını çıkarmaya kalkışarak uzay iştahımızı yeniuen kabarttılar. Ne iş ya! Basit sonlar ilginç değildir; yavan, dümdüz, çizgimsidir. Asıl ilginç olan şey, o öteki güçlerin etki alanının keşfidir. Yeni kurallar icat etmeliyiz. Ben her zaman aşılacak bir sonraki ufku düşünürüm... Böyle bir ileriye bakış biraz metafizik, biraz da aşkın merak ister. Insanlar şeylerin sonundan öyle sık sık söz cdiyorlar ki, ben sonun öteki yanında, bir tür hiperuzay ve sonluluk ötesi içinde neler olabildiğini görmek isterdim. Âma ne yapalım, şeyler gerçekten sonlarına ulaşmış olmasalar da, ulaşmışlar gibi davranalım. Bu bir oyundur, birkışkırtmadır. Bu, her şeyi tümüyle durdurmak değil; tersine, her şeyi yeniden başAmerftalrtai'in dlnsel kökenl latmak amacını güder. Gördüğünüz gibi, Kitabtnızda özellikle onemlı görunen bir ben pesimist olmaktan uzağım. nokla üzerinde çok duruyorsunuz: Ameri• Biraz önce andtg'ımz sözcüklerden fark kan halktntn püriten dinsel kökeni. Bu, illı olarak, en son denemelerinizde çok az kul ginç; çünkü orada din olarak gördüğümüz lanılan, ancak Amerika'nızda çok sık geçen şey, Protestanlıktır ki yayılma açısınaan her bir sözcük var: Modernıte Bu kitaptaki kul zaman stkıntılart olmus tur (Karşı Reform 'a, lantlışına göre, ne anlıyorsunuz 'moderni barok'a ve dinsel törene tepkileri anım\amyor). Şimdi siz Amerikan toplumunun sı le"denJ mülasyon duygusunu en son sınırlanna ka Anlamı değişen, belirsiz bir sözcük. dar götüren bir loplum oldug"unu ileri süriiBen buna özel bir anlam vermiyorum. Anyorsunuz... lamını o postmodernizm denen şeye gönCUMHURİYET KİTAP SAYI 622
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear