Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Kapak konusunun devamı. çümsemiyor; fakat, kültürün salt bunlardan ibaret olmadığının da kabul edilmesini istiyor. Kültürün salt geçmişin yaratılanyla tanımlanamayacalc denli geniş bir içeriğe ve karmaşık bir yapıya sahip olduğunu ileri sürüyor. Seçkinci ayrımı benimseyenler yüksek kültür ürünleri için "kaliteli" nitelemesine başvururlar, popüler kültür üriinlerini ise bayağı bulduklarını belirtirler. Böyle bir değer biçmeye karşı çıkan McGregor'a göre "sanat yapıtının değerini garanti eden unsur, eylemin enerjikliği ve dinamikliğidir" (s.24). Savına kanıt olarak LennonMcCartney ikilisinin ve Bob Dylan'ın yazdığı şarküan gösteriyor. Onlar hem "kaliteli hem de geniş yığınlar tarafından sevilen şarkılar yazmışlardır. Yukanda McGregor'un bir kültür yorumcusu olduğunu söylemiştim. Aslında bu eksik bir tanımlama. McGregor sosyalist bir kültür yorumcusu. Kitabının "Eşitlik" başlığını taşıyan bölümünde esitlik, adalet kavramfanna eğiliyor, "toplumun işbirliğinden çok rekabet temeline dayalı bir sistemle yönetilmesi gerektiğine inananlar"ı eleştiriyor. Şöyle söylüyor: "Teorik karmaşıklığına rağmen, bence sosyalizm, son derece basit bazı fikirlere dayanmaktadır. Eşitlik gibi. Kanımca tüm eşitsizlikler yanlıştır. Herkes eşit olmalıdır, gerçekten eşit. Toplumu küçük ve ayrıcalıklı bir elitin aşırı güç, zenginlik ve refah elde edebileceği bir şekilde örgüdemek, bunun yükünü taşıyanlara (kadınlara, siyahlara, işçilere, hastalara, sakatlara, zayıflara, güçsüzlere, aslında insanlann büyük çoğunluğuna) yapılmış, bir haksızlıktır" (s.84). *• Popüler kultur, müzik ve iletisim yıcı bir yazı bu. Derlemenin en önemli yazısı Simon Frith'in imzasını taşıyor. "Popüler Müziğin Endüstrileşmesi" başlıklı bu yazıda Frith bazı yakıcı soruları yanıtlamaya çalışıyor. Endüstrileşme "kendiliğinden gerçekleşen bir etkinlik" olarak müziği ne ölçüde etkiler? Endüstrileşme müziğin saniciliğini ortadan kaldırır ITU? Endüstriyel bir süreç sonunda dinleyiciye ulaşan müzik, onu gerçekten bir tüketici haline mi getirir? Frith'in yanıtlamaya çalıştığı sorular bunlar. Popüler müziğin endüstrileşmesi bakımından Ikinci Dünya Savaşı ertesi dönem büyük önem taşımaktadır. 1945'ten şonra, özellikle ABD'deki hızlı teknolojik gelismeler popüler müziğin üretiminde kullanılmış ve ABD plak endüstrisinin yarattığı pop müziği Dİr anlamda evrenselleşmiştir. Ancak, bu madalyonun yalnızca bir yüzüdür. Salt bu yüze bakarak popüler müziğin evrimini anlayama yız. Teknolojik gelismeler bağımsız plak şirkederi lehine bazı sonuçlar doğurmuş, s'ahiciliğin ifadesi sayabifeceğimiz kimi türlerin, "sokaksesleri"nin duyulmasına Kırnaz ve hıceNkN deneUm Günümüzün gelişmiş kapıtalıst toplumlarında açık tehdidin, çıplak şiddetin yerini çeşitli ideolojik aygıtlarla değişik yollardan mcelik ve kurnazlıkJa yürütülen bir denetim almıştır. McGregor söz konusu denetımi açıklamada Gramsci'nin hegemonya kavramını temel alıyor. Bu anlamda hegemonya değerler oluşturan, kurumlann işleyişini duzenleyen, gündelik hayatın bütününde varlığını gizliden gizliye duyuran, konsensüs yaratan, sağduyu haline gelen ve böylefikle ideolojik denetim kurmayı sağlayan bir güç. İdeolojik denetim sayesınde toplumdaki adaletsızlikler, eşitsizlikler do*al ve kaçınılmazmış gibi gösterilir, kıtelerde güçsüzlük ve çaresizlik duygusu yaratılır. Hegemonyayı, ideolojik denetimi kırabilmenin yolıı karşı hegemonya kurmaktır. Daha açık bir anlatımla, baskılananlarm, ezilenlerin özgürleşebilme şanslan direnişçi bir kültür yaratmalarına bağlıdır. Bu noktada, Gramsci'nin karşı hegemonya kavramı ile 1960'larda yeni solun savunduğu karşı kültür anlayışı arasında ilginç bir benzerlik göze çarpıyor. Çiviyazılan Müzik Kitaplığı dizisinin diğer kitabı Popüler Müzik ve lletişim dört yazıdan oluşan bir derleme. Derlemeyi yayıma hazırlayan James Lull, uzun giriş yazısında popüler müziğin alt kültürlerin anlatım aracı olarak oynadığı rolü ele alıyor. Alt kültürleri bu açıdan ikiye ayırıyor: Politik hedeflere yönelmeyen, salt estetik alt kültürler ve toplumsal deöerleri, kurumlan eleştiren muhalif alt kültürler. üavid King Dunaway, "ABD'de Politik tletişim Olarak Müzik" başlıklı yazısında çok köklü ve zengin bir geleneğe eğiliyor. Kölelerin, yoksullann, işçilerin, sivil haklar hareketindeki siyahların eşitsizliğe ve adaletsizliğe karşı öfkelerini hep şarkılarla dile getirmiş olduklarını anımsatıyor. Dunaway'in yazısı ABD ile sınırlı bir inceleme olarak okunmamalı. Genel olarak politik müziğe dair kapsa Î Direnise caâıran sesler HİLMİ TEZGÖR H alil Turhanlı sessiz sedasız dör düncü kitabına ulaşu. Ilk kitabı Meleklerin Düştüğü Ycr yayımlandığında yıl 1994'tü. 1996'da Müzik ve Muhalefet ve sonra, faal ama kitapsız geçen yılın dört yılın ardından geçen yıl Bir Erdenı Olarak Sapkınhk yayımlandı. Dördüncü kitap Ütopyanın Sesleri ise Müzik ve Muhalefet gibi bir müzik yazılan derlemesi. Turhanh'nın ilk kitabı Meleklerin Düştüğü Yer'in 'Içindekiler' sayfasını açınca karşılacağımız ilk kelime 'aykırı'. Sadece bu kelime bile Halil Turhanlı'nın yıllardır değişmeyen duruşunu, ilgilendiği ve ele aldığı, sevdiği ve benimsediği insanları, konulan ve nayata bakışını özetliyor aslında. Bu, onu kişisel olarak ya da yazılarıyla, dersleriyle, konuşmalarıyla, radyo programlarıyla tanıyanların kanımca nemfikir olacakları bir nokta. Çiviyazılan'nın Müzik Kıtaplığı dizisinden çıkan Ütopyanın Sesleri, Turnanlı'nın çeşitli gazete ve dergilerde yayımlanmış olan ama önceki kitaplannda yer almayan müzik yazılarını bir araya getiriyor (Sadece Dİrer müzik yazısı olmaktan çok ötede duruyor aslında bu yazılar). Onun değindiği, ele aldığı müzisyenler, topluluklar ve alümların ortak paydası öncü, yenilikçi ve deneyci olmalan, bilerek marjda durmayı seçmeleri, kural tanımamalan, popüler kültüre boyun eğmeyip sadece müzikleriyle değil yaşantılan, ahlaklan ve felsefeleriyle de farklı bir duruşa sahip olmalan. Farklı dönemlerde kaleme alınmıs olsalar da, altında toplandıklan başlıklarla yazılar kitapta bir bütün oluşturuyor. Ilk bölümün adı Doğunun ve Batının Kesişme Noktası'nda Müzik ve burada üç isimden söz ediyor Turhanlı. llki "Batı klasik müziğinin mirasını reddederek müziğin kaynaklarını insanın doğayla kurduğıı derin bağlarda arayan" Amerikalı besteci Harry Partch. Geçmişle bağlannı tamamen koparabilmek için bütün iitopvanın, , sesleri HMİL TUHHANU yazdıklannı yakan ve yeni bir hayata başlayan bir besteci Partcn. (Turhanlı'nın hukuk diplomasını yakıp Ingiltere'ye gittiğini bilen biliyor). îkinci isim minimalizmin yaratıcısı olarak bilinen ve grubu Dream Syndicate ile doğaçlamada odaklanarak "müzikal kompozisyonun çerçevesini ve bestecinin otoritesini kırmayı" arnaç edinmiş olan La Monte Young. Üçüncü yazı ise Fas dağlannda bir köyde, 4000 yılı aşkın tarihiyle belki de "yeryüzünün ilk trans müziği"ni yapan Joujouka'nın Usta Müzisyenleri üzerine. Aslen ritüel bir müzik olan Joujouka'nın Usta Müzisyenleri'nin sayısı bugün hayli kabank. (Kimin daha usta olduğu ise tartışılıyor). Korkuvepani0nmüz0 20. yüzyılın son dönemlerine hâkim olan (bugün de giderek artan) karamsarlığın, gi Jerek çoken bir dünyanın yarattığı run haünin ve yaklaşan yeni yüzyılın çaresiz insanoğlu üzerinde yarattığı kor ku ve paniğin müzikteki tezahürü olarak değerlendirilebilecek Endüstriyel Müzik e ayrılan bölümün ardından rock müzikteki deneyselliğin önemli isimleriyle karşı karşıya geliyoruz. Can, Faust ve Neu! adlı Âlman topluluklann sacayağını oluşturduğu krautrock akımı ve odak noktasında Can, 80'lerin ortasında psychedelic müziğe taze kan getiren SpaCUMHURİYET KİTAP SAYI 59 SAYFA 4