Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
0 KU RL AR A Karikatürcüler Derneği yayın alanında son derece verimli bir dönem geçiriyor. Dernek üyesi karikatürcülerirt albümlerinin yanı sıra sergiler ve karikatür üzerine söyleşilerle de karikatür izleyicisine ulaşmaya çalışıyor. Bu yayın girmmîerinden birisi de 'Nasreddin Hoca'nın Torunlari üst baslığıyla yayımladtklan karikatür alhümleri. Şimdilik otı sekize ulaşan bu albümlere Karikatürcüler Derneği haşkanı Bedri Koraman bir b'n giriş yaztsı yazmıs. Şöyle diyor Koraman: ' Türk mizahının ustast Nasreddin Hoca'nın Anadolu topraklarma mizah mayası ekmesinden bu yana, bu alanda çok değerli insanlar yetişegelmektedir. Kimileri gazete ve dergilerde boy gösterdiler, kimileri yurtiçinde ve yurtdtşında açılan karikatür yarısmalarından ödüller alduar, kimileri sergiler açarak çizgüerini tanümayı yeğlediler. Baztları ise mizabın tüm alanlannda başarılı oldular. Ama süphesiz hepsi Nasreddin Hoca'nın torunlan olduklannı kanıtladılar. Bizler Karikatürcüler Derneği' yb'neticileri olarak, Bedri Koraman, Muhittin Kö'roğlu, Metin Peker, Neşe Bi~ nark, Kemal Gönen ve Erdoğan Karayel, derneğimiz üyelerinin çhgilerini kalıcı kılmak, Diç değilse bir bölümünü belgelemek istedik. Nasreddin Hoca'nın Torunlan dizisi kitapları bu düsüncenin eseridir. Sevgilerimizle." Bu kitap dizisini tanıtmaya çahstık sizlere. Bol mizahlı günler!... ü THI I\IACI Re$at Nuri'vi anmakll eşat Nııri, bir yanlos. Reşat Nuri, aynı yöndan halkın değerletemi, bir yıl sonra yazdığı rine sahip çıkarken, Acımak'ta kullanıyor: Rebir yandan da, başta bü^at Nuri, yaşanmış olaylarokrasi olmak üzere, toprı önce Zehra'nın gözünlumda aksayan, yolunda den verivor, sonra Zehgitmeyen her şeyi kıyasıya ra'nın babası Mürşit Efeneleştirmiştir, halkı ezenlere dinin "Hatıra Deftekarşı halkın yanında yer alri"nden. Ne var ki Reşat mıştır. Reşat Nuri, Türk roNuri, aynı olaya iki ayrı inmanında, eleştirel gerçeksanın açısından, iki değişik çiliğin öncüsüdür. açıdan bakamıyor; aynı olaya bir, yalanlarla koşulGizli El'den, Çalıku1 jndınlmıştır, beyni yıkanşu'ndan sözetmiştim. nıış bir çocuğun "yanlış" Ünlü Çalıkuşu'nun bübakışıyla, bir de olaylan rokrasi eleştirileri okurlayaşamış Mürşit Efendi'nin rın belleöindedir; Reşat doğru'lan açıklayan anılaNuri'nin elli sayfa boyunca nyla. Re§at Nuri, yazmayı anlattığı Zeyniler Köyü Resat Nuri Guntekln düşündüğü gibi, olaylara gerçekliği de. "değişik açılar"dan baksavdı yanlışdoğru Bürokrasiyi romanlarda enine boyuna eleşsözcüklerini kullanamazdık; çünkü o bakış tiren Reşat Nuri, 1928'de yayımladığı Acıaçılan bize değişik insanlann kişiliklerini, ruhmak adlı romanında artık bürokrasiden umu sal durumlannı tanıtırdı. Gene de Reşat Nudu kestiğini belirtir: Mülkiye'den diploma alri'nin yeni anlatım denemeleri ardında oldudığı gün "devlete ve mülete sadakatle hizmet ğunu görmek sevindirici bir gelişme. edeceğine yemin eden" roman kahramanı Mürşit, bürokrasi çarkında, devlete de, milReşat Nuri, yazınsal dili yakalamak için, bülete de hizmet etmenin olanaksızlığını yaşatün romanlarında "işlevsel aynntılar"dan usya yaşaya öğrenmiştir. taca yararlanıyor. Bir örnek: Ateş Gecesi'nin Reşat Nuri, Kızılcık Dallan'nda, sabırla genç kahramanı Kemal, Afife'ye delice âşık derlenmiş ayrıntıları kullanarak, bir evlatlığın günlerde doktor yüzbaşı Kemal Beyi kıskanır: çilesini, insanlıktan çıkışını, buna koşut olaHem niçin herkes beni Kemal diye çağırdırak, konak sahiplerinin gaddarkklarını, inğı halde o daima Murat Bey diyor? Demek ki, sanlıktan çıkışını unutıılmayacak biçimde bu Kemal Bcyi eskiden beri seviyormuş, başgözler önüne serer. kasını onıın adile çağırmaya dili varmıyorBaşlangıçta bürokrasiye yönelen eleştirilemuş..." Kemal, gerçeği, on yıl ve 95 savfa sonrini Reşat Nuri, zamanla bütün topluma, büra öğrenir: "Meselâ niçin herkesle beraber tün düzene yöneltir; ölümünden sonra yaadımı söylemeyerek bana Murat dediğini o yımlanan tek romanı olan Son Sığınak'ta bugece öğrendim. Daha bir şevin farkında bunun en çarpıcı örneklerini görürüz. îşte "inlunmadığı zamanlarda beni benimsiyor, kenkılâp": "Bu inkılâp, deniz motorları gibi yadisi için nerkesten başka bir ismim olmasınhıı! Verden dalgalan havaya kaldınyor, deniz dan zevk duyuyormuş" Bir "ad", romana usallak bullak oluyor. Motor geçtikten sonra taca yerleştirilmiş bir işlevsel aynntı oluveriher şey sütliman..."/ "Bu iç sıkıntısından buyor. nalmiş memleketlerde zavallı gençleri, genç Resat Nuri'de yazınsal dili sağlayan "yanançocuklann bir açılma çağı var. (...) Bunlar, o lam"fara da çok sık rastlanır. Bir örnek: Eski karanlık bakışlı gençliklerini çok genç yaşta Hastalık'ta, Yusuf ile Züleyha artık aynlmak kaybetmiş adamlann çocuklandır. Zaman geüzeredirler; Züleyha, Kızkalesi'ni aöreli altı lip yaş hükmünü yapınca, onlar da ibadete yılı geçtiğini söyleyince, Yusuf, "Dana fazla... kapanacaklardı. Hiçbir inkılâp, bu durgunYeuiye yakın..." der; bu, yalnızca bir tarihi lıığıı yıkamayacaktır..." düzeltmek değildir, Yusuf"un Züleyha'ya verReşat Nuri, Gizli El'den son romanı Son diği önemi, duyduğu sevgiyi de açığa vuran Sıjhnak'a kadar, "tenkid"in, "bir yazıcı için bir sozdür. haktan daha ehemmiyedi bir şey, bir vazire" Reşat Nuri'nin romanlannda tarih, Abdülolduğıı inancına bağlı kdlmiitır. hamit döneminden günümüze kadar uzanır; Rasat Nuri ramanaram coğrafya ise, bu tarihe bağlı olarak, bugünkü Türkiye sınırlanni da aşar. Reşat Nuri, rastMçfenselözelHerl lantılarla değil, mesleğinin de (Millî Eğitim Yalnızca Reşat Nun ıçin değil, romanlanmüfettişliği yapmıştır.) sağladığı olanaklarla nı yirminci yüzyıhn başında yazan (ve bugün neredeyse bütün Türkiye'yi dolaşmış, bütün de okunan) romancılanmız için de, Reşat NuTürkiye'yi yazmıştır. ri kuşağı için de, Resat Nuri'nin öldüğü yılda rotnana başlayanlar için de "roman biçi• Reşat Nuri'nin romanlannda "rastlantımi" tektir: Batı'nm "klasik roman biçimi". lar" biiyük yer tutar; Reşat Nuri, olay örgüRomanda yeni biçim araştırmalannı okumak sünü geliştirmekte zorlandığı zaman hemen için 1970'lerin başına kadar beklemek gerekrastlantılara başvunır. Tek örnekle yetinecemiştir: 1980'ler, 1990'lar ise biçim araştırmağim: Kızılcık Dalları adlı romanda Lala lannın en zengin olduğu yıllardır. Ağa'ya nüzül inmiştir, memleketine gönderilecektir: "Hâsılı, icinden çıkılmaz bir dava. Reşat Nuri, roman yazmavı başlangıçta yalBereket versin, Allah o sıralarda 'Hasan Danızca bir "anlatma" eylemi olarak görüyor; zayı' isminde bir köylü halketti. Bu adam, lalamanla "yazmsal dil iızerinde düşünmeye nın emmioğlu olduğunu söylüyor ve onu başladığı ya da sezgileriyle "yazınsal diTi bulmemlekete götürmeyi tcklif ediyordu." duğu anlaşılıyor. Yazınsal dil, bilinen tanımıyla, "söylenmeyenin söylenenden çıktığı • Melodram öğeleri Reşat Nuri'nin romandil demek. Bunun ilk örneğini 1927'de yalannda büyük yer tutar. Roman kahramanlayımladığı Bir Kadın Düşmanı'nda veriyor: nnın çoğu ya anasız, ya babasız, ya hem anaSâra'nın mektuplarından tanıdığımız bir Hosız hem babasızdır. Romanlann arasına, uymongolos vardır, bir de Homongolos'un gun yerlere, göz yaşartıcı olaycıklar yerleştimektuplarından tanıdığımız bir homongorilmiştir. Çalıkuşu'nıı okuyanlar yeterince ör R nek bulabilirler. ' • Reşat Nuri'nin romancı zaaflanndan biri de bir romanda yazdığını bir başka romanında tekrar etmesidir: Çalıkuşu'ndan iki yıl sonra yazdığı Damga'da Feride'ye benzeyen bir erkek çocuk (Iffet) çiziyor. Damga'da sözü edilen "kırmızı kaplı küçük ihtilâl kitaplan" Gökyüzü'nde de karşımıza çıkar. Damga'da îffet'in bir fahişeyle yaşadığı serüvenin tam benzerini Kavak Yelleri nde doktor Sabri Yaşar. Darnsa'daki "Damlacık Masalı" ile Dudaktan Kalbe'deki "Siyah YddızlarOperası" bir birine benzer. Dudaktan Kalbe'de Kenan," Askın kalple hiçbir alâkası yok. Aşk dudaklarda yaşaaık;a bir saadet olıır," der; Eski Hastalık'ta Züeyha benzer sözleri tekrarlar... Reşat Nuri'nin romanlannda, hiçbir romancımızın romanlannda olmadığı kadar "doktor" vardır. Bunların büyük çoğunluğu "sevimli" kişilerdir. Bu roman kişüeri, hastalıklar hakkında ayrıntılı bilgiler verirler. Nereden gelıyor bu bilgilerr' Reşat Nuri'nin babası aslceri hekimdir. • Reşat Nuri'nin dili: Reşat Nuri'nin yaJnızca aydınlann değil, değişik halk kesimlerinin okumasının en önemli nedenlerinden biri, belki de bırincisi, dilinin temizliğidir. Reşat Nuri, "lstanbul dili" ile yetinmemış, aynca gezip dolaştığı Anadolu dan getirdiği deyimlerle, sözcüklerle bu dili zenginleştirmiştir. Bugün bile Resat Nuri romanlarının (Türkçeleştirmek auına) diliyle oynamaya, daha doğrusu dilini bozmaya kimsenin hakkı yoktur. Yapılacak şey, iyice eskimiş, artık anlaşılmaz olmuş sözciiklerin (Bunlann sayılannın çok az olduğunu belirtmeliyim.) Türk çelerini, ya o sözcüklerden sonra ayraç içinde belirtmek, ya da dipnot olarak vermektir. • Reşat Nuri'nin romanlannda anlatım biçimleri: a. Mektup biçımınde yazılmış tek roman: Bir Kadın Düşmanı. b. Ûçüncü kişi ağzından yazılmış beş roman: Yeşil Gece, Yaprak Dölcümü, Kızılcık Dallan, Eski Hastalık, Değirmen. c. Karnıa anlatım biçimi: Dudaktan Kalbe'nin 1994'te inkılâp Kitabevi'nceyapılan 18. baskısının203 sayfasıüçüncü kişi ağzından anlatılıyor, 84 sayrası benöyküsef. d. Kalan on iki roman, benöyküsel anlatımla yazılmış. Reşat Nuri'nin, benöyküsel anlatımı yeğlemesinin nedenlerini açıklarken söylediği,"... bunun bir iyiliği daha vardır, romancı mesuliyetin mühım bir kısmını üstünden silkip atmış olur. (...) Çok defa okuyucular romancının bir adamı anlatışını beğenmeyebilir." gibi sözleri bir "romancı şakası" olarak almak gerekir, romanı "kahraman" da anlatsa, o kahramanı konuşturanın romancı olduğunu bilir okurlar. Ama benöyküsel anlatımın Reşat Nuri romanlanna yarar sağladığı da açık: Once, kolay okumayı sağlıyor; çünkü konuşma dili, yazı dilinden dana kolay okunur. Ayrıca, konuşma dili, her zaman yazı dilinden daha yenidir, daha canlıdtr; yazı dilinde.bir "tutuculuk" vardır. (Ataç, konuşma dilinin canbhğınıyazı diline taşunak için başvurmuştur "devrik cümle"ye.) Ne var ki anlatıcının kımliği ne olursa olsun Reşat Nuri'nin benöyküsel anlatımla yazılmış romanlannda mizah öğesi, genel olarak, ağır basar. w İ TURHANGÜNAY Imtlyaz Sahlbl: Çağ Pazarlama Gazete Dergl Kltap Basın ve Yayın A.$. Adına Berln Nadlo Yayın Danışmani: Turtıan Gunay osorumlu Müdür: Flkret llklz oGörsel Yönetmen: Dllek llkomro Baskn çauaaş Matbaacılık Ltd. $tl. oıdare Merkezl: Türkocağı Cad. No: 5941 Cağalofllu, 34 334 Istanbul Tel: (212) 512 05 050 Rekiam: Medya c L CUMHURİYET KİTAP SAYI 584 • Reşat Nuri'yi yalnızca bir "halk yazan" sa nan aydınlarımızın sayısı az değil. Resat Nuri'yi okudukça onda pek farkına vanlmamış güzellikler buldum, romanunızın klasiklerinden biri olduğunu gördüm. Evet, "klasik"; çünkü Reşat Nuri, Türk halkının ahlâkî değerlerine sahip çıkmakla, toplumsal gerçekliğe eleştirel bir tutumla yaklaşmakla, Türkiye topraklan Ü2erinde yaşayan herkese sevgiyle yaklaşarak yurttaşlar arasında dil, din, soy ayrımına karşı çıkmakla, "örnek olacak nitelikte": 78yıldır aydınlann da, değişik halk kesimlerinin de durmadan okuduğu bir yazar olmasıyla da "kendini kabul ettirmiş" bir romancı. Örnek olacak nitelikte", "kendini kabul ettirmiş" gibi tanımlar, "klasik"in tanımlan arasında değil mi? Haftaya son yazı: Reşat Nuri'nin en sevdiğim romanlan... • SAYFA 3