22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

bunu yapıyorlar. Tanıtmayı daha çok hangi yönlerden yaptıklarına bakınca şöyle bir belirleme yapmak tnümkün: flclim özellikJeri, toplum yapısı, insanların dış görünüşleri (kılıkkıyafet) ve davranış biçimleri, giinlük hayatta kullanılan mekânlar (evler, eğlence yerleri, ulaşım merkezleri...),uygarlıkeserleri,kentleşmevemodern kentler, toplumsal yaşam... Bazı seyyahlann Avnıpa uluslannı çeşitli yönlerden karşılaştırdıklarını da görüyoruz. Özellikle Ahmet Midhat Efendi ile Ahmet thsan'ın îngilizlerle Fransızları, Kuzey Avrupalılarla Akdeniz Avrupalılannı karşılaştırmalan ilgi çekici. Amaç tanıtma oiunca çok derine inmeden bunu yaptıklarını söylemek mümkün; zaten bir seyahat eserinden de derinlemesine sosyolojik çözümlemeler beklemek doğru olmaz. Yazarlann yapmadığını onlardan yüzyıl kadar sonra ve bütünlüklü bir bakışla ben yapmaya çalıştım kaynakları değerlendirebildiğim ölçüde. Yalnız şu var ki bütün olarak bakıldığında "ürada Avrupa diye bir yer var; bu Avrupa denen yer nasıl bir yerdir, Avrupa ülkelerinde hangi kentlerde nasıl insanlar yaşar, bu insanlar neler yiyip içer, neler giyer, nasıl çalışır, nasıl eğlenir, cenazesini nasıl kaldınr ve nereye gömer, aile hayatı nasıldır, bu ülkelerde teknolojinin son durumu nedir?..." gibi sorulara doyunıcu yanıtlar vermiştir seyyahlanmız. Evliya Çelebi'deki bakışla bu dönem seyyahlannın bakışı arasında büyük fark var. Çelebi, çok geniş ve güçlü bir imparatorluğun esprüi seyyahı olarak dolaş.mıştır coğrafyayı. Onda hemen her zaman bir mizah duygusu, üstten bir bakış, abartılı bir yaklaşım görülür. Bunun nedeni açıktır; Çelebi adeta zevk için seyahat eden, ilgi çekici hikâyeleri daha da eğlendirici haie gerirmek için aşın mübalağalardan kaçınmayın, Batı karsısında güçlü bir imparatorluğun üyesi olma duygusunu taşıyan biridir. İmparatorluğun Avrupa 'ya uzanan geniş coğrafyası onun bitmez tükenmez gezilerinin alanını oluşturur. XIX. yüzyıl seyyahlan ise onun tersine dudaklannda aa bir gülüşle, içlerinde derin bir üzüntü ve hayıflanmayla gezmişlerdir Avrupa ülkelerinde. Çünkü onlann seyahat ettikleri yıllarda Osmanlı împaratorluğu o eski görkemini çoktan yitirmiş, daralmış, yıkılmamak için çareler arayan bir devlettir artık. Özellikle'de yüzyılın sonlanna doğru devlet iyice zayıflamış, dıs müdahaleler ve iç kanşıklıklar nedeniyle eski gucünü büyük ölçüde yitirmistir. Avrupa gezisine çıkan Osmanlı seyyahlan pırıl pınl ve geniş caddelerle, ışıl ısıl parklarla ve eğlence yerleriyle, hemen her türlü kolaylığın sağlandığı konaklama ve ulaşım mekânlanyla, modern köprü ve istasyonlarla... karşılaşınca doğaldır ki bu görkem karsısında eziklik hissetmişler ve Evliya'daki o üstten bakışın yerini XIX. yüzyıl gezginlerindc neredeyse bir aşağılık duygusu almıştır. Bu iki farklı hatta karşıt yaklaşım, Evliya Çelebi'nin üslubu ve yazdıklan üzerinde de, sonraki seyyahlann yazış tarzlan ve sözünü cttikleri şeyler üzerinde de etkili olmuştur. Kttabtnda Osmanlı seyyahlannın Avrupa yı dolasırken kendilertne egemen otan duygunun hayret ve hayranlık olusuna dikkat çekiyorsun. Osmanlı seyyahlannın Avrupalt seyyahlardan farkı ne? Özellikle niyetlerint, tarz ve söylcmlerinı dikkate aldıg'tmtzda... Biraz önce bu konuya kısmen değindim. Gerçekten de Osmanlı seyyahlan XIX. yüzyılın büyük bir hızla moaernleşen, teknolojik bakımdan süratini her geçen gün arttıran Avrupa'sını gezerken nayretten ve hayranlıktan nadiren kurtulabilirler. Araştırmamı yaparken, aynı dönemlerde ya da farklı zamanlarda Türkiye'ye gelmiş olan Avrupalı gezginlerin izlenimlerini de okuma fırsatım oldu. Avrupalı gezginlerde de kendÜerine özgü CUMHURİYET KİTAP SAYI 584 Esprlseyyah maz." derken çok önemli bir belirlemede bulunuyordu.) tlk ciddi botanik ve hayvanat bahçesi düzenlemeleri gibi müzecilik fîkirlerinin de seyahatnamelerde dile getirilmiş olması bir baska önemli noktadır. Sanat alanındaki etkilenmeler ise bilhassa mimari ve resimde kendini göstermistir. Istanbul'da yapılan yeni binalarda, bilhassa saray, köşk ve yalılarda dönemin Batı eclectique mimarisinin tesirleri açıktır. Osmanlı seyyahlannın Avrupa'ya baktşlan konusunda, oryantalızm bağîamında neler söylenebilir? • Bu soruyu sorduğuna gerçekten sevindim; çünkü yıllardır üniversitedeki bazı tartışmalarda, seminerlerde kendi aramızda konuştuğumuz ama herhangi bir yerde açıklamaya fırsat bulamadığım bazı düsüncelerimi söyleme fırsatı verdin bana Dost V8 müttaflk ttnanya bu soruyla... Oryantalizm, Batı'dan gelen XIX. yüzyılın başında ise imparatorlupek çok kavram gibi kendi için yine kenğun politik eğilimlerinin bir sonucu oladi kaynaklanyla, lcendi yönlendırmesiyle rak Almanya yla ilişkiler gelişiyor ve bu doldurarak geldi. Biz ona kendi anladığıkez de seyyahların pusulası Almanya'yı mız / anlamamız gereken iceriği, daha göstermeye başlıyor. Mehmet Akif ten doğrusu çok yönlü olarak yüklememiz geHalit Ziya'ya, Menmet Celal'e kadar pek reken içeriği yükleyemedık. üryantalizm çok yazar Almanya seyahati yapıyor ve sebizim için bir zamanlar nasıl Pierre Loti yahat notlannı gazetelerde yayımlıyor. Gaise son dönemlerde yalnızca Edward Sazetelerden halka ulaşmak daha kolay olid'dir. Edward Said'in karizmatik kişiliği, duğu için hem önceki dönemlerde hem de güçlü araştırmacılığı ve akademisyenliği yeni dönemde bu yol tercih edilmiştir, deelbette tartışılmaz. Bununla birlikte, Or Seyahat eserlerinin toplumun hayaiın nilebilir. Osmanlı kamuoyunda mükemyantalizm'de neden Türklerden hiç söz da etkili olduğunu, ömejtin Tanztmat dö mel Alman, mükemel Almanya, dost ve edilmediğini anlamak en azından benim neminde yaygın olan alafrangalık modast müttefik Almanya imajı uyandırmak için için mümkün değildir! Edward Said, kinın bu eserterle baglanttlı olduluna dikkat gazeteciler, yazarlar, şairler adeta söz birtabını oluştururken Avrupahlann oryançekiyorsun, Bu eserlerde genel olarak na liği etmiş gibi bir tavır içerisine giriyorlar. talist bakışlannı bu kez bir kültürü (Türk sıl bir Avrupa tahayyül eailiyor? Hatta Avanzade Süleyman 1335 (1919) kültürünüj üstelik oryantalist bakışın odayılında art arda Alman Kadınlan, Alman Utaşan tsknoloisl Terbiyesı, Alman Usulüyle Çocuk Yetiştir ğındaki bir birimi yok sayarak hareket et Seyyahlılann eserlerine vansıyan Avmiştir. Oyle ya da böyle, Türk kültürü mek, Almanlar Gibi Kuvvetli ve Uzun rupa, XIX. yüzyılın doymak bilmez bir özellikle XVII. yüzyıldan başlamak üzere Boylu Navl Olmalt?.. gibi el kitapları yaaçlıkla sanayileşen Avrupa'sıdır. Bilimsel pek cok yönüyle Avrupalı araştırmacıların yımlıyor! Bu tip yayınlarda, biraz önce de araştırmaların desteğiyle teknoloii almış günaemindeydi. Hatta oryantalist bakıdeğindiğim gibi devletin yönlendirmesibaşını gitmekte, insanlann günlük hayaşın merceği altma alınan aynntılann pek ni göz ardı etmemek gerekir. Yüzydlar tındaki kolaylıklar bu teknoloji sayesinde çoğu (hamam, padişahların haremleri, saarasındaki bağlantı bölümünde Avrupa gerçekleşmektedir. Özellikle iletişim ve ray yaşamı, Boğaziçi... doğrudan doğruya imajı böylece değiştirilmiş, farklı bir alaulaşım alanındaki ilerlemeler seyyahlanTürk kültürünün ayrıntılan olarak göriilna kaydınlmış oluyor. Bunun nedeni nemızın da kullandığı alanlar olduğu için bu müştür Avrupa'da) ne yazık ki, Said in baredeyse tamamen politik gelişmelerdir. alanlara ilişkin belirlemeler daha çoktur. kışı biraz da boyledir. übiektif de durumAlmanya seyahati yapanlann çoğunun, Bir örnek olmak üzere söylüyorum, Sadık dan duruma değiştirilebiliyor! Bunun da Almanlann çalışkanlıldarına, dürüstlükleRifat Paşa, Avrupalıların gelişen ulaşım sorgulanması gerekir... rine, eğitime verdikleri öneme vurgu yapteknolojisi sayesinde °on saatlik yolu bir maları ise gözden kaçırılmaması gereken saatte katettiklerini" belirtir. Bu demektir bir noktadır. ki ulaşım ve benzeri alanlarda o dönemGelelim Osmanlı seyyahlannın Avnıde Avrupahlar en az on kat daha ileridir Çalışmamda, gezi notlanrun Osmanlı pa'ya bakışlanyle oryantalizm arasındaki Osmanlıya göre. Teknolojinin yanı sıra kamuoyunda ne gibi etkiler yaptığını deüişkiye: Osmanlı seyyahlanndan bazılan, Avrupa ülkelerindeki toplumsal yaşam da ğişik yönleriyle belirttim; oradan yapacaözellikle de Ahmet Midhat, Avnıpalılann seyyanlanmızın ilğisini çok çeken konuğım kısa bir aktarma, sonına cevap olustaraflı bakışlanndan, oryantalistlerin kenlardan biri. Günlük hayatın hemen her turmada ve okuyuculan aydınlatmaua di kafalanndaki Doğu imajından duydusafhasında kadınlarla erkeklerin birlikte yardımcı olur: "Bu dönemde Avrupa inğu rahatsızlığı yer yer dile getirir seyahat oluşu, çalışmada da eğlencede de kadınsanının yaşam biçiminin, giyim tarzınm, notlan arasında. Katıldığı Öryantalistler lann aktif olusu seyyanlanmızın çoğunu eğlence şekıllerinin, dekorasyon zevkinin Kongresi'nde her oturumda neredeyse çıhem şasırtmıs nem de özendirmiştir. Hiç taklidi gibi biçimci etkilenmelerin yanı sırpınır durur onlann kafasındaki Osmandurmaaan çalısan ama eğlencesinden de ra geres eğitim alanında gerekse teknik bTürk imajmı değiştirmek için. Hatta, geri kalmayan bir Avrupa insanıdır seyaalanda bazı yenilikler olduğu da dikkataynı kongreve katılan bazı Arap dilcilerin hat eserlerine yansıyan. Bizdeki alafrangaten kaçmamalıdır. Bunların en önemlisi yere kıyafetlerindeki gariplikleri Avnıpalık akımında işin sadece eğlence tarafı ele hiç şüphesiz Yirmisekiz Çelebi'nin seyalılann yadırgadığını, oysa kendisinin ve alınmıştır maalesef; insanlar çalışmadan hatinin sonuçlarından biri olan matba yanındaki öteki Türklerin Avrupalı kıyaeğlenerek yaşamının yollannı aramıstır. anın daimi faaliyet yapacak şekilde açılretiyle kongreye katıldıklannı belirtir. BuRomanlara yansıyan tembel kalem erenmasıdır. (Ahmet Hamdi Tanpınar, "Hiç nunla birlikte, Avnıpalılann kafasındaki dilerinin vakitlerini Kağıthane'de, Çamlıbir kitap garplılaşma tarihimizde bu küDoğu imajını değiştirmenin pek mümkün ca tepesinde, Tarlabaşı gazinolannda, çük sefaretname kadar mühim bir yer tutolmadığını da anlamış gibidir. Oryantalist bakış, hem öteki Doğu toplumlarını hem de Osmanlı Türklerini iyi tanımadan yargılayan bir bakıştır ona göre. Bu araştırma bir yönüyle oryantalist bakışın karşısına onun karşı yönünde olan bir değerlendirmeyi koymuş oluyor Batı'run bizi geçen yüzyılda ve yeni zamanlarda nasıl gördüğünü artık hemen herkes ezbere biliyor, bizim XIX. yüzyılda Batı'yı nasıl gördüğümüz ise böylesin geniş bir şekilde ilk kez ele alınıyor. Söylesiiçin ve söyleşıde veridığtn bilgıler için çok teşekkürler. • Asıl ben teşekkür ederim; az bilinen bazı konuların gün ışığına çıkmasında, yaptığım bu araştırmanın oynadığı rolü bir kez de bu şekilde dile getirme fırsatını buldum bu söyleşi aracılığıyla." bir bakış saptadım. Bunların büyük çoğunluğu Türkiye'ye, zaten eski oryantaîistlerden kafalarında kalan belirli bir Do6u imajıyla (gizemli haremler, karanlık sokaklar, Bosphorus, arka sokak meyhaneleri, Kâğıthane...) gelmişler. Hatta bizde nasıl Evliya Çelebi seyahat edebiyatının üstadı olarak algılanmakta ise onlarda da kimi zaman en eski seyyahlara kadar (örneğin Marco Polo) bir gidiş görülür. Bu bakımdan bizim seyyanlanmızın daha gcrçekçi olduklan ve gördüklerini olduğu gibi yansıttıklan söylenebilir. Şunu da eklemek gerekir; Avrupalı gezginlerin Türkiye'ye gelişleri ile bizimkılerin gidiş nedenleri arasında hayli farklar vardır. örneğin Vâmbery 1857'de Istanbul'a gelirken dil alanında araştırmalar yapma amacındaydı. XIX. yüzyılın sonlannda ve XX. yüzyılın başlannda pek çok kez Türkiye'ye gelen ve uzun süreler kalan Pierre Loti ise neredeyse bizden biri gibi görünür. Böylelikle, gezginlerin seyahat amaçlan ve gittikleri yerıerde kalıs süreleri bakış açılannı da etkilemektedır. Doğaldır, her iki taraf içinde de bazı istisnalar olabilir ama yine de bu genellemeyi yapmak yanlış olmaz sanırım. Bununla birlikte her iki tarafın da kendi ülkesinde olmayan, kendisine farkb gelen şeylere temas etmeyi seçtiğini de belirteyim. Osmanlı Seyyahlannın Gözüyle Avrupa, / Dr. BâkiAsıltürk / Kaknüs Yayınlart / lstanbul, 2000 / 591 s. SAYFA 15 Fransız tiyatrolannda geçirmeleri sebepsiz değildir. XIX. yüzyılda Avrupa'yı dolaşan seyyahlanmız Londra ve Paris üzerinde çok dururlar. Özellikle Paris, yüzyılın sanayi, teknoloji, sanat ve eğlence merkezidır. Mustafa Sami Efendi, Ahmet Midhat, Ahmet Ihsan, Fağfurizade Hüseyin Nesimi, Şerefeddin Mağmumi... gibi sevyahlar Paris özelinde Avrupa'yı anlatırlar sayfalar boyunca. Osmanlı kamuoyunda Avnıpa imajı uyandırmaya çalışan sevyahlar bunu Paris haritası üzerine eğilerek gerçekleştirmeye çalışırlar. Hayranlık o boyutlara vanr ki dönemin, Paris'te öğrenimgören önemli bilim adamlarından Hoca Tahsin Efendi şunlan söyleyecektir: "Pariş'e git bir gün evvel akl ü fıkrin var ise / Aleme gelmiş sayılmaz gitmeyenler Paris'e!" XIX. YUzvılda Berilnln genel görünümü.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear