Catalog

larında şaşmaz bir haz sergilemekredir. Kitabı, Hux ley'nin lıer zaman içın parlak olan romanları içincle en güzel ve keyifli kılan da, 2()'lerin bir başyapıtı yapan da bııdıır." diyor Malcolm Bradbury. tnsanat Bahçcsi tçin Kurallar/ Peter Sloterdıjk/ Çevtri: Mustaja iüzcl/ Everesl Yayınları/ 74 s. Günümüzün en öncmli ve özgün duşunürlerinden birisi olan Alman filozof Peter Slolerdijk'ın "Insanat Bahçesi tçin Kurallar" adını taşıyan bu kitabı, asıl olarak Heidegger'in 1 lümanizm Uzerine Mektup una yanıt olarak kalemc aldıgı bir me rındir. Sloterdijk, günümüz toplumlarını birer lıayvanat bahçesine ben/eten, Plalon ve Nietzsche'ye de gonderıne yaparak, insanın "evcillcştirilmiş" ve böylece asıl özünden uzaklaştırılmış olduğunu, hümanizmin ıse bu dıırıımu dikkate almadığı nı iddia eden bir filozoftur. Tıırkiye'de bir kitap halin de yayımlanan bu ilk metniyle Sloterdijk, ülkemiz okurlarını alışılmış kalıpların dışında düşünmeye, en giivenilir görünen kavramları büe sorgulamaya davet ediyor... Kuşlar Uzaktı Sonra/ Yılmaz Odabdşı/ Evercit Yayınları/ 147 s Yılmaz üdabaşı, "Kuşlar Uzaktı Sonra "da hem tek tek tek şiir tadında cümleleriyle, hem de anlattığı hayatlarla dcrinden sarsıyor bizi... Kuşları su birikintilerinde 'rut' (çmlçıplak) izleyen 'hırnikJi' (sümuklü) yoksul çocukların, 'mıığrup' (akşam) vakitleri, 'hayf ını (ihtikaınını) kimden alacaklarını sordukları diyarları biraz daha anlayacağız... Düşmanını Arayan Savaş/ Derleyenler: Metin SevcrEbru Kılıç/ Everest Yayınları/ 323 .s. Metin Sever ile Ebru KıLç'ın 11 Eylül'ün sisleri arasında toparlamaya başladıldarı bu derleme kitapta, Chomsky'den Kissinger'a, Hun tington'dan Umberto Eco'ya kadar çok çeşitli siyasetçi, düşünür, yazar ve edebiyatçının fconuyla ilgili yorumlarını daha çok da onümüzdeki döneme ve yıllara hangi perspektii ten baktıklarını okuyacaksmız. Düşmanını Arayan Savaş adlı bu kitabın en iyi iddiası, şu iki olayın sıcaklığının ustunden henüz iki ay bile geçmemişken, bütün bir 21. yuzyılın muhtemel manzarasını en çıplak metinlerle ortaya koyan bir panoramayı sunmayı başarmasıdır. Sılu muhaliflerden ABD'nin resmi sözcülerine, kaygılı Arap yazarlardan pervasız savaş şampiyonlarına kadar, usta kalemlerden ve muktedir devlet adamlarından "yeni" dünyanın gerçek resmi... Çeviribilim Terimleri Sözlüğü/ Işın Bengı Öner/ Sel Yayınalık/ 88 s Çeviribilim Terimleri Sözlüğü, çevirmen, arajtırmacı, akademisyen Işuı BengiÖner'in çeviri yoluyla Türkçeye giren çeviribilim terimlerini taradığı, bu terimlerin çıkış noktalarını oluşturan özgün terim leri ne oranda yansıttıklarını inceleyip tartışmaya açtığı, bu tartışmayı temel alarak söz konusıı terimlere ilişkin öneriler getirdiği çok önemli bir kaynak kitap. Tehlikeli Düşünccler/ Eaureni Lclouch/ Çevircn: Serna Rı/al/ Dog'an l Kı/applık AŞ/ U ) f Nathan, Ekım Devrimi döneminde Rusya'nın küçük bir kasabasında yaşayan Yahudi ailenin 12 yaşındakı oğullarıdır. Yarı deli, yarı kâhin dayısı Benjamin'den olağanüstü bir miras kalmıştır Nathan'a: Başkalarının aklından geçenleri okumak. Hiç de iyi karşdanmayan bu özellik nedeniyle Nathan Viyana'ya, dayısı Sigmund F'reud'un yanına gönderilir. Tedavi amacıyla yapılan bu ziyaret, son derece görkem li bir yolculuğun ve serüvenin başlangıcı olacaktır. F'reud'un divanından, sirk dünyasında bir şöhret... Boydan SAYFA 22 boya Avrupa, kotü amaçlannı sezdiği 1 litler'le karşılaşma, Filistin de Mossad ajanı ve nihayet New York. Aslında bir hekinı olan Laurent Lelouch'un kalcme aldığı Tehlikeli Düşünceler, canlı, sürükleyici ve komik oldu ğu kadar trajik bir roman ve de geniş zamanda soluk kesici bir yoİcııluk. Sülevnıan'ın Son Riiyası/ A laın Parh/ Çcvırt'n l'ihnn Oncn Pııiard/ Remzı Kıtahevı/ 5 50 s îbrahim Paşa, biricik efendisine hediye etmeye karar verdiği köylü kı/ı Alexandıa'ya döniip, "Siıleyman'ı hayal kıııklığına uğratma, zi" A ! \ l ' i l'.>l IS ra ona vereceğin her mııtluluk anı, , iilcyni'iiı'ın benim ödülüm olacaktır," der. Ta Son Riivası tarlar tarafından köyünden kaçırılıp bir köle pazarında sarılan Alexandra'nın aklında ise, köyündeyken gorup bir turlü unutamadığı Fransız şövalyesi Ogier vardır. Müslünıanlarla savaşmaya yemin etmiş, Ogier'yi Istanbul'a sürükleyen kader, onu büyük üsmanlı Padişahı Kanunı Sultan Suleyman'la karşı karşıya getirmekle kalmayacak, soylu şövalye, ar tık "Hürrem Sultan" diye anılan güzel Alexandra ile de yeniden karştlaşacaktır. Alaiıı Parib'nin bu romanı, bizi, Sultan Süleyman'ın 1521'deki ilk fetihlerınden 1529 Viyana Kuşatması'na, saray entrikalarından Yeniçeri ayaklanmalarma, üsmanlı'nın görkemli başkenti Istanbul'mı kalbine götürüyor. lanmasına karşı adalet savıınucusu; cezaevinde sağlıgı çok kötüleşmesine rağmen tedavi için dışarı çıkarıl mayan 1 larun Karadeniz'in destekçisi; yıllarca bir öğ retmen gibi demokrasi mücadelesi veren Behice Bo ran'ın her zaman yanında, en yakın dostu... Kısacası, 20. yuzyılın ikinci yarısmda Türkiye'nin yaşadığı önemli olaylara bir hukuk insanının gozünden bakış. llkesizler cehenneminde, bilinç ve vicdan muhasebesi içindeki herkes için adeta bir teselli kaynağı, Necla Fertan Ertel'in yaşamı... Mai ve Siyah/ / hılıd Zıya llşaklıgil/ Özgür Yayınları/ 400 s. Mai ve Siyah Halid Ziya'nın Gümruk Cıcncl Müdürü olarak îstanbul'a geldikten sonra 18961897 yıllarında Serveti F'ünun dergisinde tefrika (=yazı dizisi) halinde, 1900 yılında da Alem Matbaası tarafından kitap olarak yayımlanan romanıdır. Anılarında "en çok beğendiğim romanrm" diye söz ettiği Mai ve Siyah'ta Halid Ziya, kendi kuşağının edebiyat alanındaki yenilikçi görüşleriyle buna karşı çıkan ve "eski"yi temsil eden düşünceler arasındaki çatışmaları; basın hayatı hakkındaki eleştirel düşüncelerini kahramanı Ahmet Cemil'in şahsında dile getirmektedir. Bu yö nüyle Ahmct Cemil, bir bakıma 1 lalid Zıya'yi hatta bütünüyle Serveti Fünun topluluğunu temsil eden bir roman kahramanıdır. Batdı anlamda Türk romanının başlangıcı sayılan ve Tanpınar'ın "Türkiye'de nes li adına konuşan ilk eser" diye tanımladığı Mai ve Si yah, döneminın basın, edebiyat ve şiir hayatına ilişkin gözlemleriyle de ayrı bir öneme sahiptir. Beyoğlu'nda Balıldarın Ayak Sesleri/ Dcmır Torns/ Dog'an Kı/af^tlk Ellili yılların sonu ve altmışların Beyoğlu mozaiğinde, artık anılarda bile solmus, barlar, meyhaneler, Abanoz Sokağı, pastaneler, pavyonlar, birahaneler, Boğaziçi mo telleri ve bitirimhaneler labirentin de, acıtatlı ama doludizgin yaşanan hayatların panoraması. Cumhuriyetçi DemokrasiYazıla^ RöportajlarMektuplar/ Yckta (tüngor özdcn/ Bilgi Yaytncvı/ 480 s. Yekta Güngör Ozden, yazılar, yaCUIfiHURİYETÇÎ zişmalar, röportajlar, karşıoylar ve DtmUKRftSI mektuplardan oluşan (.umhuriyetçi Demokrasi'de, kamuoyuna şöyle sesleniyor: "Tam bağımsızlık, özgürlük, ulusal egemenlik ve çağdaşlaşmayı amaçlayan Ulusal Kurtuluş Savaşı'nın, en buyük Türk devrimi 'Türkiye Cumhuriyeti'yle demokrasiyi yaşama geçirmesi, kimilerinin kavrayamadığı benzersiz bir olgudur. Demokrasinin önkoşuJu la ikliği yadsıyarak demokrasiden söz etmek, 'demokratik cumhuriyet' adıyla her tür yozlaşmaya açık bir ortamı çağrıştırmaktadır. üysa demokrasinin üzerine kurulacağı, Atatürk ilkelerini temel edinmiş bir cumhuriyet, başarılı, onurlıı, saygın gcçmişiyle hepimizin özlemidir. Bu nedenle 'Cumhuriyetçi Denıokrasi'yi savunuyor, insan haklarını ve deınokrasiyi kötüye kuF lanma girişimlerine karşı çıkıyorıuTi!" Atatürk ve İki Büyük Türk DüşUnürü Namık KemalZiya Gökalp/ Ergun Sav/ Btlgı Yaytncvi/ 167 s "Bu kitabı niye yazdım? İstedim ki; bu karanlık tablo içinde, 'karamsarlıktan kurtulmak için bir çıkiş yolu' olsun. İstedim ki; iki büyük düşünürümuzü, Namık Kemal ve Ziya Gökalp'i, unutanlara hatırlatayım, lanuııayanlara tanıta yım. Nerede Vatan Şairi Namık Kemal ve Türk sosyolojisinin babası Ziya Gökalp;' Büyük Atatürk, Namık Kemal'i ve Ziya Gökalp'i okumuş, önemsemiş, değer vermiştir. Ben karamsarlı ğa düştüğümde bu 'Üç Büyük Türk'ü okurum. Mora lim düzelir, bir sevinç kaplar içimi. Dünyaya ümitle bakar olurum. Bu ümidi okurlarunla paylaşmak istedim. Çok şeyimizi kaybettik, bari ümidimizi kaybetmeyelim." • CUMHURİYET KİTAP SAYI 612 S Karanlık Suret/ MtchaclDıbdım/ Çevircn. ('.an K Yolcu/ Bılge KültürSanat/ 379 y Ingiliz polisiye yazarları içinde çok ayrı bir yere sahip olan Michael l)ıbdin, bu romanında larklı ya şamlara sahip karakteıieri bir araya getiriyor ve olabildiğince fazla bakış açısıyla, günümüzde yaşananlardan pek de larklı olmayan; tarikat cinayetleri, ınsanların psikolojik bunalımları, aile bağları ve her şeyin otesınde, sevginin yer ve zaman tanımayan gücünü büyük bir ustalıkla gözler önüne seriyor. Exmoor Cadısı/ Margarcl Drahhle/ Çevıren. Atilla Şitkrıi Kanlcr/ Bılge Kültıir Sanat/ 2'J4 s. Romantn ana karakteri, başarılı bir ailenin en yaşlı üyesi olan Freida Haxby'diı. Freida Haxby, yaşı ilerledikçe giderek daha da tuhai bir kadın olmaktadır. Cençliğinde yaz dığı kitaplarla büyük biı ün ve gelir eldc etmiştir. Çocukları da yaşamda başarı elde etmişlerdir. Fakat Freida Haxby, herkesin kendisinden beklediğı sıradan ve zengin büyükanne rolünü üstlenmek istemez. Çocuklannı yetiştirdıği aile evini satarak, lixmoor'da, denizin kenarındaki bir uçurumun üzerinde bulunan büyük, eski bir otel satın alır ve oraya yerleşir. Ilerkesle iletişimini keser. Freida'nın bundan sonraki adımı ne olacak? Onu tanıyanların tepkisi ne olacak? Peki ya mirası! Freida'nın çocııkları bu soruların yanıtını düşünürken, eşleri ve çocukları ile ayrı sorunlar yaşarlar. Görünürdeki bu gotik öykünün ardında, Margaret Drabble birçok unsuru ustaca birleştirmiş; toplıımsal yergi, melodram, ironi ve gizem. Minnacık Bir DevAvukat Necla Fertan ErtelKendi Ağzından Yaşam Oyküsii/ Erol Koktürk/ Metıs Yayınları/314s Necla Fertan Ertel, bir hukuk savaşçısı, bir solcu, bir dayanışma abidesi, Minnacık Bir Dev... Bu ki tapta okuduklarınız hayatı boyunca tııtarlılığını korumuş, ilkelerine sadakati hiç yitirmemi^ ve sürekli olarak hukuk savaşı vermiş mücadeleci bir kadının, Necla Fertan Ertel'in on sekız saatlik bir soyleşide anlattıklarının dokumü. Erol Kök türk, mesleğine âşık bu insanla, yakalandığı hastalığın tedavisi sürerken görüştü. Fertan'ın çocukhığu ve yetişme döneıııinden başlayarak yaşamının tüm evrelerini ve bu evreler hakkındaki değerlendirmelerini içeren kapsamh bir tanıklık çıkardı ortaya. Necla Fertan 6 7 Eylül olaylarından sonra Yu nanistan'a göç eden Rumların mal varkklaruıın yağma