24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Su değirmeninden dosan siirler Şerif Erginbay' dan "Dar Köprü" Doğanın kurdu bir ozan Şerif Erginbay. Hem de doğuştan. Ne kadar şehirlerde yediği darbclerden doğmuş bir yürekse de, bunu anlatmiyor ozan. Yine de doğanın 'kalbinden şimşekler zamanı'a geçiren dengesinden doğuruyor kendini. HÜSEYİN PEKER Ş erif Erginbay'a yalnız bir şiir adamı olarak bakmamalıyız öncelikle. Şiirinin yaslandığı, savunduğu ilkclcri söz konusu etmeden önce yaşamını tanımalıyız onıın. '1957 yılında Antalya'nın uzak bir dağ köyünde doftan Erginbay, ilkokulu köyünde, ortaokulu Karaman'da parasız yatılı, liscyi dc Manavgat'da okudıı. Gençlik yıllarında kuşağının birçok insanı gibi tutuklandı, cezaevlerine girdi, ç|}ctı. 19801983 arası Samsun 19 Mayıs Universitesi Türk Dili ve Edebiyatı Böliimii'nde okudu. 1983 yılında yeniden tutuklandı, okulla yeniden ilişiği kesildi. 1987 yılında Karpuzçayı'nın yukarılarında (MurtiçiAnmetler Kanyonu) keşfettiği eski bir su değirmenine yerleşti. Kamp yeri ve canlıbalık Iokantasına dönüştürdüğü değirmende 13 yıl kaldı; eşi ve iki çocuğuyla birlikte. Şimdi bir yanı Toroslar'da, bir yanı Akdeniz'de..' Yııkarda aktardığım yaşamöyküsü, Hera Yayını Araltk 2000 basımlı 'Dar Köprü' adlı Şerif Erginbay'ın ilk şiir kitabının girişinden alındı. Burada, aynı yaşamöyküsünü ayrıntılara dökerek yeniden dillendirecek değilim. Ama nu kadar baskı dolu bir gençliğe ve onun arkasından yeniden öziine, doğasına, dağ yaşamına dönüş yapan bir ozan düşününiiz. Tam bir haber konusu bence. Öner Yağcı'nın, ürhan Kemal'in öykü kişilerine benziyor böylesi bir yaşam. Doğaldır ki, bunun arasında Şerif Erginbay şiir yazan biri. Doğa tutkunu biri. Işte böyle olunca sanınm Erginbay'ın şiirlerine dört elden tutunacaksınız. Şiirlerine 'Dar Köprü' kitap ismi hariçjnde 'Bir Düşülke'nin Yurt Edinme Öyküsü' dediğine bakılırsa, kendine son seçtiği Ahmetler Kanyonu'ndaki değir mende doğayla, hem de yüksek yerlerin, yaylaların serin ve çetin doğasıyla geçirdiği zorlu, onun için de inanılmaz Leğenilerle kaplı seruveni kastediyor olmalı. Onun düşülkesi saydığı, değirmeni yurt edinme öyküsiı. Şürlere girişte yazdığı kısa önsözde ne kadar haklı şeyler anlatıyor Erginbay: 'Bütün kötülüklerin anası; insanın, üretimine ve üretimin sonucuna giderek doğaya, kendi kendine yabancılaşması, yabancılaştırmasıdır. Endüstriyel sistemler sonıında 'insanın organik olmayan organı: doğa' ile bağlarını duınura uğrattıîar, kopardılar. Sömürünün, eşitsizliğin, savaşların, baskıların, ekolojik sorunların gün geçtikçe katlanarak büyiimcsi şu lanetli öngörüyü akla getiriyor: 'tnsanlık toplu olarak soysuzlaşabilir.' Ne yazık ki, yazıh tarih böyle bir evrime yönelmeyeceğimize ilişkin fazla bir kanıt sunmuyor bize.' Sonııç olarak gezegenimizde yaşanılası bir hayat filizlenebilmesinin olanağı ancak sanat taratından önüne geçilebileceği tezini savunuyor Erginbay. Şürlerin arasına kısarken de, ne kadar önemli bir doğa tutkunu ve serüvencisi olduğuna inandığım Erginbay'ın; dünyanın geleceği, ekolojik dengenin giderek bcv zulması değil kurutulması olarak planlanan uygarlık adımlarının ne tehlikeli biçimde DÜyüdüğünii söylemesi, yakında seyredeceğimiz dengesiz bir iklim ve yaşam biçiminin habercileri olarak geleceği iyi tasarladığını anlatır nitelikte. Tüm bıı şiirsel saymadığım ama gerçek olduğunu duyarak kabullendiğim önsözden sonra bir o kadar da şiirsel, duru ve yalın bir söylenıle kendi doğasına bizi çeken Erginbay'ın kendine özgü imgelerle, yaşanmuj, birikmiş doğru benzetilerle kurulu şiirine bir kıyısından inelim: 'Kartalla göz göze koşardık büyünün çıplak yolunda! (b. 60) Doğanın kurdu bir ozan Erginbav. \ ıem de doğuştan. Ne kadar şehirlerde yediği darbelerden doğmuş bir yürekse de, bunu anlatmiyor ozan. Yine de doğanın 'kalbinden şimşekler zamanı' (s. 65) geçiren dengesinden doğuruyor kendini. 'bugünlük yeter! Kürcği batırdım arkın yumuşak toprağına' (s. 56) Ozan Erginbay'da toprak yumuşaktır, pılmıştır.) Her n t kadar ıssız doğayı betimleyen, diilendiren bir taraf varsa da Şerif Erginbay'da, bunu eisanevi bir dille ürperterek anlatıyor, ama duyurmadan, içine sıkıştırdığı ince oyalarla, doğa tarifleriyle. Onda doğanın her nesnesi, 'bir büyülü tarifi' gibi dile getiriliyor. Bunun güzel örneklerinden saydığım 'Tepe' şiirinde (s.54)'Düşlerimizeyeraradık'diyebaşlayan 'Açık yüreklilikle ulaşıldı oraya' diye çoğul tariflerle pekiştirdiği ilginç, efsanevi bir doğa dillendirmesi var. 'Tohumun çıtlayan iirpertisini, yorgun aceleci su içişini bir ikindi vakti öğrenebilir Tepe'nin çocuklan' (s. 55) Ç.ok gizemli ve ilginç bir şiir tasarımı ile kııruvor dizeleri ozan. Şiir anlayışı şimdiye kadar duyduklarımızdan farklı ve daha inandırıcı. Erginbay'ın şiirinde, bir dağ kaynağından sızan serin ve saydam suyun güzelliği yaşatılıyor. 'Bilirsin, güzün anısıyla alınan yol kendine çıkar hep!' (s. 43) Konuksever dalları anlatıyor Erginbay, bozkır düşünürken üşüyen ellerini sayıklıyor. En güzel sözcükleri de doğayla düşünceyi bir potada birleştirdiği yerlerdeki söyleminden çıkıyor: 'Uzun bir çığlık için yıllarca sustnak gerek; şafak için gece nasıl susarsa dere coşmak için nasıl beklerse Kasım'ı güneş çınarlar arasından el sallar. Yaprak yağmuru altında dereye inilir, toprak önce koklanır, elle tartılır, sonra da nişanlayıp taşın oyuğuna atılır. (Alıntılar 'Felsefenin Yengeç tlkeleri' (s. 56) adlı entes şiirinden ya Vurmak için karanlığı' (s .26) Bu şiirleri okıırken şunu düşündüm birden: Doğaseverler, çevreciler üstüne üstlük, toplumcu bir söylem için gençliği yok eden, ya da bitivermesinden çe kinmeyen bir eşi bulunmaz ozanın, neden bu kadar ilgisiz bırakıldığı. Bence Şerif Erginbay, bir yabancı ülkede bu koşulları yaşasa ve yaratsa, ayrıca bu güzellikte şiirleri (inümüze koş tursa, baştaeı edilirdi. Ülkemizin adı lıı linmeyen ya da az duyulan kişilerinden biri o. Ama üzerinde sıçradığı çağlayanın su tanecikleri, benim gibi birkaç kişinın üzerine ışık saçabiliyor. 'yatakta sarhos bilye' saydığı kendini kitabının sonunoa yan bir düş güciiyle tanımlıyor: 'Ben sizin camdan adamınız gecenin içinde ışıltılı naif oyuncağınız hoşça kalınız!' (s. 75) Daha da güzel bir final istivorsanız, kilabın son sayfasına sıkıştırdığı su insan pırıltısınıbirkezdekendindenainleyin: 'Yarımdır bu şiir, yıllar sonra anımsadığımla yazdım Bugün yaşım kırkbir kimbilir, belki yine kacarım belki yine kaçarım, arada bir...' (s. 76) Sevgili CumhuriyetKitap okurlarının ve sevgili şiirseverlerin Erginbay gibi bir ozanın kaçıp kaybolmasına izin vermeyeceğini, onu arayıp bularak, şiirini dünyasını tanıyarak, ona yaklaşarak hem ivı doğasever, hem iyi bir direnişçi, hem de tertemiz havadan örülü bir diinya kaza nacağına eminim." (*) Dar Köprü/ Şerif Erginbay/ Şıırler/ \ lera Yayını/ A ralık 2000 Ü2IÎÜ1 ÖZGÜR YAYINLARI Ankara Cd. 31/2 Cağalogluistanbul Tel: (0212) 526 13 30 526 25 13526 35 01 Fax: 527 57 78 www.ozguryayinevl.com inlo@ozguryayinevl.com Doğa tutkunu Türk Edebiyatı'nın klasikleşmiş dört yapıtının yeni basımlarını okurlarırmza sunmaktan kıvanç duyuyoruz. TÜM KITAPÇILARDA SAYFA 10
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear