24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

1 6 K A S I M 2 0 0 1 • Fethi Naci, Eleştiri Günlüğü'nde, bu hafta geçen sayıdaki eleştiri üzerine yazısını sürdürüyor . ı. sayfada • Ahsen Erdoğan, Enis Batur'la "Elma" üzerine konuştu 7. sayfada ü H.I.Özcan'la 'Ejderha Yıllan' üzerine, Bayram Balcı söyleşti ıo sayfada • Sibel Irzık, M. Bakhtin'in edebiyat yazılarını değerlendirdi n. sayfada Cumhuriyet P A R A S I Z E K Okurunu uçurmaya KITAP Tiilay ii Ferah İSMET KEMAL KARADAYI Tülay Ferah, "Sinek Olmak Zor Şey" ve "Sıcak"adlı kitaplarıyla dikkatleri çekmiş bir yazar. Bu iki kitabından sonra uzun süre sesi soluğu çıkmadı. Bir yıl içinde ise üç romanla yeniden okur önüne çıktı. Tülay Ferah'ı ve kitaplarını tanıtmaya çalıştık bu sayimızda. T ülay Ferah'ı, son üç romanı, Kırmızı Erik, Erkek, Mayo mu Osmanlı mı ve Türk Dili Dergisi'nde yayımladığı siirli dcnemeleriyle tanıyorum. Romanları ve denemeleriyle değişik tatlar veren, çağdaş, yenilikçi ve uzlaşmaz bir yazarımız. Tülay Ferah'ın, romanlan için yazılmış tanıtım ve eliştiri yazılarından birkaç alıntı: Sami Karaören. "Okuyun Tülay Ferah'ın, "Kırmızı Erik"ini. Çok seveceksiniz. Bildiğimiz, alıştığımız romanlardan değil. Apayrı, başka bir roman. Kurgusu, işlenişi, geliştirilişi sonuna değin ilginç. Meraklı bir roman. Sonuna değin eleştiriyor, yeriyor, canını çıkarıyor, alay ediyor ama saygısızlık değil. tnce, yetenekli ve çağdaş kültürle donanık. Gülüyor, güldürüyor, yaşamın türlü çeşitli yönlerini küçük dokunuşlarla sergüiyor. Bilinçsiz bir tümce yok. Gereksiz bir sözcük yok. Her sözcük, her şaka, ner 'espri' yerli yerinde. Ozleşen Türkçemizi yerli yerine oturtmuş." Muzafjer Uyguner "Attilâ îlhan, Sultan Galiyef adlı kitabının biryerinde sıınu şöylemiş: 'Cinsel zevk, yalnız aileden değil aşktan bile koparılıyor.' Tülav l'erah'ın, 'Erkek' adlı romanını okurken ve okııduktan sonra bir crkeğin gcrçek aşkı aradığı halde cinsel zevkleri yüzünden bulamadığını anlıyoruz. Romanda cinsellik yanında evlilik de söz konusudur; ama aşkı bulamamak durumu vaıdır... Tülay Ferah'ın, Cengiz'in yaşantısı odağında bazı erkeklerin nasıl bir ya^am içinde olduklarını, evliliklerinin bilc bir zaman sonra sona erdiğini kendine özgü bir kurgıı ile ortaya koymustur. 'Erkek' romanı gerçek olmayan erkekliğin yergisidir diyebilirim." Muzajfer Buyrukgı. "Kırmızı Erik'teki anlatım, olayları, göriıntiileri, hayalleri, resimleri, satırlar arasında görünmeyen enstrü manlarla çalınan müzikleri, portreleri, tipleri kapsayan bir potpuridir. Kırık, kısa tiimcelerden oluşmuştur bu anlatım. Kısa, kırık tümcelere yerleştirilen saptamalarla, gözlemlerle, pırıl pırıl bir Türkçeyle güçlendirmiijtir. KİTAPSAVI 613 CelâlHafifbilck: "Erkek'i bir yerde antiroman diye de tanımlayabiliriz. Okuru istediği yerde rahatsız etmesini çok iyi biliyor. Sinsice bir yazış tarzı var. Okuru avucunun içine alıyor, istediği yöne çekiyor. Eski deyimle tam bir takiye ııstası. Şaşırdığım yanlarından biri de bu. Dile gelince; temiz, akıcı bir anlatım. l'ürkçeyi o denli güzel kullanıyor ki, dilinm bir kez daha size sevdiriyor. Sözcük seçiıni için sanki yıllarca uğraşmi!) gibi. Hani şiirde sözcük ekonomisi dediğimizin romanda en iyi kullanıiışına nefis bir örnek. Boşuna edilmiş bir sözcük yok." Omer Türkeş "Aijk, sevgi ve cinsellik teınalı çok sayıda roman yazıldı 2000 yılında. Mesela Tülay Ferah'ın her iki romanı da bu türde. Kırmızı Erik, bir kadının, Eıkek'te ise adı üstünde bir erkeğin duygusal ve cinsel diınyasına bakıyor yazar. Ama, bir türlu halledemedikleri aşkları ve cinsellikleriyle kadın da erkek de yakınlaşamıyor okuyucuya." Şimdi, süyleijiye başlayabılırız Yenı romammn adı, "Mayo mu Osmanlı mı". Nereden çıktı bu? Komamnı, seninle uçmaya hazır ukura neden adadtn? Mayodan, Osmanlı'dan... Mayo sözcüğünü, Batı anlamında kullandım. Osmanlı'yı ise kendi anlamında. Doğu, Batı ve biz. İki sözcük arasında kalan, 'Biz' bana her zaman dramatik g ş tir. Bu sözcük, gelenek ve modernlik ilişkilerinde hep sınıfta kalmıştır. Romanım bu sınıha kalmışlığın nc denlerini irdeliyor. Sürekli geçmişimizde gezinip dıırııyoruz. Ama bu gezintivi yaparken atladığımız bir nokta var, saf bir hayranlıkla izediğimiz Batı'yı kafamızda doğru bir yere koyamamak. Koyamadığımız için de, geçmişimizi bugün anımsadığımızda yüreklerimiz acıyla doluyor. Ve ne kadar uzağa gidersek gidelim san ki aynı başlangıç noktasına varıyormuşuz dııygıısıı içindeyiz. Sanırun salt bu duygu nedeniyle yazdım. Uçmaya gelince, roman 1909 yılında geçiyor. Ikinci Meşrutiyet ilan edileli bir yıl olmus,. Dünyaca ünlü yazarları bu yıla ııçururken ben çok eğlendim. Çok da gül diım. Istedim ki, okurlarım da bu eğenceye katılsın ama uçmak koşııluyla!.. lyı dc, Pcra Palas'ta bir araya gclen llüseyin Kahnıi Cürpıntir, Mihrillanım, l lalıae F.dıh Adıvar, SevgtSoysal, Cîeorgc Sand, Simonc dc licauvoır, Virginıa Wuolfgibı roman tiplemelertne dönüj en bu adlar bızc nc gibı çag"rtşımlar getiriyor?'.. Ve sen bunlarla kimleri vuruyor, nelcri vurguluyorsun? Kimseyi vurmuyorum... Vurgulamak istediğim ise çok şey var. Olmasaydı bu romanı yazmazdım değil mi?.. Göze batan, hayranlık Devamı 4. sayfada. CUMHURİYET
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear