05 Kasım 2024 Salı Türkçe Subscribe Login

Catalog

Kurt Sığınağı/ Osman Aysu/ înktlâp Kitabevi/ 308 s. Tesadüflere inanır mısınız? Bir gün ansızın, tekdüze geçen hayatınızın çivisini yerinden çıkararı bir olayla karşı karşıya gelir ve bu gerçeği kabullenmek zorunda kalabilirsiniz. Ama böyle bir tesadüfün yaşantınızı ne ölçüde değiştirebileceğini ve sizi nasd içinden çıkılmaz bir girdabın karanlıklanna sürükleyebileceğini hiç düşündünüz mü? Doçent Orhan Alkan hiç düşünmemişti. Ama kendisine verilen görevi kabul etti ve yaşamı bir anda kâbusa dönüştü... lnanılmaz bir benzerüğin tüyler ürpertici hikâyesi. Sinir uçlannızı uyaracak müthiş bir gerilim. Usta yazar Osman Aysu sizi yerinize mıhlayacak... Aydınlar Kenti ÎzmirFekefeci Dc Ziya Somar'ın Anılaîn/ Haztrlayan: YasarAksoy/ Dokuz Eylül Yayınlan/ 130 s. lzmir edebiyat tarihine yapnğı eşsiz araşormalar, yazdığı kitaplar, yaytmladığı dergiler ve gerçekleştirdiği konferanslarla eşsiz katkılarda bulunan felsefe öğretmeni ve yazar, Dr. Ziya Somar'ın îzmir'in kültür geçmişine ışık tutacak anılan ilk kez yayımlanıyor. Eşi Nezahat Somar tarafından kendisine teslim edildikten sonra Yaşar Aksoy tarafından yayına hazırlanan anılar, Dr. Ziya Somar'ın özverili ve üretken yaşamını da gündeme getirmekte. Baudrillard'ın Simülasyon Kuramı Üzerine Notlar ve Söyleşiler/ Oğuz Adanır/ Dokuz Eylül Yayınlan/ 116 s. luktan yeni çıkanlara yöneltilen şiddeti ve zorbalıklan anlatan on iki öyküden oluşuyor bu kitap. Bütün gün evde yalnız bırakılan, güvercin tutkunu Gram; cinsel sömürüye uğrayan küçük Amavut Kız; Rahibe Attanasia'nın tatlı sert dünyasi; kocasının sürekli cinsel saldınlanna en sonunda başkaldıran Makaka; tecavüz eden babasını birçok kez polise haber verdiği halde kimseyi inandıramayan Tano; Papa'yı görmek için yaptığı yolculukta yaşamını yitiren genç kız; bir eşcinselin gizemli evreni; ormanda saldınya uğrayan zavallı üç genç kız ve sekiz yaşında Agatina'nın başından geçenler. Hepsi de yüreğimizkı derinliklerinden çıkan ve anlaoldıktan sonra yine o karanlıklara gömülen kişiler ve olaylar... Dacia Maraini'nin gerçeklerin izini süren yalın ve ölçülü anlaümı, bir tür olarak öyküyc yepyeni bir pınlu katıyor... Vahşi Kız/ habelClara Simâl Çeviren: Nesrin Akyüz/ înktlâp Kitabevi/294 s. ı Dorothy, esrarengiz geçmişe sahip kimsesiz bir kızdır. Ve bir gün altmış yaşlannda, boşanmış bir zengin olan Joaquim Simon girer hayatına. Adam, Amerika'dan gelen bu "vahşi kız"ı Mason ideallerine uygun, mükemmel bir genç kızadönüştürmeye karar verince.Koruyucu ile Korunan arasında, kız açısından kimlik kaybına, adam açısından ise saplantıya dönüşen bir ilişki başlar. Adı Dolores olarak değişen Dorothy'nin yaşadığı yeni ev, dehşetin hüküm sürdüğü bir hapishanedir artık. Premi Sant Jordi de Novella'93 Roman Ödülü'nü kazanan "Vahşi Kız", IsabelClara Simö'nun ustalığının bir kanıtı gibi... Aşklar ve Çiftler/Lauren BacallHumphrey Bogart/ Unda Hörner/ Çevirenler Hulkı DemırelMonika Demirell İletişim Yayınlart/ 144 s + 16 s Albüm Dudağının uzantısı haline gelmiş sigarası, trençkotu, "cool" naliyle bir kült. lyikötü ve sert adam. Maçoluğun cazibesi için "evrensel" bir kanıt: Humphrey Bogart. "Gangsterin kadım" tiplemesini aksesuar olmaktan çıkanp kahramanlaştıran, kendine mansus trajcdisiyle donatan "harbî kadın": Lauren Bacall. (Yoksa "dişi Bogart" mı?!) Beyazperdedeki Bogart ve Bacall imajlan bunlar... Bir de hakiki Humphrey Bogart ve hakiki Lauren Bacall (aslında Betty J. Perske) var. Uzun süre hayatta yolunu bulamamış alkolik ve huysuz orta yaşlı bir adam... "Artist" olrna hülyalanna gencecik yaşta erişmiş, kendi ayaklan üstünde durabilen, ait sınıftan "sağlam" bir genç kız. Bu ikilinin aşk hikâyesi, kart şöhretin dördüncü evliliğini bir "çıar"la yaparak heyecan araması gibi başhyor. Ama ömür boyu sadakade ve toy kızın ihtiyar kurdu bayağı bir ehlileştirmesiyle sonuçlanıyor. Aşk hikâyesinin arka planında, sinemanın şaşaalı onyuları, Casablanca, gangster filmleri, Kara Filrn ekolü var; onlann da arka planında McCarthy'nin (Bogart'ı da "komünisdik"le damgalayan) antikomünist cadı avıyla, içki yasağıyla, mafyasıyla Amerikan düzeni. Geceyansı Çocuklan/ Salman Rushdie/ Çeviren: Aslt Biçen/Metis Yayınlart/ 492 s. 1981'deBooker, 1982'dejames Tait Black, daha sonra da 25 yılın Booker ödüllü kitaplan arasında birincilik anlamına gelen Booker of Bookers ödülünü alan ve 20. yüzyılın en iyi 100 romanı arasında sayılan Geceyansı Çocukları şimdi Türkçede... Kahramanımız Salim Sina 15 Ağustos 1947'de, tam geceyansı dünyaya gelir: Aynı anda Hindistan bağımsızlığına kavuşmuştur. O gece büyülü güçlere sahip yüzlerce çocuk doğar. Cadı Parvati, Tokmak Dizli Şiva ve niceleri... Onlann maceralannın içinden, yeni doğan bir ulusun emekleme çağını, ergenlik sancılarım, yetişkinleşme çabalarını okuyacaksınız bu güzel kitapta. "Uzaklığından ötiirü geçmiş somut ve anlamlı görünür, oysa bu güne yaklaştıkça her şey gitgide daha inanılmaz görünmeye başlar," diyor Salman Rushdie "kendinizi büyük bir sinemada farz edin, önce en arka sırada oturuyorsunuz, sonra sıra sıra öne doğru ilerleyip neredeyse burnunuzu dayıyorsunuz perdeye. oyunculann yüzleri ağır ağır oynaşan zerrelere dönüşüyor; küçük aynntılar devasa boyutlara ulaşıyor, yanılsama çözülüyor daha doğrusu yanılsamanın kendisinin gerçeklik olduğu ortaya çıkıyor." Romanı, Geceyansı Çocuklan'm anlatacak en iyi ifade de bu: Düşle hakikat, gizemle büyü, fanteziyle tarihsel olgu arasında ustalıkla örülmüş bir anlatı... Rakip/ Emmanuel Carrere/ Çeviren: GönülAkgerman/ Doğan Kitapçtlık A.ŞJ 172 s. JeanClaude Romand 9 Ocak 1993'te kansını, çocuklannı, anne ve babasmı öldürdü, sonra da intihar etmeye kalkıştı. Soruşturma sonucunda iddia ettiği gibi bir hekim olmadığı ortaya çıktı. Ancak inanılması daha da zor olan, gerçekte hiçbir mesleğinin olmamasıydı. On sekiz yaşından beri yalan söylüyordu ve bu yalan hiçbir şeyi örtbas etmiyordu. Foyasının meydana çıkmasından önce, bakışlanna kadanamayacağı insanLan, en yakınlannı ortadan kaldırmayı tercih etmişti. Ömür boyu hapis cezasına çarptınldı. Ünlü Fransız yazar Emmanuel Carrere uzun ve zahmetli bir çalışma sonucu bu ürkütücü gerçeğin romamnı yazdı. Rakip, Avrupa'yı sarsan bir cinayet ve sonrasının, sıradan bir haber metninden çıkarak, sürükleyici, heyecanlandıncı ve düşündürücü bir edebiyat uyarlaması. , . •s » Yolculuk HazırltklanFelsefe Yazılan/ Ahmet înam/ "Felsefenin bağn felsefe içindedir. Giyinik, işlenmiş felsefedir. Ben yıllardır giyeceğim giysiyi anyorum. Bu da paradoksal görünmesine rağmen, alışılmış anlatım biçimlerini zorlasa da, felsefenin içindedir bir anlamda. Bütün çaba keşfedilecek felsefenin yol hazırlığıdır. Gemi kalafatlanmış, yelkenleri onanlmış, yolculuk başlamıştır. Söylediklerim, bir kaptanın seyir defterinin ilk sayfasıdır. llgilenen seyyahlar okusun diye yazılmıştır." diyor Ahmet Înam. Meleğüı îzi/ Nancy Huston/ Çeviren: Aylin Yengin/ Can Yayınlart/229 s. Bir Yahudi söylencesine göre, bir bebek doğmadan hemen önce bir melek gelir, parmağını bebeğin dudaklanna bastınrmış; doğmadan önce gördüğü her şeyi unutsun, masum doğsun diye. Burunla üst dudak arasındaki o küçük çukur, meleğin parmağının iziymiş. Nancy Huston'un romanı da işte bu iz üzerine, masumiyet ve masumiyetin yitirilmesi üzerine kurulu. Bundan önce Şeytanın Çalgıları adlı romanıyla tanıdığımız Kanada kökenli yazar, bu kez, sırlarla dolu yaşamını geride bırakarak Paris'e gelen flütçü Raphael'in evine hizmetçi olarak yerleşen Alman kızı Same'nin öyküsünü anlatıyor. Gözlerocİleri Gözlemleyenin Gözlemi/ friedrich Dürrenmattl Çeviren: Mustafa Tüzel/ Can Yayınlart/ 109 s. Almanca edebiyatın ustalanndan Isviçreli ünlü yazar Friedrich Dürrenmatt'ın bu polisiye yapıtı, son derece ilginç kurgusuyla dikkat çekiyor. Yazar, bu uzunöyküsünde gözlemleme.gözlemci, gözlemlenen ve gözlemleyen sözcükleriyle dama taşı gibi oynuyor. Öykü, bir psikiyatr ile F. adındaki bir adam arasında geçen bir görüşmeyle başhyor. Karısının evden gittiğini, Ölmiiş olabileceğini, onun ölümünden kendini sorumlu tuttuğunu söyleyen psikiyatr, F.'den yardım istiyor. Kadının izine düşen F.'nin öyküsü sürüp giderken, Dürrenmatt, her gözlemleyenin de gözlendiğine, hepimizin iç içc geçmiş vizörler gibi sıralandığımıza işaret ediyor. • CUMHURİYET KİTAP SAYI 54 PanYayıncılık/294s. "Baudrillard'ın amacı nedir? En son metinlerinde görüldüğü kadaBAUDRİLLARD IN rıyla amacı sosyolojiye temel bir soSİMÜLASYON KURAMI ru yöneltmektir: Gerçeğe, gelecekÜZERINt NOTLAR ve te olacağına inanılan devrime, diya\ lektiğe, insan haklannm evrenselli\ ği sorununa ve eşitlik taleplerine ait alanı terk etmemek temel bir yanılğı değil midir (?) sorusunu. Dünyanın kusurlannı başka bir şekilde ortaya koymuş olmasının dışında bu konuda başanlı olamayacağı hatta bu işi başarmasının olanaksız olduğu bile söylenebilir. Althusser ve Marksistler gibi burjuva hukukunu, bir ideoloji olarak insancılbğı (hümanizma), (Habermas gibi) aydınlanma projesini ya da teknolojik gelişmeyi yadsıdığı söylenebilir. Nietzsche gibi sosyalizm ve feminizme ait modern umutsuzluk biçimlerini yadsımaktadır. Bunu yaparak "yitirmiş olduğumuz dünya" konusunda özculük ya da duygusallıktan kaçan bir ötekilik kuramı üretmektedir. Nesne ve ötekililikle ilgili egemenliği, hakikaü, birikimi yadsıyan; buna karşın yanılsama, ayartma ve tersine çevrilebüirliği yeğleyen farklı bir ilişki biçimi sunmaktadır. Böyle bir önerinin taoist ya da zen kaynakk bir sosyoloji anlayışına uygun düşeceği gibi bir düşünce çekici olabilir, ancak Baudrillard her türlü mistik, yumuşak ya da hippie türü yorumlardan kesinlikle kaçınmaktadır. Baudrillard'a göre dünya nesnel açıdan parlak ancak acımasız, kusursuz bir şekilde düzenlenmiş bir yazgıya sahiptir. Hatta Baudrillard'ın şeylerin bu nesnel düzenleriyle içkin mantıklannı ve ironik biçimlerini kapsayan bir harita oluşturmaya çahştığı bile söylenebilir... Sonuç olarak sosyologlar için Baudrillard'ın müdahaleleri çok özün bir meydan okuma biçimidir. Günümüzde böylesine bütünsel bir özellik taşıyan, bizim modern toplumlanmızı temellerine kadar sarsan böyle bir meydan okuma biçimiyle karşılaşma olasdığı çok azdır. Bugüne kadar sosyologlar bu meydan okumaya yanıt vermeyi ve uygun bir entelektüel tartışma sürecine girmeyi başaramadılar. Bunun Baudrillard'ın değil sosyologların sorunu olduğu çok açık." diyor bir Baudrillard uzmanı olan Mike Gane. Karanlık/ Daaa Maraini/ Çeviren: Semin Sayıt/ înktlâp Yayınevi/191 s. Karanlık, bir çocuğun güven duygusu birdenbire korkuya dönüştüğünde bakışlanna yansıyan gölgeden başka nedir? Karanlık, bir erişkinin anlaşılmaz cinsel davranışlarıyla karşılaştığı zaman, henüz gelişmemiş, bir bedenin söz yitimine uğramasından başka ne olabilir? HepLmizin içindeki çocuğu öldürmeden, bu karanlık ortadan kaldırılabilir mi? Küçük çocuklara ve çocukSAYFA 22
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear