Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
ö Bir ev ödevidir cocukluk "Ben Eskiden Çocuktum", nicedir eskiyi tekrarlayan şiir dilinin içerisinde, farklılaşmayı taşımaya başlayan, özgünleşmeyi içten içe duyuran ve tüm inceliğiyle, sakınmasına rağmen çağdaş bir geri dönüşü de istemeyen yeni bir şiiryeni bir şairle buluşturuyor bizi. Kuvvet Yurdakul ve 'Ben Eskiden Çocuktum'; bu onun ilk kitabı, Yurdakul 1976 doğumlu. Bilkent Üniversitesi Müzik ve Sahne Sanatları Fakültesi,Tiyatro Oyunculuğu bölümü'nden 1999 yılında mezun olmuş. AYDIN ŞİMŞEK Kuvvet Yurdakul'dan bir ilk kitap: Ben Eskiden Çocuktum Ş iirin niteliklerine ilişkin yapılan tüm tanımlamalar belki doğrudur; ancak şiir kendini tanımlatmamakta direniyor. ü sadece kendini tanımlıyor. Modernizmin, liberal ekonominin eliyle yarattığı sanal imgenin dolaşımıyla, aynılaştırma, merkeziıeştirme ve bireyi kişisclleştirmeye dönük söylcmlerin, tüketimlerin içerisine çekilmiş olmasına uyunılanan, koca koca şairlerin eski değerleri, yeninin (modernizmin) diliyle kamufle ederek söylemelerine karşın... Şiir! Şiir mi, o hâlâ mutlaklığa, idealize edılmiş sistemlere karşı iç dinamikleriyle, içerisinden çıktığı değerleri gericileştirmeye devam ediyor. DevinimLn; süreklilikle (nicelikle), dönüşümün (niteliklerin) çatışmasından ortaya çıkan düşünce evriminde şiir, geleneklerden kopmayı zorltıyor. Çünkü hiçbir ideolojik tez, imgesel olamayacağı gibi, estetik yaratıcılığın etiğini de taşımıyor. Şiir kendini kopardı, olması gerekeni yaptı ve geleneğin yönlendirdiği sağduyuya karşı ileri bir zaman döngüsünü keşfetmeye çıktı. Bu bir başka zamanın peşine düşme, yurt ve kimlik şövenizmini aşma istemidir. Şiir mi, olmayanı istemek... Yeni eylemimiz, unutturulmak, kaybedilmek istenilenle aramızdaki tek yakınlık! Şiir mi, duyumsayabilen yüreğin ev ödevi hâlâ. "Ben Eskiden Çocuktum", nicedir eskiyi tekrarlayan şiir dilinin içerisinde, farklılaşmayı taşımaya başlayan, özgünleşmeyi içten içe duyuran ve tüm inceliğiyle, sakınmasına rağrnen, çağdaş bir geri dönüşü de istemeyen yeni bir şiiryeni bir şairle buluşturuyor bizi. Kuvvet Yurdakul, bu onun ilk kitabı, 1976 doğumlu. Bilkent Üniversitesi Müzik ve Sahne Sanatlan Fakültesi, Tiyatro Oyunculuğu bölümünden 1999 yılından mezun. Kısa başlıklarla verdiğim bu biyografiden bakılırsa, "Ben Eskiden Çocuktum" siirlerine, genç bir şairin imgeye yüklediği hareketliliğin, hemen hemen her şiirde içe dönük bir tez, ancak şiirin bütünü içerisinde de, dışa döndüğü her yerde, kötüye karşı bir antitez oluşturduğu görülüyor. "Kanayacak bir yer kaldıysa / Öraya saplan / Yaşadığımızı anlayalım'la açılan şiırlerin yatay ve dikey mimarisi düz ve uyumlu dizelerden oluşuyor. Bu durum, doğal biçime yönelik çeşitli dize kınmlanyla yapılan oyunlara bir karşıtlık yaratmaktadır. Böylelikle bir tür heveslenme yerine, özü modernizmle karşı karşıva getirmekte, okura yakın, ancak derinlikler taştyan kolaylıklar sunmaktadır. En uzun ve en kısa dizeler arasından, hem genel perspektif, hem de dizelere profilden bakıldığında sadece anlam değil, öteki anlamlann içyüzü de görülür. Dizeler, 3456/456/56 kelime öbekleriyle kurulur, bu durum dizelerin arasına girdiğinizde, sizi şaşkına çevireçek olan şairin güçlü empasinin habercisidir. Kendinizi bulmanız kaçınılmaz, ancak bu şaşkınlığın sürekli bir tutkuyla sürmesinin, dizeler arasındaki uyumun bıraktığı açıklarda soluklanarak önüne geçebilirsiniz. Kuvvet Yurdakul, şartlanmanın ve önermenin yerine, şiire soktuğu dünya görüşünü niteîiksel sıçramalarla, genisieterek verir. Ödev adını taşıyan şiir niçbir okurdan eşit düzeyde tepkisel bir sonuç istemez, hatta şairin kendisinden bile: "Evet çocuğum istediğin sorudan başlayabilirsin / Âma şim YMUrşalr di değil / Bırak önce yağmur yağsın / Ve üç yanlış önce yaşamda / Götürsün bir doğnıyu / Bizi ne zaman devşirdiler öğretmenim / Ben buralı değilim ama her sabah / Varlığımı armağan ediyorum buraya / Hiçbir teneffüs durduramıyor ki yağmuru / Zaten sizi burada tutan da bir avuç yanlış değil mi // Önüne dön kızım / Biliyorum insanın önü döndüğü yerdir / Ve nereye dönsek yüzümüzü /Hep ardımızda kalır bir şeyler / Bırak kalsın kızım/ Içimizde bir yeniçeri yabancılığı / Bizim acı çekmeye eğilimimiz var / Çünkü nedense bu ülkede / Acıyı anlatır bütün oyunlar // Çocuklar bir veli top lantısı örgürfemeliyiz / Ailenize haber verin büyüsünler / Bir ae herkes bu akşam gökyüzüne baksın / Ödevdir bu" Kötülüğe karşı çıkışın kendisidir Yurdakul'da estetik. Umut açık bir ses değildir ya da karşı çıkmayı bilinen gelenekselbir tepkinin dışında düşündürür bize. Bu yüzden umut yerine, içsesin duyarlılığına yaslanır, okurubireyi psikolojik olarak sarsmaya yönelir. Bu durum şiirimizde sıklıkla görülen, sol şiir serüveninin şövenleşmesine de bir uyandır. Şiir bilinebilen en hareketli, en yoğun kültürlenmedir. Çünkü kendisi de hareketliliklerle varolup beslenebilendir. Onu sadece nedensonuç iliskileriyle dcğerlendirenler bir "an"dan bahsedebilirler. Oysa her şiir sürekliliktir, bu yüzden de her şeyle ve her ilişkiyle bir an olmasa bile, bir zaman içerisinde çelişecektir. Işte modernizmin yarattığı "zaman canavarı"na karşı Kuvvet'in şiire yüklediği aşkla yüklü dizeler: "Ne çok aldatıldun ne çok gittiler / Ben eskiden çocuktum / Kollanm ıcadar severdim / Düşünce tentürdiyot başlardı / Anne üfle pencere uzak sen değilsin / Dizlerimde kırmızı bir kahraman ya§ar / Bilmezsin / Anne üfle bazen Maradona bazen PeleVim / Uykum yok dünyayı kurtarmadan / Bir sürü karanlık oldu bak / Canavara yenümedim / ... / birinci şart birdirbir / Âynasından sırlar taşan kadını btıl / Ona gün götür biraz imkân / Aynı telaşın koynuna devrilmesin / Ite ot ata et vermesin / Hançer kaçır gözlerinden / Böl kollanna yoksa tentürdiyot başlar / Bilinir sen / Kollann kadar seversin //Ikinci şart ikidiriki / Içinde kuş uçmayan evi bul /Ona talih götür defter biraz eşya / Bakır etekli kızlann yırtmacından / Kumaşı yalan biryüzyıl getir / Saltanatında kararan bir paüişafı / Kesik ağzından kekemenin / Kuytu öyküler dinle ona sabır götür / Yanm kalan öznesinin gizli yerinden / Öp / Sevis onunla // ücüncü şart / Kara göründü / Artdc bağışla /.../" Yazımın hemen başında belirttiğim gibi, çok az şairde görünen gerive dönüş istemi, Kuvvet Yurdakul'da çağcıl bir istemdir. Tıka basa dolu bir dünyayı yeniden ama özgür alanlanyla yaşama isteminin sığınağıdır. Tüm şiirlerde belirgin olan bu izlek, yine geçmişte kalan donuk bir resim değildir, kendi çocukluğundan yola çıkarak, geleceğin çocuklanna bir bellek yaratır. Uçurtmalar, seksekler, birdirbirler, çizgiler, çelikçomaklar, körebeler, uzun eşekler bu belleğin sanal dünyaya vc sanal çocukluklanna karşıtlık yaratmaktadır, büyüklerle çocukların yüzleştirilmesidir bir bakıma. Kimsesizliğin, terkedilmişliğin, sokaklann, köprüaltlarının, tinerinbalinin duyumsatılışı da, hem kişisel hem de kamusal örgütlülüğe bir tepkidir. Merkezdeki oluşumu ya da merkezdeki otoriter çekimi, hem kendi, hem de toplumun oyunculuğuyla kıyaslar ve toplumun merkeze hızla yaklaşmasıyla, kendisi merkezden aynı hızda uzaklaşır. Bu bir bakıma bilinebilen toplumsal akla da karşı çıkıştır. Çünkü Kuvvet'in şiirindeki akıl, insanın kiridir, yok edici, yakıcıdır. Yok sayandır. Kabul edilmelidir ki güçlü bir imge akla yatkın değildir, kışkırtıcıdır. Hatta belleği relce bile uğratabüecek, güçlü bir içerikle kendini açığa vurduğu zaman, tüm sosyalsiyasal fenomenleri yok sayabilir. Oyuna Dönüş şiirindeki bellek, gerçeğin imgeyle, gerçelküstüne dofiru çekilmesiuir. Söylem bireyselden yola çüup, topluma yönelik, hiçlik duygusunu da aşar. Gizemli bir amaç vardır; imgenin gücüyle bilginin arka cephesine doğru gidiidikçe, bilgi parçalandıkça okurun karşılaşacağı hem amaç hem de devingenlik; devrimci bir sürecin yaşandığını ortaya çıkanr. Işte Oyuna Dönüş: "Yağmur camdan bakan arap kızıydı / Oyuna dönüştü sonra her şey ihtilal / Bu kentte birileri mendJ bırakıyor arkamıza / Bırakıp kaçıyorlar / Ustamın failini / Yalan şarlularla avutuyorlar // Oyuna katılmaL mum sart / Gönüllüyüm avucumda yakın / Çünkü gece bu halımde taşımıyor beni / Parmak ııçlarımızda uğıır böcekleri bulıınduruyoruz / Onlar da uçar böylesi iyi / Tcrlik pabuç alacak annem yok benim // Kuğulu bir parktayız şimdi / Boynu uzun bir gecede / Kurtarılmış bölgesinde sabahın / Taşıdığım din / Oyuna dönüştü sonra her şey yağmur / Görmedim ama inandım / Kuytu gözlerinde mevsimsiz yağmur nö betîeri / Saçlarından seller akıtan bir kız vardır mutlakn " Kuvvet Yurdakul, farklı bir şiirle, kendisiyle birlikte şiire başlayanların arasından sıyrılma eğilimini gösteriyor. Bu sıyrılışta bügi birikiminin, estetik örgütlenişinin ve şiirinin yapısının ideolojik teze dönüşmüş olmasının katkısı duyumsanmaktadır. Tebeşir, Gizli Özne, Kambur Bahtiyar başlıklı üç bölümden oluşan Ben Eskiden Çocuktum, bir akışımın şiirleri. Işte bu akışımı, içimizi titreten dizelerle yükleyen çocuğun son bir iki sözü Kambur Bahtiyar'dan: "Gidip düzeltelim / Ters çevrilen kaplumbağalan..." / "Tanrım aklım / Bana ceza mı" • Ben Eskiden Çocuktum/ Kuvvet Yurdakul/ Ümit Yaytnalık, 1999/ 64 s. Aradan sıynJan çocuk Karanlık Dünyaların Büyük Yaratıcısı; LOVECRAFT Kırk yedi yıllık yaşamına yalnızca 51 Öykü sığdıran karanlık yaratıcısı Lovecraft'dan iki kitap. İlk kitap Cthulhu'nun Çağrısı; Lovecraft'ın sekiz öyküsünün yer aldığı bu seçkide okur, korku ve dehşetin kapısından geçerek farklı bir gerçekliğe adtmını atıyor. Lovecraft'ın büyük yaratısı Cthulhu Mitosu'na ait iki öykünün de yer aldığı Cthulhu'nun Çağrısı; eiinden korkunun kapılannı z o r l a m a k t ı i L başka bir şey gelmeyen yazarın karanlık dünyasına yokuluğun ilk durağı. İkind kitap 'Deliliğin Dağlarında' ise Cthulhu Mitosu'nun temeJ öğeierinden 'Eskiler'in tarihine bir bakış. Antartika'ya yapılan bir araştırma gezisinde, jeolojik bulgulardan çok daha fazlasına rastlanır; çağlardır ölü olan bu kıta ilk insanın gezegen üzerinde yürüyüşunden yıllaryıllaröncesine ait gorkemli Ikeri banndırmaktadır. dünyaların ithaki Kitaphğt'ndi... Buyuktarie çocddaraı yudeşmesi SAYFA 10