Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
A Y R I N T I L A Ö N E M L I D I R ! . . MELANKOLİ KADINDIR İnceleme/Çev.. ilknur igan Dörthe Binkert Dörthe Binkert, kadının melankoliyi yaşama hakkının etkileyici bir savunusunu yaptığı bu kitabında, yaşamdaki sarsıntı dönemlerinde kederi ve bilinçli vedalaşmayı yaşayabilmenin sağaltıcı öneminı vurguluyor. Kadına özgü yaşam sürecinde pek çok sarsıcı kopuş vardır. Kız çocuğun ergenliğe geçişi, ilk kez âdet görme, bâkireliğe veda, annelik, menopozla birlikte doğurganlığın yitimi, sarsıcı bir karşılama ve vedalaşma yaşanmadan atlatılamayacak yaşam dönemleridir. Yeniden güç toplayabilmek için bir içe bakışın, bir durup bekleme zamanının gerektiği bu dönemlerin en iyi eşlikçisi melankolidir diyen yazar; melankolinin, yaşamla başa çıkmanın yaratıcı bir biçimi olduğunu savunuyor. Her kadına kendi duygusunu, kendi bedenıni, kendi gücünü, heyecanını ve hüznünü değişik bir aynada bir kez daha yepyeni bir ışığın altında incelemenin keyfini verecek bir kıtap bu. Ayrıca kadınları seven, onları daha yakından tanımak isteyen erkekler de, hem kadınlarına (anne, çocuk, sevgili) hem kendilerine dair farklı bir boyut daha bulabilir "Melankoli Kadındır"ın ANARŞİZMİN BUGÜNÜ Ü İnceleme/Çev.: Neşe Ozan Der.: HansJürgen Degen Devletin yerine tahakkümcü olmayan bir toplum koymak için girişilen tüm çabalar başarısızlıkla sonuçlandı. Bu yüzden anarşistler tarihin ebedi kaybedenleridir. Ancak önemli olan idealin tam anlamıyla gerçekleşmiş olup olmaması değil, düşünce ve eylemimizi ne ölçüde etkilediği, siyasal, toplumsal ve ekonomik değişim ve hedefleri amaçlayan eylemler için ne ölçüde bir temel oluşturduğudur," diyerek yazmaya koyulan, Almanya'daki anarşist hareketin ve düşüncenin ileri gelen isimleri kendilerine ve bıze aşağıdaki türden sorular soruyor, yanıtlarını arıyorlar. İnsan başka insanları kurtarabilir ama özgürleştirebılır mi? işçi sınıfı günümüzde hâlâ Marx'ın tanımladığı, devrimci güç mü? Anarşizmle Marksizm arasında bir bağlantı kurulabilir mi, kurulursa nasıl yapılabilir? Proudhon tekel mülkiyetini kaldırıp mülksüzleri mülk sahibi yapmak isterken, Marx özel tekellerin yerine devlet tekelini geçirmek mi istiyordu? Bilimden aydınlanmayı, sosyalizmden özgürlüğü anlıyorsak bılimsel bir sosyalizm hem bilimle hem sosyalizmle çelişmez mi? Toplum olduğu gibi kaldığı sürece, kadınlar tek başına kendilerini değıştirebılırler mı? Açık pazar ekonomisinin insan ihtiyaçlarını devlet sosyalizminden daha iyi tatmin edeceği doğru mu? Devlet para, eğitim ve toprak tekelini neden elinde tutar? Üretici güçlerin gelişiminde olduğu gibi yıkıcı güçlerin gelişiminde de insan gücünün yerini makineler mi almaktadır? Sosyal devlet tahakkümcü olmayan bir toplumu yaratabilir mi? Yoksa sosyal güvenlik sağlayan devlet bunu ekonomik ve siyasal bağımlılık pahasına mı gerçekleştiriyor? ÖLME HAKKI Sibel inceoğlu, Ölme Hakkı adlı çarpıcı kitabında yaşama hakkına yüklenen dini ve ahlâki değerleri tartışmaya açarak yirminci yüzyılın yükselen değeri özerkliğin, yaşama hakkını sınırlayan bir hak olup olamayacağını sorgulamaktadır. Dini bakış açısı "yaşamın kutsallığından", klasik laik bakış açısı "yaşamın dokunulmazlığından" söz ederek yaşama hakkından kişinin kendi iradesi ile vazgeçmesini reddederler. Kişinin yaşamına özgür iradesi ile son verebıleceğini savunan tez ise "yaşamın niteliği"ni temel alır; bu teze göre, yaşam, katlanılmaz hale geldiğinde terk edilebilecek bir şeydir. Tıp bilimi ve kullandığı teknoloji modern insana yaşamı uzatabilme olanaklarını sunmuştur, fakat diğer yandan bazı durumlarda ölüm uzun ve acılı bir bekleyiş haline gelmiştir. Bu ölümü bekleyiş sürecine hastanın müdahale etme, diğer bir deyişle kendi kaderini veya ölümünü belirleme hakkının olup olmadığı son otuz yıldır Batı'nın gündeminde yer alan bir tartışma konusudur. inceoğlu'nun kitabı bu tartışmayı Türkiye'ye taşımakta, hem yaşam ve ölüme ilişkin etik değerlerdeki hem de ötanaziye ilişkin normatif alandaki değişimi Türk okuyucusuna sunmaktadır. Bugün dokunulmaz olarak kabul ettiğimiz yaşam, kişinin kendisi tarafından terk edilebilir mi? Kişi, pek çok alanda sahip olduğu ya da sahip olmak için mücadele verdiği özgürlük ve haklarına; yaşam kalitesinin çok düştüğü, acı çektıği, tıbbın olanaklarının tükendiği bir noktada ölme hakkını neden ekleyememektedir? Yaşam, dini ve toplumsal bir değerden çok, kişinin özerk bir biçimde karar vermesi gereken bir konu değil midir? Kişinin kendi bedeni ve yaşamı üzerinde ne kadar özerkliği vardır? Yazar, tüm bu sorulara kişisel özerklik eksenindecevaparamaktadır. \ A /• II /"> I • Sibel Inceoğlu Vvıtold Gombrowıcz BAKAKAI EdebiyaVÇev Ece Korkut l Wo/o iajfl/fo H / Ferdydurke, Pomografive Atlantik Ötesfnden sonra, Bakakai' ile Gombrowicz'in kışkırtıcı kalemi, bir kez daha okuruyla buluşuyor. Ülkesi Polonya'da yapıtlarının yasaklanması ve sürgün yaşamı, Gombrovvicz'i Sartre'dan daha karamsar bir varoluş hesaplaşmasına itmışti. Kalıplaşmış davranışlar, alegorik bir anlayışla sorguladığı toplumsal töreler, gerçekçi bir anlatımla dile getırdiği çağdaş kültürlerin çelişkileri, kendisinin de belırttıği gibi "kapalı alanlar" içinde bireyin özgerçeğini yok etmiştir. Bakakafde, biçıme indirgenmiş ve hiçbir zaman olgunlaşamamış çağdaş bireyin bunalımları üzerine bir çeşitlemedir: Gerçeküstücü izler de taşıyan bu öykülerde, insanın kendisi olmadığını, karşılıklı etkileşim içinde birbirini yarattığını, ama her şeyin bir pamuk ıpliğine bağlı olduğunu groteski ve saçmayı öne çıkararak sergilemekte; kapalı alan kavrammı uç noktasına vardırarak bütün ilişkileri aşırı kodlanmış mikroevrenlere dönüştürdüğü öykülerde, özgünlük düşlerinin erişilmezliğini alaycı bir anlayışla dile getırmekte; toplumsal değerlerin temelsizliğini nihilist bir anlayışla yüzümüze vurmaktadır. Savaşın akıl dışı şiddetiyle erotizmin şiddetinin buluşmasını anlatan bu öyküler, ahlâki değerlere bağlı tabularımızın ne denli dayanaksız olduğunu şaşırtıcı biçimde gözler önüne sermektedir. Bakakai, anlatımındaki olağanüstü tadı ve incelikli kurgusuyla, çağdaş öykü türünün başarılı örnekleri arasında yer almaktadır. Yurtseverlilc ve Milliyetçilik Uzerine Bir Deneme İnceleme/Çev Abdullah Yılmaz VATAN ASKI AYUNT1 Maurizio Viroli YENİ ADRES: Ayrıntı Yayınları Dizdariye Çeşmesi Sk. No. 23/1 34400 Çemberlitaş/İstanbul