Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
A Y R I N T I L O N E M L I D I R Yurflaflığın Yvktelişi ve Çöküşii İnceleme/Çev.: Burak Özyalçın KENTSİZ KENTLEŞME Murray Bookchin Bugün, insan ilişkilerinin ayrışmaya başladığı bir dünyada yaşıyoruz. Akıl bedenin, duşünce maddenin, birey topluluğun, kent kuşakları kentlerin, kentler kırsal kesimin, insanlık ise "vahşi ve yola getirilmesi güç" olarak görülen doğanın karşısında yer alıyor. Böylesi "yoksun" bir noktaya evrilmemizde en büyük pay sahibi olan ulusdevlet ise artık totaliter bir karaktere bürünmüş durumda. Potitika, kentsel ve katılımcı özünden kopartılıp "devlefe indirgenmiş, yurttaşlar vergi mükellefi birer "seçmen"e dönüştürülerek etkisizleştirilmiştır. Toplumsal sorunlarda söz sahibi olan bir zamanların aktif yurttaşı, giderek eylemsizleşmiş, düşünsel becerileri azalmış, umursamazlığı artmış; bütün etkinliğini alışveriş, moda, dış görünüş ve kariyer gibi alanlarda göstermeye başlamıştır. Ne devletin ne de onun doğrudan uzantısı olan politik partilerin halkla "doğrudan" bağı vardır artık. Demokrasi kavramının doğuşu ve gelişimine sahne olan kentler, ulusdevletin yarattığı "kentleşme" denen süreçte homojen, mekanik ve kâr hırsının her şeyin önüne geçtıği bir pazar haline gelmiştir. Murray Bookchin, Kentsiz Kentleşme'öe, Çatalhöyük'teki toplumsal hayatın katılımcı boyutundan Antik Yunan pofe'lerindeki yurttaşlık bılincine, Paris Komünü'nden New England'daki kasaba meclislerine kadar kentin ve yurttaşlık kavramının tarihsel gelişımıni inceleyerek ulusdevletin insanlık tahhindeki tahrıpkâr yanlarına dikkat çekiyor. Doğal hayatı ve insani toplulukları yok ederek ulusdevleti güçlendiren kentleşme anlayışlarına karşı bir yerel yönetim programını tartışmaya açıyor. Bookchın'e göre yerel yönetim özgürlüğü, politik özgürlüğün tabanını, politik özgürlük ise bireysel özgüriüğün tabanını oluşturur; özgür, elınde kendi kaderini tayin etme hakkı bulunan ve etkin yurttaşlar etrafında yapılandırılmış yeni bir katılımcı politikanın inşası tümüyle buna bağlıdır. Inceleme/Yazar tarafındangenişletilmiş üçüncü bastmdan Ertuğrul YONTEME KARŞI Paul Feyerabend Başer çevirmiştir Feyerabend ölümüne iki yıl kala gözden geçirip ekleme ve çıkarmalar yaparak altına yeniden imza attığı bu önemlı kitabında bilimi sorguluyor. Sarsıcı, hatta yıkıcı sorular bunlar. Dünyayı anlama ve anlamlandırma biçimlerinden biri olan bilimin, modernızmle bırlikte oturduğü iktidar koltuğunu tartışıyor. Bilim tek yol mudur? Batı biliminin henüz tam olarak nüfuz etmediği kültürler ve zamanlarda yaşayanlar, hayatın önlerine koyduğu sorunları aşıp ayakta kalmamışlar mıydı? Daha sonra da kalamazlar mıydı? Bilimi "Bilim" yapan, yani bilimin söylediğini tek doğru derecesine yükselten, bunun böyle olduğuna bizi ikna eden nedir? Akla yatkınlığı mı? Deneyle ispatlanabilir olması mı? "iyi" sonuçlar alması mı? Insanların zihinlerinden başlayıp eğitim kurumlarında, üniversitelerde kurduğu hegemonya ve bütçeden kendisine ayrılan paylardaki ağırlığıyla rakipsizliğini pekiştiren bilim, kamuyu ilgilendiren uygulamalarında bile kimseye hesap vermeyen despot tavrını sürdürmeli midir? Konunun uzmanı olmayanların hiçbir söz hakkının olmadığı yerde demokrasiden söz edilebilir mi? Dığer bilme biçimlerini elinin tersiyle bir kenara atan bilim, kendı dışından gelebilecek taze kandan da yoksun kalmaz mı? Feyerabend, en emin olduğumuz, sorgulamadan kabul ettiğimiz, üzerine koca bir zihniyet dünyası kurduğumuz şeyleri çok temelden sabote ediyor. Bilimsel üretim yapanlar ve bilimle herhangi bir düzeyde ilgilenenler bu bilgi anarşistinin kucağımıza bıraktığı sorulardan kaçamazlar. AĞAÇKAKAN Tom Robbins'in daha önce yayınlarımız arasında çıkan ve büyük begeni toplayan Paıiümün Dansı ve Dur Bir Mola Ver adlı romanlarından sonra bir başka kitabını daha sunuyoruz: Ağaçkakan. Yine oyuncul, uçarı ve bilge... Bir Camel paketine bakarak neler söyleyebilirsiniz? Âşık değilseniz, o da her nesne kadar anlamsızdır. Ama, "azılı" bir bombacı aklınızı başınızdan almışsa ve aylarca Camel paketi dışında hiçbir şey "okumamışsanız", siz de Prenses LeighCheri gibi kâinatın sırlarını çözebilirsiniz belki. Ağaçkakan, sıradışı kahramanların yaşadığı tutkulu bir aşk hikâyesi... Tahttan sürülmüş bir kraliyet ailesinin Prenses kızı ile göğsüne bantlanmış dinamit lokumlarıyla dolaşan meşhur bombacı Bernard, namı diğer Ağaçkakan, Hawaii'de karşılaşırlar. Ağaçkakan bir kanun kaçağıdır ama sıradan bir suçlu değıldır, şerefli bir davası ve saygı değer bir felsefesi vardır. Prenses ise seksin "arsız" çağrısına doğru dört nala koşturan soylu vücudunu ıslah etmeye karar vermiştir. Yüksek toplumsal ve çevresel duyarhlığı Ağaçkakan'ın romantik bireyciliğine toslayınca, Prenses bambaşka bir davanın peşinden koşmaya başlayacaktır: Aşk... Aşk bazen gelir, ama sonra geldığı gibi gıder. Robbins'in hınzır, dalgacı, hiperaktif dünyasında renkli ve hareketli bir aşk turu atarken, ezeli bir soruya cevap bulma arayışında Prenses ile Ağaçkakan'a eşlik ediyoruz: Aşkı kalıcı kılmanın yolu nedir? Bu arayış sırasında, piramitler, kızıl saçlılar, uzaylılar, Ay'ın ve Güneş'in misyonu ve tabii Camel paketi arasındakı esrarlı ilişkileri keşfetmek de onlara kısmet olacaktır. Robbins aşkı mı 1i"ye alıyor, yoksa aşk karşısındaki çaresizliğimizi mi? Kendiniz karar verin. EdebiyaVÇev.: Fatma Taşkent Tom Robbins SON SÜRGÜN Kara Aynntı/Roman/Çev. • Mustafa Balel Dragan Babiç Son Sürgun, bambaşka bir hayatı, mevcut düzenı ve onun tüm değerlerini reddetmiş olanların dünyasını anlatıyor. Gizemli, zengin ve ahlâklı uygarlıktan vazgeçenlerin, gönüllü olarak "sürgün"ü, "yeraltrnı seçenlerin hayatına "içerden" bakıyor. "Yarın"ı olmayan bir dünyadır onlarınki... Karınlarını doyurmak için çalmaktan çekinmezler, uyuşturucuyu severler, sekse bağımlılık derecesinde düşkündürler, arkadaşlıktan ise hâlâ vazgeçmemişlerdir... Dragan Babic, toplumun içinde yaşamaktansa uçurumun kenarında seksek oynamayı seçen "antikahramanlar" aracılığıyla uygarlığımıza ayna tutuyor... Puslu, lekeli ve kana bulaşmış bir ayna... OZGUR BİR TOPLUMDA BİLİM İnceleme/Çev.: Ahmet Kardam Paul Feyerabend AYUNT1 ÎÖYİLİ YENİ ADRES: Ayrıntı Yayınları Dizdariye Çeşmesi Sk. No. 23/1 34400 Çemberlitaş/İstanbul