25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

ıtrın I ürkiye ve I ınıiNa ılıı Gazclcci Kimliği SoruııuÂ<« leda Yiici'doğan/tstıinhul Vniversilesı J/c/ı)ım l'akiil IcsiYaytnı/ 110 s Elimizdeki çalışma bir tez çalışma Türkiye ve sından yola çıkılarak hazırlanmış. Çağımızda yaşanılan Basın ve GaFransa'da zeteci llişkisi, var olan hııkuki ve Gazeteci etik çetçevede ele alınarak bir gazeteci kimliği oluşturulmaya çalışıKimliği lıyor kitapta. Araştırmanın F'ransa Sorunu ile karşılaştırmalı olarak yiirütül mesinin amacı ise diğer alanlarda olduğu gibi basın alanında da Fransa ile olan yakın ilişkiler ve İlk Basın Yasası'nın Fransız Basın Yasası'ndan esinlenmiş olması. Bu amaçla çalışmanın ilk bölümünde Türkiye ve Fransa'da basının gelişimi ana çizgilcriyle ele alınmış. Buradaki amaç güniimüzde yürürlükte olan yasal metinlere ışık tutmaktır. îkinci bölümde ise her iki iilke yasalarının gazetcciyc gerirdiği yü kümlülükler ve bu yükümlülüklerin mesleki kimlik açısından önemi ele ahnıyor. Üçüncü bölümde ise ga zetccinin mesleki kimliğini oluşturmasında bir diğer etmen olan etiksel değerler ve Basın Meslek Ilkeleri Fransa ve Türkiye açısından irdelcnmiş. Bu bölümde etiksel değerler, Basın Ahlak Ilkeleri ve Basın Meslek Ilkeleri ile sınırlandırılmış. Sonuç bölümünde, bu üç böliimün ışığı altında, iki iilke açısından bir gazeteci kimliği saptaması yapılmaya çalışılmış. Radyo Teknikleri/Orta£ Kıtap/Ortük Çcviri/lslaııbııl \)nivcr\itc\ı 1lett^inı lcikiiltesi Yayınt/SO.s. Teknolojik olarak çağınıızın en es kı iletişim araçlarından biri olan Radyo'nun günümüzde yararlan dığı teknikleri, radyo haberciliğini ve radyoda röportajı ele alan yapıt bu tenıel konuların ışığında üç ana bölümden oluşmuş. İlk kitapçıkta Kadyo'da I Iabeı konusu, bu bağlamda radyo haberinin özellikleri ele alınmakta. Îkinci kitapçık radyo istasyonu yöneticileri için ele alınmış. Amacı, radyo yayınlarını ilgilendiren teknik konuları içeren bir elkita bı görevi görmek. [Jçüncü kitapçık ise Radyo'tla rö portaj vc yuvarlak masa toplantısını ele almakta. ler) onda bu araijtırnu ısiegını dahada korukler... .Saramago, son romanı olan "Bütün lsimler'de şölıret olgusunu yalnız ve silik bir roınan kahramanının araştırmacılığında lelseii bir baküjla iıdelerken, isimlerin gizemine evrensel bir yorum getiriyoı: Yazar, "bu gizem insanların ortak suskunluğundadır" diyor. Güneydoğu'dan Öyküler Tl/Hakan V.vrcnul/Umit Yaxtnaltk/l')l \. Hakan Evrensel 1%7'dc Ankaıa'da doğdu. "Büyüyüncc ne olacaksın" diye soranlara, "Asker olacağım" dedi. Oldu. " ü zaman en iyisi!" diye; zor ne varsa onıı yapmaya çalıştı. Cîüney doğu'ya gitti. Bu kcz "Bir yerlerde bir yanlış var. Ama nerede" diye sormaya başladı. Yanlışın ne olduğunu, ordu içindc bulamayacağıııı anlayınca, çok sevdiği askerlik mesleğinden kendi isteği ile ayııldı. Cjazetecilik yapmaya başladı. Doğruyu ararken, "CJüneydoğuVlan Oyküler" ortaya çıktı. Kültür ve Emperyalizm//Tt///Mn/ W Sanl/Çeviren. Nccıııiyc Alpay/Hıl Yayın/ 540 \. Batı emperyalizminin on dokııKilltur v* zuncu yüzyılda ve yirminei yüzydın başlarında ula^tığı olağanüstü etki alanı, siyasal tarihin en şaşırtıci olgularından biıidiı. (^ryanralizm'in derin bir ilgiyle karşılanan yazarı F.dvvard W Said, Batı geleneği kapsamındaki (ionrad'm Karanlığın Yüreği, Auslen'ın Manslield Park/Umut Farkı ve Verdi'nin Aida adlı yapıtları ıla içindeolmak üzere bazı ba^yapıtlar üstü ne şaşırtıci vc özgün yorumlarında, kültürle politi kanın, top, tiifek vc askerden başka şeyler içeren ve gerek tahakkiim edcnlerin gerekse cdilenlerin kcndilerinc, imgelerine, giderek imgelemlerine kadar uzanan bir egemenlik sistemini üretmek üzcre bilerek vc bilmeyerek nasıl işbirliği içinde olduğunu gösteriyor. Bu işbirliğinin vcrdiği sonuç, Avrupalıların yalnızca tahakkiim hakları değil, talıakküm yükümlülüklerinde bıılundugu savına dayaııan bir ba kış açısı oimuştur. F',dward W. Said'in ortaya koyduğu ana tcz, Batılı emperyal güçlcrin her zaman dire nişle karşılaştığı olgıısudıır. Said, sömürgccilerle sö mürgeleştirilenlerin bir arada yaşayıp birbiriyle savaştığı kültür alanlannın karşıİıklı bağımlılığını ineelemekte ve Fanon, (1 L. R. Jamcs, Yeats, Chinua Achebe ve Salman Rüşdi gibi yazarlardaki "muhalefet" anlatılarının izini sürüyor. Edward W. Said, günümüzün "sömürgecilik sonrası" dünyasında kültürün ve ulıısal kimliğin tekil, katışıksız bütünlükler olduğu tezinc karşı çıkmakta ve imparatorluğun "biz ve onlar"ını parçalarına ayırarak, bu gibi sinsi emperyalist varsayımların, Körfez Savaşı'nın medyada veriliş tarzından okullardaki tarih ve edebiyat öğretimine kadar Batı politika ve kültürlcrini nasıl etkilediğini gösteriyor. Okul Yuvası//<we Rohınd Mcirlin/Çeviren: Yüccl l d ş Yuyınldn/24^ s. Cıeçmişin reform hareketlerinden seçici alıntılar yapan ve bunları bugiinün ebeveynleri ve çocukların temel gereksinmelcriyle ilişkilendiren Jane Roland Martin, günümüzün gerçeklerine duyarh bir eğitim felsefesi sıınuyor. Giderek daha fazla sa yıda ebeveyn, çalışan kesime kaııldığından, ev ortamının eğitim vc çocuk gclisjmindeki tarihsel rolü önemli ölçüde azalmıştır. Sonuç olarak, Martin okul ile ev arasındaki engellerin kaldırılmasını savunmakta. tki Ateş Arasınâsk/Abmel Hamdi Tanpınar/tyi Şeyler Yayınctlık/ H6s. "İki Atcş Arasında" adlı yapıtta, istiklal Savaşı'ndan hemen önceki yıllarda, Anadolu'da başlayan anti emperyalist savaşa Istanbul'dan destek ya da köstek olanların yanı sıra, Nasır Paşa gibi kararsız kalanların durumları da hikaye ediliyor. Senaryoda yer alan karakterler kimi zaman en in ce ayrıntılarıyla işlenirken, kimi zaman da bir fırça darbesi ile anlatılıyor. İnsan Felsefesi ÇaIışmaları/(i/«^ Nutku/Bulut Yayın ları/160s. "Jnsanın olanaklarını ve olanaksızlıklarını özgürce tartıştığı çağlar, en biiyük düşünce başarılarını ortaya koyduğu çağlardır da: Artika felsefesi, Renaissance hümanizmi, Yeniçağ aydınlanması ve yüzyılımızda yeşeren insan haîdarı bilinci çağlara damgalannı basmışlardır. Insanın temel varoluş sorunları onun paradoksal varlığını ortaya koyarlar ve her çağda yeni görünümler alırlar. İnsan lelsefesinin görevi bunlan incclemek ve tarihselliği kültürlerin en olumlu, en güzcl düşünee mirasıyla devşirerek geleceğe taşımaktır. Bu görev her yerde, her zaman, her koşulda insanın çelişkilcri içinden kendini yeniden kurmakla yükümlü olduğunu başlangıç ilkesi sayar. Günümüzde lelsefe başka türlü anlam kazanamaz..." diyor Uluğ Nutku. Uluğ Nutku Çağdaş Tiirk Edebiyatı Oykii Anto\o'\'tsi/Hazırlaydn. Mctin Cclal/Bulut Yayınları/C.ih I: 202 s. ; Ciltll 255,. Cumhuriyetin ilanından giinümüzc kadar, Türk ıılebiyatında önemli yeri olan 50 yazarımızın öykülcrinden seçilıniş, ilköğretim okulları ve lisclerde okuyan öğrcncilcrc kaynak bir kitap olmasını amaçlan bu antoloji ile gençlerin, çocuklarm öykü ile tanışmaları amaçlanııuş. İki ciltten oluşaıı bu yapıtın birinei cildinde, (lumhuriyetin ilanından 1950'li yıllara kadar yazılmış öykülere yer verilmiş. îkinci ciltte ise, 1950'li yıllardan güniimüze kadar yazılmış öyküler yer alıyor. Metin Celal tarafından hazırlanan bu antoloji derslcrde yardımcı olabilecek, kaynak niteliğinde bir kitap. Çetenistan/G/« Ozan/Berfin Yayınları/127 s. "... Spiker, aynen şöylc diyordu: 'Sayın seyirciler, bugün sizc çok acı bir haberimiz var. Ülkemizin en iinlü araştırmacılarından gazeteci yazar Gazi Niyazi, bugün sabah saat 10.00 sularında işe git mek üzere evindcn çıkarken; kimliği belirsiz, silahlı üç kişi tarafından vurularak öldürüldü. Görgü tanıklarının iladelerine göre silahlı kişiler, olaydan hemen sonra az ileride kendilerini bckleyen beyaz bir Rcno'ya binerek uzaklaştılar. Ilepimizin başı sağ olsun.' Kahveyc sanki bomba düşmüştü. Kimsede en ufak bir hareket yoktu. Dcminden beri bülbiil gibi ötenler, şiındi bülbülün dut yemişine dönmiişlerdi. Şok atlatıldıktan sonra kahvenin sahibi: 'Bu iş, büyük iş arkadaş..." dedi. 'Bunu yüzde yüz Başbakanlığa, ay yani Başçetenliğe bağlı çetcler yapmıştır.' Garson: 'Haklısın patron' dedi. Sonra da hareketli bir şekilde dcvam ctti: 'Yarından tezi yok, bu devletin adınııı Çeçenistan olarak değiştirilmesi için mahkenıeye başvuracağım.' Patron, güldü: 'Çeçenistan zaten var oğlum.' Garson, mahçup bir iradeyle: 'Yaa, pardon...' deciı. 'Dilim sürçtü. Çeçenistan dcğil; Çetenistan, Çetenistan...' Patron: '} lah, şitndi oldu' dedi. Kahvedekiler, hep birlikte onayladılar: 'üldu oldu, tam oldu." gibi anekdotlar yer alıyor Can üzan'ın kitabında. Çıkın/Cd« Ozan/Berfin Yaytnları/126 f . Elimizdeki kitap Çiller fıkralarından oluşuyor, bazıla ' SAYFA 21 BASIN SÖZLÜİ Basın Sözlüfeü/hlanbul Ümversh Ivsi Ilctı^vn Yakültcsi Yayını/252 v Toplumsal iletişimin en önemli ve eski örneği olan basının çağımızdaki hızlı ve sınır tanmıayan teknolojik gelişiminden ve değişinıin den yola çıkarak, basın alanındaki gereksinimi kanjilamaya yönelik hazırlanan, yeni ve eski çeşitli terimleri içindc barındıran bu sözlük 252 sayladan oluşmakta. Ayrıca sözlükte terimlerin ingilizce, l'ransızea, Almanca karşılıkları olan dizin de bulunuyor. Bu sözlük, basın alanına giren yeni terimler ve halen kullanımda olan eski terimleri gerek basın alanında çalışan gerek bu alana ilgi duyan kişilerin kullanımına sunuyor. Biitün lsimler//<w Snramago/Ç.t'iu rcn: Scrdar Çclık/Cîcndaş Yayınları/2S0 .». Romanm kahramanı Don |ose Niifııs Kayıt Metkez Arsivi'nde me mıırdur. ( îazete ve dergileıden bir rakım kişıler hakkında ya/.ılnu^ ya zılar, fotoğraflar toplayarak tııhal bir koleksiyon yapmaktadır. Bu ko leksiyonda iinlii kisiler olduğu gibi, ölüm ilanlarıntlan derlediği sıradan insanlar da vardır. Don Jose bir gün bu insanlara ait bazı bilgilerin kaybolduğunu laık eder ve arsivden araşrırmaya başlar. Arsivden yanlışlıkla sıradan bir kadının dosyasını alır ve onun lıayatının peşine düşer. Kadınla kendisi arasındaki farklar (belki de benzerlik CUMHURİYET KİTAP SAYI 469 jKul Vuvasi
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear