Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
ZEYNEPALİYE cthi Naci'nin vurguladığı gibi, elcştirmenlik 'Piı aşkına yapılacak bir iş' olarak göriılse gerek, DU alanı seçmiş edebiyatçılar, edebiyat dünyamızda sayıca en düşük oranlı kesimi oluştumyor. Ancak eleştiri alanını seçen kadınların erkek eleştirmenlere göre çok daha az sayıda olduğu da bir acı gerçek. Eleştirmenliği seçen kadın sayısının öykü alanını seçen kadın sayısına göre neden bu kadar düşük düzeyde olduğu bir ayn araştırma konusu. Kimilerine göre eleştirinin öncclikle ncsnelliği, araştırmacılığı gereksinmesi kadınların bu kulvara yönelmesinin önündeki en önemli engeller... Bu alanda başmdan bcri anlayışından ödün vermeden yürüyen kadın eleştir menlerimizden Gürsel Aytaç'la Dil Tarih Coğrafya Fakültesi'ndeki tmrosunda edebiyatımız, eleştiri dünyamız, onun eleştiri anlayışı ile yapıtlan üzerinde konuştuk.. Türk cdebiyatıyla ilgili ilk yazıları 1980li yıllarda Yazko Edebiyat ve Milli Kültür dergilerinde yayımlanmış, bugüne dek 10 telif, 15 de edebi çeviri kiraba imzasını atmış, edebiyat tarihi incelcmelcri ve kitap eleştiri yazılan başta Cumhuriyet Kitap, Varlık ve Yayın Yönctmenliğini yürüttüğü Gündoğan Edebiyat dergisi olmak üzere pek çok dergide yayımlanmış olan Cürsel Aytaç özellikle de Alman edcbiyatı üzerine yoğunlaşmasıyla dikkat çekti. Thomas Mann'dan Max Frisch'e, Elisabeth Hauer'den Goethe'ye, Friedrich Dürrenmatt'tan Stefan Zweig'a kadar pek çok inceleme araştırma çalışması yapan, 80'Icrden bu yana da 300'den fazla eleştiri yazısına, edebiyat tarihi incelemelerinc imzasını atan Gürscl Aytaç haklı olarak daen üretken eleştirmenlerimiz ara sında sayılıyor. Gürsel Aytaç'ın biyografisine baktığımızda, Die Glückseligkeit in Wielands "Geschichte Des Agatons" (1971), Thomas Mann'ın "Der Zauberberg" ve "Lotte in Weimar" romanlarındakı kişiliği (1972), 'Romanct Yönüyle Heinrich BöH' (1975), 'Yeni Alman Edebiyatı Tarihi' (19831992) Çağdaş Alman Edebiyatı Tarihi (J9831995), 'Çağdaş Türk Romanları Üzerine tncelemeler (1990), üçcilt olarak hazırladığı Edebiyat Yazıları (90)(91)(95),Gezi Notları Seçkisi, Mektup Seçkisi, 'Karşılaştırmalı Edebiyat Bilimi' gibi çeviri ve araştırma kitaplarının yanı sıra, öykü dünyatnıza yeni bir fidan anlammdaki 'Öykü Seçkisi'ni görüyoruz. F "İyi bir eleştiri için bilgi birikimi ve edebiyat zevki sart ne inanıyor. Ancak, günü üzere, Gürsel Aytaç, FriProf. Dr. Gürsel Aytaç kimi eleştirmenlerimizin, müz edebiyatına balcarak edrich Dürrenmatt'tan edebiyat tarihçilerimizin ısrarla vurguladıkları edebiyatımızın geleceğin Barbara Frischmuth'a, Elenore Dörner'den Steedebiyatımızın hızlı bir çölleşmeye gittiği, tükendiği den umutlandığını söylemektcn de kaçınmıyor. fan Zweig'a, Max savına karşı çıkan akademisyenlerimizin başında Gürsel Aytaç edebiyat Frisch'ten, Elisabeth gelenlerden.. Daha yıllar önce Yazko Edebiyat'ta eleştiri çalışmalannda kalıHauer'e Thomas Mann'a uzanan bir yel yayımlanan bir yazısında,Türk edebiyatının artık Batı cılık amaçlıyor. Bıınu gerçekleştirebilmek içiıı o ede azede, her biri özgün edebiyatının kuyruğunda ya da gölgesinde bir biyat eleştirisinin, öncelikle imlik taşıyan çeviri, inedebiyat olmadığını, bundan kurtulduğunu; söz konusu eseriıı açıklayıcı, celeme, araştırma çalışromancılığımızın Batı edebiyatı ölçüsünde geliştiğini, yorumlayıcı ve değerlendirimalarının yazarı. ci bir incclcmesi olması geEdebiyat biliminde de kimliğini bulduğunu vurgulayan Gürscl Aytaç, rekir!", diyen yazar, kimi uzmanlaşmadan yana oledebiyatımızın geleceğinden de hayli umutlu. edebiyat yapıtlarının eleştirduğunu vurgulayan Gürmenler tarafından, Füsun sel Aytaç, şiiri sevdiğini Akatlı'nın vurguladığı gibi, "Temelleriancak araştırmainceleme alanı olarak yetinemeyecekJerinden ve ufuklarını geni kendilerinde bulmayan türlü kuramnesri seçtiğini söylüyor. Daha çok, 20. nişletmek icin dışa açılmaları yararlı olaları haklı göstermek için başvurulan zoryüzyıl yazarları üzerine inceleme, eleşti cağından edebi çevirilcrin önemi büyiiklama tanıklar olarak kullanıldığı ve bu ri yazıları, kitapları hazırlayan Gürsel tür. (...) Çağdaş Türk edebiyatında kalyapılırken de onların, iç bütünlükleri heAytaç kendisini edebiyat bilimcisi olarak burüstü yazarların Avruna edebiyatını saba katılmaksızın, önceden hazırlanmış görüyor. Biryandan da bir vakanüvist giorijinalinden ya da çevirilerinden iyi tabir çerçeveye sıkıştırılmaya zorlandıklabi yaşayandevinen edebiyatımızın tarinıyan ve yazarlıkları gibi kültür hazinen", görüşüne katıldığını, yazdıklarıyla hini yazmaya çabalıyor. Orneğin 'Çağlerini de onlarla bcslcyen kimseler olkanıthyor. Türk edebiyatında eleştirileri daş Türk Romanları Üzerine Incelemeduğunu hatırlayalım..." Bu sözleriyle, edebiyat bilimcileri yerine sanatçı eleştirler i roman dünyamızı bilimsel ölçütleredebiyatımızdaki polemik konularından menler denilen bir eleştirmen grubunun le irdeleyen bir edebi eleştiri kitabı olabiri olan, 'Edebiyat öncelikle bir ulusal yaptığını, oysa eleştirmenliğin boş zaman rak aynı zamanda edebiyat tarihimizin kültür misyoneri midir, yoksa bütün bir uğraşı sayılamayacak kadar ciddi bir iş yolunu döşeyen bir sıra taşı oluştumyor. insanlık kültürünün mü ürünüdür' tarolduğunu ileri sürüyor. Bunun içinse önVıldız Ecevit'in bu kitapla ilgili şöyle bir tışmasına kendi noktasını koyuyor. Ona celikle akademik çevrelerin günümüz saptaması var: "Bir anlamda güncel göre yuvarlaklaşan ve küçülen dünyada edebiyatına yeterince sahip çıkmaları geolandan tarih yapmak, bilimsel ölçütler her sey birbirini etkiliyorken edebiyatın rektiğini söylüyor. Ayrıca bir cleştirmeçerçevesinde yapılan edebiyat eleştirisietkiıenmemesi gerektiğini düşünmek nin, araştırmacının yalnızca ulusal edenin cn önemli işlcvleri arasındadır." yalnızca bir fantezidir. Ancak bu etkilebiyatın sınırları içinde kalarak, yapıtlan, I Iem güncel olmak, hem tarihi saptanim aynı zamanda etkilemeyi de getirir. dünya ölçeğindeki etkilenimlerinden somak gibi bıçak sırtı bir ppzisyon yakalaAslolan dünya edebiyatıdır. I ler ulusun yutlayaralc başarılı olamayacağını vurguyabiliyor Gürsel Aytaç. Özellikle akade edebiyatını öteki kültürlere açması gelayan Gürsel Aytaç, böyle bir araştırmamisyenlerin böylesi çalışmalara çekimser rekir. Bu anlamda karşılaştırmalı edebicının, metinleri ancak biçem düzleminyaklaştıkları günümüz koşullannda, yat önem kazanır. En az iki dilli olan karde çözebileceğini, bunun da sağlıklı bir Türk edebiyatı açısından umut verici örşılaştırmalı edebiyat bilimi geleceğin araştırma için kesinlikle yeterli olmayaneklerden biri oluyor bu yanıyla. edebiyat bilimidir; ufuk açıcı, nesnel decağını savunuyor. ğerlendirmelere götürücü bir gücü varEdeblyatımczın geleceğl dır. Rcne Vellek'in, 'edebiyat bir sanat Nesnel bir eleştirmen Gürsel Aytaç kimi eleştirmenlerimidalı olarak ulusal üstü konumdadır' göGürsel Aytaç, nesnel bir eleştirmen... zin, edebiyat tarihçilerimizin ısrarla vurrüşünün altını çizerı Gürsel Aytaç, uluEleştirmenin angaje olduğu kurum, göguladıkları edebiyatımızın hızlı bir çölsalcılığa karşı olmak gibi bir durumu herüş olmamalı savından harckct ediyor. leşmeye gittiği, tükendiği savına karşı çıdeflemediğini vurguluyor. Ama sanatın Gerek çevirdiği, gerek üzerine araştırma kan akademisyenlerimizin başında geve edebiyatın niteliği, gücü, yeni dünyayaptığı yazarlar, ürünler bunu gösteriyor. lenlerden.. Daha yıllar öncc Yazko Edelar yaratabilme yeteneği kavranınca büHatta bir tepenin üzerinden bakıyor kibiyat'ta yayımlanan bir yazısında, Türk tün ulusal böbürlenmelerin silineceğinmilerince... Ya da iki sınırın tam ortasın edebiyatının artık Batı edebiyatının kuyden kuşkıı duymuyor. "îştcozamankarda, altına dinamit de konulmuş olabileruğunda ya da gölgesinde bir edebiyat şımıza çıkan insan ve tüm insanlık", dicek bir köprünün üzerinde. Yine kimi olmadığını, bundan kurtulduğunu; roye düşünüyor. Bütün o geçmişin de anlerince bu yüzden 'nesne bir eleştirmen, mancılığımızın Batı edebiyatı ölçüsünde cak ulusal üstü olarak açıklanabileceğiuzlaştırıcı bir konum' biçinıinde değergeliştiğini, kimliğini bulduğunu vurgulendiriliyorken, kimi layan Gürsel Aytaç, çcvreler tarafından da edebiyatımızın geleaynı nedenle ciddi anceğinden de nayli lamda eleştiriliyor. Anumutlu. Son yıllarda cak 'Alman edebiyatı' edebiyatımızda bir üzerine çalışmalannda rönesans yaşandığını sanıyorum aynı nesnellisavunanlardan biri ği göstermiyor Gürsel değilse bile edebiyat Aytaç. Genelde (bunun tarihi, estetik, dilbidışında örnekler de var lim, göstergebilim, kuşkusuz) Nazi Almansanat felsefesi alanınyası taraiından dışlanda çeviriler, telif esermış, II. Dünya Sava ler yayımlanmasını şı'nın çilesini çekmiş yason derccc sevindirizarlara özel bir ilgi duyci, ışıklı gelişmeler duğu seziliyor. olarak değerlendiri yor. Gündoğan YaOna göre yazar, şöyle yınları arasında geçtiya da böyle çağının tanı ğimiz aylarda yayımğıdır. tnsanı ilgilendiren, lanan son kitabı 'Karevrensel diyebileceğinıiz şılaştırmalı Edebiyat konuları işleyen bütün Bilimi'nin arka kapak edebiyatlarda ortak yan yazısında şöyle diyor: larbıılmak mümkündür. Ancak önemli olan, ya "Keza yazarları zarın o tanıklığı yapıtına mız yetişmclerinde ve nasıl yansıttığıdır. Edekendilerini geliştir Cürsel Aytac kimi eleştirmenlerimizin, edebiyat tarihçilerimizin ısrarla vurguladıkları edebivatımızın hızlı bir çölleşmeye glttiği. tükendiği savına karsı çıkan akademisyenlerl biyatın öncelikle dil olamcde milli edebiyatla mlzln başında gelenlerden.. Çahşkan ve üretken bir akademisyenimiz: Prof. Dr. Gürsel Aytaç E Yltimler yumağı Gürsel Aytaç araştırma, inceleme, eleştiri çalışmalarının yanı sıra iyi bir çevirrrten. Ama 'Hcr çtviri biryitimlcryumağıdır' anlayışının tersine, her çeviri yeniden yaratma sürecidir biçiminde yorumlayarak karşımıza çıkan bir çevirmen... Çevrilcn metnin nakkının korunmasının, bir yitimler yumağına dönüşmcmesinin koşulu olarak da çeviriyi, işi edebi çcvirmenlik de olan filologların üstlenmesi gercktigini savunuyor. Bu tavrıyla, aynı zamanda," Iyi bir çevirmen soluğunu yazarın ensesinde hissettirir." görüşünün üzerine parmak basıyor. Çcvirmenliğin, Gürsel Aytaç için aynı zamanda ciddi bir hobi anfamı taşıdığını da biliyoruz. Çeviri yapıtlarının başlıcaları Babil'e Bir Melek Iniyor (81), Goethe Der ki (8692), Geçişler (86), Pembe Avrupahlar (8792), Nemrut Dağında, tlahlar Arasında (8892), Dünya Fikir Mimarları (8991), İnsan Nedir ki (90), Güneşte Gölgenin Yokoluşu (90), Lotte Weimar'da (92), Montaıık (94), Max Frisch'in Gezileri (96), Konularım (96), Büyülü Dağ (98), Kule İnşaatı (1999), Klara'nın Izinde (1999) olmak SAYFA 14 CUMHURİYET KİTAP SAYI 469