25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

yoksul günlerini insanların, alışkanlığı gereği; görürüm zamanın gittiğini daha hızlî ve harir ve ona ilişkin umutlarımın boş ve geçersiz olduğunu. ve dcrim ben düşüncelerime: Çok uzağa gidcmcyiz artık, konuşmak için aşktan, çiınkii bu ağır vc scrt dünyevi aöırlık, tıpkı yeni yağmış kar gibi, erirnektedır ayaklar altında, bulacağız sonunda barışr, son bulacak çünkü onunla umudumuz, onu böylesine uzun bir zaman oyalayan, ve gülümseme, gözyaşı ve korku, öfke: Francesco Petrarca/ Şiirler/ Çeviren: Necdet Adabag Eğer yazılmışsa bu yönde yazım, aşk kapayacaktır bu vaslı gözlerimi" 1304 yilında Arezzo'da doğdu. Daha sonraları Fransa'ya taşınan ailcsiyle birlikte oraya ycrleşen Petrarca hukuk okumaya başladı ve öğrenimini 132026 yılları arasında Bologna'da sürdürdü. Ardından yeniden Avignon'a dönen şair 6 Nisan 1327'de Santa Chiara Kilisesi'nde Laura ile karşılaştı. Laura uzun yıllar sevdiği vc şiirlerinin esin kaynağını oluşturan kadındır. Petrarca özellikle Latin klasiklerini okudu vc Dantc'nin kültürünün tcmclini oluşturan skolastik fclscfenin düşünürlerinden uzak kaldı. Fn büyük yapıtı olan Canzoniere (şarkı, sone, madrigal, balat ve türünde yaklaşık 7500 dizeden oluşan Divan) Laura'ya olan aşkının öyküsiinü anlatır. Öteki yapıtları şunlardır: Trionfi (utkular), De vita solitaria (yalnız yaşam üzerine), De ocio religiosorum (dınsel huzur üzerine), Lettere (mektuplar) ve Africa'dır (Afrika). Africa şaire şairlik tacını giydircn yapıtıdır. Şair 1 374'te Padova yakınlarındaki Arqua'da ödü. Petrarca bir geçiş dönemi yazar/şairi olarak adlandırılabilir. Bir yandan Ortaçağ kültürünün etkisi öte yandan Ilumanist Rönesans kültürün ilk belirtilerinin yaşandığı bir dönemde ürün vcren biri olarak Petrarca'nın yapıtlarında iki kültürün de etkisini görmek olanaklıdır. Her ikisini birlikte götürmck sevdasinda olan Petrarca'nın içsel uyuşmazlığının tcmelinde bu iki kültürün çatışmasının yattığını söylemek olanaklıdır. Buna dayalı olarak dünyevi ve uhrevi yaşam biçimine aynı zamanda yakınlık göstermiş olduğu ve bir yandan dünya işlerine (aşk, ün vd) bağhlığını sürdürürken öte yandan bu tutkularının günah işlemesine yol açtığı gerekçesiyle tövbe etmek istediöi görülmektcdir. Petrarca'nın büyük bir şair, dahası Italyan şiir geleneğinin büyük babası olduğu su götürmez bir gerçektir. Coluccio Salutati 1360'tan önce Nelli'ye yazdığı bir mcktupta Nclli ve arkadaşı Petrarca'nın şiiri yeniden canlandırdığını söyler ve Petrarca'nın Vergilius'tan daha büyük bir şair olduğunu yazar. Boc caccio ise csin perilerini uyandıranın Dante olduğunu, Petrarca'nın ise kendinden sonra gelecekler için esin perilerini eski hallerinc soktuğunu iddia eder. Felsefesinde olduğu gibi dil konusunda da Dante'den ayrılan bir yanı varuır. Dante her iki dilde de Latince ve Italyanca yapıt vermenin gerekliliğine inanıyordu. Değineceği konunun içeriğine ve yöneleceği okurkitlesine göre dilini seçen Dante'den farkîı olarak Petrarca Latince ürün vermeyi yeğlemiştir. iki yapıtının dışında Divan ve Utkular ötekileri Latince'dir. Latince yazmanın yapıtlarına soyluluk ve yücelik kazandıracağını düşünmüştür. Aşağıdaki Şarkı ve Soneler Divan'ından alınmıştır. Insunlar laura'ya olan aşkının ayırdına varmaunlar diyc ycdnızlığı ycgıcmcktedır Nc kı, Aşk onu hıcbir ycr ve zamanda tcrk ctmcz. Sone XXVIII Yalnız vc düşünceliyım bomboş sokaklarda; dolaşır dururum, bas,ıboş. yavas. ve ağır adımlarla; gözlerim dikkatli, çünkü kaçınnak isterim ınsanoğlunun ayak izlcrindcn bedenimi. Yoktur bunun düjinda bir başka ıımarım, saklamak için kcndimi, halkın übtüındeki gözlerinden; bcllidir (,'iinkü içtcn ıçe nasıl yunıp tutıiijtıı^uııı ncşcdcn yoksıın, kupkuru yüzümün göriintiısündcn; Ovlc ki, sanıyorıım, bıliyorlardır artık da^lar, tasjlaı, dcrclcr, ormaıılar VL yaoanıl hayvanlar nc tıir bir yaşam siiıdürdüğiimü, saklı tuttuğum, titizliklc, bir ba!;ka sıtulan; Cîcnc tlc sapmasım liılfiiK'iıı öylciinc ta^lı, tiylcsınc dikcnlı yoll.ıra, Aijk, >»clmesin diyc ardım dan a bcnimlc, bcn oııunla söylcşmektcn uzakta. SAYFA 18 göreccğiz sonunda net bir biçimde insanlann nasıl boşıına sık sık yamlsamalar ardından koştuğunu, ve nasıl sık sık boşuna ıstırap çektiğini. Şarkı XIV Bu şarkıda Pclrarca, İMura'yı gördüfcii ycrlcrc .scslctı mektedir. \jiura nıczarı başına gelıp ağlasın dtye ölmeyı diişünmektedır. Ky bcrıak, serin vc tatlı sular, daldırmıştı o kadın, o güzel bedenini dalgalannız arasına; görmez oldu gözlerim onun dışında bir baslcasını; ey zarif ağaç, (anımsıyorum içim sızlayaıak) seni seçnıişti, dayamak için, güzel sırtını, dayanak olarak; örtmüştü kırları vc çiçcklerin üstiinü zarif giysilcri vc göğüsleriylc, melcklcre (>zgıi; ey kutsal ve dingin hava, senin yarattığın ortamda açmıstı kalbimin kapısını, Aşk, o güzel gözleriyle: ama hcpiniz simdi kulak verin hcp birlikte, benım acı dolu bu cn son sözlerinıe. Eğcr yazılmışsa bu yöndc yazım (yazgı bunu istiyor sanki) Aşk kapayacaktır bu yaşlı gözlerimi, bulunsun yanınızda bir yer bu scfil bedenime, şans eseri; vc dönsün ıuhum uoğduğu eve çıplak; ölüm o zaman daha kolay olacak taşırsam eğer böylcsi bir umudu yüreğimde, giueıken bilinmezliğe açılan cşiğe bırakaınaz yoksa yorgun ruhum acı çekmiş etiıni ve kemiğimi daha durgıın bir Iimana ve daha dingin bir çukura bundan başka. Kim bilir bclki bir gün dönecektir tanıdığı bu ortama, acımasız kadın, çevirecektir ışıl ışıl yanan gözlerini arzulu; tıpkı o aziz günkü gibi, beni ilk lcez gördüğü o noktaya Eyvah! toprağa dönüşmüş bulacaktır mezar taşları arasında beni; koyulacaktır içten içe aölamaya bir acıına duy^usuyla; Aşk'ın neden olduğu; öylekı tatlı tatlı yakaracaktır tannya, beni bağışlasın uiye, sÜerken gözlerini yüzündeki peçcsiyle. Güzel dallardan iniyordu (sevg^iyle anımsıyorum) üzerine çiçek yağmuru; oturuyordu o güzel kadın kurumsuz davranışıyla, tüm görkemine karşın; kaplamıştı tüm bedenini başından ayağına aşk bulutu: düşüyordu çiçeklerden kimileri eteğine kimilcri takılıyordu sapsarı saçlarına: altın sarısı vc inci tanesini andırıyordu. o gün baktığınızda; kimileri toprağa, kimilcri karışıyordu dalgalara ve kimilcri uçuşuyorken havada bunların sahibı Aşk'tır diyordu. Kim bilir kaç kez korku ve şaşkınlıkla dedim kendı kendime ü , mutlaka cennette doğdıı! CJeçmişim kendimden, uzak bırakmışlar beni yaşadığım gcrçekten o soylu davranışı, iladcsi, sözleıı ve tatlı güİüşü, öyle ki durmadan yineliyordum içimden Nasıl gcldim ben buralara vc nc zaman.'göklcrdc oltlıığumu diişünüyor, olduğum yerde değil. C) gün bugündür hoşlanırım bu yerlcrdcn, bulamam başka bir yerde huzur. Sone XXIV Laura'ntn ruhu bedeninden ayrılınca göklerin en yiiksek katına çıkacaklır. Bu incelikli ruh aynlıyor aramızdan zamanından önce rağrılmış öbür dünyaya, eğer yukanda ağırlanırsa ccrcktigi kadar, cn mutlu köşesindc ycr bulacaktır kcndisiııe göklerin; cj£er düşerse ücüncü eczcgen ile Mars arasına, güneşin ışığı gölgcdc kalacaktır, ve sonsuz güzellığini izlcmck için ruhlar, ona değcr, etrafında halka (ilacaklardır. cğcr bulursa güncijin evinin altında ycr üç gezegendcn her biri daha az ondan güzcl, yalnızca onun adi ve ünii anılacaktır. oturmaz o bcşinci gökte; ama daha da yükseklerc uçacak nlursa, Zeus'u ve dahası gittiği her yerde, kesinliklc, bulduğu yıldızı gölgedc bırakacaktır. Sone XXV A$ha th^hııı dü^üıiLclcri aııcak öli'mcc \on bulacaktır. Şaıkım, kcntlıni yctkın gorıivorsan cğer yctcriııcc, çıkaısin şımcfi bu ormandan, yürcklilik gösterip, iıısan içinc. Bcn yaklaştıkça gidcrek cn uzaktaki güne, daraltır CUMHURİYET KİTAP SAYI 469
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear