Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
sının bildik ağırlığında, kısa süreli hayallerini zemherinin savurduğu bir adamdır baba. Çalkantılı yoksulluğun babalı mutluluğu. "Sapan", "Neşe ve Yara", "Borç", "Ayna TepsiDuvar","SararmışAskerler","Sitem", "Bilet" ve "Bu şiirler"de geçmişin nabzı atar. "türkülcrlc vurur özlcmlcrini/scvdasını tabakadan sarardı/bir ayıngacı dikkativle/kız saçına benzer/bir tütün müydü yalctığı/tütüne benzer bir kız saçı mıydı yüreğini yakan" (s.80) dua gibidir sevince/yokJuklannda onlar için bu şiirler/kim gider kim kalır bugünden sonra belki de ölümden cayıp gelirler" (s.90) "Konuş Benimle" (6) 1998'in ortalarında Karakuş'un son yapıtı olarak elimize geçtiğinde, bir solukta okurluğunun yanınaa arrık sesini, bileşimini bulmuş bir şairin düzeyini de gösterir, olgunluğunu da yansıtır. U sonsuz serüvenin okuru buyüleyen cizemindc; yaklaşıldıkça uzaklaşan, ardında şiir tadında rüzgârlar bırakan, adı belki tüm adların, tüm sevgilerin toplamı gibi duran, uğruna ölünebilır ışıklı bir şiir topu göze çar•ar. Görmiiş geçirmiş, dengeli bir yalnızlıka la yasamı kanatırcasına yaşayan farkındalı;ı, aşkla kotarılan nice karmaşık açmazların irden çözülen gizi, yahnlığı onundur artık. Bu yüzdcn scvgilinin ulaşılmazlığı bir tatlı yakınmadır şiirinde: "anladım/ben/yufka yürekli bir roman kahramanıyım/senin satırlarınla yürüyorum/iJk sayfalardan bcri/beni yerlere seren/senin öykünmüş meğer" (Kimlik, s.64) Doğrusu, 1970'lcrin bclgicibildiricibenzerliğinden, kendini damıtarakböyle bir düzeyeerişmek, ilkin bilinçli bir yönelişin sonra da şiiriıı poelikasına ilişkin verilen emeklerin ürünü olsa gcrek. Kim ne dcrsc dcsin, Hidayct Karakuş'un şiiri, içindeki scs düzeniyle aklı başında bir Iirizmi yansıtıyor. Kitabın en özlü şiiri, "Şimdi Ölme Anne"de; ölümlere karışan bir anneııin fotoğ raf arkası suskunluğu ile kızının yanlış yaşanmışlığının yakarıları dokıınaklı bir söyıem oluşturıır. F.rtelenmiş düşlerini ülkesinin politik çalkantılarmda alabildiğine savuran gençliğin özelcştirisi gizlidir bu şiirde. "gün lerin mavi saydanılığını/kurşun izlerinde yitiriyorum" uiycn yorgun bir gcnçliğin yanlışlarının doğrulanması için içtenlikli birinın konuşması gorckmektedir. "karamsar değiliın aıınc/yalnız gerçekmişim gibi/ara sıra burnumun dircği sızLyor iki serçe bir dalda sevişirkcn/hcpsi bu/hepsi bir nayal perdesinden gcçen gerçeklik korkusu"(s.l01) Karakuş'un şiiri için söyleyeceklerimizin clcştircl toplamı, bir solukta değinilip geçilen bir yazının boyutlarına sığmaz. 70'Ii yılların tozıı dıımanı arasuıda şiiriyle sıyrılıp gidcn ender şairlcrimizdcn biridir Karakuş. Kanadı şiire değeıı anaç bir kuşun sıcaklığıyla sarmalar bizi. Yüzü dünyaya dönük, ıımarsız, aldırışsız insanı alıp bir yerlere getiren; aşkı, sevgiyi, insancıllığı, paylaşımcılığı, kronoJojik bir duruş ötesinde sürekli gündcmc taşır; doğurgan bir şiirin üretkeniiğiyle yapar bunu. Bunu yaparkcn de arıduru dilinden, aydın tavrından kesinlikle ödiin vermeyen özelliği ilk bakışta gözeçarpar. Aldanışlardan, ihanetlerden geçmis, şi ir ateşle sınanmıştır çiinkü. "adı aşk ofmasın/aşınıyor durmadan sözcüklcr" dcmesi, basitliğin, gelir geçerliğin çeperini çoktan yırtmış olduğunu göstermiyor mu? Çocukların dfinvasında ERAY KARINCA avada coşkuyla, renk renk, kıpır kıpır süzülen balonlar hangi çocugun ilgisini çekınez ki? Bir de bu balonların birbirleriyle çeliştiklerini, çocukların beğenisini kazanmak için uğraştıklarını düşünün, alın size rengârenk bir dünya. Hidayet Karakuş, yayımlanan ilk çocuk kitabı" Al Yanaklı Mavi Balon"da çocukJarı işte böylc bir dünyaya çekiyor. Kitabın temel izleği olan özgürlük tutkusu ve kendini aşma çabası, Ricnard Bach'ın "Martı"sıyla benzer tadlar çağrıştırmakta. Bunun yanında insana özgü yıkıcı duygular, başka evrenscl izlekler de ustaca kullanıJmış. Sistem ya da çoğunluk tarafından dayatılana karşı çıkana, aykırı olana; örneklemek gerekirse, Martı Jonathan gibi göklerde hız sınırını aşmak ya da AlyanakL Mavi BaJon gibi uçmak isteyene duyulan tepki bunlardan binsi. Kabaca kıskançlık belki. Mor Balon ile Şişman Sarı Balon un; Alyanaklı'nın önünü, onun çocuklarca görülmesini engcllcmek için kapatmaları; ipine dolanıp kısalttıktan sonra esmer balonun ona sürtünerek çirkinleştirmeye çalışması; günlük yaşamda herkesin başına gelebilecek şeyler dcgli mi? Aına beceri, karşı koyma giicünü icindc diri tııtup günü geldigindc, rüzgârını nulduğunda, " Aiyanaklı Mavi Balon gibi her şeyi göze alarak göğe yükselebilmckte, bulutlarla koşabilmekte saklı kuş kusuz. "Anne Tavşan yavrularına her gün tembih edermiş; 'Sakın dışarı çıkmayın. Avcılar var. Avcılnrın tazıları var. Kapınızı sıkı sıkı ürtiin, beni bekleyin', dermiş. Bir gün yuvasına döndüğünde yavrularının hepsini dısarıda bulmuş. Çok kızmış. Yavrularına çıkışmış: 'Beni neden dinlemezsiniz? Biraz önce avcı burada dolaşıyordu. Çok hızlı koşan bir de tazısı var. Hiçbiriniz elinden kurtulamazsınız, hepinizi yakalar.' Tavşamn yavrulan hepsi birden haykırmışlar: 'Yakalayamaz!' Tavşan, yavrularının yanıtına çok şaşırmış? 'Neden yakalayamazmış!' diye sormuş. Yanıt yine hepsinden gelmiş: 'Tazı, avcı için koşuyor, biz kendimiz için koşuyoruz da ondan.' (s.5253)" H Hldayet Karaku$. Çınarlı Meslek Llsesinde öflrenclsl Türkçe öğretmenl Rezzan Hanım'la yorlar. Bitişik komşu da müzik setini yine sonuna değin açtı. Bütün sokak diskoya döndü sanki. ... Günün bir vaktinde çöpçüler gürültülerle çöp topluyorlar. Bidonların tangırtısı sokağa kaplıyor. Korkudan sıçrıyorum. Başka yolu yok mu bu işlerin ?" (Bilgisayar Amca, s.94,95) Sahi, çöp toplamanın ya da işlcrı başka insanları incitmeden, rahatsız etmeden yapmanın başka yolu yok mu?.. El yordamıyla mı ögreniyomz dünyayı?.. Her iki kitapta da temiz, uygar, insanca yaşamak özleminin doğrudan dılegetirildigi satırlar bunlarla sınırlı dcöil kuşkusuz. Bclediyelerin çöp toplamaktaki özensizliklerineyine MorGezegenli Kuşgen'in ağzından dalıa üııceki sayfalarda da değinilmek te: "... Tam verime oturacakken sokaktan motor gürültüleri geldi. Bir adam 'hoop' dedi. Balkona koştum. Çöpçüler öğle sıcağında bidonları boşaltıyorlardı. Pis bir koku yayıldı ortalığa." (Bilgisavar Amca, s.13). Bu satırların, gelcceğin belediye başkanlarını, yöncticilcrini, böylesi sorunlara çözüm bulmaya yöneltecegini umalım. "Dedem Çocuk Oldu" olaylann, Bülent ve Levent'in dedelerinin çocukluga özenmesi; torunlarıyla birlikteokula gitmek, futbol oynamak, evde hayvan beslemek istemesi çerçcvesindcgcliştiği, güldürürken düşündürmeyi hederleyen bir kitap. Köyünü özleyen, alışılmış kaııpları yaşamak istemeyen dedenin, geliniyıe arasında geçen, şu konuşma kitabın iletisini çok iyi özetlemeK: "Yaşhların nesi var baba? Neden onların arasında olmak istemiyorsun? "Hepsi hasta onların. Hangisinin karnı ağrıyor, hangisinin kalbi yorulmuş, hangisinin karaciğeri büyümüş, hangisinin göbeği yağ bağlamış bana sorun... Her gün bunları konuşuyorlar. Oysa çocuklar öyle mi? Hep geleceği konuşurlar, düş kurarlar, unnıt doludurlar." (s. 32) Çocukluk, yaşam denen yolun başlangl cına; yaşlılıksa, son duragına verilen ad. Insanların yaşlandıkça çocuklaştıgı sıkça dile getirılen bir söylem. Kimbilir?.. Ama dcdcnin çocukluğa öykünmesi hüzünlii bir izlek aslında. Güldürürken düşündürmek bizim yazın gclcneğimizde hep var. Ve hüzünde nep var. "Dedem Çocuk Oldu"nun sonunda dedenin kentte nirlikteyaşadığı oğlu, gelini ve toıunlarından ayrılarak köycıe vaşamayı seçmcsi; ayrımsattırmadan, belki de hcueflemeden bir tutam hüznünü yürcklcrine bırakıveriyor çocukların. Bu kitabı okuduktan sonra çocuklar, artık daha bir başka sarılacaklardır dedelerine, büyükannele rine. Sanatın işlevi de değiştirmek, geliştirmck dcğil mi? "Serçenin ŞiirDefteri" (Aralık 1998), yazarın son çocuk kitabı. Adından da anlaşılacağı üzere bir şiir kitabı. Roman, çocuk romanı, radyo oyunları gibi yazının türlü dallarında ürünlcr vercn Hidayct Karakuş, yazın dünyamızda kuşkusuz şair olarak tanınır önce. Ama yayımlanan on bir çocuk ki tabından, bir tek sonuncusunun şiir kitabı olması, yalnız çocuklara dcğil şiirc dc haksızlık. (Kitabın resimlerinin renkli olmaması da.) Şairler çocuklar için "Serçenin Şiir defteri" gibi nitelikli kitapları yazmalı. Yaz malı ki, bugünün çocukları, şiirin damıtılmış eşsiz taaının ayırdına varsınlar ve yetişkinliklerinde de bu büyülü tattan yoksun bırakmasınlar kendilerini. Yaşaınlarının parçası olsun şiir. Daha çok basılsın ve daha çok okunsun şiir kitapları. Kuşkusuz o zaman daha yaşanır olur dünya. "Çirkin Ördek Yavrusu", aynksı olanın salt bundan ötürü uğradığı haksızlıkları anlatan çok bilincn, klasikicrden bir çocuk masalı. Çogunluktan aykın, ayrıksa duşündükleri, yaşadıkları ve toplumla sıkça cebelleşmek zorunda kaldıkkrı için, zaman zaman sanatçılar da kendilerini Kümesteki çirkin yabancı civciv olarak duyumsamış lardır. Toplumun ya da çoğunluğun, kendisinden aynksı olanı tehdit olarak algılayıp refleks olarak karşı çıkması nasıl doöal bir tepki ise; yazarın da bu tepkiden rahatsızlık duyup ner aykınlığın zararlı olmadığını, dahası gelişme için bunun gerekli olduğunu yapıtlarında dile getirmesi de doğal sa~ ydmalı. Sanatçı gerçeklikten, var olandan, kuruludan rahatsız olup onu değiştirmek, dönüştürmek isteyen kişi ise; yaratma dürtüsünü bastırmak, aynksı olmasını engellc mek isteyen topluma, yaptığının yanfiş olduğunu anlatmakla da yükümlüdürler çünkü. Bir anlamda var oluşunu bu aykınlığa borçludurzaten. Hidayet Karakuş ilk çocuk kitabı Aiyanaklı Mavi Balon da işlediği bu evrensel izleği, "Serçenin Şiir Defteri"nde daha bir doğrudan ele almakta. Hem, kahramanımız serçenin suçu, Aiyanaklı gibi uçmak değildir bu kez. Tıpkı 11. Karakuş gibi, "Farklı bir iş yapmış" şiir yaznıış, üstelık pek de kıvanmıştır yazdığından. Ama; "Öteki kuşlar Okudu bunu. Kızdılar. Tepeden tırnağa Neden benzemez Bu serçe bize, diye. Ne karışır Etliye südüye?" Yalnız içlerinden bir genç bülbül karşı çıkar çoğunluğa. Belli ki naşka bir çirkin ördek yavrusudur o da. Ancaak; "Dinlemediler genç kuşu Çııllanıp dizelerin üzerine, Karıştırdılar şiirli toprağı. Bülbülü de Kovdular içlerinden. O günden beri O toprakta çiçekler açar. O günden beri, Genç bülbül O şiiri okıır sabahları Konduğu dallarda." iyi bir şair dizcleriylc, okuyanları uyarıyorsa o zaman iyi bir düşünürdür; "Soygundan ve sömürüden pay alan her kişi, haindir" diyen 11. Karakuş; gerçekleri doğrudan dile getircn söylcmiylc yürckli bir düşünür ve popülizme ödün vermeyen tutumuyla yürekli bir şairdir de aynı zamanda. Işte kanıtı: "Ancak Bu kuşlar bir tuhaf: Hepsi, genç bülbülü Dinlemeye Koşar sabahları Utanmadan." (s.1213) Çocuklar, Serçenin Şiir Dcftcri'ni okusunlar. Okusunlar ki, başka gözlerle baksın lar sokaklarına, otomobillerine, çantaları na, silgilcrine, kalemlerine. Zenginlcşsin, güzelleşsin dünyaları. Resim olmaktansa bir kâğıtta, uçmayı yeğlcsinler göklcrdc Şair Serçe ömeği. Ve tükenseler dc yanlışı sildiği için bir silgi gibi, rahat olsun gönülleri. Çocuklar Serçenin Şiir Defteri'ni oku sunlar. Okusunlar ki, utanacakları yaşamlarıseçmesinlerbüyüdüklcrinde. VeŞairScrceler de başka topraklara yazmak zorunda kalmasınlar şiirlerini. • SAYFA 7 ÜK çocuk kitabı "ŞhıdiÖlmeAnne" Hidayet Karakus un, "Kuyudaki Asker" romanında geçen bu küçücük öykü, usa, haklı savaş var mıdır sorusunu getirmekte. Romanda, Ulusal Kurtuluş Savaşımızdan bir kcsit sunan yazar, gerek yukarıda alıntı lanan öyküyle, gerekse bizzat kitabın kah ramanı olan Yunanlı asker Pandeli'ye söylettiği; "Onlar, yurtları için ölüp, öldürdüler" tümcesiyle bu soruya yanıtını doğnıdan vermekte. Ancak kitapta zulme, sömürüye, varlıgını yok etmeye yönelik saldırılara kar şı gerektigindc savaşarak karşı koymak önerilirken; savaşın acımasızlıöı, kötülüöü, boşunalığı, bütüne yayılan izlekte, Dido Sotiriyu'nun "Benden Selam Söyle Anado lu'ya"sınm yansulıgından hiç de geri kalnıamakta. "Bilgisayara Giren Tırtıl" vc "Bilgisavar Amca , çocukları çizgi film dünyası ile bııluşturankitaplar Birbirinin devamı olan bu iki kitapta olaylar, uzaylılarm küçük bir kı Hidayet Karakuş, siire günaydın dcdiği zı kaçırması ile başlıyor. Göncn ve Göktuğ günden bcri "gürültülcrı taşan sözcüklerin adındaki çocuklar fcendileriyle bilgisavar cıvıltısında " kendini her gün yeniden kuran aracılıfiıyla iletişim kuran uzaylılar tarafınbir şairdir. Yenileşirken, itngeleriyle yürek dan Mor Gezegen'e götürülüyor ve beyin leri olur olınaz aşındırmayan, kapıları aşkJa dalgalarının elvcrişliliği ncdeniyle dc, kirleçalan bir yctkinliğin düzcyinc çikarıyor şinen uzay boşluğunu tcmizleme kampanyairini.» sında görevlendiriliyorlar. Her iki kitapta başta gelen sorunlarımız(1) Günaydın Gül YaprağtHidayet Karadan biri olan çevre kirliliğinc, günlük yaşakuş, Kendi yayıntOcak 1979 (2) Kemeraîtı ŞiirlcriI lidayet Karakuş, Ye mımızda gözdcn kaçan kimi özensizliklere; Gönen uzaydayken onun yerinc gcçen ni l'ürkü Şiir Yayınlarıl'cmmuz 1982 ıızaylı Kuşgen'in gimlügündekı satırlarla (5) Hang! Leylaun Scnllidayet Karakuş, şöyle dikkat çekiliyoı: "Televizvonlarda arDönemeç Yayınlart1 l)H6 dı arkası kesilmcyen dizi fılmler gösterili(4) Sesini Bana Bırak Hidayet Karakuş, yor. Ne işe yarıyor onlar bilmiyorum. Inliilei Yayınevi 2. B<ısıw, Mayıs 199H (5)Atci Mcktuplarıl lulcıyct Kurakuş, V>il sanlar Dünyayı el yordamıyla mı öğreniyorlar nedir!.. gı Yayınevi, Mart 1995 Satıcılar, bauıra çağıra geçiyorlar sokak(6) Konuş Bc'iıifileHıdayet Karakuş, Bıllardan. Hastaları, çocukları hiç düşünmügı Yayınevi, Uaziran 199S CUMHURİYET KİTAP SAYI 5 1 0 Kurtukış Savaşımızdan bip kssit