24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

yoruz. Cierçekten de günümüz lclsefcsinin cn öncmli sorıınlarından biri, tümcl ile tekil/tikel arasmcJaki ilişkinin niteliği sorunudıır; küreselleşme soru nudıır. Ayrıca, karşılıklı etkilcnmenin, etkiltşinıin önemli bir kavranı olarak günümüz bünyesindc yer aldığı açıkça görülmektcdit. Kuang MingWu (Tayvan) "Karşılıklı Öğrenme Dünyası: Felsele Üğretimi Için Küresel Gündem" (ss. 155177) başlıkli yazısında konııyu, lclsclc, eğitim, öğretim, karşılıklı öğrenmc, karşılıklı cğitim, düşünmeyi öğrenme kavramları çerçevesinde ele alıyor. Ya/ara göre öğretme, öğretim ve felsefe yapma kürescldir. Ayrıca /aman aşırı düşünceleri dc gündenıine alan yazar, farklı düşünmc geleneklerinin birbirini etkilçyici yönleri üzerindc dc dur makradır. Ulkesinin geleneksel düşünme yapısını da hesaba katan filozof, her kültürcl geleneğin, farklı felsefi tutıımların birbirinden öğreneceği şeyler oldtığu inancındadır. "Çocukluk Dönemindc VarOIan Fel sefe Yapma Yatkınlığının Korıınması vc Daha da İlcriye Cjötürülmesinin Iki Öğesi" (ss.178188) başlıklı yazısında, Katalin Havas (Macaristan), okul öncesi dönemden başlayarak çocuklar için özel bir felsefe programmm oluşturulandaki çalışmaların ormasının ve bıı alaı ve taöğretim hoyunc.ı da siirdüriilmesinin gcrcği üzcrindc duruvor. Yazara görc benimscnccck amaç, çocuklara filozofların yapıtları hakkında sıradan bilgilcr vcrınck degildir; yapılması gereken, onlara dcrsi vcrcn öğretmenlerin değil filozofların çcşitli konularda nclcr düşün diiklcrini öğrermektir. (s.181). "Kültür, Ideoloji vc Felsefe" (ss.189206) başlıklı yazısında HungYul So (Cıüncy Kore), dcncyinılcrindcn yola çı karak, felsefe açısıdan kültür ve felsere, idcoloji vc larih kavramlarını cle alıyor. Ulkcsindeki ağır siyasal koşullar altında düzcnlcdi^i dcrslcrinin önemine işaret cdcn yazar, uluşturulacak yeni kültür felscfcsindc fc'lsefe baölamında ctkin tavır takmanlarla, salt tclscfc yapmaktan yana olanların kcndilcrini itadc cdcbilcccklcri bir ycr bulabilcccklerini dile ge tiriydr. Bu tür yaklaşımların arkasında kuşkusuz bclirlcyici olan fclsclc anlayı şıdır. Toplumsal fclscfcyi benimseyenferle, salt felsefe yapmaktan yana olan lar arasındaki farklılık burada bir kez daha gündcmc getiriliyor. Kirabı yayıma hazırlayanlardan David Evans (Irlanda) isc "Başlangıç Aşama sında Felsefe Oğrctimi: Sorunlar ya da Gelenekler" (ss.207220) başlıklı yazısında sorunlara dayalı felsefi çalışma bağlamı ile tarihsel arkaplanlı çalışma bağlammı karşılaştırıyor. Yazar sorunları öne çıkaran yaklaşınıın başlangıçta öncmli olduğunu ilcri sürüyor. Evans'la birliktc kitabı yayıma hazırlayan ve gerek yurtiçinde gerekse de yurtdışında insan hakları konusunda gcrçcklcştirdiği çalışmalarla tanınan lo anna Kuçuradi (Türkiyc) isc "insan \ Iaklarınm Felsefi Oğrctimi: İnsan1 laklarını Bir Felsefe Dersi Olarak Oğretmc" (ss.221237) başlıklı yazısında, bu bağlamda üniversite önccsindc (insana duyulması gereken saygıya ilişkin bilgiyle insan haklarına ilişkin bilgiyi edinmek; ayrıca doğrıı değerlcndirmc yapmanın nasıl mümkün oldugıınun yollarını öğrcnmck) ve üniversite döncminde nelc rin yapılması (felsefi temele dayalı ola rak, sorunları kuramsal bağlamda oldu ğu kadar ııygnlama açısından da elc al mak) gcrcktiğine ayrı ayn yer vcrcrck, tüm düzeylcrdc felsefi tcmellere dayalı bir insan lıaklan dersi programı önerisiyle somut bir programla ya/.ısına son vcriyor. Tüm filozofların, ağırlıklı olarak fclsefe anlayışları doğrultLisunda ko nuları clc aldıkları gözlcmleniyor. Bu arada doğrudan bağlı bulunan kültür çcvrcsinin bclirlcyiti rolü dc dikkati çekiyoı; fakat yinc hcpsinin arasındaki or tak noktalardan bir başkası da tüm insanlara yönclik, onları kucaklayacak, kü rçsclcvrcnscl programlar oluştıırmak. Öncmli olan da bu dcğil mi? Ayınmeı lıkları aşabilmeleri/aşmaları konusunda insanlara yardımcı olmak dcğil mi? Bu jş, yirmi birinci yüzyılda büyük ölçüdc felselcyc düşüyor. C) Teaching Pbıla\opby <>n The F.vc aj The Tıvenly Tirst Ccntury UJilcJ h\ David Evans and loaınıa Kuçunıdi. \nternational Vcdcratıon uf' Phılosopbical Socictıcs, Ankara dan ellcri ayakları titriyor, bitkin bir haldc savıklıyordıı: 'Okulda hiç kravatımı çıkartmadım, beni niye götürüyorsunuzr1' Düpcdüz saçmalıyordu adam. F'vct okulda biz dc kravat takmak zorundaydık, ama kosko ca adam nasıl da eocuk olmuştu böylc? Bilincim daha ne kadar şaşırtacaktı beni?" (s. 168) Nejat FJiboI, roman kahramanının bunalımla dengesini yitirişini yalnızca sıkı düzcn günlerine bağlamıyor. Kahraman bütün yaşammı bir sıkı düzcn içinde ya şamıştır. Çoeukluk vc crgenlikteki anababa baskısı, eııgellencn ilk aşklar, scv diklerinin yıkım yaratan özkıyımları, işyerinde hakkını aramakla işini yitirmek arasındaki ikilcm, evlilik sürccindc cngellcyemediği bir yasak aşk... Bütün bıınların yarattığı baskıyla bir bellck yarılışı. Ncjat Klibol'un kahramanının zihin sel yoleuluğunun, zaman zaman ice kapanışının ncdeni şu cümlesiylc özctlencbilir: "Kurah koydum, konıışmavacaüım! Konuşursam çokkötü şcylcı olacak biliyorum, paramparça olıırum sanki, bcnimlc birlikte dünyada paıampaıça oluvcrir. Içimdeki ses öyle söyliiyor bana. O scsi dinlcmemck diye bir şey gelmiyor aklıma, o da benim çünkü. Yeryüziinün altüst olmaması gerek diyt>r bana. Oyle bir noktadayım ki, zaman, mekân, bütün boyutlar kilitlenmiş vc bcnim konuşııp konuşmamama bağlı o koskoca düzcn." (s. 13) Peki, bir insanın konuşmasınm dünya yı altüst etmesi düşüneesi hangi koşullarda gclişir? I langi koşullar insanın bellc ğinde kopukluklara, yeniden yaşamalara yol açar? Yalnızea, sıkıdüzcn mi suçlu. Yoksa sıkı düzenin hep sürüşü m\\?t Nedcn ötcki insanlara bir scy olmuyor?.. Kahramanımızzatenhastalığayarkın mı.' Bu soruları sormayı dcnediğimizde kahramanın kendini yavaş yavaş mistisizmc verişinin toplumsal bir olgu t)lduğunu anımsayabilirsiniz. I lem romanıngerçeği, her zaman toplumun bütününc yönelmez ki... Nejat Elibol, Yıkık Evde Düş ilc başladığı baskı döncmi romanını Yolculuk ile bütünlüyor. "Binlerce insanın hapishanclcrctıkıfdığı, kaybolduğu, yüzlerccsinin öldürüldüğü bu döncmdcn yüzlerc yerleşmiş hüzünden başka ne kaldı ki?" (s. 7) sorusunu yamtlıyor böylece. Çeşitli okumalara açık bir roman Yolculuk. Kendinizi roman kahramanıyla özdcşlcştirmedcn okumayı dcncyin, gcrçekçi yargılara varnıak için. Yapabilirscniz elbet... Yolculuk / Ncjat Elibol / Scala Yayınalık/ İ7İ f SAYFA 17 Nejat Elibol'dan yeni bir roman Yolcıduk Nejat Elibol'un yeni romanı , ilk iki romanından hem farklı, hem o romanlarla akraba. 12 EylüTü, bir işçi ve sendikacının gözünden anlatıyor. ken: 'Mastürbasyon yaptığım için kapıvı kanadım'.demiştim. 'Böylc şeylergiz1i kalır, söylcnmez!' diye bağırmıştı nana. 'Atın bunu arabaya götürün!' " (s. 167) Kahramanın askcrlcre götürüjüşü, vine mantık dışı olaylarla birleşir. ()rneğin "ellerini ıızar öne" komııtu, kclcpçe taknıak için değil, okulda takılması yasak biryÜ7Üğü çıkarmak icindir. Kahraman, okulda karsılaşlığı haksızlıklaıia, iş ye rındc yaşadıklarıyla, bu tutuklanmayı biıicştirmcktcılir. Bu zihinscl gclgil, ken di olağanüstü algilamalarından onu kıırlarmaz gcrçi. Ama çcvresindckilcrin mantıksız davrandıklarını ayıreder: "Bcndcn başka dört kişiyi daha yakalamışlardı. (...İYanımdaki adanıın korku SENNUR SEZER Nejat Uibol adı sıradan okııra pek fazla şey hatırlatmaz. Okur daha çok romanfannın adıyla anımsar onu. Orneğin Direnen Haliç'le. Akadcmi Kitabe\i Fdcbiyat ()dülleri'nde mansiyon alan bu roman, Sungurlar Kazan Fabrikası'ndaki bir dircnişin bclgcselidir. Ayrın^ tılı ve dikkatli bir belgescl. Bu çalışmayı l c )9l'de Yıkık Fvde Düş i/lcmişti. II kinin arcmiliklerini yalanlavan bir çalısnnı. 12 Eylül Istanbul'unu, bir Istanbul lu'nıın sanrılarıyla vcrcn bir roman. Çoğu okurun gözündcn kaçtı. Sanırım clcs tirilmedi dc. Yazan, 195 3 doöumlu olduğuna göre genç sayılırdı, edebiyat ortamımı/ da geıçekçiliktcn yorulmuş, postmodcrne mcyletnıişti. Ncjat Flibol'un yeni romanı Yolculuk adını taşıyor. Ilk iki romanından hcm farklı, hcm o romanlarla akrabalığı olan bir roman bu. 12 Fylül'ü, onccsi vc sonrasıyla, bir işçi vc scndikacının gözündcn anlatıyor. Ancak anlatıcı gcçirdiği bir bunalım yüzünden zihinsel bir bölünmeye tığramış. ()layların sırası sık sık degişiyor. Kcndini ya yıllar önecsindc buluyor, ya da yaşadıklarının nasıl sonuelanacağını biliyor: "Bcnim çoeuk halıda oynuyor. Onu görmem ıçin boynumu ağır ağır döndürmem gerekiyor. Oda çevremde yeniden genişliyor, kapı ne ka dar uzaklaşıyor bendcn? Bir oyun oynuyorum sanki. Zamanın neresindeyim şu an? Aşağıda merdivenin dibinucki clcktrik saatinin göstergcsi geriye dönü yordu, Haydarpaşa tstasyonu'ndan bindiğim banliyö trcni zamanın gcrisine gidiyordu. Hcr istasyon geriye doğru başka bir yıl, ne komik!" Yolculuk romanının kahramanı hastatlır. Hastalığının bilincindcdir. Ama sanrılarıyla geıçcklcrin bitişmesini engelleycmez: "(...) Yüz metrc gitmemiştim ki askcrlcrdcn biri beni durdurdu. Eliyle işaret ederek kendisini takip etmcmi söyledi. Bir sokak öteye kadar birliktc yürüdük; korkuyortlu yüreğim, suçlu dcğildim. Askcr bir jıpin yanında bcklctti bcni. Jipin arkasında duran "Komutanım!" diye seslendiği subay bizc doğru dönüncc şaşırdım: Babamdı. Yüzündeki iladc (,'ok scrtti. Korkmuştum da! Babam nc zaman subay olmuştu? Bir şey düşünmcCUMHURİYET KİTAP SAYI 444 me fırsat vermedcn bağırarak) 'Evc geldiğimizde icerdcn kapıyı ki litlcmiştin', dedi. Olamazdiyedüşünılüm. Rüya görüyorum, koskocaman atlam olmuşum lıâlâ L)ana çot:ıık gibi davranıyor. } langi kapıyı kilitledimr1 O düşüncclerimi okuyormuş gibi ba ğırmaya devam etli: 'Kardcşlerin bahçcde kalmış, onlara da açmamışsın kapıyı.' Çocukluğumda hisscdiyordum kendinıi. Ağlayacak gibiydim. Sanki konuşur sam scsim incelecek, çocuklaşacak vc büsbütün tclaşa ka()ilacaktım. ( ^ k Nejat Elibol
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear