24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

îşçi ve işçi sınıfı tarihi gibi görecc ihmal edilmiş bu alandaki çalışmaları bir araya getirenOsmanh'dan CumhuriyetTürkiye'sine İşçiler, 1539İ950[tektek incclencn döncmlere dair zcngin ayrıntı ve tahlilleriylc memleketimiz tarihinc dair pek çok şey anlatıyor. ŞERİFE DORUK smanlı Imparatorkığu vc Türkiye Cunıhuriycti tarihi üzerine olan cscrlcr, gcnellikle, devletı merkez almak vc sosyal hayatı gözardı etmek ilc maluldiir. Ancak sosyal tarihin son yıllarda artan popülerliği bizi, bu coğrafyada yaşamış insanların gündelik hayatları, gencl davranış kalıpları, cinsiyctlerarası ilişkileri ve ürctim örüntüleri ile tanıştırmayabaşladı. Osmanlı/Türk sosyal tarihi içerisinde emeğin tarihi, araştırmacılar tarafından pek incelcnmemiş; incclendiğinde dc ideolojik kaygılar çalışmanın nesnelliğini epey yaralamıştır. Bu bağlamda, Donald Ouataert ve Hric Jan Zürcher'in derledikleri Osmanlı dan Cumhuriyet Türkive'sıne/şçiler, 18391950. gerek devleti merkez almayan bir sosyoekonomik tarih çalışması olması, gerekse meseleye titiz bir akademik tavırla yaklaşması anlamında, bu alandaki boşluğu doldurmaya aday kitaplardan birı. Binghamton Ünivcrsitcsi profesörlerinden Donald Quataert, Ortadoğu ve Osmanlı tarihi çalışmaları ile tanınıyor. Nijmegen Üniversitesi profesörlerindenEric Jan Zürcher ise Türk okurlarının, KcmaI ist resmî tarihi sorgulayan Milli Miicadelede Ittihatçılık, Terakkiperver Cumhurivet Fırkası ve Modernleşen Türkiye 'nin Tarihi kitaplarıyla tanıdığı bir tarihçi. Zürcher, Quataert'le kitaba m a k a 1e 1c riy 1e kalkıda bulunan diğer isimleri bir araya getiren şeyin, işgücünün büyüklüğü veyapısı ve işçilerin yaşam veçalışma koşulları çerçevesinde Osmanlı/Türk sosyal tarihinc bir katkı yapmak olduğunu belirtiyor. Burada, işgücünün nasıl tanımlanması gerektiği meselesi önemli bir nokta. Kitaptaki 'işçi' tanımı, Quataert'in de belirttiği gibi, akademisyenlcrin çoğunun gelişmiş kapitalist sektör diye adlandıramayacağı işkollannda çalışanları da içeriyor. Fabrika işgücü kadar zanaat işgücü de ele alınıyor; küçük çaplı imalat scktöründe istihdam edilenlcr dışarıda bırakılmıyor. Aynı şekilde işçi direnışi de örgiitlü ve planlı olanlarla sınırlandınlmıyor; ancak Quatacrt yine de, işçilerin, örgütlenmeyen, greve gitmeyen ve sosyalist olmayan kesimlerine yeterince eğilemediklerini düşünüyor. Sanırım bunda, farklı direniş şekillerinc karşı duyarsız evrimci cmek tarihi paradigmalarından kurtulamamak kadar, Zürcher'in de belirttiği gibi, ulaşılabilen kaynakların, devletlerin ya da devletle resmî ilişkileri olan kuruluşların ilgi alanına giren konular hakkmda olması dolayısıyla, gündelik hayatı ve kırsal kesimdeki işçileri anlatmayan norm koyucu nitelikte arşivlerden oluşması da etkili. Işçiler, kayıtlara geçmeyi ancak sorun çıkardıkları zaman hakediyorlar. Makaleleri tanıttığı giriş yazısında Quataert şöyle diyor: Donald Quataert ve Eric Jan Zürcher'den yeni bir derleme Osmanlı'dan Cumhuriyet Türkiye'sine İşçiler dayararlanıyor. 19231945 dönemindeki sol hareketi incelediği makalesinde Feroz Ahmad, bu hareketin, devletin işçilereyönelik politikalarını nasıl bclırlcdiginı anlatıyor. Ahmad, Türkiye'dc sol söylemin oluşumunu ilginç anektodlar aktararak açıklıyor. Ahmad'a göre sol üzennde devlet baskısı, hem işçi sınıfının kendinı temsil yeteneğini köreltmiş hem de aydınları politikanın dışınaatmıştır. Bölgelere, sanayi kollarına, cinsiyete ve yaş gruplarına göre işçilerin dağılımını veren tablolar yardımıyla 19231940 dönemi işgücünün durumu ve ayrıca yasal statüsü üzerinde duran Erdai Yavuz, iktisat politikalarında da Osmanlı ile Cumhuriyet'in ılk yılları arasındaki devamlılığı gösteriyor. Bu dönemdeki işçi hareketlerine de değinen Yavuz, işçi sınıfının marjinal bir konuma itılmesinin ncdenlerini de tartısıyor. Mehmet Şehmus Güzel'in yazısı Ikinci Dünya Savaşı sırasında 17 milyonluk nüfusa sahip Türkiye Cumhuriyeti'nde bir milyon kişinin silah altına alındığı bir zamanda, zorunlu çalışmanın nasıl olağan bir şey halıne gcldiğini anlatıyor. Maden ve imalat kollarında zorla çalıştınlan işçiler, askıya alınan yönetmelikler vc onlann yerine geçen Milli Korunma Kanunu, artan mesai saatleri vc kadıtı ve çocuk emeği kullanımının yoğunlaştnası, savaş dönemindeki olumsuzluklaraörnekler. 'Geniş Malk Yığmlarının Durumu' başlıklı sonsözde Çağlar Kcyder, diğer yazarlardan farklı olarak bugünü, kürescllcşcn dünyada değişen istihdam koşullarını ve kapitalizmin içinde bulunduğu yeni yapılanınayı Türkiye ve global kent olarak tammladığı Istanbul özclinde ele alıyor. Keyder'e göre, marjinal sektör vc enformel işgücü olguları, sanayi proletaryasını işçi sınıfının gelişimınde ulaşılacak son nokta olarak gören modeli cürütüyor. İşçi ve işçi sınıfı tarihi gibi görece ihmal edilmiş bu alandaki çalışmaları bir araya getiren Osmanlıdan Cumhuriyet Türkiye \sine ffçilcr, 18391950, tek tek incelenen dönemlere dair zengin aynntı ve tahlilleriyle memleketimiz tarihine dair bize pek çok şey anlatıyor; her ne kadar meselenin sosyal tarih boyutu, Uluslararası Sosyal Tarih Enstitüsü ve I. B. Tauris önderliğinde bir araya gelen yazarların en başta hedeftediklcrinin gerisinde kaldıysada... Osmanlı'dan Cumhuriyet Türkiyesi'ne İşçiler 18391950/DeHeyenler: Donalt QuataerlEric Jan Zürcher/Çeviren: Cahide Ekiz/lletişim Yayıntarı/242 s. O 'Bütün bu makaleler sahaya önemli katkilardabulunuyorlar. Herbiri Osmanlı işçisinin ve Cumhuriyet dönerni Türk işçisinin yarı bir öyküsiinü anlatıyor bizc. Art arda gclen hükümetlerin ve onların tarihçilerinin büyük oranda gözardı ettiği, bazen de bastırma girişimlerinde bulunduğu bir kesimin öyküleri bunlar... Yazarlardan birçoğunun açıkça ortaya serdiği gibi, Osmanlf nın son dönemi ile Cumhuriyet Türkiye'sinde devlet, işçi direnişinin çoğu türünü ve özellikle de Cumhuriyet döneminde işçinin örgütlenmesini meşrulaştırmayı reddetmiştir. Dolayısıyla yazarlar, devlet erkânının ve diğerlerinin hafızalardan silmeye çalıştığı birgeçmişi canlı tutuyorlar' (s. 19). Bu canlı tutma çabasına yazarların katkıları çeşitli: Yavuz Selim Karakışla, 18391923 yılları arasındaki işçi örgütlerini ve işçi hareketlerini incelediği makalesinde, Osmanlı grcvlcrinin önceden planlanmamış ve kendiliğinden hareketler olduğunu, sendikaların da grev dalgası sırasında ortaya çıkıp sonradan kaybolduğunu öne sürüyor. Karakışla, incelediği dönemi, yani imparatorluğu kurtarmak için ref'ormlann yapıldığı ancak yine de çöküşün engellenemediği ve ayrıca sınai işgücünün doğduğu bu zamanı, sınıf bilincınin, işçi hareket ve grevlerinin,daha çok, başlangıcı olarak değerlendiriyor. Sherry Vatter ise, Karakışla'dan farklı olarak, 18401914 yıllan arasında Şam'daki zanaatkâr kesime dair incelemesinde, bu kesimin sistemlıhareketeden, bılinçli veorganızebır direniş sergilediğini söylüyor. Vatter'in çıkış noktası, zanaatkârların, sınıf mücadeleleri ve işçi örgüllerinde yer almadıkları şeklindeki savı çüriitmek, Vatter'in çalışması, özellikle tekstil ürctimindekı canlanmanın ustakalfa dayanışmasını nasıl olumsuz yönde etkilediğini göstermek açısından ilginç, 18501912 yılları arasında Selânik'teki ulaştırma ve imalat sektörü işçilerinin yapısı ve gelişimine bakan Quataert, sol hareketin en güçlü olduğu bu şehirde, işçi sınıfı bilincinin doğuşunu ve militan işçi hareketlerini ele alıyor. Quataert bu çalışmasında, sadece arşiv malzcmcsinden dcğil, Sclânik'tcn Israil'c göçmüş hamallardan yaşlılarla 196O'lı yıllarda yaptıklan röportajlardan BULUT YAYINLARIFELSEFE DİZİSİ UĞUR FELSEFE ÖĞRENtYOR HLJSEYİN BATUHAN Felsefenin, ne tür bir düşünsel uğraş olduğunu öğrenmeye meraklı olanlar! Bu alanda yoğun uğraşılarıyla tanınan Hüseyin Batuhan'ın felsefeyle tanışmak isteyen gençlere yönelik hazırladığı bu yapıtta; yazar "bilgi"yi "bilgiolmayan" şeylerden, bu arada daha çok inanca dayanan fikir ve iddialardan ayırt ctmenın öncmi üzerinde duruyor. HAYAT ÜSTÜNE ÇOK HOŞ BİR KİTAP YA DA BANA ÖYLE GELİYOR MUSTAFAGÜNGÖR Bir gün reklamcılığa ara vcrcn, yaratıcılığinın yönünü insan ve hayat üzerine derin bir yolculuğa çeviren yazar, hayata dcğişik bakış açısını ve felsefesini özdeyişlerle anlatıyor. Oğluma dedim ki, "Kanncalar, çok çalışkan ve toplıımsaldır." Oğlum dcdi ki, "Peki, sen, hiç yanyana yürüyen iki kannca gördüm mü?" FELSEFELOGOS/3. SAYI ORTAK KONU: DİN VE FELSEFE ULUĞ NUTKU: İNANCIN SANKİ VAR BİLGİSİ AFŞAR TİMUÇİN: DİN VE FELSEFE NEJAT BOZKURT: FELSEFELEŞTÎRİLMİŞ BİR DİN OLANAKL1 MI? SERVER TANİLLİ: BÎR MESAJ SİNAN ÜZBEK: FEUERBACH'IN DİN ANLAYIŞI VE MARKS İLE ENGELS'İN ELEŞTİRİSİ BÜTÜN KİTAPÇILARDA Bulut Yayın Dağıtım Osmanağa Mah. Pavlonya Sok. 2/45 Kadıköylstanbul Tel&Faks:0 216 330 59 24 CUMHURİYET KİTAP SAYI 444
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear