24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

A Y R I N T I L A R Ö N E M L İ D I R ! . . ÇOKKÜLTÜRLÜ YURTTAŞLIK Azınlık Haklarının Liberal Teorisi İnceleme/Çev.: Abdullah Yılmaz Will Kymlicka Birkaç istisna dışında, yeryüzünde artık çokuluslu, çoketnikli, çokkültürlü, çokdilli olmayan ülke bulmak zordur. Bu çokluklar tekliğe evrilmek şöyle dursun, artan küreselleşme, yeniden yapılanma ve göçlerle birlikte daha bir iç içe geçerek örgütlü toplumların karşısına yenı taleplerle dikiliyorlar. Azınlık grupların bu talepleri yalnızca gelişmiş ülkeleri değil, gelişmekte olanları da "sancılı" bir yeniden yapılanma sürecine zorluyor. Tarih boyunca hareketli bir nüfusa sahıp olan Türkiye de bu sorunlarla iç içe yaşıyor. Will Kymlicka'nın "Çokkültürlü Yurttaşlık" kitabı bütün bu "sancılı" durumları deşerek sorunu evrensel ölçütler çerçevesinde "anlaşılır" hale getiren bir çalışma. Çokkültürlülüğün en önemli metinlerinden olan ve gücünü teori ve pratiğin sentezıni etkili bir biçimde yapmasından alan kıtap esas olarak liberalizmin ulusal, etnik, kültürel, dinsel, cinsel farklılıkları nasıl anladığı, çözdüğü (ya da çözemediği) ve ne tür önerıler yaptığmı ele alıyor. Liberal görüş, "azınlık için de özgürlük ve azınlık ile çoğunluk arasında eşitlik"\en yanadır. Azınlıklarm özgürlük istekleri ayrılık değil, çoğunlukla kimlıklerını koruyarak yan yana durma talebidir. Özgürlük ve eşitlik ortak yurttaşlık duygularını zayıflatmaz, tam tersine pekiştirir. Will Kymlicka şöylesı sorulara cevaplar arıyor: Kanada'da uuebecliler, Amerika'da Kızılderililer, Almanya'da Türkler ve Türkiye'de Kürtler hangi mekanizmalar yardımıyla çoğunlukla barış içinde bir arada yaşayacaklardır? Dinsel hoşgörüye dayanan Osmanlı "millet sistemi" günümüz toplumları için model olabilir mi? Ozel hayatlarında özerk ve özgür olmayan kişiler, kamusal hayatlarında ne ölçüde özgür davranabilirler? Bir grup kimseyi sömürmüyor ve ezmiyor, ancak cemaatini bizim (ya da çoğunluğun) kabul etmedığimiz kurallara göre yönetmek istiyorsa ne yapılmalıdır? Kafamızı kuma gömüp çokkültürlülüğün sorunlarını görmezden gelmek ve "konuşmayı ertelemek" artık imkânsızlaşmıştır. Sadece ulusal azınlıklar değil; her tür dinsel, dilsel, cinsel, etnik grup varhğını koruma, sürdürme ve geliştirme imkânını aramaktadır ve bu durum "özgürlük söylemi" açısından doğaldır. . I • 11 I KUSURSUZ CİNAYET İnceleme/Çev • Necmettin Sevıl Jean Baudrıllard Bu, bir cinayetin, ve bir yanılsamanın yok edilmesinin öyküsüdür. Gerçek, yanılsama içinde kaybolmaz; bütünsel gerçeklik içinde kaybolan, yanılsamadır. Kaldı ki gerçeğin yok edilmesini anlatan bu polisiye kitapta, ne nedenler ne de katiller saptanabildi, ve gerçeğin cesedi de hiçbir zaman bulunamadı. Bu kitabı yönlendiren düşünceye gelince, o da hiçbir zaman saptanamadı. Cinayetin silahı bu düşünceydi. Her ne kadar cinayet hiçbir bıçımde kusursuz olmasa da, kusursuzluk, adının da gösterdiği gibi her zaman bir suçla ilgilidir. Aynen kötülüğün şeffaflığı içinde, kötülüğü oiuşturanın şeffaflığın kendisi olması gibi kusursuz cinayette de kusursuzluğun kendisi cinayettir. Ama kusursuzluk hiçbir zaman cezasız kalmaz: Kusursuzluğun cezası, onun aynen yeniden üretilmesıdir. Bu cinayette hafıfletici nedenler bulunabilir mi? Kuşkusuz hayır, çünkü bunları her zaman cinayetin nedenleri ya da cınayeti işleyenler arasında aramak gerekir. Oysa bu cinayette bir neden ya da katiller bulunmamakta ve dolayısıyla açıklanamaz niteliğini mükemmel bir şekilde korumaktadır. Sonuç olarak giz, katil ve kurbanın bırbırine karışmasına dayanmaktadır: "Son çözümlemede, katil ve kurban aynı kişidir. İnsan soyunun birliğini anlamamız, ancak bu nihai eşdeğerliğin gerçeklığini tüm korkunçluğu içinde anlamamızla olanaklıdır." • . ESİRGEYEN GÖKYÜZÜ Edebiyat/Çev.: Belkıs Çorakçı Dışbudak Paul Bov/les İkinci Dünya Savaşı sonrası dönemin en önemli yazarlarından olarak gösterilen Paul Bovvles, Fas'a yerleştikten sonra yazdığı ilk roman olan Esırgeyen Gökyüzü'nöe, öyküsüne fon olarak seçtiği Doğu'yu ve Büyük Çöl'ü bir karşıtlığın simgesi olarak ele alır ve modern Batılı insanın uğradığı ruhsal çölleşmeyi bu karşıtlığın şiddeti bağlamında anlatır. Modern dünyadan kendilerini tecrit eden Port ile Kit, bir sığınak olarak Doğu'yu tercih ederler ve yanlarına dostları Tunner'ı da alarak Fas'tan Afrika'nın içlerine doğru sonu belirsiz bir yolculuğa çıkarlar. Ancak bu yolculuk onlar için bir kurtuluş olmaktan çok bir yitiş ve yitirilişi beraberinde getirir. Büyük Sahra boyunca kat ettikleri yolda ruhsal yalnızlıklarıyla giderek daha fazla yüz yüze gelir, anlam yitiminin içlerinde yarattığı boşluğun yansımasını Çöl'de bulurlar. Çöl, içine düştükleri bunalımı zalimce yüzlerıne çarpmakta, ruhlarındaki çölleşmenin bir metaforu haline gelmektedir. Bu noktada Doğu, Batı için bir kaçış ya da bir altematif olarak değil, bir yüzleşme ve hesaplaşma yeri olarak vardır artık. Çöl, kaçmaya çalışan modern insanı korumak yerine yutmakta, ona başka bir yaşam olanağı sunmamaktadır, çünkü kendi benliğine ve hayatın özüne yabancılaşan bu insan her yere ve her şeye de yabancılaşmıştır... YALANCI JAKOB Edebiyat/Çev.: Füsun Umar Jurek Becker Becker bu kitapta dehşeti ve acının hikâyesini farklı bir boyutta anlatır. Anlatılan bir katliam ya da direniş hikâyesi değil; melankolik, sessiz ve edebi bir kurguyla geleceği olmayan bir gettoya sıkışan insanlarm çaresizlikleri, tükenmışlikleridir... Nazilerin kuşatması altında hayatın bir kapana dönüştüğü gettoda her şey korku ve umutsuzluğun egemenliği altındadır. Aşağılanarak yaşamak istemeyenler için tek seçenek aşağılanarak ölmektir. Getto sakinlerinden Jakob korku ve aşağılanmanın ağırlığıyla hayatını sürdürmeye çalışırken, bir gün tesadüfen öğrendiği bir haber, kontrolünden çıkıp umut dağıtan bir yalana dönüşür. Jakob "merhamet yalancısı" olur. Yalan, intiharları önlemeye, bir umut esintisi sokaklarda dolaşmaya, geleceğe dair düşler kurulmaya başlanır. Artık yalan yaşatmakta, gerçek öldürmektedir... Yalın ve dokunaklı bir üslupla yazılmış olan bu roman yüzyıhmızın en utanç verici, en kanlı soykırımına çok küçük bir pencereden bakıştır. Ve bize, çaresizliğin dünyasında "yalan" ve "umut"un büründüğü yeni rolleri anlatır... KARŞIDEVRİM VE İSYAN İnceleme/Çev.: Gürol KocaVolkan Ersoy Pıver Lolı Cad 17/2 34400 Çemberlıtaş/lstanbul Tel (0 ?12) 518 76 19 Fax (0 212)516 45 77 Herbert Marcuse AYUNTI AYRINTI YAYINLARI
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear