Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Kapak konusunun devamı. •" şeyşiir. Yasamgibı bir şey şiir. Biryerde kaldıysan, ilerisi bulanık görünüyor. S. A. Ben bu loruyu özellikle, HO'liyılların siirını savunduğum, son ularak da Hürriyet Götterı deki VO'lı yılların şiiri iizcnnc yaptlan tartışmayı da Yıllığa taşıdığın ıçın özellikle sordum Yani bendc şöyle bir umut var, sen, genç şiirin peşini bırakmadığın, tıpkı HO'li yıllarda ona sahip çıkttğın gibi 90'lı yıllarda yaztlan şıtrden de uzak kalmayacaksın gibi umudum var. M.H.D. Tabii, tabıi. Kaldığım yerden devam ediyorum. Şiirin tıpkı dil gibi, yaşamın kendisi gibi canlı bir şcy olduğunıı düşünürsek, gayet tabii değişecck şiir. 80 önccsi insanla 80 sonrası insan aynı değil ki, şiir aynı kalsın. Bugün 60 lardaki, 7()'lerdeki gibi şiir yazıl/a/mayışının nedeni de bu değil mi? Yalnız bizim için değil, biitün dünya şiiri için aynı şcy. Burada bir anımı nakledeyim sıze. 1989'da Sovyetler Birliği dağıldı. 70 yıllık sosyalist düzen biitün organlarıyla yıkıldı gitti. Yeltsin diye bir adam çıktı, Amerika'ya geziye gidiyor, kafasına bir kovboy şapkası geçirip. Amerikan vatandaşı ofacağından söz cdiyor. () zamanlar ben hep, sosyalizme inanan insanların, hcle hele şairlerin o tarihsel anda bütün bu dcğişiklikleri nasıl karşıladığını, neler düşündiiklerini merak ediyordum. Özellikle de Yevtuçenko'nun, Voznesenski'nin... 1993'te Iransa'ya gitüm, Strasbourg'a. Rady Fish'le karşılaştım orada. Sordum bu soruyu ona. "Yevtuçcnko yurtdışında yaşıyor çoğu zaman," dedi. "Pekı Voznesenski?" dedim. " ü d a sapıttı," dcdi, "Ikinci Yeni gibi şiirler yazıyor." Bu da Rady l'ish'in şiirde nerede kaldığını göstcriyor. Rady Fish'in bu sözlerine bakarak, Voznesenski'nin bu son yazdıklan eski şiirlerinden daha güzel olmalı diyorum. Yani bu değişmcyi izlemeyince, anlama çabasını göstcrmcdikçe o dönemde yazılan şiirden zevk alamazsın. Ha, şu olabilir mi, çok yaşlanırım artık, şiiri izleycmcz hale gelirim, yazamaz hale gelirim, o zaman belki ipin ucu kaçar, bırakırım ben de. Yani, genç şiiri izlemek insanı genç tutuyor da denilebilir. S. A. Eleştirinin ülkemizde kurumlaşamamtş olması, eleşttnye gönül vermış kışılerı daha bütünselçalısmalaryapmaktan alıkoyuyor Örncğın, bir şair, bıryazar, bir dörıem o ana kaaarki vcrimleriyle bütünsel olarak ele altnamtyor Bence zaman, medarı maişet gibi açmazlan da içinde harındıran bir durum bu Pek çok eleştırmcn, scvcrck çevirdiği eserler bir yana, zaman tnıtı çoğunu 'zorunluçevıriye ayırmak durumunda kalıyor. Dcrgilcrdc yayımlanan ve daba çok o günün venmlerı üstüne yazılan yazılardan olu^muş kitapların ötesıne nastl geçılecek, geçılebılecek? M.H.D. Şöylc bir şey var. 1975 yüında Politika gazetesinde haftalık yazılar yazıyordum; iki yıl önce 1996'da Ycni Yüzyıl'da üç ay kadar yazdım. Ya da bir zamanlar Türk Dili dcrgisinden, Papirüs'Ier, ikinci ve iiçüncü Papirüs'ler, yayımlandığı sıralar Cemal'den yazı istekleri gelirdi: "Şu konuda, şu kadar uzunlukta ve en son şu günc yctişmek iizere..." Ya da günlük gazctede Delli bir günün var, o günden önce yazının yetişmesi gerek. Insan her şeyini ona göre ayarlıyor, bazı işlerini, alışkanlıklarını iptal ediyor, gözardıediyor, oturupyazısını hazırlıyor. Yani, böyle bir görevlendirmc olunca, bana göre, daha verimli oluyor insan. Bunu ben hiçbir zaman küçümsemedim, alçaltıcı da bulmadım. insan doğasının getirdiğı bir şey bu. Oteki türlü, benim keyfime, o günküdurumuma kalıyor çalışıpçalışmamam, işlerin hep yanna aktarılması daha kolay gcliyor insana. Demin senin sordu gun soruya geliyorum: Ben bilirscm ki, altı ay sonra benden şöyle bir kitap bekleniyor, daha rahat çalışıyorum, daha planlı, programlı oluyorum. sim eleştirisi yapamayacağt bir yana, "beğendim, bcğenmedim" demeye bile hakkı yoktur. S. A. Bırkaç saat önce Haydar Ergülen'le telefonda konuştum. Böyle bir söyleşı yapacağımızı söyledtm. Onun da bir soruyla kattlmasını istcdim. Onun sorusu şu: "SO'li yıllar şiirinı eleştiren kisiler Yani SO'liyıllar şiiri kendi içınde bile hunca eleştirilirken, biz Mehmet H. Doğan'ı 80'li yıllar şiirine özel olarak eğilmeuyle tanıyoruz, onun bu şiirle bunca ilgilenmesinin nedenlerini, gerekçelerını kendısı bıze açtklar mı '•'" M.H.D. Sağolsun Haydar, bu sözleriyle beni 80'li siirin eleştirmeni olarak kabul ediyorsa, DU ancak sevinilecek bir şey. Ben bunu özel olarak seçmiş değilim, böyle bir durum da yok. Sombahar dergisi 1991 ytlında cleştirmenlerle bir dizi konuşma yapmıştı. Orada bana şöyle bir sorulan vardı: Siz İkinci Yeni şairlcrini eleştirirken, onlara daha yakın duruyorsunuz, çok daha kendinizdcn bilerek eleştiriyorsunuz, oysa onlardan sonraki kuşağa biraz uzaktan, biraz yabancı bakar gibisiniz. Şimdi, Haydar'ın söylediğinin tam tcrsi bir şey bu. Belki o zaman böyleydi de. Onlara verdiğim yanıtta şunları söyledim: tkinci Yeni kıışağı, benim kendi kuşağım, yaşdaşım. Onların duyguları, düşünceleri, söylemleri benim kuşağımın uuygusu, düşünccsi, söylemi. Oysa Yazmayı, okumayı yaşamın deOll kendi yasamımın blrlncl anlamı saydıOını söylüyor Mehmet H. DoOan. '80 kuşağı şairleriyle aramda, adı üstünde bir kuşak farkı var; ben başlangıçta onlara doğal olarak birazcık dışardan, keMonografi türü, uzun, kapsamlı yazılasanatta da seçkinci olmayacaksak nerde limenin tam anlamıyla dışardan bakıyorrın, incclcmelerin okur yönündcn daha olacağız yani, değil mi? Seninlc dün kodum. Ama şiirle uğraştıkça, ki şiir eleşyararlı olduğunıı düşünüyorum ben de nuşuyorduk Melın, sanat alıcısı hedef kittirmeninin görcvi de bu gibime geliyor şisenin gibi. Ama bu tür incelemelerin gün le gcnişledikçc, sanatçı daha çok kişiye irin peşini bırakmadıkça, okudukça anlayuziine çıkabilmesi için yayınevlerinden seslenme çabasına giruikçe işler çatallaşımaya, sevmeye başlıyorsun, sonuçta bu şigelecek bir istemin olması gerckir. Neyse yor; tıpkı bir metre Kare saçı elli metre kair üzerine söyleyecek şeylerin de oluyor; ki, son yıllarda bunun da yolu açılmış olreyi kaplayacak gibi incelttiğin zaman 1985'ten 1998'e on üç yıl içinde söyledikdu, bu yöndc istcmler ve yayınlar, az da onun kalınlığının da kayboluşu, milimetlerim, yazdıklarım beni o şiirin eleştirmeolsa, başladı. "Marifet iltifata tabidir" derenin onda birine, yirmide birinc düşüşü ni yapmışsa, bu ancak sevinilecek bir şeyyimimizi unutmayalım. Bıından sonra bu gibi, o zaman bir kalem ucuyla delebilirdir benim için; seçilmiş bir şey değil, şidoğrultuda çalışmaların artacagını umu sin onu. Doğal bir şey bu, bir şair olarak, irin beni getirdiği bir yer. yorum ben. Aslında, bu çalışmaların tobir ses sanatçısı olarak o kadar geniş bir numlarının dergilerdcki daha dar oylumkitleye seslenmek istiyorsan, kendinden M.E. Bak yine ba\ıma geldi, Sina ile kolu yazılarda yattığı da bir gerçek. Benim ödün vereceksin, onların da anlayacağı nuşmalannızı dinlerken, aynen yazdıkla80'li yıllar şiiri üzerine bugüne dek yazbiçimde söyleyeccksin söylediğini. O zarım okurken olduğu gibi, tersi söylenemedıklarım bir araya toplansa epeyce kalın man sevilirsin, tutulursun ama bu arada yecek denlı (bu benim için böyle, doğal ki) bir kitap olurdu. Bunu da unutmayalım, şiir güme gider. Kitle kültürünün, kitle öyle doğrular söylüyorsun ki, ben de yazın diyorum ben. sanatının uerinlerde değil, yüzeyde bir mrunsallanndan çtkıp (kaçtp) hep sana gel• S. A. Şiir ve Eleştı ri kitabında yer alan yerde olduğunu söylemek istiyorum. meye, senı tanımaya tanıtmaya yönelmek Onunla buluşmak öyle yetenek ya da bübir yazıaa, "Markuzm, btr fehcfe, bir dü istiyorum. Yeryüzünde söylenmemı^ söz jüncc shtemi ve bir dünya görüşü olarak. yük çabalar gerektirmiyor. Ama ürünler kaımamışken, sen 'Hece Taslart' ile 'Şimbaştan ben etkili oldu yajamımda" diyor de o derece sığ oluyor. di Uzaklardastn' ile hasır ne\ir olurken, sun Fazla değil, bırkaç sözcükkavram kı S. A. Kulenın, fazla sayıda ınsanın an yazmayıokumayı nasıl olurdayaşamın bıMarksızm de bunlardan btridir körünfilt lamayacafı şeyler yazmak da marifet mt, rinci anlamı sayarstn: Tekrarın Tekrarı, tarıfı gtbı geltr bana Senin için "seçkıncı" dıyenler de var ya? Birıkıme Dayanmak, FAtettk, Şiirin Yaldıyen de var, sözgelimi "şiire ta\raâan ba M.H.D. Şimdi bu bizi şuraya getiriyor: nızlığt, Çağtnın Tantğı Olmak, Yazıdan kıyor" dıyenler ae. Benie, şıtrden, edebı Şair olarak ben kendi şiriimi mi yazacaBakmak, Adam Sanat Ştır Ytllıkları, bir yattan uzak durmaya hevesli olduğum o ğım, senin duymak istediğin şiiri mi yazayığın çeviri... derken bu yılda, Hece Tashengamelı yıllarda, örneğın Yent tidebı cağım'r' Senin duymak istediğin şiiri yazaları, Şıır ve Elestıri geldi, Şimdi Uzakyat'taki, Milliyet Sanat'takı yazılarına ba caksam, senin düzeyine inmem gerekelardasın da yolda. llıîeli soru bu, biliyokarak, "lşte küçük burjuva edebıyatının cek. 'Senin' sözciiğüyle ortalama şiirokurum; yaşamı ıskaladığını düsünüyor muutoriteii" filan diyordum. Populizme, orta runu kastediyorum. Şiir bilgisi, şiir beğesun, derken tersisöylenemeyecek doğrulalama beğenıye uzak duruşun, "yukardan nisi olmayan ya da belli bir dönemde, belrına inandığımdan, kendim için, kopya bakmak"ı da berabcrinde getırdı. "Yukar li bir şairde takılıp kalmış olan ortalama çekmek için özelinden... dan bakmak" üzerine konuşalım mt biraz? şiir okuruna iyi şiiri beğendirmck çok zorM.H.D. Yazmayı, okumayı vaşamın Ortalık nasıl görünüyur yukardan ? dur. Onun gözü yeni'de, avantgarde'da, değil kendi yaşamımın birinci anlamı sayM.H.D. • Eski bir pilot olarak dünya değişik olanda değil, duragandadır, radığımı söylersem biraz daha anlaşılır olur hatsız edilmek istemez. Oysa Yahya Keya yukarlardan bakmanın ne demek oldugibime geliyor. Önce, yazmadan, okumamal'den bugünün şiirine kadar, okuya ğunu iyi bilirim ben! Yıllarca önce, sözüdan, dinlemeden, seyretmeden, konuşokuya, el yordamıyla da olsa, geİebilmiş nü ettig'in, Milliyet Sanat'taki yazılardan madan nasıl yaşanır, bilemiyorum. En bir okur karşısında şair daha rahat eder, birinde makro, mikro sözcükleri geçiyorazından benim için böyle bu; başka türdaha kolay anlatır meramını. Genellikle, du. Şiirc bir makro bakış gereklilifiinden lüsünü bilemiyorum, elimden gelmiyor. bütün çaba şairden, sanatçıdan beklcnisöz ediyordum. Edebiyatla fazla ilgisi olBir baskası.kendine başka bir yaşam alayor: "Şair bana bir şey versin." Peki, sen mayan bir ekonomist arkadaş okumuş bu nı, başka bir anlam seçebilir. Ona da saybu şcy'i almak için bir çaba gösterdin mi? yazıyı, çok beğenmişti. Kendi alanından gı duyarım, ama demin dediğim gibi başBöylc dediğin anda da seçkinci oluyorbir terminin edebiyatta da kııllamlmış ol ka türlü nasıl yaşanır bilemiyorum. Ikinsun. Ben seçkinciliği her zaman kabul ediması birden dikkatini çekmişti, sanırım. cisi, her şeyden öncc, bir ötedil olan, yayorum. üemin dediğim gibi, sanatta da Diyeceğim, hayat yukardan bakınca dazılan, yaratılan ürünler üzerinde çalışan seçkinci olmayacaksak, nerede okcağız? ha ilginç, aslına daha uygun görünüyor. eleştirinin kendisi böyle bir okıımayazTıpkı ormana karşıdan bakışla ormanın MELİH ERGEN Vaulkner'ın, ma çabasını kaçınılmaz kılıyor. Okumaziçinden bakişın farklı oluşu gibi. DiümizYrost'ım ya da foyce'un höyle birşeylekar sanız yazamazsınız da. Okuma vc yazma deki 'yukardan bakmak' dcyımi bir yanjilastığ/nı, böyle bir dertleriolduğunu san birbirinden aynlmaz iki alan, ya da madan küçümsemeyi de akla getiriyor, ama mıyorum Yaulk.ner'a sormuşlar, "yazdık dalyonun birer yani. Hatta yalnız eleştiri sanırım bu anlamda kııllanmıyoruz biz. larımzdan bir $ey anlamıyoruz" demişler. için değil, yazarlık, sairlik için de geçerli Daha çok, şeyleri bütünJüöü içinde, geli"Ben yazarken üç defa yazdım bunu" debu. Okunıazsanız, okunmazsanız tıkanırşimi içinde görmeyi, tikelin içinde kaymij, "siz de anlamak için biraz çaba göste sınız bir yerde. Yaşam elbette önemli, ama bolmamayı anlıyorum vc öylc Kullanıyosanat yalnızca yaşamdan kaynaklanmıyor. rın rum ben. Bu anlamda yukardan bakmak Sanat yapıtının bir kaynağı da kendinden M.H.D. Tabii, tabii. Diyelim, rcsimi 'seçkincüiği' getiriyor tabii, edebiyatta da, önceki sanat yapıtlarıdır. Devamlı, kesinbilmeyen, resimden anlamayan birinin re Mehmet H. Dopan îyi şiirin dostu bir eleştirmen J SAYFA 4 CUMHURİYET KİTAP SAYI 430