28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

lediye Başkanlığı'na aday olmuştu. Scçimin yapılacağı günü yaşayanların unutamayacağı bir başka anısıdır. "Istanbul Seni Seçmeyecek diyordu Behram. Istanbul'u, Istanbul'da düşen arkadaşlan adına seslendiriyordu. "Darağacında Üç Fidan" kitabı sayfa sayfa, kitapta yer alan şiirleri dize dizc, iddianamclcre fişlenmiş mahkeme mahkeme dolaştırtlıyordu. 1980 darbcsiyle, dosyalan tekrar sıkıyönetim mahkemelerinde toplanmıştı. Nihat Behram yurt dışına çıktı. Hakkında tutuklama kararlarıyla arandığı bu dönemde, "yurda dön, tesfim ol" çağnsına uymayınca, 1985 yılında "TC vatandaşlığından çıkanldı". Kitaplan yasaklandı. Acıdır ki, tüm bu süreçler boyunca, aydın katlar ruhsuz, yankısız kaıdı. Yürcğini, acıları sevinçlere doğru seslendirmeye adamış, yurduna halkına aşıkbirşairin "vatanaihanet" suçlamasıyla vatandaşlıktan atılması karşısında, öfkelenen, titreyen ve bu duygusunu dilc getirenlerin sayısı cok azdı. Bir şairin, aydınların vatandaşlıktan atılmalan dünyada daha büyük tepki yaratmıştı. 1980'debaşlayan sürgiınlüğü 17 yıl sürdü Bchram'ın. Bu sürcç içinde dünyanın her köşesinde dolaşıp şiirlerini okudıı, konuştıı, yazdı. A. Behramaoğlu ve arkadaşı Yümaz Güney'in özgürlüğe kavuşmalarını sağladı. Türkiye'nin demokratik ortama kavuşması için çaiıştı. 1988 yılında "Darağacında Üc Fidan" yeniden basılıyordu. Yasaklara karşı çıkan onurlu bir eylem olarak basılıyordu. "Yurt KitapYayın" adıylayaymevi kuran Ünsal Öztürk, yayın yaşamına bu kitaba, bu kitabın şahsında bir anlayışa sahip çıkarak başlamak istcmişti. Kitap, "Yürekleri Şafakta Kıvılcımlar" adıyla yayıma hazırlanmıştı. îmhalardan, baskınlardan eldc kalmış bir nüshasındaıı dizgisi yapılmış, filmleri çekilmiş, baskıyaverilmişti. "Nihat BehramTürkiye'de" diye bir de sembolik bantposter hazırlamıştı Ü. Öztürk. Âdmı 12 Eylül zindanlanndaki direnişteölen Mehmet Fatih'ten alan, küçük bir çocuğun göğsündeki bu bantla çektirdiği rotoğraf Behram'a ulaştinlmıştı. "Sürgünlük günlcrimdc yurdumdan aldığım en Mhat Behram Türkfye'de Nihat Behram'la vaöitlan uzerine « yedi yıl politik siirgün olarak yurtdtjtnda yaşaamız. Sizce sürgün yaşamıntn dildtki etkileri nclcrdir? Bilindiği gibi 1980 döneminde ülkemden uzak yaşamak zorunda kaldım. Doğmakla benim olan haklarım gasp edildi. Bir şair ve yazar için sürgünde olmak, balığın su dışında, çiçeğin dalın dışında olması gibidir. Sözgelİmi, "Fırat boylarında at üstündeyim derken, bu ifadeyi şiire bir etno büinçle, bir ata bilinciylc yerleştirirsiniz. Derin anlamı kendıliğinden vardır. Sürgünde başka bir nehir kıyısında yaşarken, şiirinizdeki o nehir adı turistik olur. Sanatçı yurdundan uzakta olduğu zaman, birçok yeni kavramı derinleştirir: "Hasret" gibi. Sürgünde kafanın içinde şekillendirdiğin dünyada yaşarsın. Yani yurdunu sanal bir şekildc yeniden kurarsın. Acı olan buaur. Bu biraz daha dcrinlesince çevrendeki konuşmalarTürkçe gİDİ gelir. Dengeleyemezsen psikolojık dünyanda sarsıntılar yaşarsın. Sürgün şair ve yazarlann tarihine baktığınız zaman bunun derin izlerini görebilirsiniz. Mesela Tchukolsky, Nâzım, Puşkin... Sürgünde özgür gibi görünen bir tutuklusun, sadece hiicre çok büyüktür. Yahya Kcmal"Istanbul ufukta görün meden kalbimde göründü" demiştir. Bcn dc dönerken bu dizede nasıl bir de parçası. Yalazlagüzel armağan" rını yutkunuyodiyordu Behram rum.lçimdeyanbunun için. "îngın.Biısemkibasanı onuruyla dik ğınnca Zürih yatutan, tüm acılanacak, yansın rının karşılığını yansın yansın diödeyen bir armaye ölesiye bağıragan\. rağım. Baskılara Ve "Darağabağışıklı, acılan cında Üç Fidan "ı kanıksamış susbu yayımlama gikunlar utansın!" rişimi de, beklediyordu: nenden çabuk şiddeti üzerine Isviçre ve Alçekmişti. Ankaman basınında Ataol Behramoöiu ve Nihat Behram Mllltan Derglslnl ra DGM Savcılıyer alan yazı, birCikardıklan yıllarda, 1975. ğı, o dönem baçok kuruluş ve sımevlerine yerkişiyi harekete leştirdiği ajanlardan geçirmişti. Başta Alaldığı ihbarla harekete man Yazarlar Birliği geçmiş, mahkeme kaolmak üzere kitap yararıarına, yazılı emirlesaklamalanna ihşkin re bile gerek duyulbirçok tepki iletilmişti maksızın, savcı, sözlü Türkiye'ye. emirlc polisi harekete Istanbul'da davası geçirmişti. düştüğü halde, Ankara DGM'nin emriyle Matbaa seri operaskitap bir kezdaha yaryonlarla basılıp basım gılanmaya baslamıştı. Kitabı Ünsal Özhazırlıkları yapılan kitaplara, tüm malzetürk ve N. Benram'a fotoğrafını yolladımelere el konulmuş, Ü. Öztürk vc arkağı Mehmet Fatih'in babası Av. Hüsnü Ökdaşlan DAL grubunda günlerce sürecek tülmüsjsavunmuş ve 1991 yılında davalaişkenceli sorgulara alınmıştı. Bu kitaba, rı beraat kararıyla daha yayımlanmasonuçlanmıştı. dan, basımı sırasında matbaada el konul12 Eylül karanlık masına da böylece döneminin "vatantanık oluyorduk. daşlıktan atma kararlarının geri alınN. Behram, kitabıması ve vatandaşlık nın bir kez daha bu haklarının iadesiyle, şekildc yasaklandığıBehram 17 yıl süren nı, yurtdışından bir politik sürgünlük yazısı için 2000'e dönemini noktalaDoğru dergisine teyıp, 27 Mart lefon ettiğinde öğ1996'da yurduna renmişti. Behram'ın geri döndü. Döndü o anki duyarlığıyla ve havaalanında yazıp dergiye geçtiği Darağacında Üç yazı, Avrupa basıid" d i l mında da geniş yanFidan" nedeniyle kı uyandırmıştı. hakkında verilen tu"Yüreğimi Dişleyetuklama karanyla rek Yazıyorum" başgözaltına alındı. Bir süre sonra belıklı bu yazıda " YüN|hat B e h r a m kltaplarındano t u r u aOır raat kararlan vc dareğım agzımda ateş cezada vargıianıyor. 1977. valarının zaman aşımıyla düsmcsi nedeniyle serbest kalan Benram, kitaplarının yeni basımları için calıştığı günlcrdc, 1997 lCasımı'nda, havaalanında tekrar ve yine aynı gerekçeyle, "Darağacında Üç Fidan" nedeniyle hakkında verilen tutuklama kararının polisçe bilgisayara bir kez daha işlenmiş olması sonucu gözaltına alınıyordu. Kitabuıı kaleme aldığından j sonra Behram, bir yanı traiik bir yanı komedi bir biçimde adliye koridorlannda "Darağacında Üç Fidan" için ifade veriyordu. Avukatlan Namık Kemal Bchramoğlu ve 1972'den bu yana Deniz Gezmiş davasının uzman avukatlanndan olan Orhan Izzet Kök'ün bir kitap ve yazannın özgürlüğü için verdikleri nukuk savaşının yaşı 21 yıla ulaşıyor. Kitap ve yazannın beraat ve serbestlik karan, yazılışından 21 yıl sonra Istanbul Cum. Savcdığı'nca onaylanıyordu. Özellikle 12 Eylül Darbesi sonlarında türeyen ve kendini "geçmişin duygu mirasına yönelik yağma"da şekilleyen bir anlayış var ki, geîecek kuşaklara ahlak dersi olması açısından bu noktanın altını da çizmek gerekiyor: Kendi konusunda, 1976'daki çıkışını, çıktığı gündeki derinliği vc ödünsüzlüğüyle 20 yıl yasaklarla boğuşarak sürdüren "Darağacında Üç Fidan" aynı konunun bolca işjendiği kuruluşlar ve "araştırmalar"da, gerek ruhsuz aydın tavn ve gerekse çıkarcılığın sektcrızmin, yardakçılığın tipik bir örneği olarak, egemen güçlerinkinin ikizi bir sansür yedi. tlk yayımlanışının 22. yılında "Darağacında Üç Fidan yirmiiki yıl boyunca sürdürdüğü özgürlük mücadelesinin bu öyküsünü de eklenerek, işte yine pkurunun karsısında. Yine yeni kuşaklara, inancın vc direncin, haksızlığa başkaldırının, hayatı vehalkı sevmenin, umudun, scvginin ve suçsuzluğun, dostu ve düşmanı seçmenin, fedakârlığın vc hesap sormanın, düşüncenin vc duyarlığın el kitabı olarak... Yazanysa, yıllar sonra dönebildiği yurdunda, siirini, şiirden süzdüğü mücadelesini kaldığı yerdcn sürdürüyor: "Yeniden Kendi Senrimde" . • olan, modalaşmaya çalışan cğilimlerle ilgilenmedim. Öteden beri kendi duygu ve düşünce ırmağımda yaşadığım için yine o ırmakta bir damla olmayı sürdürdüm. "Bir damla" diyorum, cünkü o ırmakta Karacaoğlan, Nâzun, Enver Gökçe, Ahmet Arir var, öte yandan Neruda, Lorca var. O ırmağın rengine uygun olanı merak ettim. Yaktnltk bulabildiğiniz unsurlar oldu mu? Kendi geleneğini soluyanları, medyatik ilgileri olmayanları yakın buluyorum. Sessiz ve derinden gelenleri... Toplu yapttlarınız hızlı bir süreçte yayımlanmaya başlandı. Darağacında Üç Fidan adlı belgesel anlatınız 22 yıl sonra tekrar basıldı, Gurbet adlı romanınmn yeni basımı yaptldı ve lOytlt kapsayan siir serüveniniz Yaltn Yürek adıyla topluca bir kitapta yer aldı. 2029 Mart günleriarasmda dü'zenlenen 1. Uluslararasılstanbul Kitap Fuarı'na davet edildiniz. Bu konuda neler söyleyeceksiniz? Yurdumda uzun yılların yasağından sonra kitaplarımla birlikte olmaktan mutluyum. Ancak içimdeki burukluğu da ifade etmeden geçemeyeceğim. Yasak karsısında duyarsızlıktı bu. Bir sıkıntım da bazı sol grupların kültürel geriliği oldu. Ne onlara ne de edebiyat ortamının sürdürücülerine yaranabudim. Şiirimin antolojilerden dışlanması ortaua. Ama gerek yayın bakımından, gerekse kitle bakımından yeni bir kucaklaşmanın mutluluğunu yaşıyorum. Kitaplarımın seri olarak yayımlanması da ayrıca anlamlı. • ' O rin duygu olduğunu yaşadım. Ülkedekı edebiyat ortamından ayrı olmamn sorunlartm nasıl taştdtnız? Yurtdışındaki ilk aylarım soluksuz şiir yazdığım dönemdi. Ttpkı Türkiye'de olduğu Fırtınayla, Borayla gibi sonra niceiik Dencnmis Arkada;olarak azalma ol lıklar/ Nihat Behram du. Seyrekleşme / Cem Yaytnevi oldu, ama yoğunlaşma da oldu. Sonra roman girdi araya. Gurbet romanımın yazılımı 22,5 yıl sürdü. Bu romanla şiirin kesildiğini söyleyemem. Şiirsel olanla 'gurbet teması harmanlandı bu kitapta. Hatta 10'a yakın şiir yer almıştır onda. Sonradan bu şiirleri şiir kitaplarıma aldım... Ülkemde edebiyat ortamından bclli bir kopuş zorunlu oldu. Ancak ülkeye olan duyarlılık yurtdışından daha bir başka oluyor. Belki söylediğinizin tcrsi gibi gelecek ama, bağlantı arttı, Uai arttı. Kulağımız hep Türkiye'deydi. Ülkeyi sorunlarıyla birlikte taşıdık oralarda. Ben kendi payıma oralara kültürel olarak dahil olup erimeyi düşünmedim hiç. Roman yazmak, ko (jayatıtnız Üstiine Şiirler / Nihat Behram / Cem Yaytnevi Döviişe Dövüse Yürünecek Nihat Behram / Militan Yayınlan nutema bir yana Türkçe'yi daha geniş olarak kullanmak içindi belki de. Nitekim ardından ikinci romanım Lanetli Ömrün Ktrlangtçları (Kız Ali) geldi. Üretmekle, Türkçe'ye olan bağlılığım ve duyarlıhğımda direndim. Uzun yıllar sonra döndügünüzde edebiyat ortamtm nasıl buldunuz, değisen neydi? îlk gözlemim kuşaklar aynmının derinleştiğini görmek oldu. Kuşakların birbirine devredcrek ve dilde, kültürde bazı değişimlcre uygun olarak çatışarak sürdürdülcleri yenilenme bilinci yerinc ayrı ayrı varolma gibi bir kopukluk içinde olduklarını gördüm. Şiir için söyleyecek olursam, şöyle ya da böyle moda CUMHURİYET KİTAP SAYI 425 SAYFA 5 J
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear