Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Deniz Kıyısında Bir Hafta Sonu/'Genevieve Brisac/Çevircn: tnciKaplan Gul/Can Yayınları/147 ç Nouk, Paris'te bir kitaplıkta görevli, kendini oğlunu yetiştirmeye adamış, oruzlarında yalnız bir ka dın; bclki binlcrcesinin arasında, bir yalnız kadın; uzakta, oğluyla iletişimi sürdüren ve oğlunu isteyen r>ir baba. Duyarlılıkları, özlem leri, görev duygusu vc içinde kopan ıırtınalarla sıradan bir yaşam Nouk'ıın yaşamı. Ama onun ken dine özgü renkleri var. Annelik ve kadınlık, bağlar vc özgürlük duygusu arasında cziliyor, sılaşıyor gibi hissetse de, yaşamına kattığı mizah, kendiyle ve çevresiyle dalga geçebilmesi, dosdukları, oğluyla ilişkilerindcki keskin gözlem giicü onıı farklı kılı yor. Nouk'un yaşamı çoğumuzun iyi bildiği, ama sözcüklere dökmekten çekindiği bir yaşam. Genevieve Brisac, akıcı, rahat biçemiyle çağdaş bir söylenı kuruyor 'kadın' vc 'yaşantılar' uzerine. "Deniz Kıyısında Bir Hafta Sonu"nda yalnızca Nouk'u ve Eugenio'yu değil, çalışan, annelik yapan, kendi olnıaya çabalayan modern, kentb kadınları ve onların yaşamlarının mer kezi olan, çocuklan anlatıyor. Gözlemci/7/d/o Calvinu/Çeviren: Aydın Emeç/Can Yayınları/104 s. ltalyan Edebiyatı'nın temel taşjarından Italo Calvino, bu romanının sonunda şöyle der: " Anlattıklarım özünde gerçektir; ancak roman kahramanjarının tümü hayal ürünüdür. Özellikle onuncu bölümünde gördüğünüz milletvekilini kimseyle özdcşleştirmeye çabşmayın. Benim yarattığıın alegorik bir roman kişisidir o. Bu bölünı dışında yazdıklarımı tümüyle kendi gözlemlerime dayandırmaya çabştım; olgulardan, çok düşünccleri temel alan bir anlatımda bu sizce önemliyse açıklamak isterim." Ellili yılların Italyası'nda, bir seçim gününde, Cottolengo Düşkünler Yurdu'ndaki seçim sandığında gözlemci olarak görevlendirilen komünist partisi üyesi Amerigo ürmea'nın gönülsüzce başladığı bu olağandışı gün ve o insanlar arasında geçirdiği saatler, onun yaşamını hiçbir kişiscl deneyimin sunamayacağı sorulara, düşüncelere, gözlcmlcrc açıyor. "Gözlemci", elJili yılların Italyası'ndan bir kesit verirken, Amerigo Ormca'nın kişiliğinde insanlık sorunlarmı ve insan yapısını da irdcliyor. Cam Smtr/Carloî ¥uentes/Çeviren: Yıldız Ersoy Canpolat/Can Yaymlan/247 s Her romanında Meksika'nın Garios Fucntcs yazgısına başkaldıran Carlos l'uentes, "Cam Sınır"da da bir CAM SIMR sınır kasabasının insanlannı ve sorunlarını yer yer şiir yüklü bir dille sergiliyor. Birbirindcn bağımsız görünen dokuz öyküyü birleştiren en önemli bağ, Meksika gerçeğidir. Zaman zaman düzyazı şiir diyebileceğimiz pasajların da eklenmesiyle, çoşkulu, acılı, yergib bir dille tarihin derinliklerine de dalan yazar, Meksika'nın geri kalmışlığının, topraklarını Amerika I3irlcşik Devletleri'ne kaptırmış obnasının vc binlerce Meksikabnm yok edilmesinin acısını soluyor. Cam Smır'da işçisiylc, kaçakçısıyla, aydınıyla, işbirlikçisiyle küçük bir sınır kasabasının seriiveni anlatılıyor. Ucuz işçiye ihtiyaç olıınca açılan sınırdan Amerika Birleşik Devletleri'ne yaşamlarını bilc lehlikcye atarak geçmeye çalışan binlerce insanı, karşı taralta da baskı, aşağılanma, hatta kaçak işçi sayılarak sınır dışı edilme bcklcr. F.kmek parası için ycrinden yurdundan kopan, işçi kaçakçılannın ve bencil aracıların eline düşen kadın ve erkek işçiler asbnda hcp aynı yazgıyı paylaşmaktadırlar: Acımasız bir canavarla komşu obna yazgısını. CUMHURİYET KİTAP SAYI 460 Beş Ahlak Yazısı/ Umherto Eco/Çevıren: KemalAtakay/Can Yaytnlan/110 s. Umberto Eco, ahlaksal hcsaplaşUnbcrto Eco ma niteliöi taşıyan beş yazısını "Beş Ahlak Yazısı" adı altında AHIAK WJSI toplamış. Kitabın ilk yazısı, 'Savat şı Düşünmek', Körfez Savaşı'ndan yola çıkarak, geleneksel savaşlarla modern savaşların bir karşılaştmlması vc modern savaşı anlarna cabası. 'Ebedi Faşizm', Mussolini Jtalya'sında faşizmi yaşayan çocuk Eco'nun anılarından faşizmin 'ebcdi' nitcliklerini cöziimlemeye gcçen yetişkin Eco'nun nercdeyse değişnıcz faşist bclirtileri ortaya koyuşu. Üçüncü yazı 'Basın Hakkında', italya basınının 1950'lerden bu yana geçirdigi dönüşümü cle alan, ama basına ilişkin gcnel dcgerlendirmeler içercn bir yazı. Dördüncü yazı, 'Oteki Sahneyc Girdiğinde', herhangi bir dinsel inanç sistemine bağlı olmaksızın bir insanın nasıl bir ahlak yaratabileceğinin araştırılması kısacası, Türkiye açısından son derecc güncel bir konu olan 'laik ahlak'ın temellendirilmesi çabası. Ve son yazı 'Göçler, f loşgörü ve I loşgörülmezlik' 2000 yılının en temel uluslararası sorunu göç olgusunu, Batı Dogu toplumları arasındaki geleceğe yönelik ilişkilerin nasıl bir gidiş göstercccğini düşünme çabası. Türk toplumunu da yakından ilgilendiren beş sorun, beş ahlaksal hesaplaşma. Quinx ya da Kusursuzluk Peşindc/luıwrctıce Durrell/Gülçtn Aldemır/Can Yayınları/200 ı "Quinx", 'Avignon Beşlisi'nin I a\vTciKe Dıırtt'll beşinci ve son kitabı. Böylece, QUIKX Monsieur ile başlayıp Livia, MJSURSL7IJUK Pt^İNDlConstance ve Sebastian ile de vam eden dizi tamamlanmış olu35ı""" yor. (Constance, Livia, Sutcliff ve Blandford'un çarpıcı kişiliklerinin bir kez daha sergilendiği, ilişkilerin olgunlaştığı, kahramanların yine aşk ile öliim arasında karmaşık yolculuklara çıktığı bu kitapta da, Doğu Batı ekseni üzerinde tartışmaya açık gelip gitmcler ana izlekJerden biri. Lawrence Durrell, iç içe girmiş Doğu Batı ilişkisini, aşkı ve ölümü de içerecek biçimde irdelerken, özellikle Batı ııygarlığını acımasızca eleştiriyor. Çağımıza damgasını vurmuş romancılardan Lawrence Durrell'ın, 'Tskenderiye Dörtlüsü' ile birlikte başyapıtı sayılan 'Avignon Beşlisi'ni tamamlayıp okurlara sunmaktan kıvanç duyuyoruz. Yaşama Sevinci Rus Edebiyatından Seçme Oyküler/Çeviren. Mehmet Özgül/Mılliyet Yayınlan/125 s. "Yaşama Sevinci"nde, Ekim Devrimi öncesi iiç Rus yazarından, Sovyet yazını döneminden ise altı Rusya, birer de Azerbaycan, Tacikistan, Ukrayna, Tiirkmenistan, Lctc^nya ve Özbekistan Cumhuriyeti yazarından seçilen, toplam 15 öykü yer alıyor. Öykülerdc işlenen ana tema "sevgi"dir. Yurt ve doğa sevgisi... Kısaca bu öyküler bize yaşama sevinci aşılıyor, öykü kahramanları gözlerimizi geleceğe umutla çevirmemiz için yüreğimizde çoşku, güven duygusu uyandırıyor. . George Dumezil'le Konuşmalat/Dıdıcr lirıbun/Çevırcn. htnaıl Yerguz/Sınatle Yaytnları/177 r George Dumezil sürekli olarak bir bilim adamının yapıtlarının arkasından silinnıesi gerektiğini söylemiştir. Dolayısıyla da anıla rını yazmayı hcp rcddetmiş ve otobiyogralik açıklanıalar yapmaya hiç yanaşmamıştır. Bunun la birlikte ünivcrsite kariycrinin, entelekniel yaşamı<;c«r|tı» Dume/il'lc Ktıııu.ftııulur nın, kısacası yaşamının öyküsünü anlatmayı kabııl etmiştir. YılJardır insan bilimleri alanında en güçlü yapıtlan vermiş bir bilim adamı olarak selamlanan Dumezil bu yapıtta çalışmaları ve içinde geliştiği koşullar ve bilim alamna geürdiklcri konusunda yeni bilgiler veriyor. Türkiye'de geçirdigi yıllardan, burada Kafkasyalılarla nasıl tanıştığından, özellikle de bir Kafkas halkı olan Ubıhlar üzerinc çalışmalarından söz ediyor. Bu arada tarihçelere de Yinninci Yüzyıl Fransa'sının düşünce yaşamıyla Ügili tanıklıklar sunuyor. Dostlanndan Pierre Gaxotte'dan Michel I'oucauh'ya kadar edebi ve felsefi beğenilerinden, gcnçligindeki siyasal eğilimlerindcn ve daha sonra görüşlerinde meydana gelen değişikliklerinden söz etmekten de geri durmuyor. Ama özellikle de uzman olmayan geniş bir okur kitlesini içerik ve oylumu konusunda bilgiler verdiği yapıtlarını okumaya nasıl başlamaları gerektiği konusunda bilgilendiriyor. En Uzun Onyu/Derleyenler: Gencer özcan, Şule Kut/Dc/yut Kitaplan/471 s. Doksanlı ydlar Türkiye için başdöndürücü gelişmelerle dolu uzun r or| 1 nı 'V A\nm s^ 'n y ' °^u. Tüm dünyayı sara da, Türkiye yeni komşuJarla tanışa. Uzak ve yakın yeni komşular, Türkiye'ye yeni uJFuklar açarken, yeni sorunlar da yarattı. On yılın ortalarında, Türkiye'nin, mesafeli komşu konumunu terkederek, girişkcn politikalara yöneldiöi, yeni koşullara uyarlanmış, siyasal ve askeri müdahale yetenekleri geliştirdiği görüldü. ünyıl biterken, çevre bölgelerin başka çözülmelerle sarsılması çok uzak bir olasılık değil. Bu olasdığın gcrçckleşmcsi, Türkiye'nin, yeni komşuiarla tanışması, yeni olanaklara kavuşması ve bir yandan da yeni sorunlarla karşı karşıya gelmesi anlamına gelecek. Bu sorunların nasıl aşılacağı, bir ölçiide doksanlı yıllar boyunca geliştirilcn birikim ve yeteneklerin ne yönde kullanılacağı sorusuna verilecck yanıtlarla bağıntıbdır. "En Uzun On Yıl: Türkiye'de Ülusal Güvcnlik vc Dış Politika Gündeminde Doksanlı Yıllar", yaklaşan yeni yüzyılın sorunlarına, doksanlı yılların penceresinden bakan çalışmalardan oluşuyor. Ortadoğu'da tslam ve Siyaset//Ara« D Dağı/Boyut Kıtapları/222 s "Ortadoğu toplumlarında 'lslam, siyaset ve devrim'in tarihsel bağlamda, bütünleyici kavramlar olarak bir araya gelip ideolojik kitlesel bir görünümle tarihin yapılanmasına katkida bulunduğunu söylemek oldukça güç. Bu üçlü tümüyle bir araya gelemeyecek kadar farklılaştırılmıs, vc tekcr tekcr kontrol altına afınmaya çalışılmıştır. I'akat yine de tslam siyaset ikilisinin lslam toplumlarına fazJa yabancı olmayan bir ilişkiler ağı, daha doğrusu karşılıklı bağınılıhk ilişkisi oluşturduğu söylenebilir. lslam tarihi, siyasal otoritenin ortodoks Islama göndermeler yapılarak meşrulaştırılma, buna karştlik ortodoks lslamın da siyasal otorite tarafından korunması tarihidir. Yani paradoksal bir biçimde, siyasetin kontrol altında tutulan tslami anlayışla Islamileştirilmesi ve kidcsel lslamın cgemen siyasal otorite tarafından depolitizasyonu." diyor Ihsan D. Dağı kitabın girişinde. Geçkin Bir Kadın/Altay Martı/Çiviyaztlart Yayınları/112s. " 'Kentler haksızlık yapmaya başlarsa insana çareniz sınırlıcfır' Gölge gibi yaşamak, duvar diplerinden yürümek ve kapanmak! Eve kapannıak! İçe kapanmak! Çare buymuş gibi görünür. Onca yıldır rutubctli odalarda, kirli ve ıslak yataklarda hiç tanımadığı, belki bir daha hiç göremeyeceği, kalınazgınalevli ve terli erkek vücutlarının hoyratça devinimlerinden, ulacık bir clektirik sobasıyla ısıtılmaya çalışılan loş odaların duvarlarına sinmiş buharı üstünde alkol kokularından, bir türlü akmayan musluklardan, küçük tüp üstünde, iri bir tencerede kaynatılmaya çalışılan banyo sulaıından, antika birkomodinin üzerindeki kırık aynalardan, erkek sıvısı bulaşmış peçetelerden, simsiyah sesle kaba saba pezevenklerden, bedenlerine kırk bin el değmiş, ruhlan dağlanmış tükcnmiş fahişelerden, SAYFA 21 E^ UZuNONlIL büyük çözülmelerin sonucun