Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
ği yapmasını Ingiliz ve Eransız ilükümetleri'nin kabul etmesi, Hitler'i büsbütiin yüreklendirmişti. (...) Hitler için sevinçli habcrlcr bununla da kalmıyordu. Chamberlain ve llalifax, Rusya'nın, Almanya'nın ilcrlemesini önlemek için kendilerine yaptıkları görüşnıe önerisini reddetmişlerdi. Oncmle üzcrindc durulması gcrckcn diğer bir konu da, Eylül 1938'dc Alman ya nın Çekoslovakya'yı tehdit etmesi gündeme geldiğinde Rusya aynı öneriyi ncm resmi hcm özel olarak tckrarlamış, Çckoslovakya'yı savunmak istemişti. Âncak bu öneri de gözardı edildi. Ayrıca Rusya, Çekoslovakya'nın kaderiııin belirlendiği Münih Konferansı'nın da dışmda bıraKilmıştı." Bu durum Sovyeder'in I litler ile anlaş masını hazırlar gibi görünüyorsa da, antlaşmanın gerçekleşmesinde lngiliz hükümetinin ycni tututnunıın payı vardır. Çekoslovakya'nın iç bölünmesi, Slovakya'nın ayrılmasını izleyen günlerde Hitlcr'in Çekoslovakya'ya girişi, lngiltcre'nin bu duruma karışmayacağını, açıklamasına yol açmıştı. Ingiltere, Slovakya'nın ayrılışının, Çekoslovakya ile yapUgı antlaşrnayı geçcrsiz kıldı&ı inancındaydı. Bu olaylardan hemen oir iki gün sonraysa, tngiltere scrtleşerck Polonya'yı herhangi bir saldınya karşı destekleyece ğini bildiriyordu. Oysa "îngiltere'nin Polonya'ya verdiği garantiyi yerine getirebilmesi için Rusya'nın yardımına ihtiyaç vardı. Ancak şimdiye kadar ne bu konu Rusya ile görüşülmüş ne de Polonya'nın böyle bir yardımı kabul edip etmeyeceği araştmlmıştı." Düs Düsiin ve Gercek "Düş Düşün ve Gerçek", son dcrecc üretken bir bilim insanı ve yazar olan Muhsine Helimoğlu Yavuz'un 9. kitabı. Helimoğlu Yavuz, denemelerini biraraya getirmiş kitabında. AYŞE GUNEŞ İC I ^ üs, Düşün ve Cîerçek" (Ürün I 1 Yay., Ank. 1998, s. 267), son ' S derecf üretken bir yazar olan Muhsine I lelimoğlu Yavuz'un 9. kitabı. Kitaplarını çocuğu gibi gören yazar, kendi deyişiyle, bu kitabını daha bir "öz çocuk" duygusuyla benimsiyor. Bunun nedenini de lcitabının "Onsöz"ünde şöyIc açıklıyon "Bir yapıtın "serüveni" konusunun, daha yazarın beynine, yüreğinc düşmesiyle başlaı. Sonra da yazar; eline denıir asa alıp, ayağına dcmir çank giyerek uzun, çok uzun bir yolculuğa çıkar. Ço;u zaman yollardaki akıl almaz güçlükeri açıp, dokuz canlı devlerle dövüşüp, geçit vermez dağlardan yel gibi, derelerden scl gibi geçerek, sonunda Kafdağı'nın ardına ulaşır ve yapıtını bitırip, onda kendini var eder. Yaşadığı çetin volculuk nedeniyle, na sıl da yorgun ve V>itkindir. Sanki tükenmiş, içi boşalmış gibidir. Bu, yeniden dofmaya hazırlanan bir boşluk, yeniden çiçege durmaya hazırlanan bir tükeniştir. Çünkü yazar, yeni bir kitabıyla dünyaya "mcrhaba" derkcn, bir başkasının tonumıı yüreğine ve bilincine çoktan düşmüştür bile. 1 fenüz matbaadan alınmış kitabının taze mürekkep kokusunu duyup, parmaklarının ucuyla, yeni doömuş bir bebege dokunur gibi, "ritüel" bir ürpertiyle dokunur kitabına ve sonra, bana çok çektirdin ama iyi ki dc yazdım seni, diycn bir gülüseme yayılır yüzüne. Ben de yukarıda anlattığım "büyük çilelerle" yazarım kitaplarımı ve yürek çarpıntılarıyla da yayımlanmasını beklerim. Kitaplarım, çocuğum gibidir. Onlarla aramda, neredeyse organik bir ba£ vardır. Ama, bu kitabımı daha bir "öz çocuk" duygusuyla benimsiyorum. Çünkü, deneme ve incelemelerden oluşan bu kitabın, özellikle "denemeler"i, boş ve ak kâğıdın "dipsiz dcrinligi" ile "ürperten aklığı" üstüne, beynimden ve yüreğimden damıtılarak akıtılmıştır. Bu kitapta yer alan denemelerimin çoğunluöunu 19921998 yılları arasında "Cumnuriyet" Gazetesi'nde yayımlanan yazılanm oluşturmaktadır. Yine bu yazılarımızın bir bölümü, daha önce yayunlanan "Arada Bir" (Doruk Yay., Ankara 1994) kitabımda yer almıştır. Kitabın inceleme ve araştırma yazıları bölümü ise daha önce, çeşitli dergilerde yayımlanmı^ yazılarımdan oluşmaktadır. Günümüz insanının, kcndisini acımasızca kuşatan yaşam koşullarıyla, içincle yaşadığı dünyayfa ve giderek kendisiyle giriştigi amansız savaşı gördükçe, banşın ve huzurun insan açısından önemini bir kez daha vurgulamak içindir ki, bu kitabımı "Pablo NerLitla"nın dizeleriyle "Barış"a adıyorum." Evet, kitap Pablo Neruda'nın şu dizeleriyle "Barış"a adanmış. "Çayır çimen arayan aşklar için/ Ve bütüıı yaşayanlar için/ Bütün sular biitün topraklar için/ Barış olsun..." Muhsine 1 lelimoğlu Yavuz her kitabında, her yazısında olduğu gibi bu ki Muhsine Helimoglu Yavuzdan denemeler toplamı ( Kitabm en olumlu yanı Liddell Hart, lrıgıltcıc'nın Kusya'yla anlaşmadan Polonya'ya garanti vermesiriin nedenlerini incelerken, Batı'nın yanılgısının altını çizer: "(...) Rusya'nın gücünü küçümser ve yanlış degerlendirirken, Polonya'nın gücünü de abartıyorlardı." Batı'nın özelliklc îngiltere'nin Sovyetler'le bu konuda kesin bir anlaşma düzenine girmemclerinde başka kuşkuların da rolü vardır. Ve biitün bu küçümseme ve kuşkıılar, sonıında başlayan görüşmelere bir "ceııazc marşı" hızı kazandırır. Hitler, bu durumu değerlendirecek, Batı'nın ısrarla dışladıgı Sovyetler ile anlaşma yulunu seçecektir. Sovyctler'in, Batılı müttefiklerin ve Hitler'in, savaş öncesi yaptıkları yanlışlar, düştükleri yanılgılar irdelendikten sonra geçilir 11. Dünya Savaşı'nın anla tımına. Bu anlatım haritalar, komutanlarla ilgili bilgilerle 862 sayfa sürüyor. Kitabın okur bakımından cn olumlu yanlarından biri çevirmeni. 11. Dünya Savaşı Tarihi'ni dilimize çeviren Kerim Bağrıaçık da eski bir asker. Bu durum çeviriye ayrı bir akıcılık kazandırmış. lkinci Dünya Savaşı ile pek çok roman okuduk. Bu kez işin taktik yanıyla ilgili tarihsel bir belgeselle karşı karşıyayız. Bir roman gibi akıcı bir belgesel bu. Ancak, pek ÇOK bölüınde, bu akışa kapılmayıp düşünmck gerckiyor. Bugün dünyamızda sürüp giden olayları daha iyi kav ramak için. Ancak böyle bir okuma vc irideleıne, Kerim Bağrıaçık'm dileğine katılmayı kolaylaştıracaktır: "tnsanoölu, tkinci Dünya Savaşı'yla, tarihin en büyük felaketini inanılmaz ıstırıplar çekerek yaşadı. lnsano^lunun karşıla^tı^ı ve yaşadıgı bu felaketin tari hini sunarken savaşın ne kadar acımasız, ıstırap ve yokluklarla dolu olduğunu sizlcrle paylasmak istedim. En büyük dilegimiz insanoj»lunun ba rışın kendısı için en değerli varlık olduf unu anlaması ve barı^ın değerini anlamak için böyle bir felaketi bir daha yaşamak zorunda kalmaması." • tkinci Dünya Savaşı Tarihi 12/ LtJ dellllart/Çeviren. KertmBağnaçık/ Yapı KreJı Kültür Sanat Yayıtıalık/ 862 s C U M H U R İ Y E T K İ T A P SAYI 4 5 1 Muhslne Hellmoğlu Yavuz her kitabında, her yazısında olduğu glbl bu kitabında da dll ustalığını, sıcak ve yumusak anlatınmyla blrleştlrivor. Akıcı bir belgesel tabında da dil ustalıöını, sıcak ve yumuşak anlatımıyla birleştirerek, en soğıık, en çatık kaşlı sorunları ve en bilimsel konuları bile, bir solukta okunur hale getirmiş. Ornciin, Güneydoğu soruntına değindiği "Vay Limin" başlıklı yazısında, bölgedcki rengarenk insan mozayiğini, kültür zcnginligini ve insana duyduğu sevgiyi saygıyı, şu bir paragrafla göz önüne seriveriyor. "Diyarbakır Efsaneleri kitabımı hazırlarkcn, alan araştırması için gittiğim köy ve mezralarda beni kollarını açarak karşılayan ve kendilerinden biri, çok sevdiklcri bir yakınlan gibi bağırlarına basan Kürt Emo ve kocası Ahmet, Hazal, Reşo, Halime, Zaza Müslüm, l'ürkmen Hacı Köyü'nden bir Azcri Türkü olan köy imamı Caier, Süryani Sarve Usta, Ermeni Poşucu, görmeycn gözlerine karşın, sazıyla birbirinden giizel türükler çalıp söyleyen Mah Turna. . yüreğimi de birlikte kanatarak..." (s. 32) Değerli yazarımız Aziz Nesin için, ölümünden önce yazdığı yazıyı ise şu şiirsel parag raîla bitiriyor. "Scn kullcrinden yeniden yeniden doöan Kaknüs, Simurg, Anka, Pnonix,Jarptitsa; sevgili, güzel, aydınlık insan Aziz Usta... Sen daha çok ama çok yaşa ve bü tün dünyava 'Böyle Gelmiş Böyle Gitmez' de, olur mu..." (s. 64) "Mustafa KemalSarışın Kurt" başlıklı yazısını da şu paragraflarla bitiriyor. "Bu 10 Kasım'da dayine Anıtkabir'egidecegim. Ona, Latife Hanım için kırmızı bir gül, Fikriye (lanım için ise 'kanayan' bir karanFil götürcceğim. Nâzım'ın o ıınliı deyişiyle 'Sarışın Kurt' seni seviyoruın ve senin için diyo rum ki: Ona ağıt yakmayalım, onıı siislü sözcüklerin kısır döngüsüne oturtup bir rozet diye yakamıza takmayalım. O bü yük insanı biçimin, sanatın, uygarhğın aydınlığında; usumuz, yüreğimiz ve Dİlincimizlc analım, bugün ve her zaman..." (s. 66) 56 deneme 2 söyleşi, 1 öykü, 1 gezi ile incelemenin yer aldıg^ı bu kitabı, dantela gibi işlenmiş dilimizin tadına vararak ve seçilen konulardan da büyük bir keyif alarak okuyacağınızı biliyorum. tyi okumalar... • Düş Düşün ve Gerçek/'Muhsine İle Itmoğlu Yavuz/ Ürün Yay, Ank 1998/ s.267 SAYFA 15 Büyuk İnsan Görkemli mozayik Si/iııle paylaştıgım sekız yıllık yaşam dilimimin karşılığında,sizdebenimleefsanelcrinizi, masallarınızı, ağıtlannızı, ninnileıinizı, dahası yüreğinizi veekmeğinizi paylaştınız. Bu paylaşım, sizin bu görkemli mozayiğiniziıı bir parçası ola rak içinizde yaşamak, beni biraz daha insan yaplı ve halk kültürü dağarcığımı sonsuz zenginleştirdi. I lepinizi ayrı ayrı özlüyorum ve şu anda nerelerdesiniz, ne haldesiniz bilmiyorum. Bildiğim birşey varsa bu rengarenk, bu görkcmli mozayik paramparça olmuş kanıyor ve bcnim