Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
ERENDİZ ATASÜ için okuduğum kımi kitaplar üstüneya/maktan alamıyorum kcndimi? Yüreğimi titreten biryapıttan sonra, gidiyor elim kaleme; bir tür anaç sevccenlikle, sağırlığın arasından bir kuyrukluyıldız gibi ağıp gitmcsinc kıyamıyorum. 1 liç olmazsa bir fısıltı katayım izine istiyorum. Bir roman, filminin koparttığı kıyamettc scsi işitilmeyen ya/.ınsal metin yaralar bir yazarın yüreğini! lyi ki okudum çevirmeni Ahu Antmen'in nüanslı yazısını. "Îngiliz Ilasta"ddn söz ediyorum ya da "îngilizCa\us"tan. Namlı Hlmingölgesindeki sessi/ veönemli yapıttan... ülgun ve incelikli bir sincma dilinin çevrelediği evet, izlendiği an yüreğe işleycn ama nemen buhar gibi uçan bir özdü, bol ödüllü film "The Englısh Patıcnt". Niçin okusaydım savaşı ve tarihi yalnızca aşınmış bir romantizmi öne çıkartmak için kullanan, deyim yerindeyse sömürcn, neredeyse 18. yüzyıl romantik romanlarını çağrıştıran inanılmaz rastlantılar bolluğuyla kurgıılanmış, çarpıcı ama derinliksiz bir aşk öyküsünü? Üstelik Batı uygarlığını efeştirdiklcrini varsayan, ancak kaynak kültürlcrinin dilinde değil, bu uygarlığın cn geçerli dili Ingilizcede yaratıp, eleştirdikleri dizgeyle bütünlcşcn vc onu zenginlcştiren "üçüncü dünyalılara" ön yargıyla bakan ben?.. Ne kadar yanılmışım! Ahu Antmen haklı. Film romanın zavallı bir karikatüründen rite dcğil, görsel güzelliğinekarşın. Filmsizeyetmişsezahmet etmeyin; ancak, uygarlıkların yıkımına, bu yıkımın kadınların ve erkelderin ruhlarındaki, aşktaki uzantılarına dair diişünmek ve hissedebilmek istiyorsanız, yıkım yüzyılını algılamayı diliyorsanız, yüzyıl sonu dünya edebiyatının kuşkusuz önemli biryapıtıolan "lngıltzCasus'ulütlen okııvun. N Bu roman yeryüzüne, onun uzantısı olan gövdelerimize, gezegenimizi ölümcül yaralayan savaşa ve biz zavallı ölümlülere, canlının ılıklığıyla soğuk ve ölümcül metalin karşılaşmasına dair. mi?..) lşte burda villada genç kadın Hana yeniden yaşamı yeşertmeye çahşır. Bitkilerle uğraşır. Bir göçebe gibi yaşar uykusuz Hana, her gece bir başka odada yatar, ta ki tonrak gövdeli Kip'in koynunu bulasıya delc. tlkel koşullar... Yalunmaz Hana. Kimsc yakınmaz. Gün güneşle başlar, gurubla biter villada. Su da akmaz... Yabanıl doğanın renkleri, kokuları, tatları arasında dört yaralı insan... Bu bir aşk romanıdır, bir yanıyla; farklı aşkların benzerliklerini ve farklarını irdelcycn. Hana ile Kip'in sevdası... Seven Hana'dır aslında. Yalnızlıktan vc canlıların şefkat ihtiyacından doğmuş bir aşktır bu... Kimi geceler, Hana ve Kip kardeş kardeş yatarlar, evet sevişirler, evet haz alırlar, uykulannın arasınaa; bu Hana'yla dir Almasy'nin yüreğini yalnızlıkta donduran. Çölden gayrısına gönülden bağlı değildir Almasy, Katherine'le karşılaşana dek. Sorumluluk duymadığı için "ihanet" kavramını tanımaz bilinci. Gözünü kırpmadan yürür ihanete Almasy, faşist Almasy, casus Almasy!.. Ancak, bilinçaltındaki bu suçluluk da nedir, Almasy? Keddettiğin uygarlıktaki Hırıstiyan cîamarın uzantısı değil de nc?... Almasy gizli cezalandırma dileğiyle yönelmez mi, sadizmini sezdiği, kırılgan, kibar Katherine'e? Kadının yüzündeki meydan okuyan anlama, sesindeki çekingenliği aralayan gururlu titreşime vurulmaz mı? Belki inanetlerinin temelinde yatan da budur, cezalandırılma tutkusu! Romanın son bölumunun aclı "Ağustos". 1945 Ağustosu, insanlığın ortak belleğinde atom bombası soykırımıyla özdeşlcşmiş tarih! Hana ve Kip'in ilişkilerinin sonu! Kip, Sih asıllıdır. II. Savaş'a gönüllü katılmasının ilksel nedeni, Japonlara karşı savaşmaktır. Emperyalist Japonlar, Malaya'da Sih azınlığa zulüm etmişlerdir çünkü! Ancak atom bombasının ışığı Kip'in gözlerini açacaktır, dünyanın asıl sahiplerinin kimler olduğu konusunda: "Beyaz bir ulusun ülkesine asla atmazlardj atom bombasını! Kipderin kederi içintle bir çılgınlık nöbcti geçirmekte ve beyaz ırka ait tüm bireyleri ve tüm bir tarihi "tngiliz" kavramına indirgcyip bitiştirmektedir: "Hiçbir zaman güvenip dc arkarıı Avru pa'yadönme' Pazarlıkuzmanlanna, kontrat hazırlayıcılara, harıta çızıcdennc Hıcbır zaman Avrupaltya güvenme, eliniasla \ıkma! Amerikan, Framız, aldırmam! Dünyanın esmer ırklarım bonıbalanıaya basladığında \ngilızsindır, kım olur\an ol!" Kanımca bu derin ve etkileyici romanın en zayıf yanı Kip'in öfke sabuklamasLnda dile gelen bu ideolojik toptancıJıktır. Hlbette büyük bir gerçekJik payı vardır bu sözlerde. Keder Kip'i temel gerçeğe kestirmeden ulaştırırken, ayırımları görebilmesini engeller. "Benım günahtm nc?" diye soran Hana'ya, Kip'in verecek yanıtı yoktur. Ayırım denemeyecek başka bir olguyu da göremez Kip! Atom bombası soykırımını cmpcryalizmin derin köklerine bağlayarak, dönemin ABD yönctimini insanlık vicdanının yüksck mahkemesinde beraat ettirebilir miyiz? Birbirlerine kıyan Doğulu halkların ya da Afrikalıların işlediği cürümleri ve zulümleri nasıl değerlendircceğiz? Yazarımız Micheal Ondaatje bunları görebiliyor mu? Bir Kuzey Amerika ülkesini kendisine "meskcn tutması" görüşünü nasıl ve ne yönde etkiliyor? Bilmiyorum. Dünya edebiyatında yeni ve önemli bir dalga, Ingilizce yazan üçüncü dünyalılar. Uygarhkların karşılaşmasının / etkileşiminin / çatışmasının yarattığı. Yepyeni bir ses, farklı bir bakış açısı. Onları tanımalıyız derin duyarlıklarıyla ve içsel çelişkileriylc, eğer çağımızı ve dünyamızı daha derinden kavramak istiyorsak. Ondaatje'nin romanı yoruma açık bir başka iletiylc biter... "Ingiltz hasta " ölüme, Caravaggio bilinmeze yollanmıştır. Her şcyekarşın, hayata yeniden sarılabilen iki kişi varaır: Üçüncü dünyalı Kip ve Amerikalı genç kadın Hana. Ikisi de ülkelerine döneceklerdir. Gelecek onlardadır. Kimde? "Kadın"la "erkek"temi? "Amerikah" ve " Asyalı" da mı? "Üçüncü dünyalı"yla "kadın" da mı? Ahu Antmen'in titiz Türkçesiyle dilimize kazandırdığı bu çok boyutlu yapıtı, yaşadığımız dünya üstüne dar kalıplar dışında düşünmek istcyen kitapsevere öneririm.» tngiliz Casus/ Micheal Ondaatje/Çev. • Ahu Antmen/ Can Yayınları, l'J'J7, S()4s SAYFA 9 Atom bombası soykırımı Mlchael Ondaatje Yüzyıl sonu dünya eâehiyatının önemli bir yapıtı: îngiliz Casus İnsanlık Hasta! Bu roman yeryüzüne, onun uzantısı olan gövdelerimize, gezegenimizi ölümcül yaralayan savaşa ve biz zavallı ölümlülcre, canlının ılıklığryla soğuk ve ölümcül metalin karşılaşmasına dair. Patlamamış bombaları imha etmekle görevli bir istihkâm subayı... Yazar Micheal Ondaatje ansiklopedik bilgiJere, kaynak kitaplara başvurarak niçin anlatır, tngiliz ordusunda görevli bu Hintli delikanlının bonıbayı nasıl etkisizleştirdiğini, hcr an parcalanma tchlikesinin içinden geçerek, sukunetle, korkusuz, şarkı mırıldanarak, niçin?.. Savaşın pcrdc arkasındaki acıları ve tehlikeleri aktarabilmek için mi? Emperyalist bir ülkeye hizmet cden üçüncü dünyalının çelişkili konumunu vurgulamak için mi?Insanyaratıcılığının, insan kardeşlerini yokedebilmek üzere, metalden biçimlendirdiği öldürüm başyapıtlarının inanılmaz serüvcni yazarı büyülediğinden mi? Bomba imhacılarını konu alan pek az kurgusal yapıt okuduk, çok az film gördük. Kahraman pilotların, süngü savaşlannın, cephede görev üstlenmiş hekimlerin, hemşirelerin göz kamaştırıcı atılganhğı ve özverisi pırıldamaz onların öykülerinde. Islak bir çukurda, kocaman metalin yanında, tek başına didinen imhacı... Yaşam beklentisi yalnızca lOhafta! îmhacı çalışırken, az ilerde başka bir asker onun bütün devinimlerini kaydedcr, eğer havaya uçarsa, yanılgısını sonraki imhacı yinelemesin diye! Cesaret; soğukkanlı bir dikkatten ibarettir burda; coşkusundan soyunmuştur. Savaş bitiminde sağ kalabilmek, bir imhacı için tüm yoldaşlannın parçalanmasına tanık olmak demektir! Insanölümmetal üçgenini aşabilmiş bir erkeğin artık "insan"dan başka bir varlığa dönüşeceğini hissettirebilmek için yazmıştır, dcrim, yazarımız bu bölümleri. Hintli Kip'e göre yeryüzü bubi tuzağı, mayın, bombadır ve o genç adam bir tnetal kadar öğrenmiştir yalnız kalmayı CUMHURİYET KİTAP SAYI 394 Yeryüzüne dair bir roman ve kendine yetmeyi. Genç bir kadın, Kanadalı hcmşirc Hana... Paralanmış gövdelerin, kangren olmuş Lizuvların, kucagında yaşama hasret ölen gençlerin anılarıyla dolu neyni dayanamaz insan kokusuna... Hana doğava döncr, asıl kaynağa. Kip'in esmergövdesi toprafiı andırmasa, kaslı kolları güçlü ve boz bir ırmağı çağrıştırmasa, Hana sevdalanır mıydı ona? () bir kadındır, karnı küçük bir canı taşımıştır bir zamanlar. Ve o Hana hayatın paylaşımından vazgeçemez. Kurulu düzenlere karşı çıkmış, eski hırsız, eski asker, eski casus, ltalyan asıllı Ka nadalı Caravaggio, işkence artığı ellerinin ağrısıyla, morfine tutunur... Ve Kont Almasy "Îngiliz hasta" yere çakılmış uçak yangını artığı, ölmeye yargılı... Avrupa uygarlığından Sahra'ya kaçmış bir göçebc, kaşıf, arkeolog; kimliğini reddetmiş çoktaan, roman ve II. Dünya Savaşı başlamadan... Yüreği sevda artığı... Sevdiği kadın terkctmiş onu, çünkü erkeöin "ihanet" surlanyla çevrili yüreğine ulaşamamış... Tam bir aşk faciası! Roman bu dört insanı savaşın son yılında sığındıkları yıkık bir villada yakalar ve sarmal bir kurguyla, geçmişlerini, iç dünyalarını, umarsızlıklarını ve umutlarını anlatır bize, şiir tadında, yalın, duyarlı, narin bir düle. Son kertede erotik bir dildirbu. Ihtiraslı sevişme sahnelerinden yana zengindirdeondan mı, hayır... Gövdenin sınırsızlığını dokundurabildiğindcn... Eşyayı ve mekanları gövde eğretilemeleriyle, gövdeyi yeryüzüne dair imgelerle düşgücümüze aktarabildiğinden, tensel ürpertiyi hava dalgaJarı gibi, romanın başından sonuna, sözcüklere dokuyabildiöinden... Yıkık villa... Bir Rönesans yapısıdır bu... Avrupa uygarlıöının doruğunda doğmuş... Ve artık terkedilmiş... Bomba artığı, hâlâ maymlar barındıran... Tavanları uçmuş odalar, duvarları yokedilmiş kimisinin, yabanıJlaşmış bahçeyle bütünlcşmiş kimi; küf, rutubet sarmış her yanı... Küflü duvarlarda bitkiler çimlenmiş, harabelerdeki gibi... Romanda varlığını hep hissettiren villa, II. Dünya Savaşı'nın yıktığı dünyanın simgesi değil midir? (Romanı okurken, Avrupa uygarlıgının iki dünya savaşında kesinlikle yıkıldığını derinden kavrıyor insan. Şu anda ayakta durmaya, yıkıntının üstünde yükselmeye çabalayan yeni bir yapı. Gerçek bir yapı mı? Ayakta kalabilecek mi, sahiden yeni ve canlı bir uygarlığa dönüşebilecek Kip'in değil, gezegenin uzantısı kadın ve erkek gövdelerinin kozmik bir devinimidir sanki. Oysa bir aşk türü daha vardır: Cinsel çekimden doğan ve kadınla erkeğin özgünlüğünde bireyselleşen; daha doğrusu, "insan" denen varlığın bir başka ihtiyacından hükmetme/hükmedilme, acıma/acıtrna çelişkilerinin bilinçaltı düşlerinden kıvılcımlanan ve büyüyen yangın...Tenin yanılsaması... lşte, çöle vurgun "ingüız (gerçekte Macar) Hasta" Almasv biraz mazohist ilc yağmurlu adanııı kızı Katherine Clifford (genç bir tngüiz kadını) a/ıcık sadist arasındaki yasak aşk böyledir... Bu roman mekâna ve boşjuğa dairdir aynı zamanda. Çölün akışkan coğrafyasında, sonsuzluk esinleyen ıssızlığında yakınlaşmamış olsaydı Katherine ve Almasy sevdalanırlar mıydı birbirlerine?.. Beden coğrafyanın uzantısı defiil midir? Villada ölümü bekleyen Almasy kimi kez bulanan, bazen açılan bilinciyle kopuk kopuk anlatacaktır, belleğin karanIık kuyusundan yüzeye vuran aşk anılarını. Carravaggio'ya ve Kip'e. Benlik duygusu şizofrenik bir çatlama gösterir Almasy'nin. Ondaki kimlik beıirsizliği, savaşın etkisiyle biri bitkiye, biri metale dönüşmüş genç çiftinkine Hana ve Kipbenzer dc bcnzemez de. Öldürüm silahlarıyla ölümcül diyalogdur, Kip'in varbğını kapalı devreye dönüştüren; kendisini yaratan ve artık ticaret/para/güç/zulüme kokuşmuş uygarlığı reddetmekte Inglliz HastadanBlrgörüntü