05 Kasım 2024 Salı Türkçe Subscribe Login

Catalog

nı ariık yansıtııııyoı " demişti. Gece Ducal Alanı'ndayı/.. Ortada, kentin kurııcusu Kral Charles'ın bronz hcykcli. "lğne atsan yere düşmez" derler ya, iştc öylc bir katabalık. Çoğunluk gençlcrdcn oluşuyor. Buraya Rimbaud'nun anısını yadetmek içın gelmişler. Coşkulu ezgiler yükscliyor orkestradan. Dans cdiyor, şarkı söylüyor gençlcr. lştah açıcı kızarmış et kokuları da yükseliyor havaya. Hamburgerler, krepler, scbzcli şişler vc dondıırmalar. Araplar şiş kebabını bilmcz. Bayan Rigaux Charleville'de Türklcr'in dc olduğunu söylemişti... Orkestra'nın önündc, bir genç kızın söylediği şarkının sözleri çekiyor ilgimi. Vcrlainc'den bu dizclcr: "Kcntc yağan yağmurlar/ Yürcğimde agiıyor/ Bu nasıl hüzündür ki/ Canevimi dağlıyor." Rimbaud'nun "Yaömur çiscliyor kente" dizcsinden csinlencrek yazmıştı bu şjirini Verlaine. Dinleyenlerin bazılan da şarkıcı kıza eşlik ediyorlar... Rimbaud'nun zamanında kentin egience yeri Gar Alanı'ydı. Yıllar her şeyi değiştirmiş. Zaman tünelinde yolculuk edip geçmişe clönseydik ne görürdük acaba?.. Bağırıyor bir kadın: "Bakın, bakın, yüzbaşı nm mangası!" Başlar merak vc alayla dönüyor. Onde iki küçük kız yan yana, el clc tutuşmuşlar. Vitalic vc Isabelle bunlar. Arka sırada oğlanlar, onlar da el ele, Frederic vc Arthur Rimbaud.. Hava yağmurlu veya değil, yine dc, ötcki cllcrindc şemsiyelcr. Başlarında, küçük, basık, mclon şapkalar. Yakalar bcyaz vc kolalı, cckctlcr siyah, pantolonlar koyu mavi. Tek tip giyiniyorlar. Tutumlu annc yıllar öncc aynı kumaşlardan bir top almış... Manga Ducal Alanı'nda alışveriş yapacak, sonra düzgün adımlarla cve dönüp kiliscyç gidecek. Rimbaud'dan dinlcyclim: "Üstündc maun ağacından yapılmış sıranın/ Okurdu lahana yapraklarını Tevrat'ın."... Ducal Alanı'nı terkedip kenti daha yakından tanımak için dolaşıyoruz. Adım başı meyhanc, çoğu Arap, sarhoşlar, serseriler. Kimi sızmış, kimi na ra atıyor, birbirlcrine şişeler fırlatıyorlar.. Rimbaud'nun ozledig'i evrensel kardeşlik bu mu? Pazartesi. BiJgi almak için Rimbaud Müzcsi'nc, cski değirmene gidiyoruz bir kcz daha. Şair Cehennemde Bir Mevsim'i dcdesi vc anncsinin toprak kiralayarak çiftçilik yaptığı Roche Köyü'ndc yazmıştı. Oraya nasıl gidebileceğimi soruyorum. Yanıtlıyorlar: 'Boşa zahnıct ctmcyin, orda Rimbaud'ya dcğgin hiçbir şey korunmamış. Zatcn köy olmaktan da çıktı." "Pekı, ya Mezicre'deki Aşk Ormanı?" "O orman da yok, ağaçların ycrini bcton yapılar aldı. Ayrıca Mcziere divc ayrı bir kent dc yok şimdi, Charleville ilc birleşti." "Ya Rimbaud'Iarın gittiği kilise?" "Duruyor, ama içi çok değ'işik." Cîörmek istiyorum. Rimbaud Kudas Töreni adlı şiirindc "Papazın vızıltısı soluluk isc cğer/ Sincklcr dc kutsal mı? (uincşli tabanından/ Hanları, ahırları soluyan bu sincklcr" diyordu. Vcrlainc'in anılarından öğrcniyoruz, cvdcn kaçıp kahvclcrdc, hatta ormanlardaki ocluncu kıılübclcrindc yaşadğ d scrscri günlcrindc bitlcnmiş vc bitlcrini papazların üstünc atıyormuş. Kiliscyç kapıdan şöylc bir bakıp drindük. Ycnidcn Ducal Alanı'ndayız. Şimdi giindüz gözüyle görüyoruz. Çcpeçevrc dükkânlarla ku^atılmış. Tam bir ticaret merkc/i. I lcr tür cşya satılıyor. Rimbaud'nun yaşadığı yıllardaki balık, tavuk vc scbzc pazarının ycrini şimdi mutlak cşyalan ve turistik anı cşyaları almüj Bir hayli kafc dc var. Sanınm, yazın çaCUMHURİYET KİTAP SAYI 365 Ducal Alanı lışıp ki'jin ka[)atıyorlar. Eski adı Grande Vallee olan Ana Caddc'de dizi dizi lokantalar. Kaldırımların üstü masalar, iskemlcleıie dolu. En çok yenilen yemek buğulama midye. Deniz ürünü yönündcn çok zengin. Fransız vc Belçika karışımı bir mutfak. Salı. Kcnti terkedeceğiz. Erkcn yolculuklarda uyuyamam. Yatakta dönüp durdum. Gün ışır ışımaz da solu^u cski adı Gar Alanı olan karşımdaki Rimbaud Parkı'nda aldım. Sessizlik ve serinlik içindc, bir kez daha "Köşk"ün ve Rimbaud'nun büstünün önünde oturdum. Dallardan yapraklar kopardım. Karımın ve çocukların, yani, kızımla damadımın uyanmalarını bekliyorum. Saatim yok. O sırada bir kadın gcçiyor, orta yaşlı, uzun yüzlü, zayıf vc çirkin. Iıpkı Rimbaud'nun sevimsiz anncsine benziyor. Saati sordum, yanıtlamadan hızlı adımlarla uzaklaştı." (.harlcville'in görünüşü dcğişsc bilc (iharlevillc'Iiler hâlâ degişmemiş" dedim kcndi kcndinıc, genç Rimbaud'ya bir kcz daha hak verdim. Arabaya bindik, gidiyoruz. Son ziyaret ycrimiz Rimbaud'nun mczarı olacak. Yoksulluk içinde kıvranmış, cdcbiyat dünyasından da umduğunu bulamamıştı. Avrupa'ya ve nankör yazın dünyasına kahredip cn uzak ülkelere kaçıyor ve Kötü Kan şiirinde öfkesini haykırıyordu: "aşagılık bir soydandım bcn hcp. 1 ler şcyi kapladı aşafiılık soy, halkı, usu, ulusıı vc bilimi kapladı. dünüm doldu, gidiyorum Avrupa'dan. Yakacak ciğerlerimi dcniz havası, yağızlaştıracak tcnimi yitik iklimler. Döncccğim dcmir kollar ve dcmır bacaklarla. Altınım olacak. Siyasctc burnumu sokacağım." Umutla yaşamıştı hep. Paris Komünü Devrimi'nin başarısızlıkla sonuçlanması ona parasız siyasa'nın da olama yacağını öğretmişti. Yaşamı dcğiştirmeyc çalışmıştı şiirlcriyle. Olmuyor. Şimdi donuk bir ten, saçlarında tek tük aklarla, yirmi altı yaşında, altın sahibi olmaya gidiyor. Mısır'da, tskenderiyc'dc, Kıbrıs'ta, Güney Yemen'de, Aden'de, Habeşistan'da, Harrar'da. Ne satabilirse satıp yüzde alıyor. Kahve, fildişi, ıtır, zamk ve tekstil. Silah ve köle ticaretine Rimbaud'nun Mezarında bilc karıştıgı söylcnir. Çetin bir yaşam: "Korkunç bir kayaltk, ne tek ot, ne bir damla su. "Kaşirliğc dc mcrak sarar," (x)ğrafya Enstitüsü'ne raporlar yollar... Altını oldu sonunda. Ama "dcmir kollar ve demir bacaklarla" degil, tlizkapaöındaki bir kanser uruyla dondü. Eski bir şiirinde sanki bu sonunu da söylemişti bilici: "Direnmezse acılarım/ Bir gün altınım olursa/ Kuzeye giderim ya da/ Bağ kentlcrini boylarım./ Bir şey var yitip kaybolan/ Dolaşıp da köşe bucak/ Döndüğümde açmayacak/ Güleryüzle hiçbir zaman/ Kapısını o yeşil han." Olümü acılı oldu. Once bacağı kesildi Marsilya'daki Conception Hastanesi'nde. Bir süre Rochc'da ailesiyle, annesi ve kızkardeşi tsabelle'le kaldı. Ağrılarını artık afyon da dindircmiyor, gecelcri, afyonla uyuşmuş, kendini iki bacaklı sanıp, yataktan kalkarak yürümek istcyince yüzükoyun yere kapaklanıyordıı. Ycniden Marsilya'ya, Conception Hastanesi'ne döndü. Başında yine kızkardeşi tsabelle vardı. O'na, "sen yaşayacaksın ama bacım ben güneşi artık görmcyeceöim" diyor, hıçkınklarla ağlıyordıı. Olılü. Oldüğünde şair olduğu bilc bilinmiyordu. Hastane kaydı: "Jean Nicolas, tüccar, Charleville doğumlu, ölüm nedeni habis kanser." Cenaze toreni pck garip. Ana, kız, rahip Gillet'den bir saatlik vc birinci sınıf bir gömülmc istcrler. Şaşırır rahip, Rimbaud'nun öğretmenleri, okul arkadasları, dostları var. Bu bir saat içindc nasıl ögrenccekler öldüöünü, nasıl gelebilirler? Soğuk ve kesin bir tonla yanıtlar Bayan Vitalie: "Boşuna ısrar etmeyiniz!" Rimbaud apar topar götürülür. Tabutunun ardında yalnı/.ca iki kişi, anncsi vc kızkardeşi tsabelle. Cenazenin geçişini görcnler birbirlcrine sorarlar: "Kim bu gariban?" Ncden böylc ivedi davrandı yaşlı annc? Oğlu tanrıtanımaz olduğu için mi? Cançckişirken bile giinah çıkartmak isteyen hastane papazlarını yanına yaklaştırmamıştı. Kuran'ı ilk kez Fransızca'ya Rimbaud'nun babası yüzbası Frederic cevirdi. Şair Afrika'dayken Abdullan adını kullanıyordu. (Mürken, on yılı aşkın çetin çalışmasının toplam ürünü 36.000 altın frankın 10.000 akın gibi büyük bir bölümünün Afrika'daki hizmetkârı Ca mi'yc vcrilmcsini vasiyet etti. Yoksa Rimbaud Müslüman mı olmuştu, sünnctli miydir' Mezarlık çok tcmiz, bakımlı. Rimba ud'ların önündcyiz. İki yanda çocuklar, annesiyle aynı adı taşıyan Vitalic kız ve Arthur. Ortada şairin ömür boyu didiştiği anne, Vitalie hanım. Çukurları yaşlı kadın, sağlığında kcndisi kazdırmıştı. Mezarcıların faltaşı gibi açılmış gözleri önündc, çukura ınip sırtüstü uzanmış, boyuna uygun olup olmadığını bile ölçmüştü. Mermerin üstüne bırakılmış bir mektup var. Aldım. Kızım okumamızı istemedi: "Ama baba o Rimbaud'ya yazılmış, açamazsın." "Kızım, Rimbaud'ya dcğgin ne varsa artık insanlıg'ın malı." Mektubu on ycdi yaşlarmdaki bir Japon genci bırakmış, "Sevgili Rimbaud, on yedi yaşındayım, senin gibi ben dc dünyayı tanımak istiyorum" diyor özetfe. Mezarlık bekçisi geldi, kendiliğinden bazı bilgiler vermeye başladı. "Böyle çok mektup bırakıyorlar, atıyorum. Kızlar mezar taşını öpüyoılar, ruj lekeleriyle doluyor taş, sık sık silmek zorunda kalıyorum." Taşın ucundaki haçı göstcrerek ckliyor: "Bir ay önce başındaki haçı çaldılar. Belediye bunu ycni yaptırdı. Dikkatle bakın, farkedersiniz." I'ark gerçekten de belliydi. Soldaki, Vitalie'nin haçına hava kirliliği damgasını vurmuştu. Rimbaud'nun haçı ise kar gibi bembeyazdı. "Gazcteler yazdı mı?" "Hayır, kimseye duyurmadık." Arabamıza binip Bclçika'ya doğru yol alıyoruz. Belleğimde yine şairimizden kendini anlatan dizeler: Bu çocuk, budala hayvan MontRochcux kedisi gibi Kokutsa da tüm dünyayı Esirgemesinler tanrım Ardından birkaç duayı... Hakkında en çok kitap yazılan, efsaneleşen, büyük şair ve Asi genç'e veda edip Ardennes ormanlarının yeşiline dahyoruz. • Ünlü Esrlk Ceml slirlne esin kaynağı olan Meuse Nehrl ve Rimbaud'un cocukluğund a oynamaya geldiği, slmdl Rimbaud Değlrmen (üstte. sağda). CharlevlMede Rimbaud'un Bustui solda) ve Olünceye kadar yasadığı ev (sağda). SAYFA 7 Müzesf olan
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear