22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Doc. Dr. SAMI SELCUK William E. Connolly'den demokrasinin boyutları H enri Lefebvre, 1970'te yazdığı "Le manifeste differentialiste" adlı yapıtında, "farklılıklar çağında yaşıyoruz" demişti. Bu saptama doğruydu. Türkiye'nin yeni yeni ayırdına vardığı farklılıklar demokrasisi, demokrasinin çoğulcu boyutu, yapısalcılık sonrası (poststructralisme) akımının siyaset bilimindeki özgün düşünürlerinden William E. Connolly tarafından irdeleniyor. Amerikalı düşünür, şimdilerde Johns Hopkins Üniversitesi'nde öğretim üyesi. "Öndeyiş"te yazar, kimliğin ve kimlikten yola çıkarak farklılığın ne olduğunu araştırmayı amaçladığını belirtiyor (9), Ötekikimlik, ancak demokraside kendine bir yer açabilir. Kimliğin; yaşam için gerekliliğini ortaya koyan, dogmaya dönüşmesini önleyen, insan yaşamının çeşitlüiğini koruma kaygısıyla kimlik ve rarklılık arasındaki karşıhklı bağımlılık ve savaşımı birleştiren siyasal düşün adı "tartışmacı demokrasidir" (11). Giriş bölümünde "kötülük sorunu"nu irdeleyen yazar, yaşamın temelindeki "haksızlık' la başhyor söze. Iradenin önceliği, Connolly'ye göre tanrı ile kötülük arasındaki ayırımı yaratacak en iyi araç olarak, Tanrı kavramının iyiden iyiye yer etmesinden sonra ortaya çıkar. Herhangi bir birey ya da bir kümenin kimliğini; Kendi kimliğinde bulunan kötü ve akıl dışı noktaları sergileyen ötekini tanımlayarak güvenceye alma girişiminden doğan kötülük sorunuyfa uğraşmak için benliğine yerleştirilmiş olan kimlikten kopmayla ilgili deneysel uygulamalar zorunludur (22,23). Augustinus'tan yola çıkarak Nietzsche ve çağdaşımız Fransız düşünürleri Foucault ve Derrida'ya dek uzman yazara göre, kimlik, farklılığın oluşturulmasıyfa sağlamlık, ötekiliğin varlığıyla özgüven kazanır. Birincisi kimliğin mantığında yer alır, ikincisi ise bu mantığa sızar (24 vd.). Farklılığın siyasallaştırılması düşüncesini derinliğine araştıran yazar, amacının kimlik ve farklılık uygulamalarına ayrı bir açıdan bakmak olduğunu vurgulamaktadır. Özgürlük kavramıyla Nietzsche'den alıp geliştirdiği "hınç" kavramı arasındaki ilişkiyi inceleyen yazara göre, çağdaş toplumsal anlayış tanrının ölümüyle yitirilenleri telafi edeçek bir dizi laik güvence içermektedir. Özgürlük, değer verilen her seçeneğin, aynı anda ya da art arda izlemeyi olanaksız kılan bir seçimidir. Öte yandan ölüm bilgisi, her kararın içine sızarak kişiyi tanımlamaktadır. tnsan kurumsal ölçütlerden oluşan yaşamını titizlikle programlamak zorunuadır. Bunu yapmazsa, ötekilik kategorilerinden birinin mengenesi içinde sıkışıp kalmak durumundadır. Bu bağlamda başat etken/ kavram "hınç"tır. Bu duygu, uyuşturucu kullanımından kavgacıtığa, zor kollanmaya, ergenlikte intinara, yüksek oranda boşanmadan vergi kaçırmaya... değin birçok uygulamada kendisini bulmaktadır. Nietzsche'den etkilenen Kundera'nın özgürlük paradoksuna yaklaşımı ilginçtir: "İnsan, ancak bir kez yaşar. Kararlanmızın hangisinin doğru, nangisinin yanlış olduğunu kestiremememizin nedeni; verilı bir durumda ancak bir tek karar verebilecek durumda olmamızdır. Ikinci, üçüncü ya da dördüncü bir yaşamınız yok ki çeşitli kararlarımızı birbirleriyle karşılaştıralım. Bu açıdan tarih insan yaşamlarına benzer. Yazara göre, çağcıl siyaset, hıncı sınırlamanın ve tarihsel olumsallığa yanıt vermenin yollarını aramalı. Bu yüzden çeşitli görüşler ortaya atılmıştır. Bireyin öz Kimlik ve Farklılık güvenini özendire "Kimlik ve Farlddık" mutlaka "(Biz), bizi kimlik rek devletin birey okunması gereken bir kitap. kabul etmeye zorlamayan bir eşitlik, üzerindeki baskısıO, kimliğin, farklılığın, ama üstünlük/aşanı azaltma, topluğılık biçiminde luğa ait olma duyzorunluluğun demokratik yozlaşmamış bir gusunu yücelterek yorumu. Yazarın dediği gibi, farklılık istiyoruz." hıncı ortak özdeşkuşkusuz yaşam, tek bir (69). leşmeler içinde eritme gibj. Ancak Kimlik var olyorumun çerçevesine şu unutulmamalı. mak için farklılığa sığmayacak ölçüde varsıldır. gereksinim duyar Dünya onu anlaAncak bu durum, yorumu maya ve düzenleve kendi kesinliğini meye çalıştığımız yaşamın bir boyutu olmaktan güven altına almak sistemlerin hepsiniçin farklılığı ötekialıkoyamaz. den her zaman dalıge dönüştürür ha zcngindir (46(93) görüşünü 53). üçüncü bölümdeki "liberalizm ve farkHınç siyasetinc lılık"ta belirten yaboyun eğdirmek zar, bireycilik, biiçin, toplumsal reylik ve farklılık adaletsizliğe son kavramlarını ve vermek vc kim aralarındaki ilişkilik/ötekilik/so leri derinlemesine rumluluk konulaincelemektedir. rında dogmatizme Dördüncü böyarayan nınç bilümde sorumluluk çimlerini kınamak sorunu irdelengerekir. mekte ve şu sonuca Ötekinin keşfi ulaşılmaktadır: Inkonusuna Kristof sanlar acının oranKolomb'la giren tılı bir sorumlulukyazar, 1985'te yala temellendiği bir yımlanan "Ameridünyayı isteme eğika'nın Fethi" adlı lımı taşıyorlar. Bunun böyle olmadığı yapıtında Tzvetan Todorov'un bununbir dünyada hınç vardır. Ancak bu hınla ilgili görüşlerini irdeler. İnsan, kimlik cı birinden almamız gerekiyorsa, uygun ve farklılığın yerleşik alanında kalınca, bir nesne belirlemeniz gerekir. Bu yüzkolayca ötekinin değerinin düşürülmeden insan taşıdığı hıncı yöneltebileceği si yoluyla kimliğini lcavramayı amaçlasorumlu bir fail peşindedir (161). yan stratejiler kullanan biri haline gelir Beşinci bölümde, düşüncelerini kimTodorov'un şu vurgusuna yer verir: lik, farklılık, sorumluluk vb. konularda eleştirdiği Augustinus'a uzun bir mektubu yer almaktadır. Demokrasi ve Mesafe başlığını taşıyan altıncı bölümde, kimliğin valansları, kimlik, yaşam ve ölümlulük, kimlik ve olumsallık, soykütüğü ve etiksellik konuları incelendikten sonra, Nietzsche'nin görüslerinin ele alındığı mesafenin patpsu alt bölümü şöyle sona ermektedir. Özgürlük kişinin özsorumluluk iradesinin olması demektir. Kişinin bizi ayıran mesafeleri koruması demektir. Kişinin doğru zamanda ölmeyi isteyebilecek biçimde yaşaması demektir. Rakiplerine, onları aynılığa indirgeyerek değil; onlarla uğraşarak, onlara direnerek ve meydan okuyarak saygı duyması demektir. Karşıhklı bağımlılığı çatışmayla, çatışmayı saygıyla kaynaştırması demektir. Karşı karşıya kaldığı şeyler yoluyla kendisinden öteye uzanması, bunların benlikte uyandırdığı yokluk, farklılık ve olasılık yankılarında yaşam bulması demektir. Çok biçimli özgürlük düşüncesini tek bir kimlik modeline çengelleyerek onu sabit hale getirmeyi reddetmesi demektir. Özgürlüğün ölçüsü, yaşamın olumsallıklarıyla karşı karşıya iken, uzak durmamn karşılığı olan çaba ve alt edilmesi gereken direniştir (250). Son bölüm, ülke içi demokrasi politikasına ayrılmıştır. Kişisel kimliği çağcıl devlete bağlayan kanalların çokluğuna ve derinliğine değinen yazara göre, devlet kimlik iddialarını bastırmaya kalkıştığında ciddi bir tehdit oluşturur. Aslında, özel kimlikler çıktıkları ortamın malıdırlar. Kamusal tanımlar, damgalar, alçaltır, dışlarlarsa ve bu tanımlar ortak kimliğin temelini oluştururlarsa, çok tehlikelidirler. Devlet, siyasal eylemlerin en üst öznesi, ortak eylemlerin odağıdır. Değerlendirmeler buna göre yapılmalıdır. Ortak kimliği oluşturan devlet, kendisine biçilen işlevi sürdürmek istiyorsa, işsizler, çalışan yoksullar, uvuşturucu kullananlar ve benzerlerinden oluşan ve türdeş olmayan sınıfın düzeyini vükseltme, siyaset dışına çekme gibi yolları bulmak zorundadır(258). Devlet iktidarının büyüdüğü, ama bu büyümeyi gerekçelendirecek amaçlardan koptuğu bir dünyada, onun yeterliliğine karşı oluşan engeller çoğalırken, o da kendisinin yetersizliğini ortaya koyan öğelere karşı çarpıcı cezalandırmafara girişmekte, öç alma tehditleriyle ortak kimliği ayakta tutmakta; küçük çapta suçlular, uyuşturucu kullananlar, ırksal azınlıklar ve benzerlerinden oluşan içteki ötekiyle olağandışılık, yıkıcılık ve sapkınlık izleri gibi içsel ötekine karşı saldırmaktadır (251261). Tartışmacılık ruhuyla yoğrulmuş bir demokrasi, varoluşun gizemleri hakkındaki başka başka yaklaşımların kamu vaşamındaki açılc anlatımlarını buldukfarı bir demokrasidir. Demokratik tartışmacılık siyasetinin ycşermesi, genel hınç siyaşetinin bastınlmasına bağlıdır (267). Ülke içi ve ülke dışı demokratikleşme üzerinde duran yazar, bu konuyu şöyle noktalamaktadır: "...günümüzde demokrasi, ülkedevlete en yüksek meşruluğu kazandıran idealdir. Ama günümüzde demokrasi ethosunu devletle sınırlamak, devleti demokrasinin hapsedildiği yere dönüştürmek demelctir (277). "Kimlik ve Farklılık" mutlaka okunmalı. O, kimliğin, farklılığın, zorunluluğun demokratik yorumudur. Yazann dediği gibi, kuşkusuz yaşam, tek bir yorumun çerçevesine sığmayacak ölçüde varsıldır. Ancak bu durum, yorumu yaşamın bir boyutu olmaktan alıkoyamaz.• Kimlik ve Farklılık / Wılliam E. Connolly/ Çev Ferma Lekesizaltn/ Ayrıntı Yay., Utanbul, 1995. CUMHURİYET KİTAP SAYI 409 OzfH kbnllkler Yaşamı programlamak TürVlyenln yeni yeni ayırdına vardıOı farklılıklar demokrasisi. demokraslnln couulcu boyutu, yapısalcılık sonrası akımının siyaset blllmlndekl özgün düşünürlerinden VVIIHam E. connolly tarafından İrdeleniyor. SAYFA 8
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear