Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
r makla tehdit etti. Hiçbirine katlanamıyorum artık. Katlanmak da istemiyorum. Raşid omzuma hafifçe vuruyor: Seni suçlamam. Senin yaşamının bizimkindcn çok daha zor olduğunu biliyorum. Ama Fransa'da ne yapacaksın? Asıl sorun, iş... Niye Tunus'a gitmiyorsun? Tunus'ta bir iş bulmak çok dana kolay olsa gerek? Fransa'da kalıp kalmayacağımı bilmiyorum. Ama kesin olan bir şey var: Nereye gideceğim konusunda, gericiliğin kucağına düşmeyeceğim bir yeri yeğlerim. Hiçbir dinsel kür kokusunun yaşantımı yeniden kirletemeyeceği bir yeri. Oyleyse ıssız bir ada bulman gerekir. Dalgın gözlerk* cllcrini karnının üzerinde kavuşturmuş olan Selma araya giriyor: Fransa Cezayir'e fazlasıyla yakın. Orası da beni korkutuyor. Yahudı düşmanlığı hâlâ canlı, göçmenlere duyulan nefret her seçimde kullanılıyor. Ustelik şimdi, gericilik ve çarşaflı kadınlarda yaygınlaşıyor orada. Biitün bunlar bana niç çekici gelmiyor. Çocuğum için başka ufukların özfemini duyuyomm. Latin Amerika ya da Avustralya, örneğin." Melikc Mukaddem'ın kahramanları bu tartışmalarında haklıdırlar, Fransa'daki faikler de ölüm tehditleri alırlar. Halide Mcsudi, Fransa'daki Cezayirliler'in portresini şöyle çizer: "Fransa'ya yerleşmiş Cezayirliler'in ezici çoğunluğu dcmokrat cumhuriyetçi projeyi desteklemektc, yobazlığı reddetmekte ve Islamı sükunetle, laikliğe uygun biçimde yaşamaktadır." Ama, dinsel terör estiren azınlık, "ezici çoğunluğu" etkijemek için hiçbir olanağı kaçırmaz. Örneğin, Cezayirli Demokratlar'ın toplantılanna katıhrlar: "Salon kalabalık. Üniversiteliler, hukukçular, gazetecıler... 30 yıllık FLN iktidarının incelenmesi. Çeşit çeşit vc çelişkili eleştiriler. Orada bulunan birkaç hükümet taraftarının belirsiz, karmaşık ya da kötü niyctli görüşleri. Katiller mezhebinin temsilcilerinin sövgüleri. Sayıları az olsa bile, onlar da orada. Çatışan tanıklıklar. Oradaki korku dile getiriliyor. Buradaki karmaşa. Kendilerine sığınmacı konumunu tanımayı yadsıyan Fransa. Sözünü etmek istemedikleri yaralar, çatlayan seslerine yansıyor. Kadınlar gerçeğe yapışıyorlar. Dışlanmalarını ve kadınların orada çektiklerini dile getirmek için en uygun en etkili sözcüklcri seçiyorlar. Cesaretleri herkese bulaşıyor. (Düşler ve Katiller) Biraz sonra, bir kadın avukat konuşmaya başladıöında, salonda fısıldaşmalar başlar, bu ünlü kadın da ölüm tehditi almıştır. Ve salonu bir yılgınlık kaplar. Cezayir'de bir iç savaş benzeri durumun yaşanmasına yol açan köktencilaik çatışmasının temelinde ekonomik sorunlar da vardır. Halide Mesudi de, Melike Mukaddem de bunun altını çizerler. Mukaddem, hem Düşler ve Katiller'de hem de Yasaklı Kadın'da olayların akışı arasına serpiştirdiği insan manzaralanyla yapar bunu. Cezayir'in çeşitli bölgelerindeki toplum kesimlerinin yaşam koşullan kimi zaman Fran* sa'daki Cezayirli göçmen işçilerlc karşılaştırılarak yansıtıîır. Cezayir köylerindcki FtS militanlannın çoğunun işsiz güçsüz gençler olduğu, durumlannı yansıtan taKma adla belirtilir: "Duvar dibi bekleyiciler". Halkın durumu ile aydınların durumu da, yinc olay akışı içinde karşılaştırılır. Halide Mesudi, aydınların, FLN iktidarının ve Cezayir solunun bugünkü durumdaki paylarını şöyle özetler: CUMHURİYET KİTAP SAYI 363 Mesudl'yle söyleslyl yapan Ellsabeth schemla (ustte) ve Halide Mesud! (yanda) ftonomlk sopunlar "(..) Camilerin bodrum katlarında gençlere dövüş sporları eğitimi verilirdı. Ö dönemde, yetmişli yılların sonu ve seksenlerin başında FLN'nin kurulmasına izin verdiği yalnız ikı tür dernek vardı: Spor dernekleri... ve din dernekleri! Iktidarın bizi ezerken, hoşgörüyle baktığı, kendisiyle paraJel devre halinde çalışan çok sıkı bir toplumsal örgütlenme ağıyla karşı karşıyaydık. Iktidarın bu orgütlenmcyi hoşeörmesinin nedeni, onları denetleyebileceği ve Cezayir'e dayatmak istediği ArapMusIüman kimügiyle diktatörlüöü rcddcden demokrat ve laik muhaliflere karşı kullanabileceği inancıydı. Bütün bunlar yetmıyormuş gibi, Şadli, okulu yobazlara teslim eden eğitim reformunu da başlattı. Bu reformun ne anlama geldiğıni en ıyi bilen bi/.lerdik. Böyle olunca, en başta ipleri tutan çürümüşlere karşı 1 hınç duymamamız mümkün muydü.Tabii ki, lslamcılar'ın totaliter olduklarını biliyorduk; bunu keşfctmck için dahi olmaya gerek yok! Gene de, arkalarında devlet desteğinin bulunduğunu da bilmemize rağmen, tslamcıların gerçek bir siyasi güç olabileceklerını hayal edemedik... FLN'in ekonomik basansızlığını ve halk kitlelerinin yoksullaşmasını kendi amaçları için kullanmaya başladıklarını ve solun bu genel hoşnutsuzluk konusunda hiçbir tahlil geliştirmediği olgusunu tamamen gözardı ettik. Dcmokrasinin eli kulağında olduğuna inandığımız için, derinliğine düşünmeden, özgürlük ortamında kitlelerin yobazların çılgınlığını göreceğine bel bağlıyorduk. Ne büyük hata!" Suudi Arabistan ve Iran'ın finanse ettiöi radikal lslamcdar, ekonomik zorluklara karşı Suudi Arabistan'la ilişkileri arttıran hükümetler ve suçu başkasına atarak sorumluluktan kurtulma telaşındaki yurttaşlar.. Dinsel teröre karşı silahlanan köylüler. Bu Cezayir'in portresinin bir yanı. Öbür yanında, öluürülen yazarlar, gazetecıler, sanatçılar ve enteîektüeller var. Cezayir'i anlamak, Türkiyeli aydın için bir zorunluluk. Şimdilik dilimize çevrilmiş üç kitap var. Ve iki kadının gözlem ve saptamaları. Cezayirli aydınların bugünkü pişmanlıkları, "keşke Iran'da olanların sınıfsal bir çatışma olmadığını vaktiyle anlasaydık. Oradaki demokratlara ve kadınlara destek verseydik" biçiminde özetlenebilir. Bizim de böyle bir pişmanlığı yaşamamamız için, bu kitaplan okumamız gerekiyor. Hem de satır altlarını çizerek. • Cezayir'de Kadın Olmak/ Halide Mesudi/ Söyleşı Elısabeth Schemla/ Çevıren Şinn Tekelı/ Metıs Yaytnevı/ 165y Düşler ve Katiller/ Rotnan/ Melike Mukaddem/ Çevıren t'ıliz Nayır Demztektn/ Varlık Yayınevı/ 144 r Yasaklı Kadın/ Rotnan/ Melike Mukaddem/ Çevıren. Fıliz Nayır Denız tekın/ Varlık Yaytnevi/ 158 s "Düşler ve Katiller" İle "Yasaklı Kadın'ın yazarı, Melike Mukaddem SAYFA 5