24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

HÜSEYİN ATABAŞ ürkiye'nin yirnıinci yüzyılda dünyaya armağan ettiği birkaç sanat adamından biridir Aziz Nesin. Her sanatçı gibi o da devlet crki ile çatışma içindeydi. Ama bunda yadırganacak bir durıım yok. Çiinkü devlet yapısı her zaman tutucu, sanatçılar ve bilim adamları ilericidir. "Sanatçı, var olan kurulu düzeni beğenmez. Sürekli olarak, kurulu düzenlc çatışma halindedir. Biitün büyük sanat yapıtları bu çatışmadan doğmuştur. Sanatçı, içindc, gelecdc iyi, güzel günlerin çekirdeğini taşıyan kişidir." (A. Nesin, Tanin, 24 Mart 1961) Bu nedenle devletsanatçı karşıtlığı doğal bir durumdur. Sanatçıların yurtscver olmaları nedeniyle, yeniliğe ve değişmeye/ değiştirmeye sonuna dek açiK oluşjanyla ülke yönetimini elinden kaçırmak istemeyenlerce hasım bilinirler. Susturulmaları için her türlü yasal ve yasa dışı yola başvurulur. T Aziz Nesin'siz Türkiye Edebiyatçılar Derneği 2930 Haziran 1996 tarihlcri arasında Ankara'da bir Aziz Nezin Günleri sempozyumu düzenledi. Sempozyuma bilim insanı, edebiyatçı, tiyatro insanı on sckiz kişi sundukları bildirilerle katıldılar. Sempozyumun sonunda da Edebiyatçılar Derneği Genel Saymanı Hüseyin Atabas, sempozyumu değerlenuiren bir konuşma yaptı. Tüm bildirileri de özetleyen bu değerlendirmeyi sunuyoruz aşağıda. Edebiyatçılar Derneği'nden "Aziz Nesin Günleri" ve bir kitap: "Aziz Nesin" Gerçi bugün değilse bile yarın, insanlar söyledikleri ve yazdıkları için suçlu sandalyesine oturtulamayacaklar. Ne ki, içine girdiğimiz tüketim toplumunda, yani anamalcı düzende kötücüllerin sesi medyanın destcğini de arkasına alarak aydınlıkçıların sesini boğmaya çalışacak. iştc bu durumu gören Aziz Nesin'in tüm çabası, bugünün vc geleceğin insanlarına bir avuç aydınlık taşıma uğraşından başka bir şcy değildi. Yetmiş beşinci yaşını ktıtlamak üzere Ankara'da kcndi.si için yapılan bir topluntıda şöylc diyoruu Aziz Nesin: "Beni yctiştiren bu iilkeye borcumu ödeyebilmcm için beşyüz yıl daha yaşamam gerck." Avnı konuşmasında emperyali/m tchlikesine de dıkkat çe kerek, "Şıı anda bcııı buraya getirip konusturanın emperyali/m olmadığından doğrusu pek enıin doğilim." Çağdaş sömürgecilik anlamına gelen emperyalizme bu biçimde dikkat çekmesi ü'nun yurtseverliğinin göstergesidir. Hllili yıllarda oKuduğum bir öyküsünde, vedek parça bulunamayışı ne Aydınlığa ulaşma çabası sonra, yaşamınm (HLI/ yılında emegi savunmak için sava^mı verdiğini sanan biri olarak, kendinıden utannısam da bilisizliğime hayıflandım... Azi/ Nesin, yalnız yazdıklarıyla değil, ya^amı ile de yaşamın içinde kalan örnek bir insaııdı. Hem olduğu gibi görünen, hem göründüğü gibi olan bir örnek insan. Aziz Nesin'in ölümünden önce çıkan son kitabı "Çuvala üoldurulmuş Kedilcr"in önsözü, onun kendi yaşamından kcsitler içercn bir yaşam relsefesi orneğidir. Çocukluğu ve ilk gençlik yıliarı yoksulluklar içinde gcçmiş bir yazarın, bu yoksulluk olgusunu sosyalist dünya görüşü ile birleştirdiğimizde, Aziz Nesin gibi bir yazarın, bir aydının, bir uygarlık ve çağdaşlık savaşımeısının nasıl ortaya çıktığı kolaylıkla anlaşılabilinir, anlaşılmalıdır. Yoksa hiç yararlanmadan onu yitirmiş oluruz. Aziz Nesin'in en çok üzüleceği olay da bu olur. Çünkü o cimri değil, tersine, tüm varsıllığını insanlık için sebil etmiş bir yazar, bir düşün adamıydı. Insanları mutlu kılmak için onun kadar calışan kaç kişi gelip geçti ki bu dünyadan? Çahşkanlık, zamanı iyi kullanma, tutumluluk söz konusu olnıuşken, burada bir ayraç açıp, "Aziz Nesin Günleri" sempozyumundan umduğumuz verimi, umduğumuz sonucu alamadığı mızı söylemck isterim. Çünkü bu etkinliğin sanat yönetmeni Sayın Alpay Kabaeah'nın saptadığı konular üzerine bildiği istediğimiz kimi yazar ve sanatçı dostlarımız "olur" dedikleri halde bu görevi ycrine getiınıediler. Kiuıilc rinin çalıijmalan da düşünülcn oyluında, arzu edilen yetkinlikte olmadı. Bunları söylediğim için o dostlarımız ne bana, ne de Edebiyatçılar Derne Aziz Nesin Günleri Isa çellk in obıektıfınden, AZIZ Nesin. lUMHURlYET KİTAP SAYI 334 deniyle, traktöre öküz koşularak tarla sürülüşünü anlatıyordu. Çoeuk aKİımla komik buldu^um Azlz Nesin,bir cocuk okuruyla Imza gününde. bu olaya kankahalarla giılüyordum. Sonraları anlasiyle onu bu yanıyla hiç değerlendirdım ki, böyle bir şeyi biz gülelinı diye medim... Pilav tabafimda kalan dört uydurmuş defiildi. Dışa bağımlı sanapirinç tanesi yiizünden ad.ım dovebiyileşmetıin, cfaha dogrıısu sanayileşcleceği söyientisine de gülüp geçmişimnıemenin giilünçlügıivdü sergilcnıek dir. Ama onun, birkaç pirinç tanesini istediği. Cıülünçlüğü bile cleğil, dışa tabakta bırakmanın enıeğe saygısı/.lık bağımlılığın giinün birinde ülkeyi kısolduğu değerlendirmesini duyduktan kıvrak yakalayarak, sömürgeleştirme tehlikesine dikkat çekiyorılu. Ama bunlar iktidarlarca IK>S karşılanmıyor, heınen "koınünist"likle suçlanarak mahkemelerde süründürüliiyor, lıapisle çürıitiilüyordu. 7üm bu çirkin çabalamalara karşın, Aziz Nesin gözden diisjürıilemcmiş, teısine, gerek Tüıkiye, gerek dünya halklarının sev gilisi olmuijtu. Yüzde altmışı aptaldır, dedijii Türk halkı onıı bağnna bas mıştı. 1987 yılıııda, Mirbet Şiir Festivali için çagrılı olarak gittiğim Irak'a, TürEgmont R. Koch Jochen Sperber kiyeli olduğumu ögrenen ttalyan'dan Polonyalı'ya, Afganistanlı'dan I lindisTiirkçesi: Kaan Ökten lanlı'ya edebiyatçı dostlar Aziz Nesın'i sordular bana. Sağhğının yerinde Başta CIA olmak üzere çcşitli gizli scrvislerin rol aldığı çağımızın cn olduğunu ögrenince sevindiler. Bü büyük bilgisayar casusluğunun çarpıcı ve gerçek öykiisü. Dev casusluk progtün uluslardan, bütün dinlerden in sanların sevgisini, saygısını kazanmak ramı PROMIS çcvresinde gelişen ve yüzyılımızın en büyük bilgi korsanlığını nc büyük mutluluktır. Yalnız Aziz Neanlatan bu gerçek öykü insana her şeyi duyan, gören ve biien Onvell'in devsin için değil, onu yetiştiren Türkiye letini ammsatmaktadır. için de. Bu saygınlı^a ulaşmanın ülkemiz için ne demek olduğunu algılıyoruzdur umarım... Ve umarım ki, Aziz Nesin'in kazandırdığı bu saygın yere "köşe dönme" beklentisi içinue cleğil Osman Bahadır . • de, elinin altıncı parmagı saydığı kaleminin çalışkanlığı ile ulaşıldıg'ını genç Yapıtta Osmanlı biliminin felsefi boyutlan ve teknoloji ile ilişkisi içininsanlarımız kavrıyordur. deki yeri aranmakta ve bu bağlamda başta Osmanlıların bilime olan yaAztz Nesin'in cimriliği kınlığına, uluslararası gelişim içindeki yerlerine ve Osmanlılarda bilimin geTüketim toplumu, dışa bağımlıhk Iişmesini belirleyen etmenlere ilişkin sorulara yanıtlar aranmaktadır. konularına değinmişken, hep söylenegelen Aziz Nesin'in "cimri"liğine de dokunmak istiyorum. Aslında DU söylentiyi kimi konuşmacılarla birlikte, oğlıı Sayın Ali Nesin de dile getirdi burada. Çılgınca bir tüketme ortamı, FuatErcan . na sürüklcndiğimiz günümüzde, burada üzcrinde durulan pek çok konu Yapıt, ilk ctapta batı toplumlarını olumlu etkileyen ve özgürleşme sükadar, bunun da önemfi olduğunu sanıvorum. Evet, aynı giysiyi belki on recini ba.şlatan modernleşmenin daha sonra toplumu belirli bir hiyerarşi içinyıfdan fazla üzerinde görmüş biri olade disiplin altına alma sürecini kapitalizm, modernlik ve evrimci teorinin tarak, beıı de bu soylentiye inanmışımnımladığı "öteki" bağlamında elc almaktadır. dır. Ne ki, insanın timriliğinin ya da eli açıklığının kimseye zararı yoksa Hahıali ( a d . l'ak llaıı. N o : 16/4 ( a«aloj;lııİstaııl>ııl l ı l / l a x : KI2l2l 522 15 7S 512 ü/erinıle duı Lilmayabilinır dü^iinee SARMAL YAYINEVİ Bilgi Mafyası Gizli Servisler Bilgisayar Casusluğu ve Yeni Bilgi Karteli Osmanlılarda Bilim Gelişme Yazını Açısmdan Modernizm, Kapitalizm ve Azgelişmişlik SAYFA S
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear